Bildiğiniz üzere THY/Teknik A.Ş yönetiminin toplu iş sözleşmesi dışında tek taraflı olarak aldığı karar ile teknisyen kadro skalalarında yaptığı değişikliği genelge adı altında yayınladığı günden itibaren bu uygulamanın yanlış olduğunu yazan biriyim. Tabii ki sendika yönetimi de bu genelgeye karşı çıkmak zorunda kalarak konuyu yargıya taşıdı. Konu yargıya taşınmasa idi zaten sendikanın değil işlevi kendisi bile tartışılır olurdu. Kısaca mecbur kaldılar.
Bu aşamadan sonraki gelişmeleri sizler ve biz yakinen takip ettik. THY tarihinde yapılan ilk tek taraflı “ben yaptım oldu” tarzı bir dayatma olmuştur. İşverenin bu uygulama ile haklı veya haksız olmasından ziyade, yapılan uygulamanın legal veya illegal olup olmadığına bakmak gerekir. THY gibi bir kurumun, illegal bir uygulamayı değil yapmak, düşünebilmesi bile yanlıştır.
Teknik A.Ş yönetimi bu uygulamanın toplu iş sözleşmesi dışında yapılamayacağını elbette biliyordu ama ya tutarsa diyerek Ahmet Karaman imzalı genelgeyi yayınladı. Dananın kuyruğu işte o zaman koptu. Bizler, sendika ve tabii ki genelge mağduru olan kesim ortaya döküldü.
Konuyu fazla uzatacak değilim. Genelge ve sonrası yaşananları bilmeyen yoktur. Sonuç olarak yargının tüm kurumları, Teknik A.Ş yönetimin yaptığı bu uygulamaya yanlış dedi.
Sevgili teknisyen arkadaşlarım, sevgili yöneticiler ve ana şirket THY yönetimi,
Bu kadro ve skala konusuna gelmeden önce sizleri zaman tüneline sokmak istiyorum. Bir zamanlar (1970 li yıllar) de teknisyen işe girerken, diğer muadil okul mezunlarına (lise mezunları) nazaran otomatik olarak %25 fazla bir maaş skalası ile başlatılırdı. % 25 avantajla başlayan teknisyen kadrolarında çalışanlar, üç sene sonra lisans sınavlarına girip lisans aldıklarında maaşları anında %40 avantaja dönerdi (Lise mezunlarına göre) Bunların yanı sıra ikili vardiyalarda %30 üçlü vardiyalarda %60 vardiya primi alınırdı. Yapılan her toplu iş sözleşmesinde alınan zamlar, hem kıdem ücretlerinde hem de iş tazminatı skalalarında aynen artış gösterirdi
Sonraları birileri bu kadro yapılanmasına bir dolu değişiklikler yaparak yamalı bohçaya çevirdi. Her gelen sendika kendine göre kadrolar ile oynayarak güya düzeltmeler yaptı. Ancak hiçbirisi zaman içinde oluşan teamüllere ve yurt dışı örneklerine göre değerlendirilmedi.
Sendikaların oy kaygısı nedeniyle en çok delege çıkartabilecek konumda çalışanlar hep en fazla iyileştirme yapılan bölümlerdi.
Sendikalar ikide bir kadro yapılanması ile oynar ve nalıncı keseri gibi kendine oy getirecek bölümleri kayırdıkça işveren hiç ses çıkarmazdı. Bu yapılanma ortaya hilkat garibesi çıkardı. Seneler önce yapılan toplu iş sözleşmesi taslağı üstünde yapılan oynamalarla daha da içinden çıkılmaz hale dönüştü.
Vergili ve vergisiz maaş skalaları tüm dengeleri altüst etti. Tabii ki bu iş değerlendirmesi skalalarına bir dokunuş da benim UTED başkanlığım sırasında bizden geldi. Her zaman fikirlerinden faydalandığım eski UTED başkanları ve iş değerlendirmeleri konusunda uzman Mehmet Tuğriçeri ağabeyimiz ile birlikte haftalar süren bir teknisyen grup ve skala çalışmaları yapmış ve bunu hem sendika yönetimine ve işverene sunmuştuk.
İşveren ve sendika çok emek verilmiş değerlendirmemize sıcak bakmış ve aynen uygulamıştı. Şimdilerde de Teknik A.Ş deki mesleki dernekler belki de bu tür bir çalışmanın içine girmiş olabilirler ama ben duymadım.
İşte şimdilerde, Teknik A.Ş yönetimi ve sendikası yukarıda yazdığım ve üstünde birçok oynama yapılan iş değerlendirmesinin yamalı bohçaya dönmüş ve özünden uzaklaşmış uygulamasını kullanılıyor.
Bu yamalı bohça gibi olan iş değerlendirmesi taslağına, işveren tarafı toplu iş sözleşmesi dışında birde genelge bıçağı sapladı ki, gel de çık işin içinden…
Şimdide gelelim genelge sorununu yaratan Teknik A.Ş yönetiminin çözüm önerisine;
23 Ağustos 2019 tarihinde yapılan toplantıdaki sonuç çok ilginç.
Genelge sorunu için işverenin sunduğu çözüm, genelge yayınlandıktan sonra, mağduriyet yaşamaya başlayan grupların geçmişe yönelik ücret kayıplarını verelim ama genelge ile değişen kadrolar aynen kalsın…
Haydaaaaaaaaaaaaaaaaaa… Bu nasıl bir çözümdür.
Sevgili Teknik A.Ş yönetimi; Genelgeyi tek taraflı sunarak uygulamaya sokan sensin. Genelgeye itiraz eden ve yanlış olduğunu söyleyen ise mahkemeler.
Genelge uygulaması ile yaşanan iki mağduriyet var. Birincisi geçmişe yönelik maddi kayıplar, diğeri ise illegal uygulanan ve illegal olduğu mahkemelerce tespit edilen skala değişiklikleri…
Şimdi Teknik A.Ş yönetimi diyor ki; ; Genelgeden kaynaklanan maddi mağduriyeti vereyim ama tek taraflı uyguladığım illegal skala kalsın. Yahu asıl sorun zaten ücret skalasında. Sen durduk yere teknisyenin skalası ile oynamasaydın bu mağduriyet oluşmazdı ki.
Buradaki sorun iki tane ve birbiri ile bütünleşmiş. Ayrı ayrı sorunlar değil. Bu nedenle, genelgedeki sorun bir bütün olarak ele alınmak zorunda.
Kısaca; “Ya hep Ya Hiç…”
Şimdi de gelelim mağdurların verdiği vekaletlere
Özçelik İş sendikası işverenin tek taraflı uygulamaya soktuğu genelgeye karşı dava açıp kazandı ve şimdi de kazanılan davanın tam olarak uygulanması için çalışıyor.
Buraya kadar gayet güzel. Bir sendika olarak doğrusu yapıldı.
Ancak;
Özçelik iş sendikası bu davayı avukatları ile yürüttü. Buda gayet normal. Sendika yönetimi olarak açtıkları davada tabii ki avukatlarını kullanacaklar. Bildiğiniz üzere her sendikanın kadrolu avukatları vardır. Bu avukatlar sendikadan maaş alırlar. Yani kadrolu avukatlar çalışanların verdiği aidatlardan aylık ücretlerini alıyorlar. Aynen sendika yönetimleri gibi…
Bir nevi, avukatların patronları çalışanlardır.
Sendika, Teknik A.Ş deki genelge sorununa karşı dava açarken normal olarak kendi kadrolu avukatlarını kullanabileceklerken, dışardan sözleşmeli avukat kullandılar. Tabii ki sözleşmeli avukat, sendikanın maaşlı avukatı olmadığından kişi başına ücret ister.
Genelge davasına bakan avukat beyde doğal olarak kişi başına %10 Avukatlık ücreti istiyor. Bu da doğal…
DOĞAL OLMAYAN; Özçelik iş sendikası neden anlaşmalı avukat tutmak zorunda kaldı? Kendi kadrolu avukatlarına %100 kazanılacak bu davayı neden vermedi?
Aynı Hava-İş sendikasının eski yönetimi gibi… Hava-İş’in de o zamanlar kadrolu avukatı varken her nedense davalara Abdi Pesok bakardı…
O zamanlar onları da eleştirir ve kadrolu avukat varken neden Abdi Pesok beye dava veriliyor diye sorgulardık.
İşte yine böyle bir durum ile karsı karsıyayız. Koskoca Özçelik İş sendikası, sözleşmeli avukat ile bu davayı sürdürdü. Mevcut avukat tabii ki anlaşma gereği ücretini alacaktır. Bu da son derece normal.
İşin normal olmayanı, sendikanın genelge mağduru çalışanları için açtığı davanın avukatlık giderini kendi değil çalışanlara ödetmek istemesi.
İŞTE BU OLMAZ.
Sendikanın geliri nereden ? Çalışanlardan. Sendika kadrosunun maaşlarını kim veriyor? Çalışanlar. Bu dava neden açıldı? Sendika, kendi üyelerinin haklarının yendiği gerçeği ile tek taraflı genelgeyi mahkemeye vermek zorunda kaldı. SENDİKADAN DA BEKLENEN BUYDU.
Şimdi bu konunun tek bacağı olan geçmişe yönelik maddi mağduriyeti işveren kabul ederek vereceğim diyor. Görevinizin tek bacağı tamamlandı.
Avukatlık ücretini sendikanın kasasından siz ödemelisiniz. Çünkü avukat sendika adına üyeleri temsil ederek bu davayı kazandı. Avukatın ücret konusundaki muhatabı kendisine bu işi veren Özçelik iş sendikasıdır… THY Teknik A.Ş genelge mağdurları değil.
Özçelik iş sendikası şimdi avukatlık ücretlerini genelge mağdurlarından çıkartmak istiyormuş. İŞTE BU OLMAZ.
Sendikanın bu avukatlık ücretini kendi kasasından ödemesi gerekiyor. Çünkü kasasındaki para zaten çalışanlardan alınan aidatlar. Kısaca anlaşmalı avukatınıza ödenecek ücret Özçelik İş sendikası tarafından ödenmelidir.
Şimdi gelelim THY/Teknik A.Ş’ye
Sevgili yönetim; Tek taraflı uygulamaya soktuğunuz genelgenizin iyice suyu çıktı. Yargı bunu yapamazsınız dedi. Şimdi siz genelge mağdurlarının geçmişe yönelik maddi kayıplarını vereyim iş bitsin DİYEMEZSİNİZ.
Çünkü genelgede yazan her satır önemli. Yargı kararı genelgenin tümünü işaret ediyor. Geçmişe yönelik mağduriyeti öde, diğer kadro ve skala uygulaman kalabilir demiyor. Bu nedenle kadro düzenlemenizi de eskiye göre değiştirmelisiniz.
Merak etmeyin hala yaptığınız kadro ve ücret skalasında kararlı iseniz işin kolay yolu ilgili maddenizi gelecek toplu iş sözleşmesinde tekrar masaya getirin. Sendika kabul edip imzalarsa iş tamam olur. Sorunu çözmenin başka bir yolu yok.
Sayın İlker Aycı;
Teknik A.Ş den son günlerde kaç kişi ayrılıp özel şirketlere geçmiş lütfen bunu araştırın. THY dururken başka şirketlerde macera arayanlar sizce neden bu yolu seçmiş irdeleyin. Teknik A.Ş yöneticilerini tekrar gözden geçirin. İnanın ki Teknik A.Ş kesinlikle iyiye gitmiyor. Teknik A.Ş den ayrılan her hangi bir teknisyenle konuşun, size bilmediğiniz gerçekleri anlatacaktır.
NOT/ Bugün ki tarih itibarı ile “ https://www.airlinehaber.com/iste-o-komisyoncu-gazetecilik-bahane-para-sahane/ köşe yazımda ki suçlamalara Bay Ali’den cevap gelmedi. Bay Ali henüz beni mahkemeye vermemiş. Her an tebligat bekliyorum. Hal böyle olunca yazdıklarımın hepsinin hakikat olduğu sizlerce de belgelenmiş oluyor. Allah kimseyi bu tür durumlara düşürmesin.