THY HOLDİNG

Bu haftaki yazımda, yabancılara özenme merakımızın en son örneği olan THY deki yeni gelişmeleri gündeme getirmek istiyorum. Özelleştirmenin getirecekleri konusunu başka bir haftaya bırakarak, “Holdingleşme” konusunu bu hafta sizinle beraber yorumlamaya çalışalım.
THY’nin holdingleşmesini sağlayacak şirketleşmelerden birisi resmen işe başladı. Bu şirketin adı, “THY Teknik” tir. Kimdir bu THY Teknik? Dediğinizde, karsınıza %100 THY çıkacaktır. Peki, THY Teknik’i neden ayırıyor? Dediğinizde de, bunun cevabını sizden istemek durumunda kalacağım için üzgünüm.
Çünkü bu konuda birçok araştırma yapmış olmama rağmen, işin mantığını henüz anlamış değilim. Ama sizlere bu işin neden yapıldığını değil, ne şekilde yapılmaya çalışıldığı hakkında ipuçları verebilirim.
THY tekniğin yeni bir yönetim kurulu var. Başkanı, Özelleştirme Dairesi Başkanı Sayın Metin Kileci. Yönetim kurulu ise, şu şekilde oluşuyor. Sayın Temel Kotil, Sayın Bilal Ekşi, Sayın Coşkun Kılıç, Sayın İsmail Demir (aynı zamanda genel müdür vekili) yani, Sayın Kileci hariç hepsi THY’li yöneticiler.
Nakit sermayesi: 20.000.000 USD.(THY Tekniğin 3 aylık maaş ödemesi.) Bu uygulama neticesinde, halen THY personeli olan Teknik departmanda çalışan personelin özlük ve kazanılmış haklarına dokunulmayacak deniyor.
THY Tekniğin yönetimi, Genel Müdüre direk bağlı başkanlıklardan oluşuyor.
Peki, bu ekip ne yapmak istiyor? Bu ekip THY’nin teknik gücüne güç katmak ve yurt dışından daha çok müşteri talebiyle THY’nin filosu ve dışındakilere hizmet satmak istiyor.
Buraya kadar her şey güzel. Bu konunun bundan sonrasını biraz irdeleyelim isterseniz. THY, LUFTHANSA’yı taklit etmek istiyor. Yani; kendi Teknik’ine müşteri olmak ve bu arada da Teknik’in THY dışında müşteri uçaklarından başka gelirler elde etmesini bekliyor.
Tamam, da şimdiye kadar THY Tekniğin para kazanmasını önleyen mi oldu? THY Tekniğin “al gülüm ver gülüm” şeklinde THY ye yapacağı hizmette farklılıklar mı olacak? Veya müşteri bulsan bakacak hangarın mı var THY Holding in 100 ü geçecek filosal sayısında diye düşünmeye çalışıyorum.
Bu hesapta, bence çocuk baştan ölü doğdu. Hesaba bir bakalım isterseniz, THY Holding, THY Teknik’e adam/saat olarak değil, uçuş saatine göre ücret ödeyecekmiş(!). Yani, bir arıza saatlerce, günlerce bile sürse hesap aynı olacak mantığı var burada.
THY Holding, kendi Teknik’ini, adam/saat hesaplamadan sadece uçuş saatini temel alarak, tabiri caizse, neden kazıklamak ihtiyacı içerisine girer anlaşılmaz. Sadece ucuş saatinin baz olarak alınması gibi saçma bir uygulama olamaz. Çünkü Line Maintenance ( hat bakım) , Base Maintenance ( Revizyon) ayrı, ayrı değerlendirilmeli hatta daha da ileri gidilerek ekstra hasar durumları, lastik. brake unit, Motor, Apu ve iniş takımları tek, tek masaya yatırılmalıdır. Birazda THY Holding in bundan sonra yapmak istediklerine gecelim isterseniz.

%45’lik devlet hissesi bırakılarak özelleştirilen, satılan %55’lik dağınık hisselerin nasıl olsa bir araya gelemeyeceğinin hesabını yaparak, devlet yemliğini bırakmamak adına yapılan uygulamaların ve %45 lik hissesi varken % 100’ müş gibi davranarak uzun vadeli yatırımlar ve yeni şirketleşmeler yapmanın arkasında yatan nedir?
%45 lik hissesiyle; %55’lik hisse sahipler indinde menfaatlerini koruması gereken THY Yönetimi, bu işe layık olduğunu ispatlamış mıdır ki yeni ortaklarına sormadan arayışlar içersine girmektedir. Ya da %55 in temsil edilebileceği olası bir Genel Kurul olabilse bu değişikliklerle ve bu yönetimle ilgili ne karar çıkardı sizce?
Başka bir düşünce tarzıyla, yabancıların ve halkımızın bolca hisse almalarını sağlayıp, onlara hayatı boyunca unutamayacakları bir İşletme dersi vererek; Şark kurnazlığı içersinde, hisselerini 1 YTL. den geri sattırmaya zorlamak mıdır beklentileri.
Bundan sonra kuracağı Eğitim A.Ş ve Habom A.Ş. deki planlarında, kimlerin Yönetim Kurulu Üyeliklerine getirileceğinden ve alt kadroların nasıl doldurulması gerektiğinden başka planları var mıdır dersiniz?
Veya, Ülkemize yeni yönetim kurulu üyeleri ve onların altlarını dolduracak yepyeni yöneticiler yetiştirmek midir asıl çabaları?
Değerli okurlarım, gerçekten bu atılımların neler getirip neler götüreceği hakkında kesin bir fikrim oluşmadığından bu konuyu sizle tartışmak istedim. THY’nin hem özelleştirilip, Devletin elinin üstünden çekilmesini istiyorlar hem de hala kendilerince anlamlı (!) bizce anlamsız bir şekilde yeni, yeni düzenlemeler peşinde koşuyorlar.
LUFTHANSA yı kendine örnek alıp onun sistemine geçmeyi bahane olarak kullanan THY ye, o düzeye gelene kadar en az on fırın ekmek yemesi gerektiğini ve örnek aldıkları şirketin, sadece Teknik gelirlerden kazanılan cirolarının milyarlarca dolarlarla hesaplandığını hatırlatmak isterim.
Alt yapısı tam oluşmadan, yangından mal kaçırırcasına yapılan bu tür düzenlemeler Rolex i taklit edipte 20 USD ye Singapur pazarlarında satmak zorunda kalmaya benzer. Sadece, Teknik hizmetlerden Müşteri bazında 500.000.000 USD ciro bekleyip, sonunda 40.000.000 USD’ye razı olmak zorunda kalmanın bedelini ya da Habom projesinin hayal kırıklığını, birilerine ödetmek istiyorsanız, sakın ha bu THY Teknik olmasın. Çünkü bu Teknik, uygulamak istediğiniz bu şartlarda değil kar etmek, personel maaşlarını bile çıkaramaz.

Ayrıca, THY Teknik kar etme adına veya zarar etmemek için, alt yapı yetersizliklerine rağmen bunun acısını zaten yeteri kadar çalıştığına inandığım Teknik personelinden KIRBAÇ sistemi denilen metotla çıkartmaya, yani onları aşırı çalışmaya zorlarsa, dananın kuyruğu işte o zaman kopar.
Üstelik THY Teknik in içerisinde, sizlerin bir daha dolduramayacağı ve sizin fazla önem vermediğiniz çok önemli bir İnsan faktörü var. İnanın, tüm THY Teknik personelinizin, bu gelişmelerin neden olduğu ve bundan sonra kendilerini nelerin bekleyeceği hakkında aynen benim gibi bir fikirleri yok. Bugün için güvence verdiğiniz özlük haklarının, sosyal haklarının yarın ne olacağı hakkında yoğun şüpheleri var.
Sonuç olarak, İnsanlar inanmadığı ve güvenmediği bir projede başarılı olamazlar. Ve sizde her şeyden önce, emek ve bilgilerinden para kazanmak istediğiniz bu insanlara önce sistemi inandırın, sonra başarı bekleyin.
Saygılarımla.

Exit mobile version