Değerli okurlar, orman yangınları 12 gündür devam ediyor. Lunapark’taki oyunlar gibi, birini söndürüyorsunuz, başka bir yerde başlıyor. Sadece 620 bin hektar orman Muğla’da yanmış. Tam bir felaket tablosu. Yangınları önlemeyi de beceremiyoruz, süratle söndürmeyi de…
DOĞAYI HOR KULLANDIK, BEDELİNİ ÖDÜYORUZ…
Sıcaklar devam ettikçe risk de devam edecek. Muğla’da Ağustos ayının son haftasına kadar sıcaklık 33-34 derecenin altına düşmüyor. Antalya’da ise durum daha vahim. Tahminler sıcaklığın 20 Ağustos’a kadar 40 derecenin üstünde seyredeceğini gösteriyor. Doğayı hor kullanmanın bedelini ödüyoruz. Denizler çöplük olmuş. Kanalizasyonları denize akıtmakla yetinmiyoruz, klozetleri bile denize atıyoruz ! Yetmiyor, İngiliz’in çöpe attığı atıkları da ülkemize getiriyoruz. Sanki ülkemizde dönüşüme girecek plastik atık yokmuş gibi diğer ülkelerin atıklarını alıyoruz. Önce Marmara’yı öldürdük, şimdi sıra Akdeniz ve Ege ‘de… Artık balık yiyemez hale geldik. Yakın bir gelecekte yüzecek deniz bulamayacağız. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de yangınlarla ormanları, hayvanları, kurdu kuşu kaybediyoruz. Yabancı gemiler denizlerimize sintinelerini pervasızca boşaltıyor. Tesadüfen yakalanırsa para cezasını kesip yol veriyoruz. Asıl vahim olan ise, biz mevcut nüfusumuza çevre bilinci aşılamak, doğanın dengesini korumak, dağımıza, taşımıza, deremize, ormanımıza sahip çıkmayı becerememişken bir de çevre duyarlılığı olmayan Suriyeli, Afgan ne kadar mülteci varsa ülkemize doluştu. Adamlar deniz kenarında nargile tüttürüyor, parklarda, bahçelerde, yeşil alanlarda çöplerini bırakıp gidiyorlar.
Temmuz sonunda başlayan yangınlar ne kadar hazırlıksız olduğumuzu da gösterdi aslında. 1000 yıllık devlet geleneği olan bir ülke, deprem gibi bu ülkenin kaderi haline gelen orman yangınlarını söndürmek için 20 tane uçak alamıyor mu? Gerçekten son derece üzücü. Yangınlar yakın coğrafyada da aynı aylarda çıktığı için, başka ülkelerden yangın söndürme uçağı bulamayacağımız günler de gelecektir. O nedenle THK’nın uçakları bir an önce aktif hala getirilmeli ve uzun süreli bir sözleşme ile yangın işi bu kuruma havale edilmeli. Ya da envanterinde her türlü yangınla mücadele aracı olan Orman Genel Müdürlüğü kendisi uçak alır ve devlet uçağı statüsü ile çalıştırır. O da mı olmadı bu işi Türk Silahlı Kuvvetlerine havale edersiniz. Böylece bu sene yaşadığımız facia ile bir daha karşılaşmayız.
YANGINDA PARA ALAN THY, SOMALİ SEFERLERİNİN PARASINI SİLDİ !
Bu tür felaketlerde, millet olarak büyük bir dayanışma göstermek en önemli özelliğimiz. Herkes birşeyler yapmaya çalışıyor. Kimi alevlerin dibine kadar girip pet şişedeki suyla söndürmeye çalışıyor, kimi elleriyle toprak atıyor, kimi hortum taşıyor. Oralara gidemeyenler ise elinde avucundakileri yangın bölgesine gönderiyor. Şirketlerin bir bölümü de aynı düşünce ile destek oluyor. Bazı otobüs firmalar ile Yurtiçi kargo yangın bölgesine gönderilecek malzemeleri ücretsiz taşıyor. Ücretsiz taşıma derken gözümüz THY’yi arıyor doğal olarak. Öyle ya, kargo taşımacılığında dünyada 3. sıraya yükselen THY Cargo’muz var, yangın bölgesine hergün onlarca tarifeli ve ek sefer yapan THY uçakları var. Var da, vicdan yok anlaşılan. THY yangın bölgesini diğer kentlerden ayırmıyor, parasını çatır çatır alıyor. Hani yerliydi, hani milliydi, hani bayrak taşıyıcı idi? Kendi çapında taşımacılık yapan otobüs firmaları kadar bile olamadı THY. Aradan 12 gün geçmiş, biri çıkıp da “Yahu bu şirketin yarısı devletin, ayıp etmeyelim., biz de hiç olmazsa birkaç gün para almayalım.” demiyor. Ama açıkçası ben şaşırmadım. THY’nin 12 senesine damga vuran, bütün dengelerini bozan, domates alır gibi uçak alıp hem şirketi hem ülkeyi milyarlarca dolar borçlandıran bay Hamdi 6 sene önce kapıya kondu ama fikirleri hala iktidarda … Daha önce de yazdım, 2011 Van depreminden hemen sonra Van seferlerinin bilet ücretlerini indirmeyen THY’ye gelen tepkileri Bay Topçu püskürtmeye çalışmış “Bekara karı boşamak kolay. THY hayır kurumu değildir.” demiş, sosyal medyada tepkilerin artması üzerine de gazeteci Hakan Çelik’i yardıma çağırmıştı. Hakan bey de 40 yıllık havacı edası ile THY’nin Van biletlerinin neredeyse akaryakıt parasına denk geldiğini iddia etmiş ve bay Hamdi’yi rahatlatmıştı ! Oysa “hayır kurumu olmayan” THY’mizin Yönetim Kurulu Başkanı Topçu bey , 2011 yılında Somali’ye yardım götürmek üzere uçakları seferber etmiş, Başbakanlığa çıkarttığı 504.000 TL tutarındaki taşıma faturasını ise ertesi yıl iptal edivermişti ! Rakam günümüzde size küçük görünebilir. 2011 ortalama dolar kuru olan 1.67 TL üzerinden hesaplarsak tam 325.000 dolara denk geliyor. Yani bugünkü kurlarla 2.800.000 TL… Buradan bakınca şöyle söylesek yanlış olmaz herhalde. THY siyah derililere gösterdiği özen ve şefkati kendi vatandaşlarına göstermiyor. Ama merak etmeyin, bu yangınlar böyle devam ederse, oradaki yurttaşlarımız da isten dumandan kapkara olacak Somalililerden farkı kalmayacak !
KILIÇDAROĞLU’NA TEK YANLI BİLGİ Mİ VERİLDİ?
Yangınlar devam ederken CHP Genel Başkanı bazı büyükşehir belediye başkanları ile birlikte Türk Hava Kurumunu ziyaret etti. Çıkışta yaptığı açıklamada “Yangın söndürme uçaklarının 3 aydan önce uçmasının mümkün olmadığını” söyledi. Böylece Bakan Pakdemirli’nin iddialarına da bir çeşit destek vermiş oldu. Bu tür ziyaretler çat kapı yapılmaz. Önceden randevu alınmıştır. THK’cı arkadaşlar da Kılıçdaroğlu’na bilgi verecek teknisyenlere gereken tembih ve telkinlerde bulunmuşlardır herhalde… Eee adam oradan ekmek yiyor kalkıp da “Biz bu uçakları 1 haftada uçacak hale getiririz” diyecek hali yok. Derse ne olur? Tahmin etmişsinizdir sanırım. Dolayısı ile Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bu ziyareti ve açıklamayı yapmadan önce keşke THK’den atılan pilotlarla, varsa ayrılan teknisyenlerle ve eski yöneticilerle konuşsa idi… Ya da bu işlerden anlayan bir-iki teknik profesyoneli de beraberinde götürse idi… Bu süreçte gerçekleri öğrenmek hem hakkımız hem de ihtiyacımız çünkü… Bir de unutmadan sorayım. Manavgat yangını söndürüldüğüne göre boşa çıkan Rus ve Ukrayna uçaklarını da yangının halen devam ettiği Marmaris’e neden göndermezler acaba?,