Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs tarihinde Milli Muharip Uçağın adının “KAAN” olduğunu açıklamıştı. Türkiye’nin 5. Nesil savaş uçağı KAAN, Türk havacılığına yeni bir boyut getirecek.
KAAN, insansız hava araçları, havadan ihbar, kontrol gibi platformlar ve tedarik edilmesi planlanan diğer unsurlarla ortak çalışabilecek.
Sabah gazetesi yazarlarından Okan Müderrisoğlu, TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil ile bir araya gelerek projeye ilişkin son detayları öğrendi.
2 adet KAAN’ın daha üretilmeye başlandığını belirten Kotil, 2028’de 20 adet savaş uçağının Türk Hava Kuvvetleri’ne teslim edileceğini duyurdu.
“Görünmezlik teknolojisine” vurgu yapan Kotil, ultra teknolojik pilot kaskı için 100 milyon dolar değer biçildiğini söyledi.
KAAN ile Türkiye, bu seviyede (5. Nesil) uçak üretebilen 5 ülkeden biri olacak.
KAAN, insansız hava araçları, havadan ihbar, kontrol gibi platformlar ve tedarik edilmesi planlanan diğer unsurlarla ortak çalışabilecek. Yeni nesil silahlarla havadan havaya muharebe, süpersonik hızda dahili silah yuvalarından hassas vuruş gerçekleştirebilecek KAAN, yapay zeka ve nöral ağ desteğiyle artırılmış muharebe gücü sağlayacak. Nefes kesen özellikleriyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücüne güç katacak KAAN için yeni müjdeler yolda…
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil ile bir araya gelen Sabah gazetesi yazarlarından Okan Müderrisoğlu, önemli bilgiler paylaştı.
TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Rafet Bozdoğan anlatıyor… Yıl 1990, merhum Necmettin Erbakan bir konferans için Manchester’a gelir. Türk öğrencilerle buluşur. Konu, “Teknoloji Transferidir.” Erbakan Hoca, “Bizim ömrümüz ecnebi memleketlerde teknolojinin peşinde geçti. Ben, size Türkiye gerçeklerinden bahsedeyim” der ve şöyle devam eder:
“Bizi bir borunun içine soktular. Önce bir tarafını sonra diğer tarafını tıkadılar. Bir o yana bir bu yana koştuk. Hatta maraton koştuğumuzu zannettik!”
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil‘in davetiyle Paris Havacılık Fuarı‘ndayız. Dünyanın önde gelen savunma ve sivil havalılık şirketlerinin sağlı sollu stantlarının yer aldığı “Şampiyonlar Ligi Sokağı” diyebileceğimiz bir ortamdayız. Yıllarca izleyicisi olduğumuz bu ligde artık saygın oyuncular arasındayız.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan‘ın iradesi ve kararlılığı sayesinde Türkiye’mizin “öğrenilmiş çaresizlik zincirini kırdığına” bizzat tanık oluyoruz. Bu yıl 54’üncüsü düzenlenen Uluslararası Paris Air Show’da TUSAŞ, uzun süredir üstünde çalıştığı ve Gökbey’in abisi olarak tanımladığı 10 ton genel maksat helikopterini tüm dünyaya ilk kez tanıtma fırsatı buldu. Türk Havacılık Uzay Sanayii etkinlik süresince son dönemde adından sıkça söz ettiren ileri teknoloji ürünü platformlardan Hürjet, ANKA, Aksungur, Gökbey, ATAK II ağır sınıf taarruz helikopteri, insansız helikopter ve hedef uçak Şimşek’in prototip tasarımları ile Milli Muharip Uçak KAAN’ın simülatörünü de katılımcıların ilgisine sundu. Diğer geliştirilen platformların ve uyduların 1/7 ölçekte maketleri de ziyaretçilere açıldı.
Fuar alanında konuştuğumuz Sn. Kotil, “Şu an elimizdeki en önemli proje Kaan” dedi ve bir de müjdeyi paylaştı:
“2 adet daha Kaan üretmeye başladık. Uçağımız uçabilecek durumda ama bazı testler nedeniyle titiz davranıyoruz. 2028’de 20 adet Kaan savaş uçağımızı Türk Hava Kuvvetleri’ne teslim edeceğiz. Blok 10 paketi bu uçaklar, F35’in bir altı F16’nın bir üst segmenti olacak. 5. nesil Kaan’lar ise 2030’da Hava Kuvvetlerimizin envanterine girecek!”
Unutmadan… 5. nesil derken bilhassa “görünmezlik teknolojisinden” söz ediyoruz. Ki şu anda TUSAŞ, özel materyallerle desteklenmiş, 1.5 cm kalınlığında, radyo dalgalarını emen boya teknolojisi üzerinde epeyce mesafe kat etmiş görünüyor.
Ayrıca… Düşünün ki savaş uçağı pilotumuz özel tasarım kaskı ile yüzlerce kilometre uzaklıktaki uçaklar ve SİHA’larla etkileşim ve koordinasyon içinde harekât yapabiliyor. Ve ultra teknolojik bu başlık için 100 milyon dolar değer biçiliyor. TUSAŞ/Aselsan işbirliği ise bu kabiliyeti ülkemize kazandırmanın eşiğine geliyor!
Bu vesileyle hatırlatmak gerekirse…
TUSAŞ Motor Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Saim Dinç‘in de dediği gibi…
Türkiye’nin kg başına ihracat değeri 1.5 Dolar. Ancak… İmalat alanı otomotive geçince 9.5 Dolar/Kg, Gökbey Helikopteri’nde 5 bin Dolar/Kg, Kaan Savaş Uçağında 86 bin Dolar/Kg. seviyesine ulaşılıyor. İşte bu nedenle Türkiye’mizin teknolojik ürün geliştirmesinden, piyasalaştırıp ihraç etmesinden başka çaresi görünmüyor. Teknoloji odaklı eko sistem hem sivil sanayiye hem de kişi başına milli gelire sınıf atlatıyor. Sanırım biraz da bu nedenle milletimiz, 14 ve 28 Mayıs’ta “Durmak yok, yola devam” kararı verdi!