THY-SUNEXPRESS BİRLİKTELİĞİ DANIŞIKLI İŞ İLİŞKİSİ Mİ?

Değerli okurlarımız;  AirlineHaber.com adlı havacılık sitemiz, yayın hayatına başladığından bu yana; önceden var sayamadığımız bir yükseliş ile ilerliyor. Öncelikle; tüm takipçi ve okurlarımızın ilgisine teşekkür ediyorum.
Bildiğiniz gibi; havacılık haber siteleri çoğaldı. Bu gelişme sevindiricidir. Rekabet olmadan, kalite olmaz. Bu nedenle, bu alanda faaliyet gösteren her site, diğeri ile tatlı bir rekabet içinde olmalıdır. Haber bulmakta hiçbir site zorlanmıyor. Birinin bulduğu yerli veya yabancı haberi, diğerinin bulması veya kopyalayıp kendi sitesine koyması sıklıkla karşılaşılan bir uygulama.
Bir haber sitesini diğerlerinden ayıracak olan özellik; haberden çok, habere ilişkin yorum yapabilecek kapasitede kadrolarının olmasıdır ve tüm samimiyetimle söylüyorum ki bu kadro bizde mevcuttur. Gerektiğinde, Mali, teknik, pilotaj gibi konuları yorumladığımızda bu gerçek daha net ortaya çıkacaktır. Tabiidir ki, her gün haber bulamayabiliriz. İşte o zaman, diğer havacılık siteleri gibi biz de “dolma haberler” yapmak zorunda kalabiliriz. Kısaca; kim ne uçak almış, kim nereye uçuyor gibi hepinizin her yerde okuyabileceği tür haberlere yer verebiliriz. Ancak tercihimiz, dolma haberlere çok az yer vermek olacaktır. 
Şimdi de gelelim tüm havacıları, iş hukukçularını, havayolu şirket üst yönetimlerini yakinen ilgilendirecek olan konumumuza
Konumuz; THY-Sunexpress anlaşması hakkında. Bu anlaşma muvazaalı mı? Değil mi?
Havacılık sektörünün son yıllarda büyüdüğü herkesin malumu iken, insan kaynakları bu büyümeye paralel hareket edebildi mi?
Görüldüğü üzere birçok bölümde yetişmiş personel ihtiyacı var. Bilhassa uçucu ekip ve uçak teknisyenlerinde bu ihtiyaç her geçen gün kendini daha çok belli ediyor.
Hızlı büyüyen şirketlerimizden birisi THY dir.  THY, Yetişmiş personel istihdamı noktasında kaptan, yardımcı kaptan, kabin ekibi gibi personel ihtiyacını daha yüksek ücret vererek sektördeki diğer hava yollarından temin etmekte ve kendisi yetiştirmeye çalışmakta olduğu malumunuzdur.
Ancak sektörün hala bu konuda sıkıştığı ve bu sıkışıklığı yabancı personel istihdamı ile çözmeye çalıştığı da bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Bu konuda, sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bir takım önleyici tedbirler uygulasa da kaptan ve yardımcı kaptanda yabancı personel sayısı hala çok fazla.
THY, yüksek ücret vererek diğer hava yollarından kaptan, kabin ekibi ihtiyacını karşılarken diğer havayolları da bulabildiği kadar Türk vatandaşı istihdam etmekte, bulamadığı takdirde ise yabancı personel istihdam ederek sorununu çözmeye çalışmaktadır. Bunun yanı sıra, sektörde devamlı iş değiştirmeler yaşanmakta, son durak olarak da her zaman THY görülmektedir.
Örneğin; Pegasus THY’ye geçen kaptan ve yardımcı kaptan ihtiyacını karşılamak için diğer havayolu personelini transfer etmek için yoğun çaba sarfetmekte. Uçucu ekibe zam yaparak cazibesini artırmaya çalışmaktadır ( bu konuyu yazmıştık)
Diğer havayolları ise, personellerini ellerinde tutabilmek için ya zam yapmakta ya da personel kaybetmektedir
Sonuçta; Hava yolları özel birer teşebbüstür. Konuya çalışan personel açısından bakıldığında, herkesin kendi iş gücünü yüksek fiyata satmak istemesi ve başka şirkete geçmesi de en doğal hakkı olarak görülmelidir. Bu transferler ve gittikçe büyüyen filolar neticesinde her geçen gün şirketlerin personel maliyetlerinin de artmakta olduğu da bir gerçek.
Mevcut durumda hava yollarımız yabancı hava yolarıyla rekabet gücünü ne kadar koruyacak, bu durum ne kadar sürdürülebilir hep beraber göreceğiz.
THY bir taraftan, piyasaya göre yüksek ücretle personel transfer ederken, diğer taraftan kendi maliyetini düşürmek için ortağı olduğu Sunexpress firmasından wet-lease yoluyla uçak kiralamaktadır.
Wet-lease içerisinde uçak, bakım, uçucu ekip ve sigorta maliyetleri bulunmaktadır. Burada dört ana kalem maliyet bulunmakta.
Uçak: THY’nin ortağı olduğu Sunexpress firmasından daha pahalıya uçak kiralayacağını söylemek doğru olmaz. THY pekala bu uçakları kendisi de kiralayabilir.
Sigorta: Bu maliyet kaleminde de THY ile Sunexpress arasında pek bir fark olacağını düşünmüyorum
Bakım: Sunexpress büyük bakımlarını zaten THY Teknik A.Ş’ye yaptırmakta. Bakım maliyetlerini THY’den ne kadar ucuza sağlayabilir ki?
Ekip: Sanırım asıl maliyet avantajı THY için burada bulunuyor. THY ücretleri Sunexpress’e nazaran çok daha yüksek. Mesela, THY’de uçan kaptanlar, Sunexpress’te uçan kaptanlara kıyasla çok daha yüksek ücret geliri elde etmektedir.
Şimdi bir hesap yapalım ve diyelim ki yaklaşık 30 uçak bu sistemle kiralanıyor.
Bir uçak için 5 kaptan, 5 yardımcı kaptan, 5 kabin amiri, 15 kabin memuru olarak hesaplama yaptığımızda, 30 civarında uçucu ekibe ihtiyaç olduğu görülecektir. Bu hesapla, 30 uçak için en az 900 kişi istihdam edilmesi gerekir. Aradaki maliyet farkını uzmanlar veya maaş skalasını bilenler hesaplayabilir.
Wet-lease uçuşlarda kabin personeli THY üniforması giymekte. Yolcuların kabn personelinin Sunexpress personeli mi yoksa THY personeli mi olduğunu ayırt etmesi çok zor.
THY’de sendika var. Sunexpress’te yok.
Bu uçaklar ağırlıklı olarak Ankara ve İstanbul Sabiha Gökçen havalimanından seferler gerçekleştirmekte.
Bu rekabeti en yoğun hisseden havayolu ise Pegasus’tur. Dört bir yanı THY ve ortaklıkları ile sarılmış desek yalan olmaz.
Sunexpress uçuşları gerçekleştirmek için yeterli sayıda uçucu ekip bulamazsa, THY hemen devreye giriyor ve Sunexpress’e kaptan kiralıyor. Hemde sezonun en yoğun olduğu dönemde.
Bunu yapabilmesinin ilk şartı bordrosunda kendi operasyonunu yürütebileceğinden daha fazla kaptan olması demektir. Bilerek veya bilmeyerek THY ihtiyacından fazla kaptan istihdam etmiş denilebilir mi? Diğer havayollarını sezon öncesi zor durumda bırakarak bu istihdamı gerçekleştirmiş olabilir mi?
Ankara ve İstanbul’da Sunexpress’in kendi uçuşları olmadığı düşünülürse aslında bu merkezlerde istihdam edilen tüm personel THY adına uçmakta ancak THY maaşlarından çok daha az bir maaşa çalıştırılmaktadır.
THY’nin ve Sunexpress in ana iş kolu yolcu taşımalığıdır.
THY asıl işinin bir bölümünü personel maliyetini vs düşürmek için Sunexpress’e devretmiştir.
Burada asıl işveren ve alt işveren durumu ne şekilde ortaya çıkmaktadır? Herhangi bir iş kazasında asıl işveren, alt işverenle birlikte sorumlu mudur? Bu durum İş Kanunumuzun madde 2 kapsamına giriyor mu? Girmiyor mu? Kısaca, Muvazaalı* bir durum söz konusu mudur?
Hukukçu arkadaşlarımızın bu konuyu derinlemesine analiz etmesinde fayda görüyorum. Görüşlerini bana aktarırlarsa ben de buradan konuya tekrar değinebilirim.
Anlaşmanın süresi ne kadar ve istihdam edilen personel THY uçuşlarını gerçekleştirmek için mi istihdam ediliyor?
Bu uçuşları gerçekleştirenlere karşı yani THY adına uçuş yapan personelin THY’den kıdem tazminatı veya ücret farkı isteme hakkı doğar mı?
THY asıl işveren ve Sunexpress alt işveren pozisyonunda mı? Bu konuya ilişkin iş kanunu ve borçlar kanununun ilgili maddeleri ne demekte?
En önemlisi de bu duruma Sunexpress kokpit ve kabin ekipleri ne diyor?
*Hukukta muvazaa, bir hukuki ilişkinin taraflarının, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçek iradelerine uymayan ve kendi aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda yaptıkları gizli anlaşma. Arapça kökenli bir sözcük olan muvazaa “danışıklık” anlamına gelir. Örneğin borcuna karşılık evini kaybetmesi riski olan birinin evini bir tanıdığına satmış gibi göstermesi “muvazaalı satış” (danışıklı satış) olarak adlandırılır.
Muvazaa, rekabeti etkilemek için şirketler arasında, diğer mirasçılardan mal kaçırmak için miras bırakan ile mirasçılar arasında gizli anlaşma yapılması şeklinde gerçekleştirilebilir.
Bazı koşullarda “muvazaalı muamelelerin” (danışıklı işlemlerin) yasal yollarla iptali mümkündür.
 
 
 
 
 
 
 

Exit mobile version