Değerli okurlarım, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’a ne kadar teşekkür etsem az. Tabiri caizse Türk Hava Kurumu Üniversitesi’ne başlangıç neşterini vurdu. Evet, tarih 29 Ekim 2016. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu düzenleniyor. Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektör Vekili Yıldırım SALDIRANER, tüm üniversite rektörlerine gönderilen genel davetiyeye icap ederek resepsiyona katılım sağlıyor. Yıldırım SALDIRANER’in Sayın Cumhurbaşkanımızla resepsiyonda ilk temas ettiği andaki taşıdığı ifade görülmeye değer; aslında yaptığı her şeyi ve aldığı onca bedduayı kısaca özetliyor.
Bu temas sürecinde ise; yapılan çok önemli kanuni düzenlemeler Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü tarafından Resmi Gazete’ye hazırlanıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız imzalı 676 sayılı “Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” aynı gün yayına giriyor. Sonuç çok önemli çünkü üç yıldan daha az profesörlük tecrübesi olan kişilerin rektörlük yolu kapatılıyor. Yıldırım SALDIRANER’in ise yalnızca 1 yıl 3 aylık profesörlük tecrübesi bulunması nedeniyle rektörlük süreç ve hayalleri yerle yeksan oluyor.
Sıra geldi hakkımda malum havacılık haber sitesinde yaptırdığı gerçek dışı düzmece bilgiler, şahsıma yönelik iftira ve hakaret içerikli habere. Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02-11-2016 tarih ve 2016/5777 sayılı kararı tokat gibi çarptı yüzlerine ve alınan bu kararla yaptıkları hayâsız iftiralar yayından kaldırıldı. Artık rektör koltuğunda da oturmadığına ve kamu gücünü şahsi menfaatleri doğrultusunda da kullanamayacağına göre kendisine en güzel cevaplar adli mercilerde verilecek; yapılan hiçbir haksızlık yanlarına kâr kalmayacak.
Gelelim rektörlük koltuğunda kalarak 25 Kasım 2015 tarihinden 12 Kasım 2016 tarihine kadar yönettiği üniversitede olup bitenlere:
1) Üniversite, tarihinde ilk kez çalışanına maaş ödeyemedi; maaşın taksitler halinde yattığı zamanlar görüldü.
2) Üniversite gelecek eğitim-öğretim dönemine ait daha almadığı harç ücretlerini bile bankadan temlik ettirerek kredi kullanır hale geldi; Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından yazılı olarak “üniversitenin mali durumunun eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdüremeyecek ölçüde zayıf olduğunun tespit edildiği” ihtar edildi.
3) Üniversitenin bu yıl mezuniyet aşamasına gelen pilotaj lisans öğrencilerinin aslında mezun olamadığı ortaya çıktı çünkü uçuşları tamamlanamamıştı.
4) Üniversiteye tarihinde ilk kez Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tüm akademik birimlerinde kontenjan iptal ve öğrenci alamama cezası verildi; harç gelirlerinin kesilmesi nedeniyle üniversitede çok büyük bir gelir kaybı yaşandı.
5) Üniversite, tarihinde ilk kez kurumsal olarak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığını mahkemeye verdi; oradan da eli boş döndü.
6) Üniversite, 15 Temmuz 2016 tarihindeki FETÖ/PDY hain darbe girişiminin bir numaralı askeri sanıklarından Orgeneral Akın ÖZTÜRK’ün en uğrak yeri haline geldi; birçok konferans, seminer, özel gün ve etkinliğe şeref konuğu olarak katılım sağladı.
7) 15 Temmuz 2016 tarihindeki FETÖ/PDY hain darbe girişiminden sadece birkaç gün önce “aydınlık günlere çok az kaldı” şeklindeki söylemlerin dile getirildiği yönünde iddialar vücut buldu.
8) 17-25 Aralık süreci sonrasında FETÖ/PDY elebaşı Fetullah GÜLEN ve Bank Asya’nın savunucuğunu üstlenen, televizyon kanalları ve sosyal medyada lehine propaganda yapan, rejim aleyhinde ise kararlama kampanyası yürüten, hükümetin bu yapıya yönelik suç uydurma eylemlerinde bulunduğunu yazılı olarak belirten kişi Yıldırım SALDIRANER’in yardımcılığına getirildi.
9) Anabilim dalı başkanı olarak görev yaptığı Turgut Özal Üniversitesi OHAL kapsamında FETÖ/PDY yapılanması nedeniyle kapatılan kişi THK Üniversitesi Mütevelli Heyetinde görevliydi ve şuana kadar bu görevine devam etti.
10) Devletimizin FETÖ/PDY unsurlarıyla yürüttüğü mücadele suiistimal edilerek içinde hiç bir suçu günahı bulunmayan üniversite personelinin yer aldığı liste 26 Temmuz 2016 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirildi. Böylelikle kendilerini konunun dışında tutacak bir algı yönetimi yapılması ve kamu otoritelerinin yanıltılması amaçlandı.
11) Haksız ve sebepsiz şekilde iş akdi fesih edilen çalışanların açtığı onlarca davada ortaya çıkan tazminatlar neticesinde ciddi düzeyde kamu zararı oluştu.
12) Ayrılan akademik personel nedeniyle üniversite, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının bölümler için belirlediği asgari öğretim üyesi şartını sağlayamaz duruma düştü; bölümler arası personel kaydırmaları yapılarak zafiyet kamufle edilmeye çalışıldı.
13) İmzalanmış iş sözleşmesi olmayan ve üniversitede bir gün bile çalışmayan kişiler sanki aktif çalışıyormuş gibi evrakta sahtecilik yapılarak programların öğrenci alma tekliflerinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına bildirildi.
14) Mevzuat tarafından sınırlanmasına rağmen üniversitenin kurucu vakfına ait iktisadi teşekkülüyle ticari faaliyetler yürütüldü ve avans mahiyetinde mali işlemler gerçekleştirildi.
15) Akköprü Yerleşkesindeki Enstitüde sahte transkript, personelin çalınan parası ve hediye karşılığı öğrenci notlarının değiştirilmesi iddialarının üzeri örtüldü; herhangi bir tahkikat süreci başlatılmadı.
16) Tüm süreçlerini layıkıyla tamamlayan lisansüstü öğrencilerinin diplomaları kendilerine verilmedi; ancak konu birinci derecen akraba olunca gerekenler zaman kaybedilmeksizin yapıldı.
17) Önceki görevinde Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı yapan Üniversitenin Genel Sekreteri, farklı üniversitede akademik yöneticilik tecrübesi bulunan Üniversitenin Rektör Yardımcısı ve İzmir Havacılık Meslek Yüksekokulu Müdürü okuldan atıldı.
18) Karaman’da akşam yemeğinde çekilen resimler ve kurulan rakı sofrasında açılmaya çalışıldığı iddia edilen meslek yüksekokulu Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından veto yedi.
19) Öğrenci ve velilerin memnuniyetsizliklerinin hiç olmadığı kadar yüksek düzeylere tırmandığı gözlendi; demokratik haklarını kullanmak isteyen öğrenciler aleyhinde soruşturma açılarak disiplin cezası verilmesi teşebbüsünde bulunuldu.
20) Kendini kanun, mahkeme, hâkim ve savcı yerine koyarak kamusal bir alan olan üniversitenin kampüsüne kişisel husumeti olan kişiler için giriş yasağı getirildi; gariban güvenlikçiler suça alet edildi.
21) Üniversitenin başta profesör unvanlıları olmak üzere çeşitli öğretim elemanları akademik yayın/çalışmalar ve havacılık uzay bilimlerinden ziyade soruşturma raporu yazmada ihtisaslaştı.
22) Rektörlük Makam odasında sadece bayanlardan oluşan özel mahiyette “iyiki doğdun (!)” etkinliği yapıldı. Biat edenler çeşitli soruşturmalarda görevler yürüttü; kendilerini akladı, birilerine iftira attı. Üniversite Yönetim Kurulu Kararlarına muhalefet edenler korundu, kollandı, iyi yerlere getirildi.
Velhasıl-kelam; Atatürk’ün “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık.” sözünü yanlış anlayan malum yönetici bu süre zarfında ayağına dolaşacak birçok işe imza attı. Bundan sonrası için; adli makamlarda bu iddiaların haklılığını bizler açıklayacağız; hesabını ise onlar verecek. Unutmayın; kimsenin ahı kimsede kalmaz…