Temel Kotil Neden Yıpratılmaya Çalışıldı? – THY Çıldır Uçuş Akademisi

Bu haftaki yazıma öncelikle ülkemizde en önemli gündemi oluşturan Zarraf davasındaki bazı belgelerin medya ile paylaşılmasını, bizim sitede yazılıp çizilen Hava-İş sendikasının harcamalarına yönelik belgeli suçlamalara benzettim.
Zarraf konusunda, elinizdeki belgeleri savcılığa verin diye cevaplandığı halde, bize sadece yalancı ve iftiracı denmesinden başka bir cevap verilmedi.
AirlineHaber ve aynı konuları manşetlerine taşıyan Aydınlık ve Sözcü gazetelerinin, suçlamalarına, sendika yönetimi tarafından hiçbir cevap verilmediğini sizlerde takip etmiştiniz. Genel kurulların en çok tartışılan konularının başında yer alan harcamaların, ibra edilmesinin yanı sıra, yeni dönem için uygun görülen %1,5 aidat da kabul edildi.  Ne hesap tetkik komisyonu çalışmaları nede muhalif grubun ibra öncesi yapmak istediklerini konuşmaların kısıtlandığını muhalif delegeler tarafından söylendi
Her sivil toplum örgütü, genel kurulda hem yönetim olarak, hem de mali olarak ibra edilmesi şarttır. Her ne kadar ibra edilme temize çıkma olarak algılansa da bir tek delegenin bile ibraya rağmen mahkemeye başvurabilmesi mümkündür. Kısaca, genel kurulda ibra edilmek, her hangi bir delegenin veya delegelerin genel kuruldan sonra, suiistimal içeren harcamalar veya bir başka konuda mahkeme açmasını engelleyemez.  Bizlere kadar sızan bilgilerden anladığım kadarı ile medya’ya kadar yansıyan ve belgeler eşliğinde sorulan ve cevap alınamayan harcamalara yönelik mahkeme açılmış bulunmakta. Artık karar Yüce yargımızda…,
Bir Köşe yazımda belirttiğim,  Karakolda başlar,Kayyumda biter… Tahminim her an gerçekleşebilir.  
Bu arada,AirlineHaber olarak, kamuoyunu ve THY çalışanlarını aydınlatma görevini yapmanın huzuru içindeyiz.  Hava İş seçimlerinde, gerek iktidardaki yönetimce, gerekse muhalif grup yönetiminin bizlere ilettiği her bildiriyi yayımlayacağımızı ifade etmiştik.  Mevcut sendika yönetiminin, her nedense bize bildiri yollamamaları nedeniyle onların görüşlerini içeren bildirilerini maalesef sizlerle paylaşamadık.
Bazı haber sitelerinin, muhalif grubun bildirileri ve medyada yankılanan suçlamaların hiç birine yer vermeden nalıncı keseri gibi hep bir yana yönelik yayın yapmasını sizler ve bizler şaşkınlıkla izledik. Halbuki sendika seçimleri gibi çalışanların hak ve menfaatlerinin gözetilmesi esas olan bir konuda,medyamızdaki haber siteleri, her iki gruba eşit mesafeli olmalı ve THY çalışanına medya’da çıkan tüm bilgileri paylaşmalıydı.
Sizlere havacılık ile ilgili yerli veya yabancı medyadan haberleri nasıl yayınlıyorsak, THY çalışanlarının geleceğine yönelik, genel kurul öncesi yerli medyamızda çıkan yazı ve görüşleri de yayınlamak zorundaydık. . Aksi takdirde yandaş medya kategorisine girer ve okur kaybederdik.
Değerli okurlarım;
Birçok genel kurul geçirmiş ve yine sayısını hatırlayamayacağım bazı genel kurullarda divan başkanlığı yapmış biri olarak, şaşkınlıkla duyduğum bazı bilgileri sizlerle paylaşma gereği duyuyorum
Genel Kurul öncesi, mevcut yönetim, iktidarda kaldığı sürece harcamalarını inceler ve gelecek dönem için tahmini bütçe hazırlarlar.  Bu tahmini bütçe hesabında, bir önceki dönemdeki harcamalar baz alınarak gelecek dönemde bu harcamaların ne kadar artış kaydedeceğiz titizlikle incelenir ve THY çalışanından alınacak sendika aidatının rakamı belirlenir. Bu rutin harcamalar,(Kira, personel, elektrik, su, ısınma, soğutma, araç, gereç vb)   belli olduğundan gelecek dönem, bu harcamaların artışı göz önünde tutulur ve genel kurulda delegenin karşısına getirilir.
Genel kurulda, belirlenecek olan aylık aidat rakamı, tahmini bütçede ki giderler göz önüne alınarak hesaplanır ve genel kurulun tasvibine sunulur. Tahmini bütçeyi, kabul edenler olduğu gibi etmeyenlerde olacaktır. Burada yapılacak olan, delegeye tahmini bütçenin minimum da hazırlandığı ve ancak xxx aidatla gelecek dönemin giderlerini karşılayabileceklerinin ikna edilmesi gerekir. Sonra oylamaya geçilir ve sonuç belli olur.
Son yapılan genel kurulda muhalif kanadın delegeleri, sendikanın giderleri için %0,5 lik aidatın yeterli olduğunu savunmuşlarken, mevcut sendika yönetimi,%1 lik aidatın yeterli olamayacağı, bu nedenle aidatın %2 olmasında direnmişler ve oylamada %2 olarak aidat belirlenmişti.  Genel kuruldaki muhalefetin baskısı çok olmuş olacak ki, sendika başkanı çıkmış ve sendika aidatını %1,5’a düşürüvermiş.  Aslında değil aynı olması,%0,5 e bile düşse yeterli olurdu. Bu aidat artırımı hangi bilimsel verilerle oylandı bilemiyorum. Tahmini bütçenin %1 ile yapıldığını düşünüyorum. Tahmini bütçe,%1 ile hesaplanıp yayınlandıysa %1,5 neden kabul edilmiştir.
TEMEL KOTİL NEDEN YIPRATILMAYA ÇALIŞILDI?
Değerli okurlarım; Bildiğiniz üzere bir zamanlar THY pilot adaylarını FITA’ya yollardı. Bu projenin başında, FITA’da görevli Prof Korhan Oyman vardı. Korhan Oyman’la bir zamanlar aynı yerde köşe yazarlığı yapmıştık.
Senede ortalama 200 e yakın pilot, bu okulda öğrenim görürdü. Bu uygulama uzun süre sürdürüldü. Uzun süre sürdürülen bu projenin Florida’ya pilot adaylarını getir götür işlerini, her nedense THY personeli olmayan Sevda Kutlu ( Yeşil kunduranın gelini olduğu söyleniyor) yapıyordu.
Hatırlayacağınız üzere yakinen tanıdığınız haber sitelerinden birinin genel yayın yönetmeni de FITA ziyaretinde bulunmuş ve bir aya yakın Florida’da kalarak, okulda yapılan eğitimin kalitesi (!) ile ilgili görüşlerini paylaşmıştı. Okul  yere göğe sığdırılamamıştı.
O zamanlar kişi başına 70.000 Dolar olan eğitim maliyet sürdürülürken bir anda kişi başı 90.000 dolar olarak gelen faturalara itiraz Temel Kotil tarafından yapıldı. Çünkü anlaşma 70.000 iken bu ekstra 20.000 Dolar nereden kaynaklanıyordu? FITA yetkilileri bu 20.000 Dolarlık ek maliyetinin karşısına hizmet maliyeti diye yazmışlardı. 
Temel Kotil bu ek maliyetin ne olduğu konusunda izahat istediyse de tatmin olucu yanıt alamadığından bu giderleri imzalamadı. 
İşte dananın kuyruğu o anda kopuverdi. THY Yönetim Kurulu başkanı ile Temel Kotil arasındaki anlaşmazlığın en yüksek boyuta geldiği olayın bu olduğu iddia ediliyor. Bu imzalamama olayının hemen ardından Temel Kotil’i yıpratma kampanyası için start verildi ve kiralık kalemler ile savaş hızlandı.
Sonuç olarak, FITA anlaşmasının sözleşme süresi bittiğinde, yeni anlaşmaya bu sefer İlker Aycı bey imza koymadı. Bu faturadaki ek maliyet bölümü neleri kapsıyordu? Sevda Kutlu, Korhan Oyman ve eğitimin kalitesini (!) kontrol eden kişiden başkaları da bu işin içinde miydi onu bilemiyorum. Bu nedenle bu sorumu İlker Bey göreve başladığında köşe yazım eşliğinde sormuştum. Henüz cevap alamadım.
Bildiğiniz üzere FITA o zamanlar THY’nin Çıldır uçuş okulunu işletmeye de talipti. İyi yerde dükkan açma hayalleri tutmadı.        
FITA dedim de aklıma geldi. Bir zamanlar 8 adet F/0’ nun 2 sene önce uçuşu kesilip hattan alınmıştı diye hatırlıyorum. Sebebi sorduğumda, FITA, F/0 ları temel kursu bitirirken kontrol uçuşunu EASA examinerin değil,  FAA examinerin’a kontrol yaptırıldığı söylenmişti. Bu nedenle SHGM/EASA lisansları kabul etmedi. Bunun üzerine hatta uçan F/O lar geri çağrıldı. ABD’de tekrar kontrol yapıldı. Tip intibak eğitimleri tekrarlandı.  Bunlar da Temel Kotil’den saklandı ve paraları THY tarafından ödendi.
Diğer bir konu ise, Aydın Çıldır okulunun durumu. Halihazırda bir şirket var ve şirketin de bir yöneticisi var. Ama personel THY personeli. Bir türlü çözülemiyor ve aksiyon alınamıyormuş.  Personele yeni şirketin çatısı altına geç diyorlar ama haklarını vermiyorlar.  Bu arada oradan mezun olanlara en son duyum 110 bin Euro senet imzalattıkları şeklinde.. Hem okulu kotu yönetiyorlar ve maliyet sürekli artıyor hem de maliyetler mezunlara yükleniyor diye bir dolu söylenti var.
Bir türlü kurulan şirkete dönüşüm yapılamıyor. Çıldır akademi,bu kadar öğrenciyle Türkiye’deki en az maliyetle pilot yetiştiren okul olması gerekirken, maalesef şu an maliyetler itibarıyla en fazla maliyete sahip uçuş okulu olmuş durumda. Bu durum THY’nin umurunda bile değil. Çünkü, harcama kalemlerinde gözüken fahiş maliyetleri kendi personeline borç senedi imzalatarak tahsil ediyorlar.
THY/Çıldır uçuş okulu yıllar önce Alman öğretmen istihdam ettiydi. Hafızam beni yanıltmıyorsa,10 kişilerdi. Bunlar genç ve tecrübesiz öğretmenlerdi. Geldiler ve yaklaşık 2 yıl Çıldır’da kaldılar. Maaşları THY tarafından ödendi ve neredeyse hiç uçuş yapmadan geri gittiler. Bu arada ne oldu neden geldiler problem neydi neden çözülemedi kim akıl verdi sorularına henüz cevap yok. Türkiye de bu kadar uçuş öğretmeni varken Almanya’dan neden işe alım yapıldı ve neden kullanılamadı. Bu sorulara da hala cevap bekleniyor.
Bir ara okulu Lufthansa’ya satmaya çalıştıkları iddia edildi. Altın yumurtlaması gereken okul satılmaya çalışıldı. Lufthansa ise bir dolu olumsuz görüşler vererek fiyat düşürmek ve THY’nin daha çok yatırım yapmasını istedi. Sonra neyse ki birileri uyandı ve bu projeden vazgeçildi.
Kısaca; THY yönetiminin Çıldır’a tekrardan bir göz atması gerekiyor. Bu okul akıllı bir yönetim anlayışıyla, Altın yumurtlayan tavuğa dönüşebilir.

Exit mobile version