Değerli okurlarım;
Malumunuz olduğu üzere hala Avşa adasındayım. Bayram trafiği bu sene çok yoğun yaşandı. Gelenler,gidenler,fatura kesimleri, güvenlik güçlerinin istediği müşteri kimlik birikimi ve rezervasyonlar beni bayağı yordu. Bu yorgunluğa rağmen,sizleri ihmal etmemeye çalıştığımı biliyorsunuz.
İşveren-Sendika veya çalışanlar hiç fark etmez. Benim hiç birisi ile organik bir bağım olmadığından hepsine eşit mesafede bakıyorum.
Kısaca, Bir haber sitesi,nasıl olması gerekiyorsa öyle olmaya çalışıyoruz.
THY’deki çalışan kesimin,sendikaların ve işverenin yapısı ve beklentisi, dün nasıl ise bugünde aynı. Dün sorunlar nasıl çözüldüyse bugün de aynı tarzda çözülebilir. Burada önemli olan,akılcı yaklaşımdır.
Her zaman söylediğim gibi, sınıf sendikacılığı artık yok. Olma ihtimaline karşı kanunlar bile çıkartılmış durumda. Kısaca,çalışan kesim maça baştan yenik başlıyor. Tabi ki maça baştan yenik başlanıyor derken maçın sonucunu kastetmiyorum. Sadece zorluğunu anlatmaya çalışıyorum. Açlık grevleri,pankartlar, iş yavaşlatmalar, işçiyiz güçlüyüz nidaları ile haykırmak artık tutmuyor. Birde bakıyorsun ki sendika seni satmış ve basmış imzayı… Karşı taraf bu tarz mücadelelerde bayağı deneyimli.
İşverenler ya patron yada siyasi iktidar oluyor. Çalışanların muhatap olduğu kişiler sadece işverenin vekilleri. Çalışanların kendi seçtikleri sendika yönetimleri nasıl çalışanların vekili ise, işverenin vekilleri de patron veya siyasi iktidarın seçtiği kişiler. Kısaca hem işveren vekilleri hem de çalışanların vekilleri birbirini çok iyi anlamak zorunda. Sendika çalışanların desteğini almaya nasıl çalışıyorsa işveren vekilleri de kendi amirleri olan patron veya onları o konuma getiren siyasi iktidarın desteğini almak isteyecektir.
Kısaca, işveren vekilleri veya sendikalar kendini düşünecek ve patronlarının veya siyasi iktidarın görüşü doğrultusunda hareket edecektir.
Benim çalıştığım dönemlerde ki başarıların hiç biri eylemlerle veya grevlerle elde edilmemiştir. Hepsinin ardında akılcı yaklaşımlar vardır.
Bu genellemeleri neden yapıyorum derseniz şimdi konuya girince anlayacaksınız.
Bildiğiniz üzere Teknik A.Ş’nin illegal bir genelge uygulaması var. Dikkat ederseniz illegal diyorum. Çünkü işverenin toplu iş sözleşmesinde geçirmesinin çok zor olduğu bir maddeyi, toplu iş sözleşmesi masasına yatırmadan tek taraflı bir genelge yayınlayarak çözme isteği… Kim ne derse desin tek taraflı bu girişim benim için illegaldir.
Bu illegal genelge çıkar çıkmaz anında tepki verdiğimi ve yapılanın yanlış olup bir yerlerden mutlaka döneceğini belirten yazılarımı okumuş olmalısınız.
Böyle de oldu. Mahkeme aşamaları bittikten sonra yargıtay da aynı görüşü paylaştı ve genelge için illegal diyerek düzeltilmesini istemiş oldu.
Yargıtay sürecinden sonra ben de genelgenin her aşamasında çalışanların yanında olmuştum.Hatta bir genelge mağdurunun açık mektubunu isim zikretmeden yayınlamıştım.
Sonuç olarak; Yargıtay kararı olmasına rağmen işverenin mantıksız katı tutumu maalesef devam ediyor. Bu konuda THY’nin genel kurulunda da söz almış ve yanlış uygulamadan dönülmesini istemiştim. Hala da aynı düşüncedeyim.
Mevcut durumda sendika, gerekirse işvereni dava edecek imzalar peşinde. İmza işi bana pek mantıklı gelmiyor. Çalışanla işveren arasında köprü olması gereken sendika çalışanı riske atmamalı. Kendi tüzel kişiliğini kullanmalı.
Aklın yolu bir ise işveren bir şekilde bu inadından vazgeçecektir diye düşünüyorum. İlker Aycı’nın gelecek hafta genelge konusu ile ilgili Teknik A.Ş yönetimini dinleyeceği söyleniyor. Ancak, sorunu yaratan Teknik A.Ş yönetimi,İlker Aycı’ya ” aaaa pardon efendim biz yanlış yapmışız “ diyecek değil ya…Anlamsız ısrarlarını devam ettireceklerdir.
İlker beye yakışan, Teknik A.Ş yi dinledikten sonra genelge mağdurlarının içinden kendi seçtikleri bir kaç kişiyi de dinlemek olmalı. Teknik A.Ş nin yönetimi,İlker Aycı’yı tam ikna edemezse (Ki edemez) bu yolu seçmeli diye düşünüyorum.
Bence şimdiden Genelge mağdurları kendi aralarından bir kaç kişiyi seçsin ve yaşanan süreci eksiksiz olarak olarak anlatsın. . Hatırlayacağınız üzere; “Elçiye zeval olmaz” derler.
Her ne kadar sendika yönetimi sorunun çözümüne ilişkin önerilerini sunacaksa da mağdur kişilerin seçtiği kişiler kadar konuya hakim olamaz. Bu tür durumlarda aracıya veya arabulucuya gerek yok. Haklı olduğunuza inanıyorsanız (ki ben inanıyorum) Aslanlar gibi gidip anlatın.