Değerli okurlar, asgari ücret görüşmelerinde sona gelindi. 1 ay önce telaffuz edilen 4.000 TL; sağa baktık-sola yattık, görüşmeye başladık, çay söyledik, TÜİK’ten rakam bekledik derken dolar ve artan fiyatlar karşısında kuşa döndü. Çıkacak rakam doğal olarak THY’deki Toplu İş Sözleşmesini de etkileyecek. Merak ediyorum, THY 2022 bütçesini hangi personel gideri parametrelerine göre yaptı?
YOKSULLAR ŞİRKETİ !
Yetkili sendika Hava İş’in bağlı bulunduğu Türk İş Konfederasyonu, geçtiğimiz günlerde 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırlarını açıkladı.Kasım ayında, açlık sınırı 3.191 TL iken yoksulluk sınırı 10.396 TL’ye yükselmiş. Bu sınırlar önümüzdeki birkaç ayda daha da yükselecek. Pilotları ve kıdemli kabin ekiplerini dikkate almazsak THY’de hatırı sayılır bir personel grubu, 10.396 TL yoksulluk sınırının altında ücret alıyor şu anda. Yani medar-ı iftiharımız, dünya markamız THY’de çalışanların önemli bir bölümü yoksul… TGS’yi saymaya gerek yok, neredeyse tamamı açlıkla yoksulluk arasında bir yerdeler. THY Teknik’te de durum pek farklı değil. Dolayısı ile, yoksulların, her ayı açıkla kapatan, borcu boyunu aşmış insanların sırtında yükselen bir şirketle karşı karşıyayız. Müdürlerin , Başkanların, ayrıcalıklı bir grubun geleceklerini garantiye alabilecekleri bir ekonomik seviyede ama çalışanların önemli bölümünün yoksul olduğu bir şirket ve bağlı ortaklıkları bu durumu daha ne kadar sürdürebilir ve taşıyabilir?
MİLAD, 2013 HAVA İŞ GENEL KURULU …
Hep yazıyorum, bugünlere gelmemizde milad 2013 Hava İş Genel Kuruludur. O genel kurulda Gökkuşağı hareketinin başını çeken Ayhan Günal’ın, Ali Kemal Tatlıbal’ın Reform grubuna karşı Atilay Ayçin’le birleşmemekte ısrar etmesi ile ilk düğme yanlış iliklenmişti. Bunu, THY yönetiminin müdahalesi izledi. Uçuş İşletmenin 95 delegesi işten atılmakla tehdit edildi. Birkaç delege hariç İşletme delegeleri Ayhan Günal da dahil Genel Kurula gitmeyerek meydanı Tatlıbal’a terk ettiler. Aynı zamanda kendilerine umut besleyerek, inanarak, güvenerek oy veren pilot ve kabin memurlarını yüzüstü bıraktılar. Sonuçta, Tatlıbal, adeta bir azınlık hükümeti gibi 300 delegelik Genel Kurulda 133 oyla başkan seçildi.
O dönem çok konuşulan iddialar vardı.
– THY’nin muktediri, dönemin Yönetim Kurulu Başkanı bay Hamdi, Ayhan Günal’la görüştü mü? Bay Hamdi bu görüşmede Atilay Ayçin’i devreden çıkarmak ve sendikadan silmek için Ayhan Günal’a ve Ayçin’e çok yakın bir isme “sizi Hava İş Yönetim Kuruluna aldırayım” dedi mi? Bu konu Genel yayın Yönetmenimiz Sefa İnan’ın yazdığı bir yazıda da detaylı biçimde işlenmişti.. https://www.airlinehaber.com/hadi-hava-is-muhalafete-hodri-meydan-cek/ ) Bahadır Altan’ın Sefa beye anlattıkları eminim sürece ışık tutacaktır.
Bakın o yazıda Sefa bey, Bahadır Kaptanla görüşmesini nasıl aktarmış? “Bahadır kaptanı aradım ve -sen mi genel kurula girmeyelim dedin- diye sordum. Bahadır Kaptan delegeler üzerinde inanılmaz baskı olduğunu ve aynı baskının uçuş iletmede de yoğunlaştığını anlatarak, –Ayhan Günal tarafından Hamdi Topçu’dan haber geldi. Ayhan Günal ve Munzur Pekgüleç’in reform grubuna destek verip yönetime girmesi istendiği bana iletildi. KESİNLİKLE HAYIR dedim ve danışıklı dövüş havası hissettiğimden genel kurula bile gitmedim- diye konuyu özetledi.”
Sorulara devam edelim.
– 2013 Genel Kurulu öncesinde Tatlıbal”ın seçim çalışmalarını ekibiyle birlikte yürüttüğü ve “güvenli yer” diye tanımladığı ofise giderek Tatlıbal’la görüştü mü? Bu toplantıyı organize eden ve Günal’ı götüren kişi, Tatlıbal’ın ilk seçilen Yönetim Kurulundaki bir çalışma arkadaşı mı idi?
Bunlar iddialar ama ciddi iddialar. Mesela o günleri yaşayan Bahadır Altan biraz daha detay verse, Günal’ı Tatlıbal ile buluşturan Hava İş eski Yönetim Kurulu üyesi (sonradan gürültülü bir şekilde Tatlıbal’ın yönetiminden ayrılmıştı) çıkıp konuşsa da gariban, iyiniyetli pilotlar, kabin memurları ve de bizler gerçekleri öğrensek ! Ama önce Ayhan Günal beyin konuşması gerekiyor.
SAHİPSİZLİK VE ÇARESİZLİK…
Bakın o gün kaptırılan sendika bugün hepinizin hayatını etkiledi. Önce Toplu Sözleşme süresini 2 yıldan 3 yıla çıkardı. 2017 başında % 1.5’a talim ettiniz, pandemide açlık yoksulluk arasında ücret aldınız. Yüzlerce çalışan işini kaybetti. Ailesi dağıldı, evine haciz geldi. Kredi kartları patladı. Çalışma şartları dayanılmaz hale geldi. Kazanılmış haklar birer birer elden gitti. Pandeminin başladığı Mart ayından Ücretleri yarı yarıya düşüren o meşhur 1 Eylül 2020 protokolüne kadar geçen 5 aylık sürede yetkili sendikamız üyelerini işverenin insafına bıraktı. İnsanlar resmen ölümüne uçtu. SHGM’nin tanıdığı istisnalarla uçuş emniyeti riske edildi. Ve bugün, döviz ve artan fiyatlar karşısında aldığınız paralar kuşa döndü, kuş deyince devekuşunu anlamayın, serçeye döndü serçeye ! Sonra ne yaptı Tatlıbal ve arkadaşları? Tüzüğü kamyoncularla beraber değiştirip şirketin % 65’ini oluşturan ve en yüksek aidatları ödeyen pilotların ve kabin memurlarının temsilini 300 kişilik Genel Kurulda 66 delege ile sınırladı. Bitmedi, aidatları % 1.5’a yükseltti. O günlerde bir gazetede yer alan haber gözümün önünden gitmiyor:” “Kamyoncular, havacıların aidatlarına zam yaptı.”
Bakın ben Hava İş yönetimine birşey demiyorum. Arkadaşlar görevlerini yapıyorlar ! İlker beyle birlikte kahkahalar eşliğinde mutlu-mesut Toplu Sözleşme imzalıyorlar. İlker bey taaa Abant’a kadar gidip bu arkadaşları ziyaret ediyor. Hiçbirine şaşırmamak lazım. Asıl sorun 2013 yılında 50 senelik bir sendikayı bu arkadaşlara altın tepsi içinde kim hediye etti? Kimin gerçek sorumlu olduğunu bilirseniz, ancak o zaman bundan sonrası için önlem almanız ve aynı hatalara düşmemeniz mümkün olabilir.
İşte bugün, birilerinin 8 sene önce teslim ettiği o Hava İş yönetimi sizin 3 yıl daha mutfağınızı, sağlığınızı, çalışma koşullarınızı, yaşam standartlarınızı, çocuklarınızın eğitimini, aile birliğinizi doğrudan etkileyecek bir toplu sözleşmeyi imzalayacak. Şunun şurasında TİS görüşmelerine 15 gün kalmış “bize TİS’ten beklentilerinizi yazın” falan diyerek popülizm yapıyorlar. Milletten öneri toplayacağınıza, çoktan hazırlamış olmanız gereken TİS taslağını paylaşsanıza… Bakalım işçinizi ne kadar düşünüyorsunuz görelim. Ama hep söylüyorum, son sözü THY söyleyecek, gerisi müsamereden ve kayıkçı kavgasından ileri gitmeyecek. O nedenle yazıya THY’nin 2022 bütçesi ile başladım. Dolayısı ile mali haklar bakımından THY bütçesinde personel gideri olarak ne kadar para ayrılmış ve 2022 yılı döviz kuru parametresi kaç TL olarak belirlenmiş, ona bakmak yeterli…
ONUR’CULARIN YANLIŞ SEÇİMİ…
Pandemi ile başlayan süreçte en ağır yarayı hiç kuşkusuz Onurair personeli aldı. Bir şirket göz göre göre batıyor. Çalışanlar neredeyse 1.5 yıldır perişan. Onur yönetimi hala yem borusu çalıyor. Gelecek güzel günlerden bahsediyor. İyi de “gelecek o güzel günler ne zaman gelecek?” Aslında Onur da, Atlas da, adam gibi bir sendikalarının olmamasının sıkıntılarını yaşıyor. İş işten geçtikten sonra sendikalı olmaya karar veriyorlar da, bu kez de yanlış yere gidiyorlar. Bana gelen bilgiler çok sayıda Onur çalışanının Öz Taşıma İş sendikasına geçiş yaptığı yönünde. Bu arkadaşları, HAK-İŞ’e bağlı bu sendikaya girmeye kim teşvik etti, açıkçası çok merak ediyorum. İnsan bir Sivil Toplum Kuruluşuna, sendikaya, partiye girerken biraz araştırır birader. Ben sizin yerinize araştırdım. Bakın Öz Taşıma İş’in yaklaşık 13.500 üyesi var. 14 işyerinde Toplu Sözleşme imzalamış. Bu sözleşmelerin tamamı da Büyükşehir Belediyelerinin toplu taşıma ve otopark hizmetlerini yürüten BİT’ler (Belediye İktisadi Teşekkülleri) ile imzalanmış… Biz Hava İş’in kamyoncu delegelerin eline geçmesine karşı yıllardır yazıp çiziyoruz, siz gidip başka bir kamyoncu sendikasına üye oluyorsunuz. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak bu olsa gerek. Umarım, aidat falan ödememişsinizdir…