THK ÜNİVERSİTESİ NEREYE KOŞUYOR

Geçen hafta 7 Aralık Dünya Sivil Havacılık Günü’ne özellikle denk getirilen THK Havacılık ve Uzay Bilimleri Üniversitesi’nin tertiplediği uluslararası hüviyette bir toplantıya davet edildim.
3 Mart 2011’de kurulmuş bir Üniversite için başarılı sayılabilecek bir toplantı düzenlemişler. Bu toplantıdaki konuşmacıları dinledikten ve konuşmacılara sorular yönelttikten sonra üniversitenin kurucu Rektörü Ünsan Ban tarafından üniversiteyi gezme ve ders programları ile ilgili bilgi alma şansım oldu.
Şimdiye kadar davetli olarak gidip gözlemleme şansım olan diğer üniversitelerden çok farklı bir yapılanma gördüğümü belirtmek isterim.
“Butik” tarzı bir üniversite olması en önemli farklardan birini oluşturuyor.
Şimdi bu yeni üniversitenin artı ve eksilerine bir bakış atalım:
Üniversite Ankara’nın Etimesgut ilçesinde. Etimesgut zırhlı birliklerde askerlik yaptığımdan bu semtteki değişiklikler hemen dikkatimi çekti. Ankara da tıpkı İstanbul gibi yaşam alanları olarak çok genişlemiş.
Şehir merkezine uzak olarak görülen Etimesgut bu genişlemeden payını alarak şehir merkeziyle daha bir bütünleşmiş olduğu hemen göze çarpmakta. İstanbul’daki KOÇ ve SABANCI üniversitelerine nazaran şehir merkezine yakınlık açısından çok daha avantajlı bir konumda ve üniversitenin tüm fakülteleri bir araya toplanmış.
Bu yeni Üniversite bir yandan eğitim-öğretim görevini sürdürmekte, bir yandan da çok yeni bir Üniversite olduğundan dolayı yeni yapılar ve yollar nedeniyle oluşan şantiye görüntüsünden hızla uzaklaşabilmeye çalışmakta.
Ankara Belediyesi’ne ait iş makinaları yol ve asfaltlama çalışmalarını yürütürlerken, üniversiteye ait binalarda yoğun bir yenileme ve dekorasyon çalışmaları sürdürülmekte.
Hatırlarsınız, THK Üniversitesi çok hızlı bir giriş yaparak Türkiye’nin tek ihtisas üniversitesiolduğunu iddia etmiş ve uçak yapımının yanı sıra doktor pilot ve Prof pilot yetiştireceklerinden bahsederek benim de içinde bulunduğum bir grup tarafından bu söylemleri uçuk bulunup eleştirilmişlerdi.
Tabii ki ilk sorum Uçak yapımı ve Prof.Dr.Pilotlarla ilgili oldu. Üniversitenin pilot yetiştiren bölümü %95 oranında İngilizce program sürdürüyor. “Bu okulu bitirenler isterlerse kariyerlerine devam edebilirler”dendiğinde, sektörümüzde şu anda bile faal olarak uçan doktoralı pilotlar aklıma geldi.
Bu söylem, pilot adayı okulu bitirdikten sonra doktora yapmak ister ve bunun yanı sıra ilerde akademisyen olmayı kafasına koyduysa yolu açık anlamında kullanılmış bir söylemmiş.   
Diğer yandan bu tür butik üniversitelerin kendileri gibi tüm dünyaya yayılmış diğer butik üniversitelerle partnerliği de oluyor. THK Üniversitesi de “Vaughn College” ile yapılan akademik işbirliği ile iki üniversite arasında öğretim elemanı ve öğrenci değişim imkânı, araştırma işbirliği ve kurulacak ortak havuz sayesinde mezunların işe yerleştirilmesi süreçlerinde ortaklık yapılması anlaşması bile yapılmış.
Bu çerçevede Vaughn College Üniversitesi’yle birlikte eğitim uçağı yapılacakmış. Yani “tek başına biz uçak yapacağız” diyerek ortaya atılmış değiller.
THK üniversitesinin partnerleri bayağı kalabalık; 
Vaughn College – New York, Amerika Swinburne University of Technology – Melbourne, Avustralya Beijing University Of Technology – Pekin, Çin Vistula University – Portekiz   Moscow Aviation Institute – Moskova, Rusya, North American College, Teksas,  Amerika Rzeszow University of Technology – Polonya ve  Jiao Tong University – Shanghai, Çin vs.
Kısaca Uluslararası olmayı kafaya iyice koymuşlar ve bence büyük oynuyorlar.
Türkiye’de yükseköğrenimin ücretsiz olması gerektiğini savunan ve 2013’en itibaren üniversitede birçok bölümün ücretsiz olacağını söyleyen Kurucu Rektör Ünsal Ban, sadece Mühendislik fakültesi’nin % 50 indirimli olacağını söylüyor.
Rektör Ünsal Ban’a hemen bu bedava eğitim için oluşacak finans konusunu nasıl çözeceksiniz diye soru yönelttiğimde; Üniversitelerin sadece öğrencilerden aldıkları ücretler ile geçinebilmelerinin mümkün olmadığını, aslında yapılması gereken uygulamanın projelerden, patentlerden, buluşlardan hatta gerekirse üretimden kazanılması gerektiğini söyleyerek THK’nın “milletten aldığını tekrar millete geri vermesi” gerektiğini söyledi.
 Bence son derece ideal ama bir o kadar da iddialı olan bu söylemin nasıl hayata geçeceğini sizler kadar ben de merak ediyorum.
Mevcut durumunda, Üniversitede Hava Ulaştırma, İşletme, Mühendislik ve Havacılık ve Uzay Bilimleri olmak üzere 4 fakülte ve 7 bölüm var. Bunun yanı sıra İzmir ve Ankara’da Havacılık Meslek Yüksek Okulları ile hizmetine devam ettiğini ileten Ünsal Ban, önümüzdeki sene mevcut fakültelerine ilaveten,  Endüstri ve Sistem Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği ve Lojistik Yönetimi bölümlerinin açılacağını da belirtiyor.
Bu üniversitenin bugünkü mevcut kapasitesindeki doluluk oranı %100 olup bir çok yabancı ülkeden onlarca öğrenci burslu veya ücretli okumakta.
Partner okulları ile aralarında son derece güçlü bir bağ oluştuğunu önemle vurgulayan Rektör Bey, bu bağın karşılıklı olarak akademik işbirliği, öğretim elemanı ve öğrenci değişim imkânı ve araştırma işbirliklerinde son derece faydalı olacağını belirtti.
Aslına bakacak olursanız sizlere sunduğum röportaj ve soru cevap niteliğindeki bu yazımdan sonra yorum yapma gereği duyuyorum.
Bu üniversite 77 uçağı, 4 tane kendi havaalanı,6 tane hangarı, Etimesgut ve Selçuk ta uçuş kule hizmetleri olan bildiğim kadarı ile yabancı partnerlerinden bile güçlü bir okul.
Bu üniversite sektördeki pilot okullarının birer üniversite partneri alarak rekabete giriştiği bir ortamda tek başına bu rekabeti sürdürebilecek güce sahip.  Arsa kapasitesi bunun gibi 3 üniversite daha yapılabilecek kadar geniş. Üniversitesinin bu avantajlarını kullanarak iyi bir işletme mantığı doğrultusunda Türk havacılığına çok fayda sağlayabileceğini ve müfredatı İngilizce olduğundan bir tane bile mezununun işsiz kalmayacağını düşünüyorum.
En çok dikkat ettiğim konu ise tedrisatın(eğitimin) İngilizce olması ve derslerde Türkçe konuşulmaması oldu. Uluslararası bir okul olacağı ve partner yabancı üniversitelerle akademik kadro ve öğrenci değişim programları olan bu üniversitenin Türkçe tedrisat yapması bence de yanlış olurdu.
Üniversite yabancı öğrenci getirebilme konusuna da akıllıca bir çözüm bulmuş.
Yabancı öğrenci hedefleri genelde Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika ülkeleri olup, işi “oluruna” bırakmayıp bu bölgelerdeki ülkelerin eğitim ve ulaştırma bakanlıkları ile iletişim kurularak öğrenci getirmeyi planlıyorlar. Türkiye’nin ilgili ülkelerle olan ilişkisini düşündüğümüzde bu düşüncenin hayata geçmesi olmayacak gibi görünmemekle birlikte bakanlıklar arasında anlaşma yapılırsa uzun vadeli öğrenci akışı bile sağlanabilir.
Bence en önemli sorunTürkiye’deki öğrenci ve akademisyenlerin İngilizce seviyeleri. Bu konu bilhassa Türk öğrencilere yönelik hazırlık sınıfları açarak kolayca çözülecek gibi görünmüyor. Ders anlatabilmek ve o dersi İngilizce anlamak için KPDS,ÜDS veya Toefl’dan alınan puanların yüksekliği pek bir şey ifade etmez. Her ne kadar sivil hava ulaştırma işletmeciliği bölümünde akademik kadronun en az KPDS’den 80 üstü alması isteniyorsa da diğer üniversitelere göre ideal olan bu puanın uluslararası üniversite olmaya aday olmuş ve geleceğe yönelik projelerinde iddialı görüşler sunan THK Üniversitesi için yeterli olacak gibi görünmüyor.
Bu nedenle en azından Üniversitenin kadrosundaki tüm akademisyenleri, partnerlik ilişkisi içinde olunan okullara yollayarak lisanlarını daha işler hale getirmelerini sağlamak lazım.
Her lafının arasında yüce önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” vecizesini söyleyen ve Atatürk’ün bu sözünün havacılığın ve uzayın önemini vurgulamak amacıyla söylediğini sözlerine ekleyen Ünsal Ban, yarınlarda pilot sözcüğü yerine “hava ulaştırma sürücüsü” denilebileceğini belirterek geleceğin insansız uçaklarla sürdürülebileceğini ve bunun ileri teknoloji ile mümkün olabileceğini ve bu nedenle teknolojiyi çok iyi takip etmelerinin gerekliliğine yönelik vurgular yapmaktan kaçınmıyor.
Okul ders müfredatlarına göz gezdirirken “Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi” dersinin işlendiğini görmek Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından açılan bu kuruma gerçekten yakışmış.
Sonuç olarak; güçlü bir alt yapı, iddialı bir proje, genç bir akademik kadro, uluslararası partnerler ve bol yerli ve yabancı öğrenci ile bu projenin yürütülmesi ve THK Üniversitesi’nin istediği düzeye gelmesi hiç de zor görünmüyor.
Türk halkının malı olan bu üniversiteye başarılar diliyor ve her zaman takipçisi olacağımı ve kamuoyunu bilgilendirme görevimi her zamanki gibi objektif bakış açımla sürdüreceğimi belirtmek isterim.   

Exit mobile version