Olağan Genel Kurula 3 ay kala sessiz sedasız gündeme getirilen TALPA Olağanüstü Genel Kurulu 3 Ekim Çarşamba günü yapıldı. Konu ile ilgili geçen haftaki köşe yazımda, TALPA yönetim kurulunun hazırladığı tüzük değişikliklerinin içine birçok tuzak maddenin gizlendiğini belirtmiştim.
Bu yazımın ardından TALPA Başkanı Ayhan Günal beni telefonla arayarak bizzat Olağanüstü Genel Kurula davet etti. Tabii ki davete icabet etmemek bana yakışmazdı. Gitmemem korktu olarak da algılanabilirdi.Bilirsiniz her zaman olduğu gibi yazımın ve tüm köşe yazarlarımızın yazdıkları makalelerin arkasındayımdır. Her hangi bir yazarımızın yazdığı konu ile ilgili mahkemeye verilirse, genel yayın yönetmeni olarak sorumluluk bana ait diyerek,hakim karsısına ben geçerim.
Kimsenin ismini deşifre etmem. ve yazıma yönelik eleştirisi olan tekzip yollarsa aynen yayınlarım. Tekzip yollamayıp, karşılıklı görüşelim seklinde bir istek alırsam reddetmem randevu veririm. Neyse uzatmayalım, sonuç olarak Genel Kurula gittim. Genel kurulda bir iki kaptan dışında kimseyi tanıyamadım. Ancak TALPA üyeleri tarafından tanındığımı,beni gördüklerinde hafifçe tebessüm ettiklerinden anladım. Bu gülümseme sanırım geçen hafta yazdığım yazıdaki ifadelerle ilgiliydi. TIKLAYIN
Gördüğüm manzara çok enteresandı. Salonun sol tarafına kümelenmiş ve iktidarda olan Ayhan Günal’ı destekleyen ve bir kısmı yönetimde yer alan heyecan dozu yüksek üyeler, sağ tarafında ise birbirlerinden bağımsız olarak dağınık bir şekilde ve sakince oturan üyeler bulunmaktaydı.
Yönetim kurulu üyeliğinden atılan eski Genel sekreter Bülent Boralı ile eski yönetim kurulu üyesi Osman Şirin’in yanı sıra mevcut yönetimin muhasip üyesi Kartal Mersinoğlu yan yana oturmaktaydı.(umarım isimleri yanlış öğrenmemişimdir. Çünkü bir iki kaptan dışında kimseyi tanımıyordum)
Esas gürültü de bu gruptan çıktı. Hemen hemen her maddeye itiraz edildi. Hava-sen Genel Başkanı İskender Çarkçı’yı ikinci görüşüm idi. Çarkcı’yı ilk karşılaşmam yine TALPA olağan genel kurulundaydı. Kısmet bugüneymiş dedim ve ilk defa ayakta da olsa görüşebildik.
Çarkçı kaptan, yönetime çok sert eleştiriler yöneltti. Bu da Havasen ile TALPA arasında işlerin pek de iyi gitmediğini gösteriyor.
Beni asıl şaşırtan gelişme, Yönetim Kurulunun teklifi olarak getirilen metne, halen bu yönetimin muhasip üyesi olan Kartal kaptanın sürekli itiraz etmesiydi. Anladım ki, yönetimin içinde de bir fikir birliği yokmuş.
Halbuki bu işin usulü, yönetimin önce kendi aralarında toplanıp, bir tüzük tadil komisyonu kurması ve bu komisyonun hazırladığı değişikliklerin yönetim kurulunda sonuca bağlandıktan sonra hep birlikte genel kurulda savunulup arkasında durulmasıydı. Düşünsenize, yönetim kurulu üyesi kendi yönetimin hazırladığı değişikliklere itiraz ediyor. Genel kurullarda pek de rastlanılan bir durum değildir.
Bu küçük muhalif grubun genel kurul boyunca satır aralarında sarf ettiği sözler dikkatimi çekti. Üstü kapalı suçlamalara yönetimden doyurucu karşılıklar verilmedi. Ama yönetimi destekleyen gruptan biraz agresif biraz da muhalifleri sindirmeye yönelik çıkışları atlamak olmaz.
Asıl enteresan olan yönetim destekçisi genç bir kaptanın kendisini uyaran Divan Başkanını mahalle arkadaşını azarlar gibi bağırarak terslemesiydi.
Bu görüntüye bakınca, eğitim seviyesi yüksek dünyayı gezmiş görmüş üyelere sahip Pilotlar Derneğinin mi yoksa Horoz Dövüşçüleri Derneğinin mi Genel Kurulundayım, açıkçası karar veremedim. Divan başkanı o toplantının tek amiridir. İsterse o sert konuşan ve bir nevi azarlayan üyeyi salondan çıkmaya davet eder. Davete icabet edilmezse, kolluk kuvveti çağırıp salondan atmaya kadar işi büyütebilir. Divan Başkanı olgun ve beyefendi biriymiş ki efendiliğini hiç bozmadı.
Bu arada Divan başkanlığı ve üyeliklerini kabul edip divan heyetine giren kişilerin, Mevcut dernek tüzüğünün yanı sıra, dernekler kanunu ve medeni kanunu çok iyi bilmeleri gerekiyor. Aksi takdirde genel kurulu idare etmekte çok zorlanırsınız. Maddeler oylanırken çıkması muhtemel tartışmalara racon kesebilmek için,hem mevzuatı çok iyi bilmek hem de deneyimli olmak şart.
TALPA’nın üye sayısının 3500 civarında olduğunu duydum. Salonda bulunanların sayısı ise 56 kişi civarında idi. Malum ikide bir dışarı çıkanlar yeni gelenler olunca rahat sayamıyorsun. Düşünsenize, 3500 de 56. Şaka gibi… Yani %1,5…Bir an zamanında yaptığımız UTED genel kurullarını düşündüm de… 1200 üyesi olan UTED Genel kurullarında katılım hiçbir zaman 300 ün altına düşmezdi. (Tabii ki buda az bir rakam)
TALPA Olağanüstü genel kurulundaki bu katılımın azlığını okumak gerekirse, ya diğer üyelerin hepsi uçuştaydı. Ya da büyük bir umursamazlık var. Halbuki bu aralar en çok üstüne oynanan grup pilotlar oldu. Atılanlar, ceza alanlar, ücretin yetersizliğini savunanlar, FTL uygulamasından geriye dönülmesini isteyenler, Dar gövde-Geniş gövde pilotları arasındaki sürtüşmeler, kaptanlık sırası geldiği halde bir türlü kaptan yapılmayanlar. Neler okuduk neler… Bu kadar sorunları olan bir topluluğun genel kuruluna katılımın az olması,TALPA yönetiminin,üyesinden kopuk ve güven erozyonuna uğramış olduğunu göstermiyor mu?
Katılım oranı % 1.5 olmuş. TALPA yönetimi bu kadar düşük sayıya bakmaksızın can alıcı ve son derece kritik maddeler içeren bir genel kurulda, tüzük maddelerini değiştirmeye çalışılıyor. Olacak iş değil…
Birbirinden bağımsız ve organize olamayan 30 kadar duyarlı üye, yönetimin sunduğu değişiklik önerilerine karşı adeta savaşıyor. Bu aslında bir yönetim için güvensizlik oyu anlamına gelir. Getirdiğin maddeleri Genel Kuruldan geçiremiyorsan 3. yılın sonunda sana duyulan güven dibe vurmuş demektir.
Garip olan ertesi gün havacılık üzerine yayın yapan sitelere baktım, genel Kurulun yarıda kaldığını yazan bir site göremedim. Yahu arkadaşlar neyi saklıyorsunuz? Hepiniz oradaydınız, ya genel kurulun yarıda kaldığını anlayamadınız, ya da birileri size yazma dedi.
Kısaca, tüzük tadili esaslı yapılan bu olağanüstü genel kurul tam bir fiyaskoydu ve yarıda kaldı. Gerçek bu kadar açık. TALPA yönetimine geçen hafta yazdığım makalede, o maddeleri geçiremezsiniz demiştim. O maddelere henüz gelemeden diğer eften püften maddelerde bile zorluk çektiğinizi gördükten sonra emin oldum ki, bu tüzük tadili işi bitti. Sakın ola ki o maddeleri tekrar olağan genel kurula getirmeyin. (hele hele madde 31 de çıngar çıkar) Tam bir rezillik çıkar. Israr ederseniz, koltuk elden kesin gider.
Şimdi gelelim değişiklik maddelerine. Genel Kurul başlar başlamaz kritik ve önemli maddelerin öncelikle görüşülmesini öngören bir teklif, yönetimin karşı çıkmasına rağmen kabul edildi. İlk madde Çalışma Konuları başlığını taşıyordu. Baktım, o kadar alt başlığa ayrılmış ki, alfabede harf kalmamış. Bu maddenin,yönetimce hazırlanması herhalde 3 saat sürmüştür.
Aldığım notlara göre bu değişiklik önerilerinden 10 tanesi reddedildi. Bana göre en önemlisi, ticari işletmeler kurmak, ortaklıklar yapmak, işbirliğinde bulunmak gibi konuları düzenleyen fıkraydı.
Bu fıkra ile geçen hafta ben de bazı düşüncelerimi yazmıştım. Oylama yapıldı ve reddedildi. Bana göre bu fıkra ile yönetim büyük yara aldı. Maçın hemen başında yenilen gol, takımın moralini nasıl bozarsa, aynı böyle oldu. Bu önemli madde geçmeyince, yönetimin gardı iyice düşmüştü.
Toplantı sırasında sohbet ettiğim bir kaptanın “Dikkat ettiniz mi Sefa bey, TALPA yönetimi pilotların sorunlarını bir yana bırakmış kafayı ticaret ve parayla bozmuş. Getirdikleri değişikliklerin çoğu bu konularda” değerlendirmesi bana ilginç geldi. Sanırım geçen haftaki yazımı okumuş olmalı diye düşündüm.
Yönetimin çok önem verdiği PPL sahibi pilotların ve yabancı uyruklu pilotların da TALPA’ya üye olabilmesi için getirilen yeni maddeler de büyük çoğunlukla reddedildi. Bu konuda TALPA eski Başkan Yardımcısı İlyas Karagülle ve Sinan Işıldar kaptanların sert çıkışları maddenin geçmemesinde etken oldu. Emekli üyelerle ilgili madde ise oy birliği ile geçti.
Derneğin vakıf kurmasına izin veren fıkra ise yine reddedildi. Bazı üyeler buna “PİLVAK adında vakfımız var, bunu da kuran TALPA’dır. PİLVAK varken yeni vakıf kurmak nereden çıktı?” şeklindeki itirazlara Başkan Ayhan Günal’ın açıklamasına gerçekten çok şaşırdım. Eğer bir gün Dernek fesih olursa,mallarının devredileceği bir stepne vakıf kurmakmış amaçları. Duyunca inanamadım. Görevi derneği daha da büyüterek ve geliştirerek ilelebet yaşatmak olan Başkan Bey, fesihten- tasfiyeden söz ediyor. Hayırdır İnşallah…
Toplantıya verilen arada iki üyenin konuşmasına kulak kabarttım. Yaşlıca olan kaptan aynen şunları söylüyordu:” Başkana bak, tasfiyeden bahsediyor. Bu tasfiye sözünü daha sonra oylayacağımız borçlanma ve mal edinme maddeleri ile birlikte düşün. Herhalde derneği büyük borç yükünün altına sokup feshedecekler.” Değerlendirme benim kafama yatmasa da (bu kadarını da beklemek pes yani ) enteresan geldi.
- madde yönetim kurulu üye sayısı ile ilgiliydi. Yönetim sayının 9 asil, 9 yedek olmasını istiyordu. Bu madde yedek üye sayısı 5’e düşürülerek kabul edildi. Yönetim yanlılarına bu maddede sessiz çoğunluğun da destek verdiğini not etmişim.
Bu maddenin son fıkrasına gelindiğinde salonda tansiyon yükseldi ve üyelerin büyük bölümü salonu terk etti. Yapılan yoklamada yeter sayı bulunamayınca Divan Heyeti toplantıyı bitirmek zorunda kaldı. Belki de,TALPA tarihinde ilk kez bir Genel kurul yarıda kaldı.
Gerçekten büyük başarı! Yönetimleri boyunca ilk kez Genel Kurul düzenleyen Ayhan Günal ve arkadaşları kızmasınlar ama yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Bir Genel Kurulu yapmayı bile beceremediler. Getirdikleri çok önemli tüzük değişiklikleri Genel Kurul tarafından kabul edilmedi. Bence bu bir işaret. 3 yılda dişe dokunur bir faaliyet yapmayan yönetimin artık gözden düştüğünün de bir göstergesi olarak okunabilir. Düşünün, iktidardasınız, zamanını, gündemini kendinizin belirlediği bir Genel Kurul yapıyorsunuz, kontrol tamamen sizde. Ama genel Kuruldan size sarı kart gösteriliyor.
Ben açıkçası geçmişte de UTED Başkanı olarak çoğu kez işbirliği içinde bulunduğum sektörümüzün köklü derneği TALPA’nın düştüğü veya içine düşürüldüğü duruma cidden üzüldüm. 60 yıllık bir derneğe bu genel kurul yakışmadı.
Toplantıdan çıkarken yönetimden bir üyenin söylediği bir söz dikkatimi çekti. “1 ay içinde yeni olağanüstü genel kurul yaparız, diğer maddeleri geçiririz” diyordu bu arkadaş. Yani illa ki geçirecekler…
Kulaklarıma inanamadım. Kazanana kadar, yani; “KURAL-MURAL YOK BAM-BAM-BAM” öyle mi?
Bu genel kurulda olmadı, bir ay sonra bir daha yapın. Orada da geçiremediniz mi? İki ay sonra bir daha. Bu arkadaşlar dernekçiliği, toplumculuğu ya bilmiyorlar ya da başka niyetleri var. Bakın uzaktan gider yapıyorum. O maddeleri hele hele madde 31’i geri çekip,olağan genel kurulunuza gelin. Yoksa rezil i rüsva olursunuz.
harika bir yazı.
Yurtdışındaki toplantılara giden yönetim kurulu üyelerinin ICAO lisan seviyesi nedir acaba?????
4 yetmiyor mu yasal olarak
Ya da siz sizin 6 nızı nereden aldınız?
Sizin 6 geçerli ise ,
YK üyelerinin 4-5 i neden geçerli değil ?
Berzama ki gibi dağ fare doğurdu,nezaman bu adam doğru dürust bir iş yaptıki bugün bir işe yarasın.
Sefa bey,
Objektif olmaktan uzak ve yanlı bir gözlem olmuş.
En başından beri Ayhan kaptanın karşısında yar aldınız.
Olayları objektif olarak aktarıp sonra yorumlamalısınız.
Habercilik de , yorumculuk da bunu gerektirir.
Siz ise okuyucuları etkiliyor, yönlendiriyorsunuz.
Öyle bağımsız , birbirinden habersiz değil di sağ tarafta oturanlar.
Kartal kaptana gelince Boralı kaptan ile birlikte , çarkçı, Karagülle ile görüştüklerini bir tek siz bilmiyorsunuz, solda oturduğu halde hazırladığı her teklifi sağa imzaya götüren sağ tarafın kalem müdürü Koçak Kaptan-ı da kaçırmışsınız, ya da işinize gelmemiş. Yani ayrı ayrı oturmaları gibi basit bir taktikle sizi kandırabilmişler.
Eğer objektif olmaydınız sağ tarafın asıl amacının kuyruk acılarını dindirmek ve mevcut yönetimin yaptıklarını itibarsızlaştırmak İçin her tür zemine tartışmayı çekmekten kaçınmadığjnı da görmemişsiniz. Ya da istememişsiniz.
Solda oturmakta suçladığınız ve divan başkanını azarladı dediğiniz Kaptana Divan başkanının beden cevap veremediğini de yazsaydınız keşke.
Soldan azarlayan kaptan sonuna kadar haklı idi.
Divan başkanı da sizin değiminizle “ sağ tarafı” tutar gibi idi.
Ama zaman ilerledikçe yaptıkları hatayı ve ayak oyunlarını fark etti.
Tüzüğün yeni haline itiraz ettikleri bir maddede eski hali ile aynı olduğunu sadece sadeleştiridğini yani kelimelerin günümüz Türkçesine çevrildiğini fark edince anladı dönen oyunu.
Genel kurulda ki sayı ile ilgili de yorum yanlış.
Mevcut durumda pilotların nasıl mesai yaptığını bildiğinizi iddia ediyorsunuz ya. Buradan bilmediğiniz anlaşılıyor.
Seçim olsa gelip oyunu kullanır ve gider. Ama tüzük oylaması sorasında oylamalar sürekli devam ettiği için tüm gününü vakfetmek zorunda.
Mevcut mesai ortamında bu neredeyse mümkün değil ya da olağanüstü özveri ile gerçekleşecek bir durum.
Ancak yorgunluktan kalp krizi geçiren ama “ yorgunluk tıbbi bir tanı olmadığı İçin “ raporda yorgunluk yazılmayan bayılma, kalp krizleri ve incapacitation ların örtbas edildiği bir mesleğin mensuplarını bence insafsızca ve mesnetsiz olarak suçluyorsunuz.
Birazcık tarafsız olun.
Bu meslek hele bu kadar zor durumdayken sizden daha fazla saygı ve ilgi hakediyor.
Sizin zekanızda ve donanımınızda bir kişi havacılığa büyük katkı sağlayabilir ancak tarafsız olması şartıyla.
Kısacası sizi aklı selime davet ediyorum.
Saygılar
terbiyeli ol yönetim kurulu üyesi. Kimsenin kuyruk acısı falan yok. Sadece kurulmak istenen kumpasa karşı insanlar aynı yönde davrandı. Haddini de bil bu arada.
İstifa mekanizması onurlu insanların işidir genel kurulu bile tamamlıyamıyan yönetim ve başkan hiç düşünmüyormu ? bu yöntemi.
Ayhan kaptan yönetim kurulundan ayrılan yk üyelerin ayrılma gerekçelerini neden açıklamıyor seçim vaatlerinde şeffaflık diye yırtınıyordu . Meraklarımızı tüm üyelere yapıcağı bir açıklama ile giderebilir
Genel sekreter ve başkan yardımcısının yönetim kurulundan çıkartılması tamamen hukuksuzdur. Acaba bu YK üyeleri bazı allengirli işlere taş koymaya başlamışlardır da onun için mi toplantılara girmelerini önlemek için yönetimden uzaklaştırılmışlardır?
Vah yavrum vah…Yılların Sefa İnan’ını subjektif olmakla suçluyorsun.Madde 1: Divan başkanı ve heyetini Ayhan bey önerdi. Madde 2: madem bu olağanüstü genel kurula katılmak pilotlar için çok zor. O halde niye abuk subuk maddeleri doldurup torba kanun gibi genel kurula getirdiniz? Birkaç tane önemli maddeyle sınırlı tutmadınız? Madde 3: Azarlayan kaptan haklı değil saygısızdı. Hiçbir Genel kurulda bir divan başkanına böyle konuşulamaz. Madde 4: Yönetimin yaptıklarını itibarsızlaştırmaya gerek yok. Zaten itibarsız işler yaptılar. Pilotlar işten atılırken İlker beyle canciğer kuzu sarması pozlar veren ben miydim? FTL devreye girdikten sonra aylar boyunca kafasını kuma gömen ben miydim? Hukuk dışı transfer yasağı ile ilgili hiçbir girişimde bulunmayan ben miydim? FOların dinlenme süreleri tecrübeden düşülürken gözlerini kapatan ben miydim? Kartal’ın, diğer kaptanlarla ayaküstü konuşmasına da fazla takılma. Öyle bir tüzük hazırlamışsınız ki, öyle ayaküstü brief edilerek kişilerin yönlendirilmesi mümkün değildir. Son olarak şunu da ekleyim. Sefa beye önce sallayıp yorumun sonunda yıkayıp yağlamak hiç olmamış. Anlaşılan balance sorunu da var.
Üslubunuz da ahlakınız da bozuk.
Eleştirmekle saygıyı bile anlamıyorsunuz.
Anadolu’da bir laf vardır
Etme sohbet cahil ilen küstürün ….
Sefa Bey,
Uçuşta olduğum için katılamadığım toplantının detaylarını bizlere aktardığınız için teşekkür ediyorum. Gözlemlediğim kadarıyla gelişmeler hem hareketli hem de üzücü. Bugün ortada maalesef uçucular arasında ismi “otopark” ile anılan bir dernek var. Benim bir aracım yok, otoparkı da kullanmıyorum. Ancak bu derneğe sadece bir camiaya ait olma bilinci ile üye olmaya devam ediyorum. Dolayısıyla camianın genel olarak beklentisini de dile getirebilirim. Havayolu pilotları bugün, çatısı altında kendisini korunmuş ve gözetilmiş hissetmek; mesleğin dünü bugünü ve yarınının konuşulduğu, ticari konuların ön planda değil, mesleki meselelere işaret edilen bir dernek görmek istiyor. Dernek elbette mali açıdan zor durumda olmamalı. Ancak gündemde sadece kar-zarar, otopark, para pul var. Biz bunları istemiyoruz. Türk Sivil Havacılığı çok hızlı büyüyor. Dikkat ettiyseniz “gelişiyor” demiyorum. 1. Ligde devlerle rekabet edilen, büyük pastanın büyük bir dilimine talip olan bir ülke olduk. Ancak bu büyümeyi her alanda havacılık kültürünü geliştirme ve bu konuda rekabet ettiğimiz devlerin uygulamalarına ayak uydurma anlamında yaşayamıyoruz. Bundan elbette nasibini TALPA da alıyor.
Sayın Inan , bay Ayhan Günal sizin gerçekleri tüm çıplaklığıyla yazmanız ve rezaleti ortaya koymanız karşısında , eminim sizi davet ettiğine bin pişman olmuştur.
Sefa bey, ben de Genel Kuruldaydım. Bu toplantı için yazdıklarınızın hepsine imzamı atarım. Tarafsız bir gözlemci olarak son derece objektif bir yazı yazmışsınız. Bana -Genel Kurulu anlat- deseler ancak bu kadar anlatırdım. Arada bir size baktım. Sürekli not alıyordunuz. İşinizi ciddiye almanız sonucu böyle objektif bir analiz ortaya çıkmış. Tebrikler.
salondan canlı yayın.