THY BİR BAŞARI HİKAYESİ

Türk Hava Yolları iyi yönetiliyor
Bir başarı hikayesi…!

Altı ay içinde pistten çıkan iki uçak… Şükür can kaybı yok.
Bu uçakların akıbeti ne? Tekrar uçabilecekler mi, yoksa hurdaya mı ayrıldı?
Konu yeni hat açılışı vs olunca medyada boy boy resimlerle yer almak güzel tabi, ancak kaza kırım, ölüm olunca kimseden ses yok.
Sessizlik… derin bir sessizlik…
Altı ay içinde iki can kaybı.
İş kazası…!
Biri teknik diğeri kabin hizmetlerinden iki can…
Evet ,“THY başarılı yönetiliyor”
THY başarılı mı gerçekten? Kaybedilen yaşamların, pistten çıkan uçakların hesabı kime soruldu? Kim bu derin sessizliği bozdu? Makamın getirdiği sorumluluğu kim aldı?
Başarıyı sahiplenen beyefendiler! Bu canların sorumluluğunu kim alacak, kim sahiplenecek?
“Somali’de THY çalışanlarını taşıyan araç silahlı saldırıya uğradı. Güvenlik şefi hayatını kaybetti. İki yaralı ayakta tedavi görüyor”
“Libya’da THY bürosuna yapılan saldırıda bir personel hayatını kaybetti diğeri de yaralandı”
“Beyrut’ta THY’de görev yapan iki kaptan kaçırıldı”
Benim yakın zamana dair hatırlayabildiklerim bunlar, umarım hatırlayamadığım ya da bilmediğim başka kötü hadiseler yoktur.
“THY bir başarı hikayesi”
Bu bir başarı hikayesi ise hepinizi başarılarınızdan ötürü tebrik ediyorum.
Liyakat ne kadar önemli ki? Liyakatı çalışırken kazanıyorlar. Buraya kadar sorun yok, ama liyakat kelimesinin altı bu kadar oyulmamıştı. Bir kaç yıl çalıştırılıyor, sonra liyakatı var denilerek istenilen makama getiriliyor.
İstediğiniz atamaları yapın. Sizi engelleyen kimse de yok.
Taş yerinde ağırdır.
Demirciden bakımcı, yorgancıdan uçak koltukçusu, mobilyacıdan havayolu yöneticisi olur mu?
Allah çalışanlara sabır versin.
Milan Kundera bir romanında delirmemek için yalan söylemek zorunda olduğunu söylüyor:
“Her zaman dürüst biri olduğunu, bununla da gururlandığını biliyorum. Ama kendine tek bir soru sor: İnsan niye gerçeği söylemek zorunda? Bizi böyle yapmaya zorlayan ne? Sonra içtenliği niçin bir erdem olarak görmemiz gerekiyor? Farz et ki, bir balık olduğunu, bizim hepimizin de balık olduğunu ileri süren bir deliyle karşılaştın. Onunla tartışır mısın? Ona yüzgeçlerin olmadığını göstermek için önünde soyunur musun? Yüzüne karşı ne düşündüğünü söyler misin? Hadi, söyle bana!”
Ağabeyi susuyordu; Edward sözlerini şöyle sürdürdü: “Ona yalnızca gerçeği, onun hakkında gerçekten düşündüklerini söylersen, bu, bir deliyle ciddi bir tartışmaya girmeye razı olman ve senin de deli olduğun anlamına gelir. Çevremizdeki insanlar konusunda da aynı şey söz konusu. Gerçeği onların yüzüne karşı söylemekte ısrar edersen, onları ciddiye alıyorsun demektir. Ben, delileri ciddiye almamak ve kendim de delirmemek için yalan söylemek zorundayım.”
Bence de THY bir başarı hikayesi…
Bu başarı sizin beyler…
Çare invest in Turkey.

Exit mobile version