THY DE DEĞİŞİM RÜZGARI DEDİKODULARI… YÜKSEK MAAŞA YÜKSEK ZAM, DÜŞÜK MAAŞA YÜKSEK VERGİ!!!

THY DE DEĞİŞİM RÜZGARI DEDİKODULARI... YÜKSEK MAAŞA YÜKSEK ZAM, DÜŞÜK MAAŞA YÜKSEK VERGİ!!!

Değerli Okurlar,

Yeni yılın yeni kaygılar ve yeni sorunlarla başlaması ister istemez daha ilk aylarda toplumda büyük hayal kırıklığı ve umutsuzluk yarattı. Asgari ücrete ve kamu çalışanlarına yapılan zamlar gerçekten içler acısı. Aylardır benim de yazılarımda değindiğim gibi raflardaki denetimsiz zamlar için güya kollar sıvanmış. Peki bunca zamandır vatandaşı inek gibi sağan cebini boşaltanlara ne olacak. Herkesin yaptığı yanına kar kalacaksa insanların gazını almak için yalandan bir teftiş neye yarar ki.

Özellikle gıda ve konut sektöründeki rantın üstüne vaktinde gidilmeliydi. Şu zamana kadar insanların düştüğü bu hale göz yumulmamalıydı. Kiralardaki fahiş zamlara sınır getirilmeli, gıdaya ve temel tüketim alanındaki her ürüne alt ve üst limitler konulmalıydı. Bugün serbest piyasa ekonomisi diye serbest soygun meşrulaşıp bu kadar ileri gidilemezdi. Siz ne kadar zamları düşük tutup bütçeyi dengelemeye, zamları bu yollarla frenlemeye çalışsanız da artık bunlar önü alınmaz bir rutine döndü. Kısacası vatandaşı koruyamayan, arsız ve vicdansız sermayeyi de doyurmayan çok ahlaksız bir düzen oluştu.

Dünyada gelişmiş ülkelere baktığınızda bu kadar çok zenginin olmadığı, zenginliğin halkla bölüşüldüğü, patronla çalışanın gelirinin arasında çok astronomik yaşam standartlarının olmadığı, eğitimden, sağlık ve sosyal hizmetlere kadar herkesin eşit şartlarda faydalandığı sistemler görürsünüz. Bizim yöneticilerle çalışanlar arasındaki gelir farkına bile baktığınızda aradaki uçurumun ne kadar yüksek olduğunu anlarsınız. Hal böyle olunca bu sistem yüksek gelir vergisi ile düşük zam alanları mı, yüksek zamla vergi kesintisiz maaş alanları mı tartışacak?

Geçmişinden ders alamayanlar geleceği asla doğru okuyamazlar.  THY de yaklaşan genel kurul öncesi yeni CEO dedikoduları çoktan başlamış bile. Ahmet Bolat’ın yaş haddi nedeniyle emekli olarak ayrılacağı yerine kulis çalışmalarının çoktan başladığı bile söyleniyor. Özellikle yöneticilere yapılan zamların ve sosyal medyadan zaman zaman yapılan açıklamaların çokça eleştiri malzemesi olarak kullanıldığı söylentiler arasında. Ayrıca her ne kadar teyit edilmediyse de yüksek gelir vergisi ödeyen çalışanlar karşısında, yöneticilere vergi kesintisiz maaş mevzusu da gündemde epeyce tepki konusu olmuştu. Dağıtılan kar payları ve temettülerle ilgili bile birçok çekişmelerin yaşandığı ve yerine hazırlanan isimlerin ajandalarının baya kabarık olduğu konuşuluyor. Tabii bu kulislere her ne kadar kulak kabartıp havayı koklasak da çok da itibar etmeyip her şeyi zamana bırakmak en doğrusu.

Her dönemin güzellikleri kadar hataları ve eksikleri de herkesçe aşikâr. Bizler iyilikleri takdir, hataları tenkitle mesulüz. O yüzden tarafsız bir biçimde her zaman doğru bilgi ve belgeyle objektif olmak zorundayız. Bu dönemde taşeronların kadroya alınması bence en önemli olaydı. Son verilen başarı primi her ne kadar beklentileri karşılamasa da İlker Beyin döneminde başlayan bu kâr payı ödemelerinin Ahmet Bey döneminde de devam ettirilmesi çok kıymetliydi. Bazen talihsiz açıklamalarla belli kesimleri üzüp gücendirdiyse de belirli dönemlerde yapılan ücret zamları ve çalışanlara kendini değerli hissettiren bazı adımları bence kimse inkâr edemez. Fakat kuşkusuz yöneticilere daha yüksek zam ve vergi muafiyeti konusu THY’yi ülke gündeminde zor durumda bıraktı. Ayrıca her ne kadar hazzetmeyip haber ve yayın anlayışını asla tasdik etmesek bile, belli kesimlere açık düşmanlıklar, belli kesimlere de açıkça destekler hiç şık karşılanmadı. Yüksek makamların elindeki gücü hissi davranarak kin ve öfkeyle maksatlı kullanmaları asla adil ve haklı görülemez. Herkesin hakkını hukuk içinde araması ilk tercihi olmalı, iftira ve karalama maksatlı her türlü girişime de hukuk içinde karşılık verilmelidir.  Kimsenin herkesi kontrolünde tutmak gibi bir yetkisi olmadığı gibi bu ruh hali de sağlıklı karşılanamaz. Her görüş ve düşünceye tahammül sorumluğuyla, kimse etki alanlarını haksızca kötüye kullanamaz.

Himayesindeki insanların özelini sorgulama, ilişkilerini kullanıp yasa dışı yollarla, yalan yanlış bilgilerle hayatlarını alt üst etme hakkını hiçbir irade kendinde bulamamalıdır. Bu tarz yöntemler ancak korku ve kaygıyla güven duygusu tükenmiş, sadakati sahte güruhlar yaratır. Gücünüzün zehri, sizi kendinize bile kör ve sağır hale getirmişse, hırsınız sizi manipüle etmişse asıl yıkım o zaman başlar.  Eleştiriye ve farklı bakış açılarına kulak verenler ancak uzun soluklu başarılar elde edebilir. Yoksa tüm alkışların kesilmesi koltuğunuzun ufacık bir sarsıntısına bakar. Herkes belden aşağı vurmaya, en ağır biçimde acımasızca eleştirmeye başlar. En acısı da eleştirilere konu olan hadiselere siz teşvik edenler asıl en sert darbeyi vurur. Asıl en çok alkışı koparanlara ve her türlü şaklabanlığı yapanlara dikkat edilmelidir. Eğer adaleti elden bırakmayıp hakkaniyetli bir iradeye sarılmışsanız kaygıya mahal yok.

Ama unutulmamalı ki!!! hayat mutlaka bir gün herkesi çiğnediği adalete muhtaç eder.

Hepinize sağlık ve huzur dolu bir hafta diliyorum…

Exit mobile version