Mali gibi ismini bile duymadığım bölgelere uçuş yapan ekiplerin hayati tehlikeleri şimdilerde daha da çok var. THY kokpit ve Kabin ekipleri adeta Türkiye’nin şövalyesi gibiler. Çünkü bu tür geri kalmış ülkelerde üniformalı THY ekipleri hedef teşkil eder. Bildiğiniz üzere teröristler genelde neden asker ve polise saldırırlar. Çünkü onlara saldırmak bir nevi Türkiye’ye saldırmakla eş değerdir. Ayrıca,Üniformalı olduklarından kolayca seçilebilirler.
THY Uçuş işletme başkanlığı,20.10.2015 tarihinde THY’nin uçuş ekiplerine bir bildiri yayınladı. Bu bildiri Diyarbakır ve Van illerimizdeki yatı seferlerini kapsıyordu. Bildiride,” Yapılan ekip konaklamalarında ekiplerimizin konaklama otellerinin dışına çıkmamaları , gerektiği takdirde çevre şartlarını gözlemleyerek Ana arterlerin kullanılması” İstenmişti.
Bu bildiriyi tüm ekipler mutlaka okumuştur. Yahu kardeşim orası Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır. Siz kendi ülkenizde güvenlik zafiyetinden bahsediyorsunuz. Türkiye hudutları içerisinde siz güvenlik zafiyetini ekiplere uyarı yapmak şeklinde çözmeye çalışıyorsanız, yabancı ve terörün kol gezdiği ülkelerde ne yapabilirsiniz.
THY Güvenlik Başkanlığı ne iş yapar? Bu tür bölgelere uçulmaya devam edilecekse ekstra önlemler alınmalı ve “Saldım çayıra mevlam kayıra” veya “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” mantığında bakılmamalı. Diye düşünüyorum. Madem bu bölgelerde THY için ekmek var. O halde daha güvenli bir bölgede hub kurmak mümkün olamaz mı? Örneğin Lagos’a iki ekip gidiyorsunuz. Bir ekip gidişte bir ekip dönüşte görev yapıyor. Neden? Çünkü güvensiz olduğundan yatı yaptırmak istemiyorsunuz. Bugün orası güvensiz yarın hepsi…Bu işin aslı yatısız sefer. O nasıl olacak? Tabii ki oralarda en çok güvenliğinden şimdilik emin olduğunuz bir yerde hub kurup yatıları oralarda planlamak mümkün. Şimdi diyeceksiniz ki; THY daha Türkiye’de İstanbul’dan başka bir yerde hub kuramamış bir şirket. Oralarda mı kuracak? Ancak büyük şirket olabilmenin gerekliliği bunlar. Yurt içi ve yurt dışında HUB ların olmalı.
Aşağıdaki görüleceği üzere o zamanlar yazdığım olaylarda şanslıydık. Bu şansımız Mali olayında da devam etti. Ancak bu konu şansa bırakılacak bir konu olmayıp, Allah Korusun nahoş bir olayla karşılaşılırsa bunun sorumlusu THY olur. Bu böyle biline…
**********************************
Aşağıdaki yazı 12 Mart 2012 de “ŞÖVALYE THY” başlığı ile tarafımdan yazılmış yazıdan bir alıntıdır.
Şimdi biraz hafızalarımızı geriye doğru saralım, yakın geçmişteki bazı anekdotları anımsayalım.
11 Eylül’deki İkiz Kuleler ‘e yapılan saldırıdan sonra, ABD’ye ilk kim sefer yaptı? THY.
Bağdat’ta ,savaş sonrasında, daha barut kokusu genizleri yakarken, ilk seferi kim yaptı? THY .
Gürcistan’a savaştan sonra, kan kokusu daha sokaklardan silinmemişken, ilk kim uçtu? THY.
İç savaş sırasında Malta’ya kaçan Libyalı askeri pilotlar bile korkudan ülkelerine dönememişken, Libya’ya ilk seferi kim yaptı? THY.
Uçaklara füzelerin atıldığı, Taliban’ın otelleri bastığı dönemde; Afganistan/Kabil’e herkes dururken, ilk kim gitti? THY.
Son olarak, çetelerin, korsanların cirit attığı, Avrupa’nın nükleer çöplüğü Somali’ye ilk sefer kimden? THY’den.
Somali’de, şu andaki durumu normalleşmiş sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hala oralarda yolda yürürken, ensenizden kör bir kurşun yeme riskiniz oldukça yüksek. Sokaklardaki insanların yarısının ya kolu yok, ya da bacağı yok… Oralar hala yoğun risk taşıyan bölgeler. İlk uçuşla Mogadişu’ya giden Türk heyetinin, havaalanından şehir merkezine silahlı askerlerin konvoyu eşliğinde gittiğini biliyor musunuz? Hatta; herkese gruptan ayrılmamaları konusunda sıkı sıkıya tembihte bulunulduğunu?
Şu anda yabancı havacılık forumlarında; İstanbul-Mogadişu hattında THY uçaklarında bulunan kalaşnikof taşıma prosedürü nedir diye sorularak, dalga geçildiğini duydunuz mu? En önemlisi, siz Mogadişu’ya sadece Kenya’dan bir havayolu şirketinin uçtuğunu, onun dışında, bırakın Avrupalı havayolu şirketlerini, Afrikalıların bile uçmadığını biliyor musunuz?
Şimdi güvenlik zafiyetinin bu denli hissedildiği bir yere; siz, pilotunuzu, kabin memurunuzu, uçağınızı, kime güvenerek gönderiyorsunuz? Salı-Perşembe günü yapılacak seferlerde; bir gün yatı var ve siz ekibi hangi güvenli otellerde yatırmayı planlıyorsunuz?
Yoksa;“otele ne gerek var, uçakta yatsınlar !” mı diyeceksiniz?
Bu sorulara yanıt alamayacağımızı bilerek, konumuza devam edelim…
THY’nin bir kaç yıl içinde açtığı uçuş noktalarına bakar mısınız? Savaşın, ölümün, terörün, her türlü illegalitenin kol gezdiği yerler…
Irak, Uganda, Ruanda, Tanzanya… (Hatta, Afrika uçuşları için Boeing’den özel sipariş 737/900 uçaklar alındı)
Sırada hangi hatlar var dersiniz?
THY’nin programına aldığı yeni hatlarına da bir bakalım…
Kongo’da; Kin şaşa, Nijerya’da; Kano ve Abada, Angola’da; Lucapa, Zimbabve’de; Harare, Kamerun’da; Douala, Fildişi’nde; Abidjan…
Bu ülkelerin hepsi Avrupa ülkelerince yıllarca sömürülmüş, açlıktan, sefaletten, iç savaştan, terörden yıllarca başını kaldıramamış ülkeler… Hatırlayın, 2010 Dünya Kupası öncesinde, şehrin orta yerinde Togo Milli Takımı’nın otobüsü tarandı Angola’da, 4 futbolcu öldü… Kısacası oralara kim giderse gitsin kelle koltukta!
Bu kadar riskli meydanlara sefer yapan ve gelecek programını da yine bu türlü iç savaşlar, fakirlik, yokluk ve terörün hüküm sürdüğü bu hatlarda, acaba THY gerekli güvenlik önlemlerini alıyor mu? Avrupa’da birçok şirketin uçmaktan çekindiği bu hatlarda; para kazanmaya mı çalışılıyor, yoksa cemaatin bazı okulları nedeniyle mi uçulmak zorunda kalınıyor, anlamak olanaklı değil. (Hemen anımsatmakta yarar var; en son açılan Somali/Mogadişu hattında İnsani Yardım Vakfı’nın bir okul inşaatının sürdüğü ve yakın zamanda hizmete açılacağını unutmadan ekleyelim)
Dünyanın Şövalyeliğine soyunmuş THY’ye önerim; ” EL-AL” (İsrail Airlines)’ ın bir zamanlar İstanbul’da yaptığı gibi, kendi güvenlik önlemlerini alması ve gerekirse Somali’ye gezici X-Ray aygıtları ve güvenlik ekipleri götürerek,kendi güvenliğini kendisinin sağlamasıdır.
Ayrıca; sigorta firmaları, çok riskli bölgelere uçuş yapan THY’den, o parkurlardaki seferleri için ne kadar ekstra prim alıyor? Sigortacılıkta, risk arttıkça, prim artar kuralını düşündüğümüzde,THY’nin o bölgelere uçabilmek için hatırı sayılır paraları sigorta gideri olarak eksi (-) hanesine yazdırdığını söylemek, sanırım yanlış olmaz.