THY KÖR GÖZE PARMAK SOKUYOR

Hareketli bir haftayı daha geride bıraktık. Havacılık sektörümüzde gerçekten önemli gelişmeler yaşandı. Bunlardan en önemlisi tabii ki ACT havayollarımızın B747 kargo uçağının Bişkek’de uğradığı kaza ve hayatını kaybeden iki pilotumuzun yanı sıra Load Master (yükleme uzmanı) olarak görev yapan arkadaşımızla, teknisyenimizin hayatlarını kaybetmesi oldu.  Bu elim kazada hayatını kaybedenlerin hepsine Allah’tan rahmet dilerken, yakınlarına, mesai arkadaşlarına ve tüm dostlarına baş sağlığı diliyorum.
Dilerim ki bu kaza son olsun. Sonuçta bir Türk uçağının kazasıdır. Her ne kadar THY adına kiralama metodu ile görev yapıyorsa da, kazaya uğrayan uçak, THY Call-Sign’ ı ile uçuyordu, sefer numarası da TK-6481 idi.  Bu nedenle yabancı medya kazayı THY kazası olarak yansıtmaya başladı. Bu kaza, Atlas Jet’in Worldfocus’tan kiraladığı Isparta’da düşen MD-83 kazasına çok benziyor. Kaza sonrasında yerli medyamız da kazayı, World Focus üzerine değil önce Atlas Jet üzerine atmıştı. Aslına bakacak olursanız wetlease oparasyonlarında, uçakların hukuki yönden uçağı kiralayana ait olduğunu unutmamak gerekiyor. Wetlease uygulamalarında kiralayan şirketin de dikkatli olması ve uçağı ve kayıtlarını fiziki kontrol yaparak denetlemesi gerekir. (umarım denetlemiştir) Çünkü AtlasJet de World Focus’un MD-83 ünü fiziki denetleyememiş ve sadece SHGM’nin verdiği olura göre kiralayıp uçmuştu.
Değerli okurlarımız;
16 Ocak tarihinde düşen B747 uçağımızın neden düştüğü henüz netleşmemiş iken yine TV’lerimiz haber programlarına görüş sunacak birini aramaya başladılar. Bir çok yerli veya yabancı hava olaylarında görüşlerime başvuran TV’ lerden canlı yayına çıkmam istenmiş olsa da o ara dışarıda ve çok önemli bir işim olması nedeniyle bu davete ancak telefon bağlantısı ile katılabileceğimi ilettim. A haberin telefon bağlantısı yapabilirim cevabımdan sonra saat 17 haberlerinde telefon bağlantısı kurduk.
O saatte arabamın içinde olmam nedeniyle sağa çektim, durarak görüşlerimi paylaştım.  Kaza hakkında sadece olasılıklara yer verebildim. Malum kaza henüz çok yeniydi ve ben gerekli araştırmamı henüz yapmamıştım. TV ekranlarında kazanın nedenini söyleyebilmek mümkün değildi. Ancak kazanın oluşumu ve tahminlerimi yapmakta bir mahsur görmedim ve kara kutulardan cevap gelene kadar ancak bu kadar söylenebilir diyerek canlı telefon bağlantısını bitirdikten sonra yazarlarımızdan, Mehmet Feza Ecevit kardeşimizi arayarak daha detaylı inceleme yaparak görüş belirtmenin ona yakışacağını söyleyerek detaylı görüş belirtmesini rica ettim.
Sağ olsun o da beni kırmadı ve çok detaylı bir değerlendirme yaptı. Şimdi hep birlikte kara kutulardan çıkacak bilgileri bekliyoruz. Bilhassa FDR verileri bu kaza için çok önemli. Moskova’da yapılan incelemede karakutuların hasarlı olduğu bildirildiyse de, bir sonuç alınacağını umuyorum. Belki, ABD’nin NTSB’nin gelişmiş laboratuarlarında hasara rağmen bilgiler alınabilir.
Bu haftaki ikinci konumuz THY ve Hava-İş sendikasının birlikte çalışanlara yönelik yaptığı anket ve bu tasarruf nedenli uygulamanın %100 THY ortaklığı olan Teknik A.Ş ye yansıyıp yansımayacağına yönelik olacak.
Bildiğiniz üzere THY’nin Ve Hava-İş in birlikte düzenlediği anketin yapılış biçimini eleştirmiş ve gerçekten çalışanların gerçek düşüncesini almak istiyorsanız, çalışanların önüne sandık koyun ve EVET (beyaz) HAYIR (kırmızı) renkli iki oy pusulası ile neticeye göre karar verin demiştim.
Tabii ki işveren ve sendika, bu tarz bir uygulamada sonucun “katılmıyorum” yani (HAYIR) çıkacağını bildiklerinden kendi fişlemeli anket çalışmasından vazgeçmeyerek beklenen neticeye vardılar. Beni şaşırtan KATILIYORUM işaretli anket sonuçları değil KATILMIYORUM diyenlerin fişlenme ihtimalinin yüksekliğine rağmen kararlılığı oldu.
Neyse olan oldu. Çok yakında, THY’de çalışanlar aleyhine sert artçı depremler geldiğinde tekrar değerlendiririz.
Bu aralar gelen duyumlarda, THY’nin bu seferde gözünü %100 THY’nin olan Teknik A.Ş’nin çalışanlarına diktiği şeklinde. Bu konuda gerek Teknik A.Ş yönetiminin, gerekse sendika yetkililerinden aldığım bilgi doğrultusunda netleşmiş bir durum olmadığını yazmıştım. Ancak dün akşam bana gelen bilgide, Hava-İş ile yapılan protokolün Teknik A.Ş dede yapılması yönünde teklifin Çelik İş e gittiği duyumunu aldım.
Bu teklif Çelik İş’ede gittiğine göre THY bu sefer gözü Teknik A.Ş ye dikti diyebiliriz.
Peki, öyleyse Teknik A.Ş çalışanlarına şöyle bir bakış atalım. 1ocak 2017 den geçerli olmak üzere kazanılmış hakları %5,23 yani THY çalışanlarından %1,23 fazla. Bakalım Teknik A.Ş de nasıl bir oran tavsiye edilecek.
Teknik A.Ş çalışanlarının mevcut durumda 6300 sendikalı üyesi var. Bu üyelerden 4000 çalışanın maaşı 2000-3500TL arasında değişiyor. Geriye kalan 2300 teknisyen ve mühendis vb kadrolarında olanların ise maaşı 4000-8000 TL arasında değişkenlik arz ediyor. 2000TL maaş alan çalışana %5,23 zam versen maaşı yaklaşık 2100 olur. 4000TL maaş alana ise %5’lik zammını versen maaşı 4200 TL olur.  
Bence bu niyetinizden hemen vazgeçin. Yahu koskoca THY İşçi-teknik destek-boyacı-mefruşatçı gibi çok düşük ücretlerde çalışanlarının bile 100 lirasına göz koydu ya pes yani…
Bu arada THY’miz dalga geçer gibi bir anlaşma yaparak bu kez 2011’de Amerikan Film Enstitüsü’nün “Yaşam Boyu Ödülü”ne layık gördüğü ünlü aktör ve yönetmen Morgan Freeman’la anlaştı. Çekilecek reklam filminin SuperBowl finalinin gösterim bedeli 30 saniye için 7,5 milyon dolar civarı. Ayrıca, reklam filmi 30 saniyeden fazla olursa ve birden başka gösterilirse rakam daha da artabilir.
Sadece Morgan Freeman amcaya verilecek ücretin 1 milyon 200 Bin Euro olacağını bizde yazdık çizdik. Sanırım bu anlaşma bu saçma sapan anket çalışmalarından önce olsa gerek. Ancak öncede olsa bu günkü ortamda bu anlaşma kamuoyuna yansımadan iptal edilmeliydi. THY’nin çalışanların haklarından feragat etmelerini istediği bugünkü ortamda, bu reklam veya sponsorluk anlaşması “KÖR GÖZE PARMAK SOKMAK” veya adeta bir nevi kafa bulmak oluyor.
Morgan Amca bu parayı kazanmak için 10 kelime söyleyecek ve 1 Milyon 200 Bin Euro’yu götürecekmiş.  THY yönetimi, Morgan Amca 10 kelime söyledi diye yolcu sayılarının ve doluluk oranlarının artıracağını düşünüyor olsa gerek. Nasıl BATMAN Filmine milyonlarca dolar harcanıp bir şey elde edilemediyse bundan da bir şey elde edemezsiniz. Bu planladığınız reklam çalışmasının maliyeti bile Teknik A.Ş çalışanlarından etmeyi planladığınız tasarruf rakamından daha fazladır.
İçmeye ayranınız yokken tahtırevanla nereye gidiyorsunuz? Bu iş, bir camide dilenip öbür camide dağıtmaya benzemiyor mu?
Bence bu uygulamalar yerine koyun üstünde THY’ye yardım sandığı yazan bir kutu. Çalışanlar gönüllerinden ne koparsa zarfa koysun atsınlar. Bu uygulamada toplanacak para, zorbalıkla,tehditle değil kişinin kendi iradesi ile olacağından kimsenin laf etmeye hakkı olamaz. Bu uygulamayı her maaş günü yapın. Yeter ki sizin sponsorluklar yürüsün. 
Sonuç olarak; Teknik A.Ş çalışanına vereceğiniz yüzer liraların hesabını yapmayın. THY’de bir haksızlık yapıldı bari bu sefer Teknik A.Ş de yapılmasın.
Birazda Çelik İş’e vuralım. Eyyyy Çelik İş, Hava-İş in düştüğü durumu yukarıda okudun. Şimdi sıra sende. Gel bir kere sendikacılık yap. Anket numaralarına yatma. Ben imzalamıyorum arkadaş de. Ne kaybedersin ki?
Diyelim ki çalışana sormadan kendi yetkini kullanarak imzaladın. Her ne kadar yine eleştiri oklarını üstüne çekeceksen de üyeni fişletmediğin için Hava-İş ten daha dürüst bir karar vermiş olursun. 
Aslına bakacak olursanız bu işin birde işçi bacağı var. THY işvereni ve sendika bir plan hazırladı ve uyguluyor. Peki, çalışan bu planın neresindedir. Kendi adına planlar yapıldığı ve çalışanların kazanılmış haklarından şu kadar keselim, bu kadar keselim, anket yapalım, yapmayalım tarzı pazarlıkların sürdürüldüğü ortamda bizim işçi kardeşlerimiz ne yapıyor.
Sevgili Teknik A.Ş çalışanları; Sizler Çelik İş sendikasına üyesiniz. Yasalarımızda üye olma şartı yoktur. Sizlerin, dayanışma aidatı ödeyerek Toplu iş sözleşmesinde elde edilen kazanımlardan faydalanabilmeniz mümkün. Maalesef normal aidat ile dayanışma aidatı aynı yapıldı. Normal üye ile dayanışma ödeyen çalışan arasında bir fark yok. Dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesi kazanımlarını aynen alırsınız. Tabii ki sendikacılık eskisi gibi olsa kesinlikle üyelikten ayrılmayın derdim. Bu aralar maalesef diyemiyorum.Çünkü sendikacılığı aracı kuruma çevirdiler.
Ancak tepkinizi bir şekilde göstermeniz lazım. Tabii ki yasal yollardan sapmak da olmaz. O halde ne yapmalı? Ben olsam, sendikaya eğer bu anlaşmayı imzalar veya anket yapalım tuzağına çekmeye çalışırsanız bende sizden istifa edip dayanışma ödeyeceğim derdim. Kazancım ne olacak? Tabii ki hiçbir şey. Ancak onları da üyesiz sendika olarak bırakmak ve bir ilki başarmak da bir nevi cezalandırma olacaktır.
Hadi bakalım top sizde…
 
 
 
 
 
 
 

Exit mobile version