THY UÇUŞ İŞLETME NEREDEN KOŞUYOR! DLR- HTA 08 Eylül 2014 Pazartesi
Geçen hafta bana özel bir mail geldi; THY sınavlarına katılan ve DLR’dan elenen bir ATPL lisanslı pilot gencimiz, mailinde ele aldığı konuyu gündeme almamı rica etti. (Mektup için tıklayın) Ben de konuyu yazacağıma dair söz verdiğimden, araştırmaya başladım.
Geçen hafta bana özel bir mail geldi; THY sınavlarına katılan ve DLR’dan elenen bir ATPL lisanslı pilot gencimiz, mailinde ele aldığı konuyu gündeme almamı rica etti. (Mektup için tıklayın) Ben de konuyu yazacağıma dair söz verdiğimden, araştırmaya başladım.
Konuyu araştırmam sırasında; bir söyledim, bin ah işittim derler ya, işte böyle bir durum söz konusu oldu. Bu konuyla ilgili, aldığım bilgileri siz değerli okurlarıma kişisel yorumumla sunarken, tabii ki her zamanki gibi, katkı ve eleştirilerinizi bekliyorum.
Yabancı pilotlar,
Yabancı pilotlarda; en az lise mezunu, olanaklı ise broker firma ile gelme, aranan koşulların başında geliyor. Hatta broker firma ile gelenlerin; uçak bileti, otel ve transferleri şirket tarafından karşılanmakta olup, bu pilotların bazıları simülatöre tabi tutulurken, bazıları ise simülatöre gerek görülmeden basit bir görüşme ile işe alınmaktadırlar. Örnek: Hatırlayacağınız üzere, Lufthansa’nın en son zarar açıklamasının ardından, Lufthansa yönetimi, ilgili sendikaya personelden ücret kesintisi yapılacağını duyurdu. Sendika yönetimi ise; Lufthansa yönetimine böyle bir şeyi kabul edemeyeceğini iletmekle kalmayıp, bir de öneri götürdü. Bu öneride; Lufthansa’nın taşeron şirketlerini, yani sendikasız çalışan alt kuruluşlarını kapatması öneriliyordu. Bunun üzerine; Lufthansa, alt şirketi olan Augsburg Airways’i kapatma kararı aldı, ama bunu da bir anda yapıp çalışanları sokağa dökeceğine, yeni iş olanakları yaratarak kapatma yoluna gidilmesine karar verdi.
Anımsayacağınız üzere, kısa bir süre önce THY’nin Lufthansa ile stratejik ortaklık diyalogları gündeme gelmişti. Bu dönemde, Lufthansa bu öneriyi THY’ye götürdü. THY bu öneriye anında atladı ve bu pilotların ayağına, yani Münih’e giderek, sadece mülakat yaparak 72 pilot ile anlaştılar. Ancak ortada önemli bir sorun vardı. Bu sorun; bulunan 72 pilotun pervaneli veya regional Jetlerde uçuyor olmaları idi. THY tarafından yollanan muhteşem(!) ekip, anlaştığı pilotlara; “hangi tip uçaklarda uçmak istersiniz?” diye sormuş. Yerli pilotlarımızın alımlarında; THY’de uçan bir uçak tipinde mutlaka tip sertifikasının olması koşul olarak aranırken, iş yabancı pilot alımı olunca, sanki şeyinde boncuk bulmuş gibi atlayarak, Lufthansa eğitim departmanında öylesine hızlı bir tip eğitimi verdirtilerek, THY’YE GİRİŞLERİ SAĞLANDI. (Yabancı olsun da ne olursa olsun…)
Gelen yeni pilotlar da; THY’de, yer dersinin ardından uçuşlarına başladılar. Tabii ki bu pilotlar, kontrollerde yetersiz bulundu ve tekrar yer eğitimlere çekildiler. (Masrafa bak)
Durun hele THY komedisi daha bitmedi.
Broker şirketleri tarafından gelerek, giriş sınavlarında elenen bazı Yunanlı pilotlar; broker şirketlerini değiştirerek yeniden başvuruda bulunup, farklı bir alım ekibi tarafından sınava tabi tutularak iş başı yaptırılmış, fakat, CRM eksikliği nedeniyle ilk çıktıkları uçuşta, öğretmen pilot tarafından hal ve hareketleri standart dışı bulunarak tekrar eğitime çekilmişlerdir.
Kısaca kötünün iyisi alınmaya çalışılıyor. (Türk olacağına yabancının kötüsü yeğdir misali)
Bunların yanı sıra, yine yakından bildiğiniz üzere, yabancı kaptan veya ikinci pilotlarda üniversite koşulu aranmamaktadır. Fakat, artık dünyadaki bütün ikinci pilotlar biliyorlar ki; (internet pilot bloglarında yazılanlardan)THY yabancılarda lise mezununu yeterli görmekte iken, kaptan yapmak için üniversite koşulu aramakta ve lise mezunlarını, kaptanlığa yükseltmemektedir. Bu nedenle, sadece işsiz kalan ve başka hiçbir şirkete girememiş olan pilotlar, THY’ye başvurmaktadırlar. THY çok yakında bunları da kaptan yapabilmek için üniversite koşulunu sadece yabancılara olmak kaydı ile kaldırırsa şaşırmamak gerekir.
Gelelim Yerli pilot alımlarına;
THY’nin yerli pilot alımları da oldukça ilginç.
Öncelikle, deneyimli, deneyimsiz ve aday pilotlar şeklinde üçe ayrılıyor. Aday pilotlardan; (dönem, dönem torpil durumuna bağlı olarak !) değişik üniversiteler bitirmiş, belli İngilizce yeterliliği olan genç arkadaşlar çağrılarak, sınav serisi uygulanmaktadır. Bunlar ise; DLR (Deutsches Zentrum für Luft und Raumfahrt / Alman Havacılık ve Uzay Merkezi) sınav sistemi ile eleminize edilmektedir. Bu sistem ise tümüyle alman toplum yapısı ve eğitim sistemine göre dizayn edilmiş bir sınav olduğundan, tartışmaya açıktır. Fakat günümüzde havacılık işi çok yönlü ve değişkenlik gösteren bir yapıya sahip olduğu için, bu zeki ve donanımlı insanlarımızın bir çoğu havacılık kurallarını kendi bildikleri düzlemde yorumlayarak, çoğu zaman standardın dışına çıkmaktadır.
Bu sistemde istenen; Lufthansa örneği gibi, kendi eğitim sistemi ile yoğurarak bir THY kültürü yaratmaktır. Fakat, gelin görün ki; alınan adayların çoğu yurt dışı olmak kaydı ile FITA (Florida Institude of Technology,Aviation Department )’a gönderiliyor. Bunun yanı sıra, kimi grup; THK’ya, kimi grup ise; A.Ü Pilotaj Eğitimine yollanmakta ve belirli sayıda aday ise THY uçuş akademisinde eğitilmektedir. Bu kadar farklı ortamlarda ve farklı sistemlerde yetişen pilotların, nasıl bir THY kültürü olabilir ki? Olsa olsa aşure olur.
Pilotluğa heves etmiş veya çalışma yaşamında değişiklik isteyen bu adaylar DLR sınavından nasıl geçmekteler? Burada, bana çok yanlış gelen bir sistem var. Bakın açıklayayım; THY DLR sınavında adaylar; 10’ar kişilik gruplar eşliğinde sınava giriyor. Bu gruptan elenenler, belki de diğer grupta elenmeyebilir.
Burada dua sistemi devreye giriyor :) THY’nin bu saçma sapan ötesi sınav sisteminde ilk edeceğiniz dua; “Allah’ım, beni süper zeki bir grupla sınava sokma” olacaktır.
Deneyimsiz pilotlar ise daha farklı.
Deneyimsiz pilotlar ise; yani, ister tip eğitimleri olsun, ister olmasın; 1000 saatin altında ise, aynen pilot adayları gibi bütün aşamalardan geçip artı simülatör testi sonucu kabul edilmektedir, çoğu da zaten burada elenmektedirler.
Neden?
Bu, istenmeyen yerli pilotlar; THY’nin astronot examiner’lerinin karşısına geçiyorlar ve %90‘ı eleniyor. Eleniyor ki, THY; “yeterli seviyede yerli pilot bulamadığımızdan, yabancı pilot almak zorundayız” diyebilsin. Birini elemek istersen o kadar çok yol bulursun ki… Mevcut durumda, birçok yeni mezun pilotlarımız, ümitlerini yitirdikleri için pilotluktan vazgeçip ilgisiz işlerle geçinmektedirler. Yani, bu işe baş koymuş, hayalleri bu meslekle süslü, bu mesleği kendilerine ideal yapmış bu gençlerimiz, ne yazık ki yıpratılarak pilotluktan soğutulmuş ve uzaklaştırılmıştır. Yani, vatan evladı bu geleceğimiz olan gençler, hazır eğitimli potansiyellerimiz, birilerinin egolarının doyuma ulaşması için, ellerinin tersi ile kenara itilerek, elenmektedirler.
Şimdi bunu yapan kim? Bizim insanımızı eleyen ve işe yaramaz diyen, yine bizim insanımız. Bu tüccar mantığı ile pilot seçimi yapan, yetiştirmektense hazır almayı daha uygun gören zihniyet önemli koltuklarda oturdukça havacılığımız hiçbir zaman istenilen düzeye ulaşamaz.
Bu gençlerimizi eleyen examiner kaptanlarını, Lufthansa’nın examiner kaptanları sınava soksa, acaba sizce netice ne olur?
Son olarak; deneyimli pilotlar nasıl girmektedirler? Son zamanlarda dil sınavından muaflar! Peki neden?
Çünkü almak istedikleri çoğu yandaş pilotlar, girdikleri her İngilizce sınavından <çaktığı> için… Sınav notu; THY’nin özel olarak yapmış olduğu sınavından, level 3 alan birçok pilot, bu notla şirkete alınmış ve hâlihazırda değişik filolarda uçmaktadırlar.
Hatta kulağıma gelen bu yanlış uygulama neticesi hakkı yenen ve birçok açıklanan Kaptan terfi listesine giremeyen ve bu yüzden de belki de 200 kişi civarında sinyoritesini kaybeden ikinci pilotların hakkı geri verilmiş ama bu kez de yöneticiler; cezalandırır gibi, bu pilotlar, hiç uçmadıkları hiçbir bilgileri olmadığı bir tipte kaptan olmaları koşulu ile yükseltilmek istenmektedir.
Bunun sonucu neyi doğuracak? Bu pilotlarımız o uçak tiplerinde hiçbir deneyimleri olmadığı için, doğal olarak en az sekiz ay eğitim görecek(ekstra masraf)ve sonrasında 300 saat uçuş yaptıktan sonra, başarılı oldukları takdirde Kaptan olabileceklerdir. Birde düşünün ki başaramadılar, kabahat bu arkadaşlarımızın mı olacak? Öte taraftan yine değerlendirilmesi son derece şüpheli bu Level 4 sınavına inanmayan ve girmeyerek üst tipe geçemeyen kaptanlar ise; artık üst tipte uçma arzularını, şevk ve odaklarını yitirmiş olarak uçacaklardır. Bu sistem ile adeta mumla dünya çapında üst tipte uçacak deneyimli Kaptan arayan THY, elindeki tecrübeli Kaptanları atıl vaziyete sokmaktadır.
Ve yine dışarıdan başvuran deneyimli Pilotlar yalnızca HTA (Sağlık Teknolojisi Değerlendirme/Health Technology Assesment)sınavına girmekte sonrasında başarılı olanlar simülatör testine sokulmakta ve saçma sapan nedenlerle elenmektedirler. Hatta elenenler arasında, başka şirkette öğretmenlik yapan kaptanlar bile vardır! Bu yapılan; hem kaptanın kendisine, hem de o geldiği şirkete yapılmış hakarettir!
Bu pilot veya kaptanları eleyen şirketin examinerleri, kendilerinin yönettiği bu sınavlara girse, sizce geçebilirler mi? Yanıt Lütfen..!?
Sonra da bu examinerlerde kendi check’leri geldiğinde can kuşları ile sınava girmek için, kırk takla atıp, kendi adamlarını yazmak kaydıyla yıllık sınavlarına girmektedirler. Kısaca birbirlerini kollamaktadırlar.
HTA ya gelince;
HTA, şirket içi ve dışarıdan gelen tüm pilotlara uygulanan psikolojik bir testtir. Son günlerde uçuş işletmede girmeyen kalmamıştır. Bundan sonra, şirket içi olan şirket bünyesinde, dışarıdan katılacak pilotlara ise İTÜ’de uygulanmaktadır. HTA’daki rahatsızlıkların en önemlisi parasal kaynaklı suiistimale çok açık yapısının olmasındandır. Bir çok pilot bu psikolojik testten çaktırılarak, Maslak’ta bu şirketin anlaşmalı yerinde, 2-3 ay kadar eğitim almak zorunda kalmıştır. Diyeceksiniz ki, ne var bunda. Sınavı başaramayanlar, yeniden eğitim alıyor… Onlara yanıtım; bu eğitim için pilotlardan kişi başı seans ücreti olarak, duyumuma göre; 150 TL. Alınmıştır. Bu uygulama ortalama 20 seans sürmektedir ve bu şirket her çaktırdığı pilottan bu paraları almasının yanı sıra, uçuşları da şirket tarafından durdurulup, temel maaşlarına mahkûm edilmektedirler. Bu 20 seansta yılların kaptanları, 3 ay içinde tüm psikolojik sorunlarından kurtuluyorJ Buna gülmemek mümkün mü? İşin daha komiği ise; HTA merkezinde bu pilotlar için HASTA başlıklı özel bir dosya açılmasıdır.
THY, kendi çalışanını kendi parasıyla, uçuş hekimliği ve psikoloji konusunda yetkisi olup olmadığı tartışılacak bir firma ile karşı karşıya bırakmaktadır. (Yandaş firma olabilir!)
THY’de yıllardır sorumlu kaptan olarak uçan pilotumuz, bir de bakıyorsun ki, birdenbire sinirli, psikolojik sorunları olan bir hasta oluvermiş.
Daha bitmedi…
Son olarak ta Asaf Bora ve ekibi, 4 ay önce gereksinim var denilerek, 40 kişi kadar B-737 kaptan grubunu A-320 filosuna kaydırmış, şimdilerde ise B-737’de gereksinim var diyerek, bu kez de A-320 filosundan kaptan kaydırmak istiyorlar. Bunu için gönüllü var mı diye soruyorlarmış.
Her nedense, bir türlü gönüllü bulunamıyormuş. Kısaca sıfır dilekçe…
Yine son zamanlarda; Uçuş İşletmeden sorumlu genel müdür yardımcısı Asaf Bora kaptan, üst yönetim ne der, aman ekstra maliyet çıkartmayalım hesapları ile toplantılar yaparken, bundan 4-5 ay önce yazı yayınlayıp B-737’den A-320’ye yaklaşık 40 kadar kaptana yatay geçiş yaptırmış. Hatta bunlardan bazıları, daha bir ay bile uçmadan, bir de üst tipe geçiş yaparak, ortalama 2 ayda 2 tip eğitimi görmüştür. Normalde bu tür bir eğitimi, dışarıdan giren pilota verseler, ortalama 30.000 Euro gibi rakamları şirkete geri ödemek zorunda bırakılıyorlar.
Peki, bu günlerde durum nedir acaba? Şimdilerde de bu pek saygıdeğer yönetici, yeniden bir yazıyla; “B-737’ye 40 kadar Kaptan gerekiyor, lütfen istekliler başvursun” diyor!
Yahu bu yapboz tahtası mı?, kolay mı bir insana tip eğitimi verip o filoya entegre etmek?
Sanırım bu yönetici, kendi yaptığı mesleğini artık hepten taksicilik gibi görüyor. Aynı, ondan indir buna bindir gibi!

Exit mobile version