Değerli Okurlar,
Bugün 10 Kasım Atamızın ölüm yıl dönümü. Büyük bir milleti yokluk, sefalet ve işgal altından kurtarıp büyük bir ulusun ve güçlü bir devletin temellerini inşa eden büyük komutanımızı ve ulu önder Atatürk’ümüzü rahmet ve minnetle anarak yazıma başlamak istedim. Bugün sahip olduğumuz birçok imkânı ve özgürlüğümüzü onun cesaretine ve ferasetine borçlu olduğumuzu asla unutmamalı ve unutturmamalıyız.
Bilge bir asker, örnek bir kişilik ve tüm milletimizin her zaman onur ve gurur kaynağı bir kurucu liderin ahlakından da başarılarından da ilham alıp herkesin çokça çalışıp ülkesine ve milletine hizmet etmesi gerekir. Babam bir asker çocuğu olduğu için kendimizi her zaman devletin çocukları ve milletin hizmetkarları gibi gördük. Vatan ve bayrak sevgisi en kutsal değerlerimizden ve önceliklerimizden biri oldu. Kendimizi her zaman devletimize ve ülkemize borçlu hissettik.
Hakikatin daima yanında olmayı, adaletsizlikler karşısında dimdik durmayı ondan öğrendik. Ekmek yediğimiz işimiz, mesleğimiz ne olursa olsun ülkemize hizmet etme şuurundan asla vazgeçmedik. Havacılık sektörü bir ekmek kapısından öte evimizde bir aşka bir yaşama dönüştü. Atamız ‘’İstikbal göklerdedir, Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar’’ demişti bizde gözümüzü de gönlümüzü de bu ufka diktik. Teknisyeni olduk, yazarı, akademisyeni, derneği, üniversitesi olduk. Ama asla Atamızın emaneti olan göklerin muhafızı olmaktan vazgeçmedik.
Parayla yazanların, şantajla, rüşvetle, daire ya da büfecilik karşılığında bir gün iktidar yalaması, bir gün muhalefet çıkması da olmadık. Bize ulaşıp derdini dökenin, haksızlığa uğrayanın sesi, kalemi olmaya çalıştık. Havada canını hiçe sayan kabin ve kokpitin görevlilerinin, yerde soluksuz tamir bakım yapan teknisyenin, mühendisin, havalimanlarında her tepkinin ve öfkenin hedefi olan yer hizmetlilerinin, taşerondan hizmet şirketine geçirilen binlerin, Onur Air mağdurlarının her zaman yanında olduk. Objektif bilgi ve belgeye dayanan her konuyu, hukuk ve etik normları koruyarak gündeme getirdik. Öyle süslü ve havalı cümlelere her defasında rezil rüsva yalan yanlış manşetlerle asla gündeme gelmeye tenezzül dahi etmedik.
Bakın daha geçen hafta emeklilik için bilmem kaçıncı yazışımız oldu. Emekli olanların kaygısını derdini hep uzun uzun anlattık. Bu sorunu yaşayanların önünü açın, kurumsal hafızanızı, tecrübeli iş gücünüzü koruyun dedik. Emeklilik hakkını tanıyın, tazminatlarını muhafaza edin, hem ek kaynak olarak yatırımlarınız için kullanın, yeter ki mevcut haklarını koruyarak çalışma imkânı tanıyın dedik. Her defasında bu konuyu yazdık ve sürekli gündemde tuttuk. Sonuç teknisyen, kabin ve kokpit çalışanı arkadaşlara bu hak tanındı. Tabii gönül isterdi ki tüm iş gruplarında ve iştiraklerde de bu hak tanınsın. Çünkü geçim koşulları, yaşam şartları gittikçe ağırlaştı. İnsanların bu rezalete muhtaç olmaları da bizim ayıbımız. Hem emekli olup hem de çalışmak zorundalar. Lakin sistem o kadar rayından çıktı ki, THY gibi büyük şirketler çok önemli tecrübe ve deneyim gerektiren işleri yapan belki 10-15 yıldan daha fazla emeğinden istifade edebileceği binlerce kişiyi kaybetme krizi ile karşı karşıya kaldı.
Şimdi bu ucube düzeni kuran akıl ve keramet kusurlular, bu sonucu öngöremediği için memlekete ve hazineye çok daha uzun yıllarca çok daha ağır maliyetle yük oldular. Bir yandan 2024-2025 emekli maaş farkı hesap baskısı, bir yandan mevcut işin gelecek kaygısı, devam etseler acaba ansızın bir gün kapının önüne koyarlar mı tasası. Emekli olduktan sonraki iş arayışı stresi ve birçok belirsizliklerle insanlar çaresizce kıvranıp duruyordu.
Çok şükür elini taşın altına koyanlar bu sesimize ve bu sessiz isyanlara karşı duyarsız kalmadılar. Aklın ve mantığın yolunu seçip emeklilik hakkını sunarak aynı zamanda işine, tazminatı korunarak devam etme imkânı sundular. Umarım bunun çerçevesi daha genişleyip, bu iş grupları dışındakiler içinde bu hak tanınır. Bu işte emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
Tabii böyle güzel gelişmelerin yanı sıra koltuğunu doldurmayan bazı karakter yoksunlarının, yönetici sıfatlarıyla örtmeye çalıştıkları enteresan olaylar da duyuyoruz. Kafalarına uymayan, diş geçiremedikleri, mahallesine cemiyetine aykırı buldukları herkese düşük performans notu vererek ya emeklilik mobbingi ya da iş akdi feshi baskısı yapılıyormuş. Gücü arkasındaki dayısına, amcasına göre yetmiyorsa, kibarca da birim değişikliği öneriliyormuş. Hakikaten alçaksınız, zavallısınız. Gücünü koltuğundan alan ezik ve korkak yığınlarsınız.
Apoletleriniz sökülse sokakta karşılaştığınızda korkudan yolunuzu değiştireceğiniz adamlara sizin ancak gücünüz yetkinizle yeter, öyle zulmedersiniz. Bu kadar aşağılık oyunlarınızın fark edilmediğini mi etrafınızca anlaşılmadığını mı sanıyorsunuz. Ödev veya proje bahaneleri ile zorla kâğıt imzalatmak, onları disiplinle, iş akdi fesihle tehdit edip şantaj yapmakta ancak size yakışır. Hele bir de sizin performansınızı değerlendirsin altınızdaki çalışanlar da görelim bakalım onların gözünde ne kadar insan ne kadar iş bilen idarecisiniz. Çalışanını değerlendirecek çapı ve vicdanı olmayanların sesine kulak verenlerde bu vebale ortak.
Kendi altındaki personelini kazanmak yerine olduğu yerden kazımaksa hüneriniz buyurun, toprağın üstündekinden daha uzun altındaki zamanınız. İnandığınız değerlerle söylüyorum, hesap vermek için bir hayli zamanınız olacak. Hoş eskisi gibi değil, yarına kalan pek kimsenin yanına da kalmıyor. Öyle uzun zamanlar geçmeden tepe taklak olduklarını görüyorsunuz. Bu makamlar sizin gibi çoook Ali kıran baş kesenler gömdü… Dünya, işgal ettiğiniz makamların ve babanızın çiftliği gibi imkanlarını kullandığınız bu devletin banisi size de elbet kalmaz…
Hepinize sağlık ve huzur dolu haftalar diliyorum…
Geçen haftaki yazımızın linki; https://www.airlinehaber.com/imf-den-daha-acimasiz-olduk-emekli-olsam-mi-size-guvenip-beklesem-mi-engelliden-tasarruf-olmaz/