TEKNİK DEPARTMANLARDA ÇALIŞANLARA TAVSİYELER… KENDİNİZİ DOĞRU İFADE ETTİĞİNİZDEN EMİNMİSİNİZ? 

TEKNİK--sefa-inan

Sevgili Okurlarımız; 

Dünyada hiçbir yolcu yoktur ki, körükten veya pencereden, pırıl, pırıl duran uçağa bakarak, “aaa ne güzel flapları veya ne güzel motorları var” desin…

Hâlbuki siz gizli kahramanların o uçağın oraya gelene kadar yaptığı işleri, sarf ettiği eforu, başkalarına anlatabilmeleri mümkün değildir.

Neden mi? 

Araba yarışçılarını düşünün; o yarışçının başarısı sanki ayaklarının yardımıyla kazanılmış gibi TV’lerde, gazetelerde manşet olurken yarış arabasının performansını sağlayan, bakımı ve arızalarını gideren hangi teknisyenin ismi duyulmuştur. Bu başarılı sürücüler yarışları birkaç saniye farkla kazanırken pit stop’lardaki teknisyenin neticeye etkisi yok mu sanıyorsunuz. O teknisyen yarışçının lastiğini birkaç saniye geç değiştirse o aracın pilotu yarışı kaybediyor. 

Araba yarışlarını izleyen biri olarak gözlemlediğim kadarı ile bu tam bir ekip işi. O araçların bakım için durmak zorunda oldukları pit stop’larda, saniyeler içerisinde bakım ve gerekirse lastik değişimlerini sağlayan teknik ekipten birinin bile ismini hatırlayamazken, size en beğendiğiniz araba yarışmacısı kim desem mutlaka yarınızdan çoğunuz cevap verecektir. 

Ayrıca; Sizlere aya ilk giden astronotun ismini sorsam hepiniz cevap verebilirken uzay aracının teknisyenlerinden birinin adını söyleyemezsiniz. 

Peki; O teknisyenler olmasa ne o araç yarış kazanabilir nede astronot güvenle aya çıkabilir. Tabii ki mümkün değil. Bu tek taraflı bakış acısı bence büyük bir haksızlık. Çünkü ön planda olan herkesin arkasında en az onun kadar güçlü bir desteği mutlaka vardır. Siz her ne kadar da olsa öndekini tanır ve onu izlerken, arka planda neler olup bittiğini bilemez veya düşünmezsiniz. 

Neden Teknik Personel ikinci planda kalmaktadır? 

Yolcuları şimdilik boş verelim, Çünkü onlar teknisyene yukarıda verdiğim örneklemeler gibi bakıyorlar. Çünkü zincirin halkalarından biri olmasa diğerinin olamayacağını düşünemiyor olabilirler.  

Tekniğe yapılan bu haksızlık neden? Sempozyumlarda, panellerde ve sunumlarda, teknik ve uçuş güvenliği kelimelerini dillerinden düşürmeyenler, aynı hassasiyeti, ücret değerlendirmelerinde ve sorunların çözümünde göstermezler. 

Bu soruların cevabı çok derinlerde yatmaktadır. Çünkü insanlar bir yere kılık kıyafetiyle girer şahsiyeti ile çıkar derler.

Çünkü teknik eleman, dış görünüm (kıyafet) olarak gösterişsizdir. Çalıştığı müddetçe temizliğine dikkat etmesi oldukça zordur. 

Kafasında ki bilgisini, tecrübesini, becerisini, Bu kıyafetle kabul ettirmek, insanların dış görünümüne göre sınıflandırıldığı bir dünyada mümkün değildir. 

İşte bu nedenle, tekniğin temsil seklinden kaynaklanan toplumsal kurallar yüzünden ellerinde olmaksızın çifte standart uygulamalara maruz kalırlar. 

Değerli meslektaşlarım; Bizim zamanımızda, dernek yönetimi olarak bu eksiklikleri gidermek için çok çalıştık ve bilhassa uçuş görevine giden arkadaşlarımızın kılık kıyafetiyle çok uğraştık. Kendi kıyafetlerimizin, ayakkabılarımızın ihalelerine bizler girdik. Şimdilerde görüyorum ki aynı hava esmiyor. 

Benim mesleğe başladığım zamanlarda THY devlet şirketi olarak kabul edildiğinden, İş kıyafetleri ve ayakkabılar Sümerbank tarafından yaptırtılırdı. Bu yapılan iş kıyafetlerinde DROP sistem uygulanmadığından rezil bir iş kıyafeti ile karşılaşılırdı. Kimin paçası kısa, kiminin beli bol, kiminin ise kolları upuzun gelirdi. Gözünüzde canlandırdığınızda, o iş kıyafetinin (tulumun) ne kadar şekilsiz olduğunu gözünüzde canlandırabilirsiniz. Uçuş görevlerine giden arkadaşlarımız, evinden iş yerine nasıl geldiyse aynı sivil kıyafetle uçağa biner yurt dışı görevlere giderdi. 

Uçuş ekipleri, belirli hatlarda görevlendirilmesi gereken teknik elemanın resmi kıyafeti olmadığından, kabin ve kokpit ekipleri uçuşlarında birde görevli teknisyen olduğunu bile anlayamazdı.   Yolcu sayımlarında ve inilen meydan da teknik anlaşma yoksa vardiya şefliğini arayıp, teknisyen yollamıyor musunuz diye sorarlardı.  Tabii ki vardiya şefliği de ekibe teknisyenin uçakta olduğunu söyler ve teknisyenin sivil kıyafetli olması iletişim ve sivil kıyafet acısından sorun olurdu. 

Tabii ki bu sorunlar her zaman UTED tarafından yukarılara taşınır ve çözüm aranırdı. Benden önce dernekçilik yapan arkadaşlar en sonunda resmi kıyafeti kabul ettirmişler ve çözüm olarak her teknisyene yine Sümerbank’tan olma şartı ile siyah elbiselik kumaş dağıtıldı. Bu kuması alanlar, kendilerine yaptırtacağına, kuması çoluk çocuğuna verip yine uçuşlara sivil kıyafetle gitmeyi tercih edince, bu sistemden vazgeçilerek yine Sümerbank’tan olması şartıyla hazır kıyafet vermeye başlandı.  Tabii ki o zamanların Sümerbank’ında beden numaraları var ama DROP sistemi olmadığından kolu uzun veya kısa, paçası yerde sürünen komik elbiseli görüntüler oluştu. 

Benim UTED başkanlığım zamanında ilk olarak bizi temsil edenlerin kılık kıyafetlerine yönelik çalışmalar yapmış ve ihale dönemini başlatmıştık. Artık THY, kılık kıyafet ihalelerinde özel firmaları da ihaleye davet edebiliyordu.

Bir dönem kapanmış ve yeni bir dönem başlatılmıştı. Bu dönemde Kiğılı, Yeni Karamürsel, Öz konteks ve şimdi hatırlayamadığım birkaç firma daha ihaleye giriyordu. Tabii ki Teknik adına personel müdürü ve UTED başkanı ihalelerde yer alıyordu. Elbiseler Siyah yerine, lacivert olmuştu. Elbiseler kaliteli ve UTED isteği doğrultusunda DROP sistemi kabul görmüştü.  O zaman ki yönetmelikte apolet olmayınca, UTED olarak her uçuş görevine giden arkadaşlara UTED bütçesini kullanarak apolet yaptırtıp dağıtmakla kalmayıp, uçuşa gider arkadaşlarımızın uçağın sol ikinci sıra koridor tarafı, uçuş görevine giden teknisyen için ayırtılmış oluyordu. 

Unutmayın ki insanlar kılık kıyafeti ile bir yere girer ama şahsiyeti ile çıkarlar. Bizdeki eksiklik kılık kıyafetlere (İş ve Uçuş) dikkat etmememizin yanı sıra yaptığınız görevin ve hangarlarda ki çalışmalarınızın satışını(yaptığınız görevin önemini anlatabilmek) yapamamak kaynaklı. Bu anlatımda tabii ki sizin temsilciniz olan UTED tarafından yapılmalı. 

Hangarlarda veya diğer işyerlerinde mesleğinizin önemini ve saygınlığını yeteri kadar vurgulayabildiğinizi düşünmüyorum.  Bu nedenle dernekleriniz önderliğinde THY ve Özçelik İş sendikası yönetim kurulunu hangara davet edip, yapılan görevleri ve çalışma zorluklarını bizzat sizlerin de davetli olduğu bir ortamda, anlatmaları sağlanmalı. (Hem işveren hem de sendika ve davet edilirse medya mutlaka bu davete icabet edecektir)  Veya hangara bakım için giren bir uçakta arı gibi çalışanları videoya çekip ilgilere yollayamıyor musunuz? Bu video’nun senaryosunu yazmak çok mu zor. Bu video THY’nin reklamlarında da kullanılabilir. Şimdi sendikalar bu işlerden anlamaz diyenlerinizde çıkacaktır. Onlara cevabım, peki dernekleriniz ne güne duruyor olur. 

Sizler aslında imza yetkili nadir çalışanlardan birisiniz. Bildiğiniz üzere uçak uçuşa verileceği zaman veya arıza durumunda uçağın uçabilirliğini sağlayıp altına imza atmadan hiçbir Allah’ın kulu o uçağı uçuşa veremez. Uçakta kaptan ne kadar önemliyse sizde onun kadar önemlisiniz. 

Bu gerçek dün de öyleydi bugünde öyle… Aradaki fark, üst yönetim ve sendikalara yaptığınız önemli görevleri, yeterince anlatamamak ve mesleki derneklerinizi çalıştıramamaktan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. 

Değerli Teknik AŞ çalışanları;

Gelin bundan sonra toplumsal kuralları değiştiremeyeceğimize göre siz onlara yanaşıp, tulumların (iş kıyafetleri) içinde hapis kalan değerlerinizi herkes gibi dışarıya çıkartmayı becerebilelim.  

Gelin; Hangarın kapılarını sonuna kadar acın. Açın ki, sizlerin dışarıya açılmasından çok, içeriye girmenin zor olduğu anlaşılsın. 

Anlaşılsın ki; Uçuş güvenliğini sağlayan Teknik Departmanı sözde olarak başarılı görenler, ücret değerlendirmelerinde de aynı hassasiyeti göstermeliler…

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ…

Exit mobile version