Teknisyenin bu haykırışının muhatabı ben değilim!

Değerli okurlarım; Aşağıdaki yazı bana mail ortamı ile geldi. Aslında teknisyen arkadaş, yazıyı okuyup benim değerlendirmemi istemiş görünüyor. Bu nedenle yazı tarzı bana anlatır tarzda devam etmekte.
Aslına bakacak olursanız, bu teknisyen kardeşimin yazdıklarını okuyan her yönetici sanki kendine yazılmış gibi düşünürse onu anlayacaktır diye düşünerek, aynen yayınlamayı uygun gördüm.
Umar ve dilerim ki bu teknisyen kardeşimizin haykırışında ki samimiyet ve haklılığı anlayabilir ve tarz değikliğine gidilir.
Merhaba Sefa Ağabey
Sözlerime nasıl ve nereden başlayacağımı bilemiyorum açıkçası. Çok uzun zamandır sizinde bildiğiniz gibi teknik ailesinde sıkıntılar var. Zaten bu huzursuzluk artık neredeyse her birimizde. Maddi olarak yapılan zam kimseye yeterli gelmedi fakat Türkiye’nin şu anki durumunu göze alıp herkes şükür dedi. 2017 3500 tl ye 1000 dolar alırken bugün 1000 dolar için 5500 ödememiz gerekiyor. Gerçi siz bu hesapları benim kadar yapmışsınızdır sendika sözleşmesi zamanında.
Fakat anlatmak istediğim bunları da geçtik, huzursuzuz. Herkes yaptığı işten tiksinir oldu, insanları bıktırdılar. Teknisyen artık o kadar değersiz ki yaptığı işin hiç bir önemi yok. Başındaki mühendis müdür ne söylerse onu yapmak zorunda benim departure yaptığım tayyareyi benden daha iyi bilir konumda veya benim zaten sorumluk aldığım altına imza attığım tayyareyi sorumluluk sende diye tehdit etmekte.
Farkında bile değil ki arkadaşlar o sorumluluklar hep bizde.
Ama gündemdeki konumuz teknisyenin kullandığı rapor mazeretin gözlerine batıyor oluşu. Siz apron da uzun yıllar geçirdiniz, biz 3 vardiya çalışıyoruz soğukta, sıcakta en berbat işleri yapıp saatlerce dışarıda kalıyoruz. Çoğumuz bel fıtığı, sosyal hayat zaten yok, stress, mevsimsel hastalıklar, yorgunluk ve daha sayamadığım bir sürü şey…
3 vardiya çalışan herkes zaten asosyal eşimle çocuğumla 1, 1.5 ayda bir aynı kahvaltı sofrasına oturabiliyoruz. Ve bize diyorlar ki mazeret kullanmayın.  Kullanırsanız da açıklamasını açık açık yazın. Yani eşim hasta yazmayacaksınız eşinize ne oldu açıkça onu yazacaksınız.
Diyelim ki, düğün için izin istediniz; kimin düğünü, birde davetiye olacak, AÖF sınavları için mazeret yazılmayacak vardiya değişimi olacak olmaz ise yıllık izin yazılacak. Bunlar çalışanları kadar meşgul etmeye başladı ki herkes ilk fırsatta kaçma peşinde zaten teknisyen kökenli baş teknisyenlerin ve şeflerin artık hiç bir hükmü yok.
Eskiden başteknisyen,kendi atölyesinde 50 kişi çalışıyorsa hepsini tanır huyunu suyunu bilir, iznini mazeretini ona göre verirdi. Şimdi müdür başkan karar veriyor bunlara yani çalışanda aynı çalışmayan da… Elinde hiç bir yetki bulunmayan bir baş teknisyen bir şef nasıl çalışanı motive eder. İşini iyi yapanı nasıl kollar. Ben şahsen üst yönetimin personelin bu kadar boğulduğundan haberi olmadığına inanıyorum. Artık ciddi bir şekilde paranoyak olduk, bu maili atma işini bile aylarca düşünüp öyle yazıp atıyorum çünkü ya işimize bir şey olursa bizler korku yönetiminde çalışıyoruz. Ben sizden eğer ki kaleme alırsanız kimliğimin gizli kalmasını rica ediyorum ve aslında bununda böyle olacağını biliyorum.
Biz işimizi iyi yapmaya çalışan çalışkan, dürüst en önemlisi bu memleketin insanlarıyız. Umarım bu konular üzerine bir şeyler kaleme alır her zaman olduğu gibi en azından bir farkındalık yaratırsınız.
Ayrıda bugüne kadar yaptıklarınızdan ve bugünden sonra yapacağınız tüm güzel şeyler için çok teşekkür ederim.
İyi Çalışmalar

Exit mobile version