Değerli okurlarım, geçen haftanın en önemli olayı THY kabindeki tasfiye operasyonu idi. Airlinehaber örnek bir haberciliğe imza atarak operasyonu kamuoyuna duyurdu. Çalışandan yana tavrını bir kez daha ortaya koydu. Gerçekten büyük bir ayıpla karşı karşıyayız. THY belli ki, çok zor durumda, adam eksiltmeye çalışıyor. Ama ortaya koyduğu gerekçeler tam anlamı ile trajikomik…Temsil yeterliliğiniz yok, görev ve sorumluluklarınızı yerine getirmiyorsunuz dediği çalışanlara Kasım ayında uçuş dökmüş, iyi mi? Yüzün asık, bizi temsil edemiyorsun ama yine de uçabilirsin demek tam anlamı ile akıl tutulması…Düşünebiliyor musunuz, çalışana seni atacağım, savunmanı ver diyorsun, arkasından da uçuş veriyorsun. Yahu bu insanlar o kafa ile nasıl görev yapacak, yolcuya nasıl Güleryüz gösterecek? En önemlisi uçuş emniyeti ne olacak? Gerçekten pes doğrusu…80 küsur yıllık THY böyle zulüm görmemiştir…
İnsanları tam da kışa girerken kapıya koymak hangi vicdanla bağdaşır bilemiyorum. Savunma istediğiniz insanlar arasında borç ödeyen, taksit ödeyen, yaşlı özürlü aile fertlerine bakmak zorunda olan, çocukları okuyan hatta kendisi sağlık sorunları ile boğuşan onlarca kabin memuru var. Biraz empati yapın beyler…Aynı muamele sizin çocuğunuza, yeğeninize yapılsa hoşunuza gider miydi? Bütün yaz gece-gündüz demeden çalıştır, sonra harç bitti yapı paydos öyle mi? Geçen yıl 1 milyar dolar kar ederek tarihinin kar rekorunu kıran THY yönetimine sormak lazım…Size bu rekor karı yaptıran personeli 10 ay sonra kapıya koymak nasıl bir anlayıştır? Ne oldu bu 3 katrilyon para? Nereye harcadınız?Ne çabuk bitirdiniz? Sizi bu zor dönemde idare edecek paraları nerelere savurdunuz? Eyyy THY yönetimi gelin bu yanlıştan dönün, mazlumun ahını almayın… Bu arada, savunma istenen arkadaşlarına bakıp “ohh yırttık, bana bir şey olmadı.” Diye sevinen personele de bir çift sözüm var. Beyler bayanlar, unutmayın “bugün onlara, yarın size.” Bugün sesinizi yükseltmezseniz bu kurban seçilen arkadaşlarınızla dyanışma içinde olmazsanız yarın sıra size gelecektir.
THY İLK FETÖ’CÜSÜNÜ ATTI !
Değerli okurlar 15 Temmuz başarısız darbe ririşiminden 1 hafta sonra THY 211 kişiyi kapıya koymuş, yaptığı basın açıklamasında da “işletmesel gereklilikler, verim ve performans “ gerekçelerinin yanına “FETÖ’ye müzahir(yardımcı-destekçi) olmak sebebini eklemişti. Biz de haklı olarak sormuştuk: Bunlardan kaçı performanstan atıldı, kaçı işletmesel gerekliliklerden dolayı kapıya kondu, kaçı FETÖ’cü? Cevap gelmedi…Öyle bir hale geldi ki olay, nerdeyse FETÖ’cü olmadığını sen ispatla demeye getirdiler.Bu kriz çözülmeden yüreklerimize su serpen bir gelişme yaşandı.İstanbul eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun oğlu babasının tutuklanmasından sonra işten çıkartıldı. Babanın tutuklanma gerekçesi “terör örgütü üyeliği”…Yani mahdum Hasan Tahsin Mutlu, babasının narına yandı…İşbilir THY yönetimi de “babsı örgüt üyesi olan personeli tutmayız.” Diye düşünmüş olmalı…Hasan Tahsin Mutlu Haziran 2012’de THY’de işe uzman olarak alınmıştı. Hamdi Topçu’nun bürokrat, milletvekili, bakan çocuklarını THY’de işe alma projesinin bir parçasıydı. İşten çıkartma gerekçesi olarak cılız bir sesle “verim ve performans” gösterildi ise de kimse tatmin olmadı. Bu arkadaş verimsiz ise 4 sene nasıl sabrettiniz birader? Babasının tutuklanmasından sonra işten çıkarttığınızda bu gerekçenize kimi inandırabilirsiniz? Açıkça deyin ki, babsı örgüt üyesiydi, onun için attık….Haa bu da ayrıca hukuka aykırı ama neyse….Hukukun temel ilkesidir, suç ve ceza şahsidir. Babadan dolayı oğlunu cezalandıramazsınız. Şunu diyorsanız başka, “zaten işe alırken babasından dolayı aldık, babasından dolayı da attık.” Sözün özü, FETÖ’den atılan ilk THY çalışanı Hasan Tahsin Mutlu oldu…Hayırlı olsun…
RECEP İVEDİK Mİ OLMAK LAZIM?
Geçen haftanın en ilginç olayı Şahan Gökbakar’ın 500 TL ödeyerek aldığı Business biletle yaptığı seyahat oldu. 1 A numaralı koltukta oturan Şahan bey, bacak mesafesinin darlığı ve koltuğun yanında pencerenin olmamasını gerekçe göstererek şikayetini sosyal medyada dillendirince, bu konularda çok hassas olan THY yönetimi hemen konuya el atmış. Şahan beyi aramışlar, ikisi de Bilkent’li olan Şahan ve Aycı işi tatlıya bağlamışlar. Ne güzel değil mi? Yolcu sorunlarına bu kadar duyarlı şirket az bulunur gerçekten ! Basın Müşaviri arıyor, üzüntülerini bildiriyor, telafi alternatiflerini görüşüyorlar. Okuyunca gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
Hergün yüzlerce yolcu şikayetini oradan oraya paslayıp insanı canından bezdiren sonra da kuru bir özür yazısı ile geçiştiren THY yönetimi çağ atlamış demek ki… sebebi hikmeti nedir acaba? “Recep İvedik’in ağzı bozuk şimdi bize de küfreder” diye mi düşündüler ? Öyle ya, filmlerde yakası açılmadık küfürleri ardarda sıralayarak çocuklarımıza ve gençlerimize örnek(!) olan Şahan beyle iyi geçinmek lazım..THY yönetiminin yerinde olsam telafi için NewYork veya Singapur’a Business beleş bilet vermek yerine Recep İvedik serisini iyi bir paraya satın alır, uçaklarda göstermeye başlarım…Vatana ve Şahan’a hizmet ve teşekkür böyle olur…Yabancı yolcular için Şahan’ın orjinal küfürleri nasıl tercüme edilir, nasıl altyazı haline getirilir , onu da THY’nin işbilir yöneticileri düşünsün