Geçen hafta, THY çalışanları adına bayağı hareketli günlere sahne oldu. Bu günlere gelineceğini bilemeden tarafıma yollanan bir haberi okuyup o anda anında aklıma ilk gelen kelime; GELİYORLAR… kelimesini kamyon resimleri ile manşet hazırlattım ve yayınladım. Tahminimce okumayan kalmadı gibi… O anda bu haberin yeni bir sendikal süreç yaratacağını hiç düşünmemiştim. Ortalık bir anda hareketlendi. Sessiz çoğunluk sanki bu haberi bekliyordu. Yılların Hava-İş sendikası, taşımacılık iş kolunda diye illa da kamyoncu üye yapmak zorunda değildi ki. Hadi diyelim ki Hava-İş baraj sıkıntısı yaşıyor ve barajın altında kalmamak için tek çözüm kamyoncuları üye yapmak olsa neyse de… Böyle bir durum söz konusu değil. Her geçen gün havacılık sektörü büyüyor. Onlarca havayolumuz, hava taksilerimiz, pilot okullarımız varken onların çalışanlarını üye yapamayıp, toplu iş sözleşmesi bile yapamayan kamyoncuları Hava –İş’e üye yapmak…
Genel kurul yaklaştıkça Hava-İş THY çalışanına güvenemediğinden olsa gerek ki, taşımacılık iş kolundan örgütlenmemiş, toplu iş sözleşmeleri olmayan işçileri üye yapmakta ve üye yaptıklarını da delege sıfatı ile genel kurula getirip bir dört sene daha THY çalışanlarına hizmet(!) etmeyi düşünmüş olmalı…
Bu maya tutmaz beyler. Bence uçuş işletme den 85 delege çıkartan muhalif kanat bu seçimi kazanabilir. Uçuş işletmenin 85 delegesinin yanına, Ankara ve İstanbul Anadolu bölgesi delegelerini katar ve THY Genel müdürlük, Gisad,doğal delegeler vb…eklendiğinde rüzgarın seyri ithal delegelere rağmen değişebilir.
Sendika yönetimin bu seçimi kazanmaktan başka şansı yok.
Bu nedenle pilotların ve kabin memurlarının ayrı bir sendika kurarız senaryosu, mevcut sendikaya yarar. Muhalif kanat normal genel kurulda kazanabilecekken rehavete girer ve seçime yeteri kadar asılmazsa kazanma ihtimali yüksek normal seçimi riske atar. Bu nedenle, birinci şık kesinlikle atlanmamalı ve kamyoncuları genel kurulda gören ve kızan tüm THY delegelerinin oyları gerçek havacılara kaydırılmalıdır.
Yeni bir sendika kurmak ikinci seçenek olarak her zaman mümkün. Acelesi yok.
Mevcut yönetime HAYIR diyen sadece uçuş işletmenin 15.000 civarındaki çalışanı kendi sendikasını acilen kurar ve faaliyete başlar. Barajı rahatlıkla geçecek potansiyelleri var. Hava-iş maaşları bile ödeyemez hale gelerek tabela sendikası olarak kalır. (Tabii ki bu son seçenek)
Unutmayın ki deniz bile kendinden alınanı zamanı gelince mutlaka geri alıyor. İnsanlar da aynı deniz gibi, kendinden zorla alınanı mutlaka bir başka yolla geri alacaktır. Ancak ilk seçenek yeni sendika olmamalıdır. Malınızı,mülkünüzü,taşınmazları neden bırakacaksınız ki…
Buradan Hava İş ‘in mevcut yönetimine sesleniyorum.
Eyyy Hava İş,yaptığınız hizmetlere ve THY çalışanının size olan güveninden eminseniz, çıkın THY delegeleri ile ER MEYDANINA boyunuzun ölçüsünü alın…Sakın ola ki herkesin kazanmak adına yaptığınızı bildiği kamyoncu delege stratejinizi uygulamaya kalkmayın. İnanın ki bu senaryoyu uygulamaya koyduğunuzda tüm THY delegeleri tüm güçleri ile seçime asılacaklardır.
Neyse uzatmayalım. Bizim zamanımızdan sonraki bu sendikal süreçte, temsilcilik görevi bile değişikliğe uğramış görünüyor. Bizim zamanımızda, işçinin kendisi temsilcisini seçip, sendika yönetimine bu benim temsilcim olmalı diye yolladığında, sendika yönetimi, çalışanların oyları ile belirlediği bu kişiyi temsilci olarak atardı.
Şimdi iş tersine dönmüş, temsilci, çalışanın değil sendikanın temsilcisi gibi çalışmakta. Sendika her iş yerinde bir veya birkaç kişiyi temsilci ve birkaç temsilci varsa bir de baş temsilci olarak atamakta.
Bizim zamanımızda çalışanın dertlerini,sorunlarını sendika yönetimine iletmek için kullanılan bu görev, maalesef,sendikanın çalışmalarını veya propagandasını işçiye iletmek için kullanılır olmuş.
Sendikalar kanunun 24.Maddesine baktığınızda, temsilciliğin ne kadar avantajlı olduğunu görebilirsiniz. (tabii ki bu madde sendikadaki yönetim kurulu amatör ve denetleme kurulu üyeleri içinde geçerli) Sendikada üç yönetim, üç disiplin, üç de denetleme kurulu için amatör üyeler var. Bunların yanı sıra her işyerinde birer ikişer bir dolu temsilci ve baş temsilci
Disiplin, denetleme ve yönetim kurulu amatör üyelerinin sendikadan maaş alıp almadıklarını bilmiyoruz. Elimizde şimdilik temsilcilerin aldıkları maaşların belgeleri var.
Bakın temsilci görevi nasıl yapılıyor
Temsilci, sendikanın kadrolu elemanı olmadığından işyerinden yani THY’den maaş alıyor. Kendi işine devam ediyor.Bir dolu sendikal izin ve toplantı hakları var. Bu avantajlarının yanı sıra, en az 4 sene iş garantisi de tabii ki. Nasıl mı? Örneğin; THY kendi elemanı olan sendika temsilcisini işten attı. Bu işten atılan temsilci, atıldığı günden işe geri dönüş davası açtığı mahkemenin bittiği güne kadar olan maaşının tümünü alır. Mahkeme işçi lehine sonuçlandı ve işveren hala işe başlatmazsa, sendikal dönem yani 4 sene sonuna kadar her türlü haklarını tekrar almaya devam eder. Bunların yanı sıra tazminat vb..işin çabası…
Bence, temsilcilik profesyonel yönetici olmaktan daha cazip. Hem şirketten maaş al hem de sendikadan… On dönüm bostan, yan gel yat Osman. Fazla yazmayayım. (Yoksa millet şimdiden sıraya girer beni temsilci yapın diye)
Amatör sendikacılar (temsilci-denetleme,disiplin ve yönetim kurulu yedek üyeleri) maaş alamazlar. Ancak, kendine verilen bir görevde harcama yapmaları söz konusu ise fatura veya fiş alarak bunu, sendikanın mali sekreterine verip masraflarını alabilirler.
Hava İş’in profesyonel yönetim kadrosu, “ Bu temsilciler, ikide bir masraf yaptık deyip duruyorlar. Uğraşmayalım bu işlerle,bunlara aylık maaş verelim olsun bitsin” demiş olmalılar ki, yasal olmayan maaş almışlar. Tabii ki yasaya göre alan da veren de suçlu. (Belgeler ile yazdık. Bakalım bu kişiler hakkında THY soruşturma açacak mı?)
Bilirsiniz belgesiz hiçbir suçlama yapmam. Belgesiz suçlama yapacak kadar aptal da değilim. Dedikodu, duyum, şu söyledi, bu söyledi diye haber yapmak bizlere yakışmaz. Bir suçlama getirdiğinizde yasal dayanağınızın olması şarttır.
Yoksa siz suçlu çıkar ve toplumun önünde sıfırlanırsınız. Yoksa bu köşe asılsız iddialar ve dedikodular ile dolarsa işinizin bitmesine çok az kalmıştır. Her iddianızda belgeyi de koyacaksınız. Mış’lı Muş’lu iddialar çok çabuk çürütülür.
Değerli okurlarım;
Bir an düşündüm de, bu görevler çok önemli, prestijli ve avantajlı oluyor. Zevkle ve topluma hizmet adına altında bedava yapılabilir. Sendika, Dernek vb… aynıdır. Derneklerde de masraflarınızı alabilirken, benim zamanımda birlikte yönetim kurulu olarak çalıştığımız (hala THY’de çalışan en az 10-15 teknisyen var) ben ve arkadaşlarım, ne yol ne yemek, ne park yeri ücreti almazdık. Senelerce birlikte çalıştığımız dernek yönetimindeki arkadaşlarım ve ben aptal mıydık? Hele, hele benim gibi 20 sene bedava başkanlık yapmak… Emekli olduktan sonra profesyonel başkanlık görevi teklif edildiği halde, teşekkür edip kabul etmemeyi şimdikiler aptallık olarak mı görüyor dersiniz? Zamanın Hava İş başkanı Zihni Barın Kaptan aptal mıydı ki, THY’deki maaşının dışında hiç ödeme almamıştı.
Bir örnek de benim zamanımdan;
Nasıl olsa THY’den maaş alıyorduk. Haftada bir veya iki gün toplantıya gideceğiz diye benzin parası, oto park parası, yemek parası almaya gerek görmüyorduk. Benim zamanımda en zengin derneklerden biriydik. Mülkümüz de vardı, paramız da. Makam arabası alacağım desem kim ne diyebilirdi ki. Genelde yönetimleri bırakanlar kasayı tamtakır bırakırken, bizlerin faaliyet dışı yaptığımız çalışmalarla, üye aidatının birkaç misli ( birkaç mülk daha alacak kadar) para bırakmamız enayilik mi idi? Bugün bile o bıraktığımız birikim kullanılıyor.
Benden sonra Tufan misali, har vurup harman savursaydık, sıfır kasa ile derneği yeni yönetime teslim etseydik bugün arkamızdan neler derlerdi? (bu anlattıklarımın da hepsi belgeli olup zaten dernek üyelerince bilinmektedir)
Bu nedenle, müsrif sendika yönetiminin, yasal olmayan uygulaması ile maaş alan tüm amatör yöneticilerini, aldıkları maaşları geri ödemeye davet ediyorum. Çünkü o paralar üyeden kesilen aidatlardır. Sendika başkanının veya yönetiminin parası değildir.
Sizler aldığınız bu yasal olmayan ödemeleri geri ödeyin ki bir daha hiçbir temsilci o alıyordu bende almak istiyorum diyemesin.
Düşünsenize, herhangi bir sendika başkanının kendi özel arabası var iken makam aracı kullanması ne kadar doğrudur. Sendika ticari şirket değildir. Üyelerin verdiği aidatlarla araç alıp bunun yanı sıra şoför ve belki de koruma alıp, gidip gelmek, nasıl bir toplumculuktur? Bu tiplere sendikacı denir mi? Atilay Ayçin 23-24 sene başkanlık yaptı. Koruması mı vardı? Millet sendika başkanına dayak atmak için beklemiyor ki? Nedir bu korku? Ne koruması yahu? Üyesinden korunmaya çalışan sendika başkanı olur mu? Üyeden korkuyorsan işini iyi yapamıyorsun demektir. O halde görevini bırak git. Koruma ihtiyacı başka neden olabilir? Sendika başkanına halk mı saldıracak ki?
Ben Airport TV yönetim kurulu başkanlığı yaptığım dönemlerde bile makam aracı kullanmadım. Kendi aracımla gelir, giderdim. (Yanımda çalışanları yakından tanıyorsunuz. Sorun bakalım makam aracı kullanmış mı diye) Sağ arka koltuğa geçip,ön sağ koltuğa da korumayı oturtup bir yerlere gidip gelmek, işçi menfaati adına kurulan bir makam için magandalıktır.
İstanbul-Ankara-İzmir gibi yakın mesafelere, ekonomi bileti alıp kendi veya akrabası business class ta uçsun diye ona buna ağız eğenler var. THY’nin medya’yı gebe bırakmak adına, zaman zaman uyguladığı bedava gezilere katılanlar, zamanı geldiğinde THY’yi eleştirebilmeniz mümkün müdür? Hadi eleştirdiniz diyelim. Eleştirmeye kalktığınızda, o yönetici,” hadi lan sende” diyip gülüp geçmez mi? Sevgili THY yönetimi; Business Class upgrade uygulamasını, CIP Lounge leri , habercilere kullandıracağınıza, THY’ye zamanında emeği geçmiş ve emekli olmuş eski çalışanlarınıza kullanılırsanız yanlış mı yapmış olursunuz. THY’yi veya TGS yi arayıp ekonomi biletine, upgrade uygulaması isteyen zavallıcıklardaki kompleks nedir anlayamıyorum. 45 dakikalık yolda business uçsan ne olur uçmasan ne olur? Görmemişliğin dik alası…
Az kalsın unutuyordum
Öncelikle Hava-İş’in genel kurul çalışmaları başladığında yazdığım “SAKIN OLA Kİ TOPA GİRMEYİN” başlıklı yazım THY Yönetimi içinde uygun görülmüş olmalı ki, işveren olarak sendikal sürece hiç müdahil olmadıklarını gözlemliyorum. Bu nedenle THY yönetimine teşekkür ediyorum.
Yakışanı yaptınız, üye ve sendika yönetimleri arasına şimdiye kadar girmediniz. Bundan sonra da girecek gibi görünmüyorsunuz. Bırakın her koyun kendi bacağından asılsın. Hamdi Topçu gibi kötü örnek olmamak lazım. İnsanların geleceklerine ipotek koymak kimseye yakışmaz.
Airlinehaber olarak korkmadan, çekinmeden bizlere yollanan her belgeyi araştırtıp sizlere sunmaya çalıştık ve açıklamalara devam edeceğiz. Sendika seçim startı verdi ve biz de ondan sonra toplumu aydınlatma faaliyetlerine girdik. Tarafımıza iki ay içinde 7 dava açıldı. Yıldırma politikası yapmaya çalışıyorlar. Bir bakıyorsun Bakırköy den, bir bakıyorsun Kartal adliyesinden dava açılmış.
Sevgili THY çalışanları, sizin paralarınızla, sizlere hakikatleri anlatan ve yanlışları belgeleyen, paranızın çarçur edilmesini önlemeye çalışan Airlinehaber’e davalar açılıyor. Evet,evet sizlerin parasıyla tutulan Avukatlar tarafından…
Lütfen maaşlarını ödediğiniz sendika yönetimini ikaz edin. Aidatlarımızı bizleri savunanlara karşı kullanamazsınız deyin. Avukatların parasını sizden aldıkları aidatlarla ödemesinler. Çünkü davalar, sizin hak ve menfaatlerinize yönelik değil. Davalar kendi şahsi yanlışlarının deşifre edilmesine yönelik. O halde avukatlık ücretlerini maaşlarından ödemeliler. Hatırlarsınız, avukatlara ödenen dudak uçuklatan paraları yazdık. Bunlar benim değil, sizin paralarınızdı.( isim isim belgeledik)
Değerli okurlarım;
Uçuş işletmedeki delege seçimlerine katılım gerçekten çok azdı. 5000 civarı oy…Çok az. Katılım arttıkça aradaki fark çok büyürdü. Bunun nedeni uçuş ekiplerinin dağınık olması ve her an birçok pilot ve kabin memurunun görevde olmasından kaynaklanıyor.
Ben şahsen hayal kırıklığına uğradım. Arkadaşlar arasında seçim toto uygulaması yaptık ve ben mavi listeye en fazla 100 kişinin oy vereceğini iddia etmiştim. İnanın ki çok şaşırdım. Mavi liste maalesef 1000 oy aldı. Tamam, iddiayı kaybettim ama nasıl yanıldım diye neticeyi kurcalamaya başladım. Şimdi benim merakım, bu 1000 arkadaşın, sendika temsilcileri haricinde mevcut sendikadan hangi konularda memnun olup oy verdikleri… Hizmet yaptılar da biz mi görmedik.
Bu konuda tarafıma mail atarlarsa memnun olurum. Belki de göremediğim hizmetleri olmuştur. Varsa, özür dilemeyi de becerebilirim. Ne yaptı bu arkadaşlar…Allah aşkına söyleyin. Gerekirse mail veya karşı karşıya gelip birbirimizi aydınlatırız. ( Maillerinizi bekliyorum) 1000 dile kolay… İnanılmaz rakam.
Birazda THY konusuna girelim.
THY’nin son genel kurulunda yaptığım konuşmada, THY’nin Anadolu Jet i THY’den bağımsız hale getirerek ayrı bir marka olmasını sağlaması ve THY’nin yurt dışında ortaklıklar kurmasını tavsiye etmiştim. Bakıyorum da, bugünlerde genel kurulda yaptığım tavsiyelere uygun hareketler başladı. Nede olsa “Aklın yolu birdir” Bu konuda doğru yoldalar.
Yine aynı genel kurulda çalışanlar ve emekliler için pass biletlerde yaşanan yanlışı dile getirmiş ve bazı aklı evveller kendim için istiyorum sanmıştı. (Benim pass bilet hakkım olmadığı gibi müracaatım da yok)
Pass bilet konusunda yaptığım konuşmada, İlker Aycı bey dikkatle dinlemiş ve “neden olmasın, değerlendireceğiz” diye söz vermişti. Yaptığım öneri toplum adınadır. Kişisel değildir.
Acilen, insanları sınıflara ayıran uygulamanızdan vazgeçin. Her pass bilet hakkı olan çalışana veya emekliye senede en azından ikişer tane iç ve dış hat rezervasyonlu hak tanıyın. Kontuarlarda ailesi ile seyahat etmek için gelip refüze olarak geriye dönen çalışanların ve emeklilerin düştüğü durumu kendiniz yaşıyor gibi empati yapın. İşte o empati sonucunda haklı olduğumu anlayacaksınız.
Yabancı şirketlerdeki uygulamalara bakın. Kimse kimseyle kavga etmiyor. Yer varsa biletini önce alan uçar arkadaş. Yer yoksa kimse kokpit içi uçmak için, sicile bakmak için, uçuşa yetişmek için kavgalar etmez. Sisteme yerleştir uygulamayı. Kimi ister 10 gün önce kimi 1 saat önce alsın biletini. Yok, Gisad’ a git, irtibat ofisine git, kaptandan rica et gibi uygulamaları devre dışı bırakın. Erken hareket eden rezervasyonu yaptırtır.
Aynı zamanda emeklilere uygulanan bir uygulama da hiç hoş değil. Hali hazırda görev yapan kaptanlar b/c’ye upgrade olurken emekli personelin elinde bu şans yok. İşi bitince tu kaka mı oluyorlar?. İlerde sizler de tu-kaka olmayı ister misiniz? Bu insanlar da bu şirkete yıllarca emek vermiş insanlar. Ev sahibi çalışanlarınız, misafir olarak uçan ise sizin emeklileriniz. Siz kendi evinizde misafirinizi kapı aralığında mı karşılıyorsunuz? Veya siz koltukta onlar sandalyede veya yerde mi mi oturuyor.
THY yönetimi bir kez daha sizlere sesleniyorum. Ayırım yapmayın. Pass hakkı olan herkese en azından eşit muamele yapın, rezervasyon hakkı tanıyın lütfen.