THK’a neler oldu, neden bu duruma geldi?

thk-yangin-söndürme-ucaklari

Bir dönem THK Yönetim Kurulu’nda görev yapmış Gökçen Sportif Havacılık Federasyonu Başkanı, Karain Sportif Havacılık Kulübü Başkanı ve Antalya Bilim Üniversitesi ve ErAh Uçuş Okulu’nda Öğretmenlik yapan Emekli Hava Albay Vasıf Yüceliş “Yangın söndürme uçaklarımız hakkında bir çok kirli bilgi var. Ben de size kendi yaşadıklarımı ve görüşlerimi aktarmak istiyorum” diye söze başlayarak THK’nın içinde bulunduğu durumunu sebebini sosyal medya hesabından anlattı…

Uçaklarımız Orman Bakanı’nın dediği gibi oldukça eski model uçaklar ancak kesinlikle görev yapabilir. Hepimizin bildiği gibi eski model uçak yoktur, bakımsız uçak vardır. İşte bu sebeple yangın söndürme görevini layıkıyla  yapabilmesi için her sene ciddi bir bakımdan geçmesi gerekiyor. Bu da biz havacıların bildiği gibi ciddi bir maliyet gerektiriyor.

Dolayısıyla bu ihaleleri Orman Bakanı ile önceden koordine kurarak ihaleyi alacağımızı garanti ediyoruz ve daha sonra borçlanarak bakımlarını yapıp ihaleye giriyorduk. İhale sonucu, hakkedişten aldığımız paralarla hem bu borçları ödüyorduk hem de Türk Hava Kurumu’na kalan ciddi bir para ile diğer borçlarımızı da ödüyorduk ve THK çarkı dönüyordu.

Bu sistem General Ahmet Bertan Nogaylaroğlu ve THK Genel Sekreteri yaptığı devre arkadaşı Alb. Rafet Yavuz dönemine kadar bu şekilde devam etti.

Bunların yönetime geldiği sene yine ihale süreci başladı ve Rafet Yavuz uyanıklık yapıp “Madem başka rakip yok, uçakları bizden kiralamak zorundalar, fiyatları iki katına çıkaralım” deyip astronomik bir fiyatla Orman Bakanlığı’na teklif götürdü. Bakan Pakdemirli’de bu uyanıklığı fark edip o sene uçak kiralamaktan vazgeçip aynı parayla daha fazla sayıda helikopter kiralama işine girdi.

Bizimkiler ve özellikle Rafet Yavuz alttan almak yerine basın karşısına geçip Orman Bakanı’nı yerden yere vurdu. Orman Bakanı da “Uçakların durumu zaten belli, bizim sayemizde uçar pozisyona getiriliyor” diyerek cevap verdi ve hepimizin bildiği ihaleye 5000 litre şartını koyarak Türk Hava Kurumu uçaklarını devre dışı bıraktı.
THK Başkanlığına getirilen Cenap Aşçı da bu konuyla ilgili çok çaba gösterdi ancak Orman  Bakanı Pakdemirli geri adım atmadı.

Uçaklar yerde, pilotlar yerde ve uçmadan maaş alan pilotlar için bir karar vermek gerekiyordu. Kayyum başkanı da bütün teknik ekibi ve 4-5 yılda büyük masraflar yapılarak yetiştirilen bütün CL-215 amfibik yangın söndürme uçağı pilotlarını işten çıkardı.

Anlayacağınız yanlış üzerine yanlış yapılarak Ortadoğu ve bu yangın kuşağında bulunan en güçlü yangın söndürme filosu yok edildi.

Özet olarak halkın fitre, zekat ve kurban derileri ile alınan bir değer elbirliği ile yok edildi.

Yönetim kurulundaki arkadaşlarla beraber bu konuda ciddi bir çaba ve direnç göstermeye çalıştık. Karşılığında bütün yönetim kurulu Bertan Nogaylaroğlu tarafından tasfiye edildi.

Keşke Bakan Pakdemirli THK’ya küseceğine bu uçakları elbirliğiyle uçabilir hale getirseydi ve bugün bu can kayıplarını yaşamasaydık, tabiatı yok etmeseydik, eko sistem bu kadar zarar görmeseydi.

BU SAATTEN SONRA NE YAPILABİLİR?

1.YÖNTEM : THK’nın uçakları Orman Bakanlığı tarafından satın alınır ve İşletmesi THK’na verilir. THK bakım maliyetlerinden kurtulacağı için en fazla bir hafta içinde 2 CL-215 uçağı Uçar hale getirilir. Diğer uçakların bakım problemi biraz daha uzun sürer ama bir ay içinde diğer 4 CL-215 uçağı da faal edilebilir. Toplam 6 CL-215 ile göreve hazır olmak mümkün.

2.YÖNTEM : THK’nın bu uçakları devlet uçağı statüsüne sokulur. Bu durumda birçok vergi ve prosedür muafiyeti olacağı için bu uçaklar çok daha çabuk Uçar hale getirilebilir.

3.YÖNTEM : 7-8 sene önce T.C. Sivil Havacılık Yönetmeliği gereği, belge ve kayıt  eksikliğinden dolayı uçamayan ve en az 5’i faal durumda olan M-18 Dromadır yangın söndürme uçakları da aynı yöntemle yangın söndürme sistemine dahil edilebilir. (turkiyeturizm)

Exit mobile version