THY VE TEKNİK A.Ş ÇALIŞANLARI BÜYÜK BAŞARILARLA YAKALADIĞI LİDERLİĞİ, ÜCRET VE ZAMLARDA DA GÖRMEK İSTİYOR… EN ALTTAKİLERİ KİRLİ HIRSLARI, CAHİL EGOLARI OLAN YÖNETİM AKILLARINA TESLİM ETMEYİN! BEDELİ SONRA ÇOK AĞIR OLUR.

ÜCRET-VE-ZAMLARDA-DA-GÖRMEK-İSTİYOR…

EuroControl raporuna göre İGA İstanbul Havalimanı 05-11 Ocak tarihlerinde ortalama günde 1260 uçuş ile Avrupa’nın en yoğun havalimanı oldu. THY ise günlük 1280 uçuş ile en yoğun 2. Havayolu şirketi oldu. THY Teknik A.Ş ise tamı tamına 221 iniş takımının bakımını sorunsuz bir şekilde iniş-kalkış için touchdownlarını sağlayarak üstün bir başarı ile 2022 yılını geride bıraktı. Ayrıca THY Teknik’in Airbus ve Boeing yeni nesil uçaklarının bakım kabiliyetini almak için gösterdikleri çabayı da siz değerli okurlarımıza duyurmuştuk.

Bu başarılarla göğsümüzü kabartıp gurur kaynağımız olan bu emektarlarının da artık bir an önce yüzlerini güldürmenin vakti geldi de geçiyor bence. İnanın bu camianın, rahmetli babam sayesinde çekirdekten yetişip, akademik sahaya kadar uzanan her aşamasını canlı canlı yaşadık. Çünkü havacılık bizim hayatımızın çok önemli bir parçasıydı. O nedenle zamanla anladık ki her ne kadar eğitim ve teknolojik gelişmeler ve yeni çalışma modelleriyle başarıyı yükselse de, asıl sistemi inşa edip, ayakta tutan ve yaşatan insan olduğu unutulmamalı. Çalışanlarınıza hak ettikleri değeri verip, emniyetini sağlayıp, sağlıklı bir çalışma ortamında, modern imkanlarla sunarak eğitip yetiştirdiğinizde inanın çok daha büyük başarı hikayeleriniz olacaktır.

O yüzden Ahmet Bey’e bir kez daha siz değerli okurlarımızın huzurunda sektörümüzün tüm emektarları adına buradan seslenerek hem sendikalardan hem de tabandaki çalışanlarınızdan gelen sese kulak vermenizi ve böylesi büyük ve başarılı imza atan bir şirkete yakışır bir ek iyileştirmeyi ilan etmesini bekliyoruz

Her gün bu konuda sayısız e-mail ve telefon alıyorum. Bu ekonominin zor geçiş dönemlerinde çalışanlarınız da haklı olarak sizden destek bekliyor. Büyüyen ve kar eden bir işletmenin başarısını ve karını çalışanlarına da yansıtmasından daha doğal ne olabilir ki. Sizde hepsinin bunu fazlasıyla hak ettiğini çok çok iyi biliyorsunuz. Bu beklentileri karşılıksız bırakmayacağınızı düşünüyor ve umuyorum. Özellikle düşük maaş alan çalışanlarınızı asgari ücret karşısında mutlaka korumanız gerekiyor. Çünkü bu asgari ücretteki artış ve yükselen ekonomi ile aldıkları o güzel zamların hepsi fazlasıyla eriyip gitti.

Öte taraftan yeni atamaların da hayırlı olmasını diliyorum. Bence şirketlerin büyüyüp kazançları artarken, kurumsal itibarlarının yükselmesi ve sürdürülebilir bir başarının yakalanması ancak liyakatli kadrolarla, layık olanların yönettiği bir sistemle mümkün olabilir.

Başarılı ve adil yöneticiler altındakilere güven ve huzur verir. Onların adil yönetilmesi ve fırsat eşitliği, başarılarındaki en büyük umut ve motivasyon kaynağı olur ve aidiyet duygusu yükselir. Bu kriterlerin işletmelerde kurumsal bir anlayış haline getirilmesi için yönetim anlayışının kişisel ve duygusal alanlarla terk edilmeden kurallarla ve kurumsal değerlerle yönetilmesi gerekir.

Tarafıma ulaşan şikâyetlere baktığımda ara ve alt kadrolarda bu konuda çok sayıda şikâyet ve sitem olduğunu görüyorum. Himayesindekileri ezmenin, onlara liderlik taslamanın, hayır demenin ya da önünü kesmenin yöneticilik olduğunu sananlar da var. Düşük vizyonlu ve kirli hırslı, cahil egolu karakterlerin yönettiği yerlerde tabii ki şikayetlerde ve sorunlarda bitmez.

Misal geçen Sabiha Gökçende aldığım duyumlara göre hangarda rutin bir bakım işlemi için karbondioksit basılmış bir uçağa, üstelik sözüm ona, çok tecrübeli eski bir ara yöneticinin yolladığı iki teknisyen zehirlenerek ağır bir hayati tehlike atlatmışlar. Bu tehlike sonucunda çok şükür arkadaşlar tedavi ile eski sağlıklarına kavuşmuş ve konu yetkililerce derinlemesine irdelenerek gerekli yaptırımlar da uygulanmış. Olayı şahitlerinden dinlediğimde kulaklarıma inanamadım. Üst yönetimin hangar ziyaretinde birilerine yaranmak için böylesi acemice bir eylemde bulunmak gerçekten bir akıl tutulması olsa gerek.

İddialara göre uçağa çıkan ilk personelin can havliyle dışarı alınmasının ardından ikinci bir teknisyene yine aynı inat ve hatayla uçağa yine gönderilip resmen ölüme davetiye çıkarılıyor. Kendisine verilen talimata karşı koyamayan, yöneticisinin tecrübesine inanıp, baskısına çaresizce uyan teknisyenler, oksijen oranı yaşam sınırlarının altında olduğu bir uçağa çıkmak zorunda bırakılıyorlar. Bu inanılır gibi değil. Bu ne yöneticilik, bu ne tecrübe ne de insanlıkla izah edilebilecek bir durum değil. Onların sağlığını hiçe sayacak kadar gözünüzü kör eden yönetici hırsı ve cahil ego hakikaten ibretlik.

Neyse ki şirketin üst aklı bu hatayı örtbas etmeyip üzerine giderek gerekli cezayı vermiş. İşte atölyelerde ve hangarlarda zaman baskısı ve iş yoğunluğu yetmezmiş gibi bir de böyle ara kademedeki kirli hırslarla, cahil ego baskısına maruz kalarak çalışan binlerce insan var. Ne olur bu kendini gerçekleştirememiş, yöneticiliği sindirememiş toy zihniyetlere maruz bırakmayın çalışanlarınızı. Onların şikayetlerine kulak verdikçe altınızın nasıl yönetildiğini, işleyişin toplantı odalarındaki süslü sunumlardaki gibi yürümediğini çok daha kolaylıkla görebilirsiniz.

Diğer bir sorunda şu teknik destek ve destek personelinin hali. Sendikalara sorulduğunda konunun üst yönetime iletildiği ve olumlu adımlar atılacağı söylense de henüz bu konu hakkında somutlaşmış adım atılmış ya da henüz bir aşama kat edilmiş değil. Bu arkadaşlar personel maliyeti düşürmek için uydurulmuş iş gruplarında, düşük ücretlerle kıvranıp duruyorlar. Hatta birçok atölye ve bölümde lisans için gerekli modülleri geçip ve yeterli tecrübe kaydı oluştursalar bile yetki almaları çeşitli nedenlerle zorlaştırılıp teknisyenliğe geçişlerinin önünün kesildiğini de duyuyoruz. Yani koydukları kurallarını bile ihtiyaçlarına göre çiğniyorlarmış. Adam tüm süreçleri tamamlasa bile işine gelmiyorsa kimseyi yetkili personel yapmıyorlarmış. Yapmayın bu hatayı, yapmayın bu vicdansızlığı yazıktır günahtır beyler…

Bu arkadaşların hepsi aynı uçağın altında aynı hangarlarda neredeyse aynı işleri yapıyor. Hem oralarda bir sınıf çatışması çıkartıp hem de bu engellerle onları mutsuzluğa ve umutsuzluğa mahkûm etmeyin. Hani söz verilmişti bu sorun giderilecek, bu ayıp ortadan kaldırılacaktı… SGHM ve EASA’nın koymadığı kuralları koyan ve olmayan prosedürleri yazan arkadaşlar çok mu zevk alıyorsunuz neredeyse asgari ücret sınırında adam çalıştırmaktan. Ahmet bey sizin gibi akademisyen kimliği olan bir yöneticide çok iyi bilir ki mesleki ve teknik lise mezunlarına Teknisyen unvanı verilirken, Yüksek Okul ve Üniversite mezunu çalışanlarınızın teknisyen olarak bile tanımlanamaması, üç kuruşluk hesaplarla iş tanımı ve unvanı ile aşağılanması bence sizin de asla hoş karşılayacağınız bir durum değildir. Bu kadar büyük bir şirket kadrolarını ve unvanlarını yeniden gözden geçirip revize edemiyor mu ?

Halen bu çağda uçak boya personeline boyacı denilmesi, Takımhaneci, Depocu ve Büro Destek işçisi diye saçma sapan kavramlarla ücretlerinin düşürülmesi ne kadar adil olabilir ki. İnanın bu size hiçbir şey kazandırmayacak. Tam tersine adaletinize ve profesyonelliğinize lekeden düşürmekten başka bir şey değil.

Atölyelere yetkili personel cs olma kotası getirilip, kısıtlı kotaları da düşük profilli yöneticilerin insafına bırakılması doğru değil. Hele ikinci sınıf muamele görüp yetkili personel olma imkânı verilmeyen birimleri hiç konuşmuyorum bile. Onların hali içler acısı, hepsi bir sorumluluk ve kurallar çerçevesinde çalışırken iş ücreti etkileyen bir noktaya gelince görmezden geliniyorlar. Kirli egolarıyla altındakilerin kariyerini engelleyen, kurallarla önünü kesen yöneticilik oynayanlar, altınızdakilerin ne kadar ahını aldığınızın farkında mısınız?

Bence sizden önceki atama listelerinde adı kalanların ardına bakıp, hiç değilse sizin de arkanızdan nasıl anılacağınızı bir kez daha düşünün bence… Ben babamın rahmete gitmesinin ardından bunun ne kadar değerli ve önemli olduğunu çok iyi anladım. Umarım sizde gömülmeden anlarsınız…

Exit mobile version