- Uzayda Artık Türk İzi de Var…
- “THY ve İştiraklerinde Çalışan İsyanı… Zam Talepleri Neden Karşılanmıyor?”
- “THY Teknik A.Ş.’deki Değişiklik İşleyişi Daha Etkili Hale Gelecek mi?”
- “Havacılıkta Tecrübeli İsimlerin İstifaları: Çözüm Yolları Neler Olabilir?”
- THY’de Gelişen Ücret Tartışmaları: Çalışanlar Ne Diyor?
- “Toplu Sözleşme Süreci: Ahmet Bey’in Refah Payı Müjdesi Ne Getirecek?”
- “Vergi Yükü Altında Ezilen Havacılık Çalışanları: Artık Yeter!”
- Tecrübe Göçü Kapıda… Gözler Tislerden Gelecek Zamlarda…
Değerli Okurlar,
Bu haftaki yazıma Corendon Airlines Yardımcı Pilotu Buğra Arif Uçku’nun ailesine, yakınlarına ve havacılık camiasına başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum.
Bir taraftan uzayda ülkemizin ve bayrağımızın gururla temsili ile geleceğe yönelik umut ve heyecan yaratan bir haftayı geride bırakırken bir yandan da zam oranlarının gündemi meşgul ettiği bir hafta oldu. Havacılık son yıllarda hızla büyüyen, teknoloji, hizmet ve üretim alanlarında çok gelişen bir dönem yaşıyor. Dünyadaki tüm olumsuzluklara ve birkaç yıldır yaşanan birçok talihsiz olaya rağmen ülkemizde havacılık çok hızlı toparlandı. Filolarımız büyüyor, hizmet hacmi ve taşınan yolcu sayıları rekor üstüne rekorlar kırıyor.
Hal böyle olunca herkes bu kadar zor zamanlarda işverenlerinin de biraz fedakârlıkta bulunup zamlarda cömertlik göstermesini bekliyor. Açıkçası TSS ve TGS gibi sendikasız iştiraklerdeki zam oranları çalışanların çok da beklentisini karşılamadı. Ahmet Bey’in ilave prim maaşları ve önceki dönemdeki destekleyici tutumu herkesin beklentilerini biraz daha arttırmıştı. Tamda toplu sözleşme görüşmeleri sürerken iştiraklerin açıklanan bu zam oranları tabiri caizse sendikaların yüksek zam tekliflerine ayar verilmiş gibi algılandı. Tabii ki gerçek enflasyon ve günümüz ağır yaşam koşullarına göre her iki sendika da %100’lere yakın zam talepleri ile masaya oturdu. Fakat asgari ücrete ve kamu çalışanları ile emeklilere yapılan zam oranları sanırım tüm ücretlere yapılacak zamları da etkiledi.
Fakat toplu sözleşme masası burada çalışanların önümüzdeki 2-3 yıl gibi uzun bir zaman dilimindeki alacakları ücretleri etkileyeceği için Ahmet Bey’in en azından refah payı olarak bu oranların üzerine çıkacağını ve her iki tarafın da üyelerine yönelik sosyal ve ilave taleplerin karşılanmasıyla çalışanlarını destekleyeceği umuluyor. Özellikle gelir vergi yükü tüm çalışanların kamburu haline geldi. Buna bir çözüm bulunması mümkünse sabit ücret sistemi ya da gelir vergisinin sabitlenmesi gibi alternatifler üzerinde çalışılması lazım. Bu denli artan hayat pahalılığı ve zayıflayan alım gücü karşısında en azından hak ettikleri maaşlarını parçalanmadan alabilmeliler.
Özellikle yetkili teknisyenler ve tecrübeli kaptanlar gözünü dışarıya dikmiş vaziyette. İstifaların ve kaçışların önüne geçilmeli. Yıllarca yetişen ve yetiştiren tecrübe kazanmış insanların hem de bu kadar hızlı bir büyüme döneminde sırf ücret ve personel yönetim anlayışı yüzünden kaçması şirkete bence en büyük ihanet olur. THY gibi milli bayrak taşıyıcı ve uluslararası alandaki marka yüzümüzün nitelikli çalışanlarına hak ettikleri değerin verilmesi gerekiyor. Üzerlerindeki baskı ve ağır iş yükü karşısında özveriyle emek verenlerin küstürülmemesi lazım.
Yeni bir gelişme de THY Teknik A.Ş. deki atama ve değişimler oldu. Eskiden olduğu gibi insan kaynakları ve mali işler birbirinden ayrılarak yeni bir atama ile yönetime devam kararı alınmış. Bence de çok yerinde ve doğru bir karar. Başına atanan isimde bir önceki insan kaynakları başkanı olunca işlere aşina ve şirketi tanıyan biri ile sürecin yönetilmesi daha sağlıklı olabilir. Umarım bu değişim toplu sözleşme süreçlerine olumlu katkı sunar. Masadaki taleplere ya da sürece yabancı biri ile aksaklıklar yaşanabilirdi. Bu açıdan umarız özellikle çalışanlar üzerindeki ara kademe baskısının sebepleri araştırılarak oralardaki iletişim ya da aksaklıklar giderilir.
En çok genç ve yöneticilik tecrübesi az yerlerde bu tarz sorunlar yaşanıyor. Yeni atanan tecrübeli yönetimin bu konuya mutlaka hassasiyetle eğilmesi ve mümkünse gerekli müdahalelerle iyileştirmesi gerekiyor. İnsanları yönetmek için sadece bir alanda uzmanlaşmak ya da iyi bir cv sahibi olmak yetmiyor. Hele de böylesi zor zamanlarda güçlü iletişime ve insanı merkezine alan bir yaklaşıma herkesin çok ihtiyacı var.
Hepinize sağlıklı ve mutlu haftalar diliyorum…
Tss deki adaletsizliğe Ahmet Bolat başkandan düzenleme bekliyoruz. Mazeret, rapor hakkı, yüzde yüz iştirake yakışır THY ye yakışır şeyler istiyoruz, sendika istiyoruz.
Yönetimin belirlediği zam hayal kırıklığı ve bütün şirketlerin altında olduğu için aşağılayıcı ve önemsiz hissettiriyor. Lütfen adalet…
Şöyle bir baktığımda en az 15-16 arakadaşım hazır bekliyor ama bir de gizleyenler var . Bu rakamlar sadece 1 bay için diğer bay baylarda da durum benzer. %85 altı bir zam gidişleri engelleyemez. Diyelim%50-60 yapıldı hadi maaş baştan iyi gibi göründü. Sonra ne olacak 2-3 ay sonra hem enflasyon artacak hem de maaş kuşa dönecek. Başlayacak mırıldanmalar hareketlenmeler. Aslında kısa bir zaman öncesine kadar genel müdürümüz ve yardımcısından umudumuz vardı. O umut azalmaya başladı, bekleyelim görelim. ..
Her geçen yıl tecrübeli ve yetkili teknisyenler olarak hakkımız yeniyor maalesef. Diğer şirketlerde aynı tecrübeye sahip olan teknisyenler 2 ila 2.5 kat fazla maaş alırken biz bir de gelir vergisi adı altında alınan paralar ile Temmuz’dan sonra enflasyonun üstüne verilen tüm parayı geri iade ediyoruz.
Bu kadar yetkinlik istenen bir mesleğe sahibiz, bayrak taşıyıcımız olan şirkette çalışırken gurur duymamız gerekiyor, ama özellikle İstanbul’da yaşanlar olarak tüm giderlerimiz diğer illerdeki çalışanşara göre en az 1.5 kat daha fazla. Ama diğer istasyondakiler ile aynı maaşı alıyoruz nasıl oluyorsa. Dünyanın hiç bir yerinde bu büyüklükteki kurumsal bir şirkette böyle bir uygulama yoktur.
Bir çok arkadaşım TİS’ten haber bekliyor, gelecek olan orana göre yurt dışına gitmeye hazırlar. Ben açıkçası ümidimi yitirdim. 3 gün sonra Şubat ayına gireceğiz ama sendika ve şirketten ses yok hâlâ.
TİS’in olacağı tarih 2 yıl önceden belliyken neden bu görüşmeler Ekim-Aralık arasında büyük oranda anlaşmaya varılarak çözüme kavuşturulmuyor?