Yıllar önce hatırlarsınız SPRITE adlı bir gazoz çıkmış ve bu gazoz büyük bir reklam kampanyasıyla halkın büyük ilgisini çekmişti. bu reklam İMAJ HİÇ BİR ŞEY SUSUZLUK HER ŞEY idi.
susamışlığı simgeleyen bu reklamda önemli olan susuzluk olarak gösteriliyor ve tabi ki imajın önünde olduğu sergileniyordu.
Bardağın bu yönünden bakıldığında son derece doğru olan bu tez,günümüz dünyasında yerini imaja bırakıyor..son zamanlarda hepimizin gözlemlediğini sandığım bir imaj savaşı var ki anlatılamaz. cebinde harçlığı olmayan bir çocuğun elindeki milyarlık cep telefonu, ayakkabısının topuğu aşınmaktan yumulmuş genç kızımızın, kolundaki markalı çanta ve markalı kot, kravatı sıkılıp gevşetilmeden adeta idam ipliğine dönmüş bir adamın kolundaki rolex saat, benzin göstergesinde devamlı yakıt ışığı yanan lüxs arabalar,şehirdeki cehennemi trafiğe ve otopark sorununa rağmen dev gibi jeep kullanan kişiler ve yüzlerce örnek sayılabilecek bu tür davranışlar sergileyen insanlar..
İşte bunlar İMAJ ın bazılarınca, susuzluktan da öte büyük bir ihtiyaç olduğunu gösteren parametreler.İnsan bazen susuzluktan bile öte olan bu imaj sorununu irdeliyor,gözlemliyor ve bunun altında yatanları arıyor. Aslında imajın bu kadar önemli bir hale gelmesinin altında bizler yatıyoruz. insanları bindikleri arabaya göre, kullandıkları cep telefonun modeline göre, kullandıkları aksesuarlara göre kategorize eden bizleriz..
Kredi kartlarıyla alışverişlerin çoğunun hangi ürüne yapıldığını,luks tüketimin,temel gıda maddelerinin önünde olduğunu tüm basın yazıyor… Yazıyor ama bu yazdıkları caydırıcı olmaktan öte, daha da o ürünleri cazip kılıyor.. İnsanlar imaja,imaja önem veren insanlarımızın çokluğu yüzünden alışıyor. Bankalarımız düşük faizle olduğunu savundukları(!) bir sistem içinde nerdeyse yoldan geçene kredi vermeye çalışırken,tüm sektörler bu kredileri kişiye özel sundukları kampanyalarıyla geriye almaya çalışıyor…
Düşük faizle tüketici kredisi aldık diyenlerin,senelik bazda aylık ödemelerle oluşan birleşik faizle ödedikleri rakamlar ve ben bu maaşla bu rakamı ödeyebilirim diyerek seneler süren borca girerek hayatlarına ipotek koyması ve sonunda uğrama olasılıkları yüksek risk acaba sadece ihtiyaç kökenlimidir?.
Halkımızın bu imaj merakı,gelecek nesil dediğimiz gençlerimize hatta çocuklarımıza bile sıçramış durumda.bir ülkeyi veya halkını sadece silah gücüyle esir alamazsınız. bu tür kapitalist düzenin silahları ve harcama şekilleri bence en etkili silahtan bile daha kötü. aslında hepimiz bu tehlikeyi görüyor ama günlük kişisel beklentilerimiz ve bireysel bakış açımız yüzünden her zamanki boş vericiliğimizin içinde bu önemli sorunu görmezlikten geliyoruz. SUSUZLUĞUN ,İMAJDAN DAHA ÖNEMLİ OLDUĞU GÜNLER DİLEĞİYLE…saygılarımla..