Değerli okurlar geçtiğimiz hafta kendisine “havacılık uzmanı” sıfatını uygun gören Uğur Cebeci’nin “sayın muhbir gazeteci” niteliği ile uğraştık. Pilot montu giymekle pilot olunduğunu zanneden hazret uçağa binip Business Class’taki koltuğuna (muhtemelen 1 A) oturduğunda sıcaklamış, terlemeye başlamış. Bakmış olacak gibi değil telefona sarılıp THY Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ı aramış. Sorun çözülmüş.
Şimdi soralım. Uğur bey kabin sıcaklığı sizi rahatsız ettiğinde kabin personelini çağırıp konuyu ilettiniz mi? iletti iseniz, kabin personeli kokpite bu konuyu aktararak kaptanın cevabı ve teknik açıklamasını size beyan etti mi? Bu süreçler yaşandı ise, kaptanın size husumeti mi var da “pişsin biraz” diye düşündü? Kaptanı daha önceden tanır mıydınız? Sizden başka kabin içi ısıdan rahatsız olan başka yolcu var mıydı? Hülasa, Ahmet Bolat’ı hangi aşamada aramaya karar verdiniz? Bu kararı verirken “Adama ayıp olmasın şimdi?” diye düşünmediniz mi? Hadi düşünmediniz ve aradınız, nazik bedeninize serin hava üflemeye başladı. Peki bunu yazmak ne demek? Nasıl bir ruh halindeydiniz o sıra? Ya o şark kurnazlığınıza ne demeli? Gidişte memnun kaldığınız ekibi öve öve bitiremeyip dönüşte sizi terleten ekibi yerden yere vurarak aklınızca bir denge mi kurmaya çalıştınız?
Valla ne yaparsanız yapın, olay baştan aşağı skandal … İşin kötü tarafı THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın bu olayın doğrudan göbeğinde olması… Anlamadan dinlemeden “klimaları açın, Uğur beyi serinletin” talimatı vermesi… Uçağın tek hakimi ve sorumlusu Kaptandır. Operasyona müdahale edemezsiniz. Yarın Uğur bey veya onun mantalitesindeki bir “Çok Ünlü Kişi” uçağın seferin başında İstanbul’daki Havalimanlarındaki hava şartlarından dolayı divert edilme olasılığı anons edildiğinde şirketin patronunu arayıp “Kaptan İzmir’e divert edebiliriz diyor. Söyler misiniz Bursa’ya insin.” derse ne yapacağız?
Şimdi THY yönetimine düşen öncelikle TK 1954 sayılı seferin kokpit ekibine ait vesikalık fotoğrafları Cebeci’ye kim, kimin veya kimlerin talimatı ile verdi? Bunu tespit ederek gerekli cezaları vermek. Ahmet Bolat bey de bundan sonra bu tür usüle kurallara aykırı talepleri dikkate almamalı ve personelini bir kalemde harcamamalı. Bedava bilet verilerek, business sınıfına upgrade edilerek zaten haddinden fazla ilgi gösterilen Uğur bey ve türevlerine yerini öğretmek de şart.
THY personelini, gazeteciye “ya hakkımda kötü birşey yazarsa” korkusu ile şirinlik yapmak, her isteğini yerine getirmek zorunda bırakmak da ayrı bir sorun.
Sen bedava biletle uçuyorsan biraz daha dikkatli olman, göze batmaman, özel taleplerde bulunarak rahatsızlık vermemen lazım iken tam tersine kendini uçağın sahibi zannetmek, kaptanın düz uçuşta sana özel olarak gelerek hatırını sormasını beklemek tam anlamı ile hadi arsızlık demeyelim ama pişkinlik değilse nedir?
Argoda bir söz vardır, duruma uyar mı bilmem: “Yüz verme yetime, ………”
Düşünebiliyor musunuz, daha 1.5 ay önce insanlar enkazların altında donarak ölmüş, çoğunun cenazelerine bile ulaşılamamış, kurtulan ve enkazın başında günlerce hiç değilse cenazesine ulaşmayı bekleyenler kolu, bacağı hatta başı kopmuş cenazelere bile razı, birçok insan kurtulmuş ama kolunu bacağını kaybetmiş tam bir dram yaşanıyor. Bizimkinin derdine bak !
ARŞİVDEN…
Uğur beyin 2009 yılında kaleme aldığı şu yazı, kendisi hakkında bir fikir vermiyor mu sizce? Adam uçakta tacizi ballandıra ballandıra yazmış:
“Tek başına seyahat eden her uçak yolcusu yanına kimin oturacağını merak eder.
Erkekler şöyle sarışın, seksi ve mümkünse mini etekli bir yolcu düşlerken araştırmalar kadın yolcuların da çoğunun kaslı ve mümkünse koyu tenli bir erkek beklediğini ortaya koyuyor. Genellikle yerdeyken artan bu merak, uçağa binildiğinde doruk noktasına çıkıyor.
Yanına düşen güzel kadınla uçağın tuvaletinde sevişmek ise erkek yolcuların büyük kısmının en önemli fantezisi haline geliyor. Eskiden iki büklüm kıvrılarak girilen tuvaletlerin yerini özellikle uzun uçuşlardaki büyük uçakların büyük tuvaletleri erkeklerin bu fantezilerini daha gerçeğe taşınabilir kılıyor.
Sonuçta her 5 bin uzun uçuştan birinde tuvalete yan koltuğunda oturan bir kadınla ya da eşi, sevgilisi ile giren yolcu olduğu rapor ediliyor.”
***********************
Uğur beyi epeyce andık. Aslında bu “imtiyazlı yolcu” ile ilgili daha önce de birkaç kez yazı yazmıştık.
Bakın Ağustos 2022’de ne yazmışız?
“…….Pandemide Türk pilotlar işsiz ve parasız kalmışken yabancı pilotların gönderilmesini isteyen havacılık sivil toplum kuruluşlarına bindiriyor. Kendisinin deneyimli bir gazeteci olduğunu araya sıkıştırıp yabancı pilotların kalması gerektiğini yazmakla övünüyor. İlker beyin de dik durduğunu ve yabancıları göndermediğini ekliyor. Maaş indirimini ilk dile getirenin kendisi olduğunun da altını çiziyor. ”
Hatırlarsınız, bundan birkaç yıl önce de uçuş ekiplerinin maaşlarına takmıştı.
“……THY personel giderlerinin % 50’sini pilotlar, % 25’ini kabin memurlarından kaynaklanıyor. Hatta purser diye adlandırılan deneyimli kabin amirleri, müdürlerden bile fazla, ayda 20.000 TL alıyor. İkinci pilotların maaşı 30.000 TL, kaptanlarınki ise 70.000 TL … Geniş gövdede uçan kaptanların aylık ortalama geliri 100.000 TL’yi buluyor.”
Bunun üzerine “göster 100.000 TL alan kaptanın bordrosunu” deyince de havaya bakıp ıslık çalmıştı.
Dönelim 29 Ağustos 2022 tarihli yazımıza bakalım nelere dikkat çekmişiz?
“…..Peki kimdir Uğur Cebeci? 90’lı yıllarda Kokpit diye bir TV programı yapmaya başlayan, gazetesindeki köşesinde havacılık uzmanı sıfatıyla yazılar yazan bir gazeteci. Havacılık deneyimi var mı? Yok… Bildiğim, eşinin eskiden THY’de kabin amiri olarak çalıştığı. Yani eş durumundan havacı ! Yine de dua etmek lazım, ya eşi cerrah falan olsaydı? Eş durumundan cerrahlık veya ameliyat yapabilir miydi? Yapamazdı ama havacılık yapıyor işte… Hatta uçak kazalarından sonra TV’lere çağırılıp kazanın analizini yapması bile isteniyor, iyi mi? Zaten bu gazeteciler havacılığı bizden daha iyi bilirler ! Bir arkadaşım anlattı geçen gün… Yıllar önce bir uçak kırımından sonra bu arkadaşım, THY’den emekli olmuş duayen bir pilot ile bir kafede otururken Uğur bey aramış. Duayen kaptanımıza kaza ile ilgili sorular sormuş. Akşam bir de bakmış ki, Cebeci bir TV kanalında bizim duayen kaptandan öğrendiklerini sıralıyor. Ne diyeyim, bakmakla olsa idi, bütün kediler ciğerci olurdu.
Bay Hamdi’nin Vefalı Uğur Beyi !
Geçen haftalarda, Sefa İnan bey Uğur beyden bahsetmiş ve her devirde THY yönetimlerine yakın durduğunu yazmış, “Çünkü o devrin adamıdır. Yarın İlker Aycı’yı da unutacak, yerine kim gelirse onun emrine girecektir.” diye eklemişti. Bu cümlede hafif bir vefasızlık vurgusu seziliyordu. Ancak ben Sefa beye katılamıyorum. Diğerlerini bilmem ama Hamdi Topçu’ya olan sevgisi ve vefası farklıdır Cebeci’nin… TV’deki bir program izlemiştim. Topçu görevden alınmış, TV’de Cebeci ile bir yayına çıkmıştı. Cebeci, THY’deki forsu ve gücü kalmamış Topçu’ya övgüler yağdırmıştı. Bir sözü dikkatimi çekmişti. Şöyle diyordu Cebeci” Öyle yolsuzluk falan bir şey de çıkmadı Hamdi bey döneminde…” Bak bak bak… Yolsuzluk yokmuş ha… Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür, unutanlar dönemin CHP milletvekili Umut Oran’ın THY ile ilgili açıkladığı dosyalara baksınlar ! Peki ya nepotizm? Rize’deki Çayeli ilçesinin Karaağaç köyünde eli ayağı tutan kimse kalmadı, hepsi THY ve TGS ve diğer yan şirketlere doldurulmadı mı? Kendi yeğenlerini müdür yapmadı mı? Bu yolsuzluk değil mi? Eeee, şu sözleri söyleyen deneyimli havacılık yazarı bunları yazar mı?
– Sohbetimizde eski günlere döndük. Amerika’da çıktığımız bir yürüyüşten söz ettik. Birlikte Norveç’in kuzeyinde Tromse’da balık avlamıştık. Koca balıklar geldiğinde, Rizeli Hamdi Bey ne de çok seviniyordu.
Unutmadan Cebeci’nin her konuda bir fikri vardır. Bay Hamdi zamanında uygulanan kırmızı ruj yasağını savunmasını atlamayalım. Ne diyor uzmanımız(!)
– Havacılık sektöründeki bu tür yasaklar ciddi sebeplere dayanır. Kırmızı ruj dişlere bulaşıyor ve döküldüğü zaman çok belli oluyor. Pastel renk kullanınca bunlar daha az sorun oluyor.
Güzellik uzmanı aynı zamanda !
Şu veciz ifadeler de ona ait:
– Yabancı pilotlardan sonra yabancı hava trafik kontrolörleri de alınmalı.
Bu arada, 2009 Amsterdam kazasından sonra yabancı pilotların THY’de işe alınması fikrini bay Hamdi’ye söylemekle övündüğünü de ekleyelim. Unutmadan, muhatap olanlar çok küfürbaz olduğunu söylüyorlar bay Cebeci’nin. Bu yazıyı okuyup küfrederse şimdiden 1000 misli ile iade etmiş olayım …”
********************
Bu yazıyı o tarihte okumayan değerli okurlar Cebeci beyi biraz daha iyi tanımışlardır umarım. Ama lütfen kıskanmayın Cebeci’yi. Bakın Ahmet Bolat’a da kendini kabul ettirmiş hatta uçak içinden arayıp klimayı açtıracak kadar samimiyet kurmuş.
Valla ne diyeyim, böyle başa böyle traş…
Helal olsun Rauf bey. Alkışlıyorum.
Bu kişi için yazmaya bile değmez..Can Yücel ne demiş Hakim’e ” Bİzim Köyde G_t’e G_t denir .”
Uğur Cebeci, pandemi dönemi başında gazetesindeki köşesinde pilotların çok yüksek maaş aldığı yalanıyla kamu oyunda bir algı yaratarak ,pilot maaşlarının yarıya indirilmesinde baş rol oynamış yüksek egolu , pilot düşmanı bir şahıstır.