TEC TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ KÖTÜNÜN İYİSİ- SENDİKALARDA AHLAKİ EROZYON-KADROLU AVUKAT YERİNE SÖZLEŞMELİ AVUKAT- EŞEL MOBİL UYGULAMASINA KİM KARŞIYDI…
Haberini yaptığımız üzere, DİSK konfederasyonuna bağlı Birleşik Metal İş ile Turkish Engine Center (TEC) çalışanları arasında sürdürülen Toplu İş sözleşmesi sona erdi. Sendikanın grev kararı alması ve bunu işyerlerine aşamasından sonra olası grev durumunda neler yapılması ile ilgili sendika tarafından bir de eğitim verildi. Bu aşamaları sizlere duyurmuş idik.
Sendikal süreç başladığından imzalanana kadar geçen sürede TEC çalışanları ile ilgili sendikadan yollanan tüm bildirileri ve faaliyetleri sizlere anında ileterek vazifemizi yaptık.
Bildiğiniz üzere THY/Teknik A.Ş toplu iş sözleşmesi sürecinde de birlikteydik. Çalışanlara elimizden gelen desteği gösterdik. Bu desteği gösterirken Teknik A.Ş ve Sendikanın yönetimleri ile kötü olduk. Aslına bakacak olursanız, bizim görevimiz toplu iş sözleşmesindeki süreci aynen aktarmak olmasına rağmen biraz ileri gittik. Çünkü çalışanlara gerçek bilgiler verilmeliydi. Yalan,dolanlarla çalışanlar kaldırılmamalıydı. Çalışanların yanı sıra, gerek işveren ve gerekse sendika tarafından yapılan yanlışlara da yer verdik. Yani,bir nevi “SANAL SENDİKACILIK” yaptık.
İşe yaradı mı?R. Tabii ki, HAYIR Tokmak başka elde davul başka elde olunca sonuca gidemiyorsunuz. Ben toplu iş sözleşmelerini, çalışanlarla işveren arasında oynanan futbol maçına benzetiyorum. Galip gelebilmek için çok fazla özveriye ihtiyaç var. Futbol maçındaki kuralları işverenler adına siyasi hükümetler zaten belirlemiş. Sizlerin bu kuralları değiştirme şansınız yok… Ancak her ne kadar maça 1-0 yenik başlasanız da en azından beraberlik (enflasyonist baskılardan mümkün olduğunca kaçınma) mümkündür. Bunun için de sözde değil özde sendikacılık yapılması gerekiyor.
Bu nedenle sizin futbol takımınıza seçtiğiniz oyuncuların önemi çok büyük. Hele hele seçtiğiniz takımınızın oyuncuları şike yapacak karakterde ise beraberlik bile hayal olur. Sandık önünüze geldiğinde, “aman ya boşver ne uğraşacağım,seçimle hiçbir şey değişmez” diyerek sendika seçimlerine ağırlık koyamıyorsanız işiniz daha o zaman bitmiş demektir. Çünkü işverenin sizin aranızdan seçtiği kişiler göreve gelecek ve “al gülüm ver gülüm” tarzı sendikacılık başlayacaktır. Tabela dernekleri ve tabela sendikacılığı işte bu şekilde seçilir ve efendilerine hizmet ederler. (Çünkü onlara örgütlenebilmeleri için gerekli zaman ve imkânlar işverenler tarafından bol bol verilir )
Her nedense bu girişi yapmak istedim.
Birleşik Metal İş’in genel sekreteri Özkan Atar ve Emrah Can Ülkü Bey sağ olsun her gelişmeden bizi ve okullarımızı bilgilendirdiler. Ellerinden geleni yaptılar diyebilirim. Ayrıca, toplu iş sözleşmesi süreci aşamasında yaptığımız yayınlar için teşekkür etmenin yanı sıra alınan sonuç üzerine fikrimi sordular.
Kötünün iyisi dedim. Çünkü bu sözleşmenin en kötü yanı 3 senelik bir süreci kapsamasıdır. İki senelik toplu iş sözleşmesi yapmak için oturup, işveren tarafından 3.sene istendiğinde top size geçer. Çünkü 3.sene hesapta yoktur ve bu 3 sene isteği akıllıca yönetilmelidir. Sendikanın 3. sene kozunu yeteri kadar iyi kullanabildiğini düşünmüyorum. Ayrıca, 3.senenin enflasyonun yanı sıra, 3.senenin ilk altı ayının sonunda +3 almanın yeterli olmayacağı kesin.
Bence ne yapıp edilmeli ve 2 senelik toplu iş sözleşmesi 3 seneye çıkartılmamalıydı. Çıkartılmak zorunda kalınırsa da mutlaka daha fazla ekstra iyileştirmeler sağlanabilmeliydi.
Çünkü ülkemizin birkaç sene içinde yüksek enflasyonist baskılardan kurtulabilmesi bence mümkün görünmüyor.
İşveren tarafından verilen enflasyon + rakamlar aslında kötü değil. Kötü olan enflasyon derken reel enflasyonun uygulanamaması. Alışılagelmiş enflasyon gibi rakamları vermeyip, sadece her altı ay sonrasında, hükümetin enflasyon rakamı olarak yayınladığı rakama reel enflasyonun rakamı ilave edilerek alınan toplam değerin yarısını verseler çok daha iyi olurdu. Tabii ki resmi enflasyon rakamı hükümetin elinde.Reel enflasyonu nasıl hesaplayacağız derseniz. Buda mümkün. Hükümetin açıkladığı resmi enflasyon rakamı gibi sendikaların bağlı olduğu konfederasyonlarda reel enflasyonu açıklarlar. Hükümetin açıkladığı enflasyon rakamı ile ,işçi konfederasyonlarının açıkladığı enflasyon rakamı toplanır ve ikiye bölünerek uygulanabilir. Bu şekilde, ortayı bulmak mümkündür.
Rahmetli Erbakan zamanında tatbik edilen eşel mobil sistemi hala devam etse idi, toplu iş sözleşmelerine gerek bile kalmazdı. Bu işçi lehine getirilen ve uygulamasını iş hayatında bizzat gördüğüm bu sistem, sendikalardan başka tüm çalışanların işine gelmişti. Sizce neden sendikaların işine gelmemiş olabilir?
Cevap; Eşel mobil sisteminde enflasyon verisi her ay anında maaşlara yansıyordu da ondan. Eeeee işçi mağdur olmayınca sendikaya ne iş düşecek ki?
Ancak,yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim diye düşünürsek, TEC’in yaptığı sözleşmeyi, Teknik AŞ’nin ki ile mukayese ettiğimizde daha iyi olduğu görünüyor… Teknik AŞ’nin sözleşmesi daha iyi geçseydi TEC de daha farklı rakamlar ile karsımıza çıkar ve rekabet olurdu diye düşünüyorum.
Şimdide yine bizim, adı Çelik İş iken başına “Öz” ekleyerek Özçelik İş tabelasının konması dışında pek de sesi sedası çıkmayan sendikamıza bir bakış atıp oralarda ne oluyor bakalım.
Önce içimi bir dökeyim sonra genelge mağdurlarından avukatlık ücreti olarak alınan %10 ödemelere bakalım.
İşçi için, çalışan için, gecesini gündüze katan ve “işçinin ücretini alın teri kurumadan veriniz.” sözünü şiar edinen Özçelik İş sendikasının başkanı Yunus Değirmenci beyefendi, arabasını değiştirmiş ve 740 BMW almış. Yakışır…
Umarım bu aracı kendi kişisel geliri ile almıştır. Yunus beyefendi, bu aracı, sendika aracı olarak değil özel aracı olarak kullanacaktır diye düşünüyorum.
İşçilerin aidat paraları ile alındı ise Öz metal İş in şube başkanları da var. Onlara da böyle lüks otolar alınmalı. ( https://www.airlinehaber.com/sendika-baskanina-milyonluk-luks-araba/ )
Allah Kazasız belasız kullanma nasip etsin diyelim. Ancak aracın içine pek yakışmamış. Ynus Değirmenci ye Acilen kilo vermesini tavsiye ederim. Aracın muhteşemliği, Bay Yunus’u silmiş süpürmüş. Bu araç makam aracı olarak kullanılmak üzere tasarlandığından özel şoför de gerekli. Tabii ki şoförün maaşı ve giderleri de Bay Yunus tarafından karşılanacak olmalı… İşin kötüsü Hava-İş’in başkanının da araç merakı var. Koskoca Hava-İş’in başkanı Audi 5 midir 6 mıdır işte ona binecek değil ya… Audi’yi bence korumalarına tahsis etmeli diye düşünüyorum.
Bir zamanlar Genel Maden İş sendikası başkanı Şemsi Denizer vardı. Adı Jaguar Şemsi ye çıkmıştı. Arabası Jaguar’ın o zamanki en lüks modeli idi. Şemsi Bey o aracı Türk –İş in garajında saklar ara sıra binerdi. O zamanlar Türkiye ayağa kalkmıştı.
Sendikanın parası ile alındığından inanılmaz tepki gördü. Bir an düşündüm de bizim Yunus Efendi de aynı hatayı yapmış olabilir mi diye. Yaptıysa işçinin yüzüne bakamaz bunu bilsin
Evet, geldik genelge mağdurlarından alınan %10 Avukatlık ücretine…
Öncelikle bu konuda daha önce yazdığım yazıya bakmak lazım. ( https://www.airlinehaber.com/thy-ao-teknik-as-yonetimi-ozcelik-is-sendikasi-ve-uyelerinin-dikkatine/ )
Ne demişiz? Avukatlık ücretini sendika ödemeli
Neden demişiz? Çünkü TEKNİK A.Ş deki aklı evvel birinin toplu iş sözleşmesi dışında “ben yaptım oldu” mantığı ile yayınladığı ve uyguladığı GENELGE toplu iş sözleşmesi dışında uygulandığından doğal olarak sendika tepki gösterecekti ve gösterdi de…Sendika işvereni mahkemeye verdi ve kazandı. Ne kazandı? Üyelerinin geçmişe yönelik kaybını… Her nedense gecikme faizini de işverenden almadı. İşveren genelgesi yayınlanır yayınlanmaz sendika mahkemesini açmıştı. Kimin için açtı çalışanları için. Geçmişe dönük paraları alıp mağdurlarına dağıtması işin olması gerekeni. Çünkü üyeler varsa sendika var.
Ancak,tarafıma THY tarafından ödenen mağduriyet sürelerine yönelik ödemelerden Sendikanın %10 avukatlık ücreti aldığı tarafıma iletildi. Yahu, koskoca sendikanın kendi kadrolu avukatları yok mu? VAR OLDUĞUNU BİLİYORUM.
Peki, sendika kadrolu avukatını kullanmayıp sözleşmeli avukatını kullandıysa bu onun bileceği iş. Üyeler sendikaya her ay tıkır tıkır aidatını ödüyor. Bu paralar neden kesiliyor? İşte bu tür çalışanlar aleyhine yapılan uygulamaları önleyebilmek için. Peki bu %10 da neyin nesi oluyor?
Bu adil olmayan ve sendikanın ödemesi gereken %10’luk sözleşmeli avukat ücretini üyeler değil, Özçelik iş ödemelidir. NOKTA
Kadrolu avukatları bulunan Özçelik İş sendikası %100 kazanılacağı belli bu davayı sözleşmeli avukata verip ne yapmak istemiş olabilir? İlgili dava kadrolu avukatlarına verilse hiçbir ücret ödemeyecek olan Teknik A.Ş genelge mağdurları, Çelik İş’in sözleşmeli Avukat tutması nedeniyle toplam olarak ne kadar Avukatlık ücreti ödeyecektir?
Genelge mağdurlarından kesilen bu paranın toplam miktarı ne kadardır? Bu paranın tamamı sözleşmeli avukata mı verilecek yoksa bir kısmı sendikaya mı kalacaktır?
Sendika çalışanlara şeffaf olmalı, bu soruların cevabını vermelidir. Yoksa bu aidat dışı alınan paralar sendika yöneticilerinin kullanması için lüks otomobiller alınabilmesi için mi tahsil edilmektedir?