Değerli Okurlar,
2025 yılı ücretli çalışanlar için anlaşılan kahır ve zahmet yılı olacak. Türlü oyunlarla düşük gösterilen asla sokaktaki gerçek enflasyonu yansıtmayan rakamların bile altında zamlarla vatandaşı çatır çatır enflasyona ezdirdiler. THY’den sonra iştiraklere yapılan %15’lik zamlarla resmen herkesi geçim sıkıntısına gömdüler. Şimdi yüz binlerce lira maaş alanların aldığı %15 zam kadar bile maaş alamayanların hali ne olacak.
Bugün THY’de bir müdürün bile aldığı zam oranı 30-40 bin üstündeyken, bu zamla maaşı 35 bini bulamayan 10 bini aşkın TGS’li ne yapsın. Nasıl geçinip bu ağır şartlarda işini verimli yapacak. Her ikramiye, prim ve zam oranlarında boynunu büktüğünüz, başını önüne eğdiğiniz bu insanlara bu mu reva gördüğünüz. Her krizin öncü kuvvetleri, her sistemsel hatanızın bedelini, en ağır hakaret ve tepkileri göğüsleyen, yolculara çoğu zaman pas pas ettiğiniz insanların bu kadar mı değeri? Overbook satışların, uçuş rötarlarının, her türlü teknik aksaklık ve sorunların ön bariyerleri gibi çalışıyorlar. Sorunlu yolcuların hakaretine, çoğu zaman şiddete varan tepkilerine maruz kalıyorlar. Her şeye ve herkese rağmen yolcuların biletleme, bagaj ve uçağa transfer süreçleri gibi tüm operasyonları en minimum sorunla gerçekleştiren çalışanlarınızı onore eden bir zam yapılamaz mıydı?
Açıkçası bugüne kadar cömert adımlarıyla çalışanlarda bırakılan olumlu intibanın gölgelendiğini düşünüyorum. Hele de söylentilere göre giderayak böyle bir imajın oluşması bence çok üzüntü verici. Tabii bunun diğer bir sebebi de sendikasız ve güvencesiz oluşlarıdır. Yıllardır tepeden müdahaleler nedeniyle buradaki her türlü sendikal girişim engellendi. Hal böyle olunca da ne buyururlarsa o kadar oluyor değeriniz. Ülkemizde her daim tüm eleştiri ve tenkitlere rağmen şahsen en kötü sendikanın bile sendikasızlıktan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü işveren karşısında adınıza hiçbir muhatabınız olmuyor. Talep ve beklentilerinizin konuşulup tartışılmadığı bir ortamda da maalesef üst kademelerin inisiyatifine kalıyorsunuz.
En basit bir yolcu tartışması veya hakkınızda şikâyette bile kendinizi doğru dürüst ifade etme ya da savunma fırsatı dahi verilmiyor. Sürekli bir baskı ve mobbing altında ağır suçlamalara ve haksız yaptırımlara maruz kalınıyor. Bazen bir olay mahalinde bulunmanızın bile kabahat gerekçesi sayılıp suçlanabildiğiniz bir çalışma ortamını düşünsenize. Ofiste ya da bir hangarda işiniz veya üstünüzle yaşayabileceğiniz sorun katsayısına bir de dışarıdan binlerce müşteri ve yolcu stresini eklesenize. Her gün 150-200 bin insan sirkülasyonunun yönetilme zorluğuyla baktığınızda nasıl muazzam bir stres ve süreç yönetimi yaşandığını anlarsınız. Herkesin telaş ve beklentisinin üzerine yüklendiği bir çalışan psikolojisini sadece empati ile yorumlayamazsınız.
Bugün tüm THY çalışanları aynı servisleri ve yemekhaneleri kullanıyor. Herkes aynı dertlerden ve aynı konulardan muzdarip. Vardiyalı çalışma yorgunluğunun üstüne ring kuyruklarında, yemekhane sıralarında düşük kalitede bir hizmetle günde 8 saatlik çalışmaları, ulaşımla neredeyse 10-11 saati bulan insanların ruh halini düşünsenize. Temel tüketim ihtiyaçlarından tutunda ulaşım, yol, köprü gibi sıradan her hizmete yapılan zamlardan utanın. Bu insanlar bu kadar yoğun ve önemli bir hizmeti bu kadar zor şartlarda üstüne bir de İstanbul gibi bir şehrin zorluklarıyla yine de büyük bir başarıyla yerine getiriyorlar. Ama aynı servise aynı yemekhaneye gittikleri arkadaşları kadar bile zam alamıyorlar. Bu ayrımcılık değil de nedir?
Hele ki TSS gibi iştiraklerin %10-15 arasında değişen kademeli zam oranlarına inanın söyleyecek laf dahi bulamıyorum. THY’nin şanına da koca marka değerine de resmen hakaret gibi bir zam oldu. Bu yaklaşımın 10 binlerce çalışanın vicdanında yarattığı hasarı ve enkazı görmezden gelenlerin vay haline. “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmazmış”. Ekonomiyi kötü yönetenlerin çilesini omuzlayıp bu ağır faturayı ödemek zorunda kalanlarında muhakkak bir geri dönüşü olur…
Umarım Antalya’da yapılan full pansiyon toplantıdan olur ya bir merhamet ve insaf ücretlere ilave bir revizyon çıkar. En azından bir ilave adımla onlara da bir nefes aldırabilirsiniz. Yoksa ki geçmişte yapılan onca cömertlik ve iyi niyetli işler töhmet altında kalır. Sonra nasıl bilirdiniz merhumu diye sorduklarında akla en son zam kadar demesinler diyorum…
Hepinize sağlık ve huzur dolu bir hafta diliyorum…
Her cebinize 3 kuruş fazla koyana “Baba” derseniz, olacağı bu. Yeri geldiğinde sever, yeri geldiğinde de döver böyle işte. Primleri dağıtırken sağa sola posterlerini, resimlerini asıyordunuz. Şimdi konuşsun “Babaaa” diye sağda solda nara atanlar.
Reklamlar super baskanim kendinizede 15 zam yaptiniz mi ? Surum surum surunun elbet bu devran tersine donecek kimsenin ahi kimsede kalmaz yalanlarinizla gomuleceksiniz
“Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmazmış”. kesin öyledir. muhtemelen türkler daha orta asya’da falanken söylenmiş, orada da kalmış bir söz. burada yok öyle bir şey. gayet de unutur.