Anlamlı bir deyimdir ‘’Sözün bittiği tuzun koktuğu yerdeyiz’’.
Hava iş sendikası ile ilgili ortaya atılan iddiaları okudukça, yapılanlara ve yazılanlara bakınca başka tarif bulamadım.
Hava İş Sendikası’nda bunlar yaşanırken AY ÜLKESİ’NDE durum nedir, diye bir baktım ki; bakmaz olaydım! Orada da SANDUKA seçimi olduğunu öğrendim. Ay Ülkesi’nin Sandukasını ilk yazılarımda ben tanıtmıştım size. Bu sandukanın seçiminde yaşananları yazmak da bana farz oldu.
Haydi başlayalım öyleyse; Ay Ülkesi’nin sanduka seçiminde neler oluyormuş öğrenelim…
Ay Ülkesi’nin sandukasını ve HYHY’nı (Haram Yemeyen Hava Yolları) bilmeyenlerin bu köşede yazdığım Ay Ülkesi ve Ay Ülkesi-1 yazılarımı okumalarını bu yazıyı anlamaları açısından tavsiye ederim.
Ay Ülkesi’nin Haram Yemeyen Hava Yolları’nın Başkanı Yanhi COPÇU vefat ettiğinde SANDUKA başkanı Ali Kemali YANLIBAL çok üzülmüştü. Ama ölen ile ölünmüyor ve hayat devam ediyordu.
Ali Kemali, beraber yola çıktığı arkadaşları tarafından bir bir terkedilirken kendine yeni yancılar bulmuş ve yoluna onlarla devam ediyordu. (Yancı: Yanlıbal’ın yanında duran kişi).
Zaman su gibi akıp gitmiş, Ay Ülkesi’nin Haram Yemeyen Hava Yolları’nın sandukasında her şey yolunda gitmiş ve dört yılda bir yapılan seçimler de gelip çatmıştı.
Ali Kemali bu seçimleri nasıl kazanırım diye kara kara düşünüyordu. Artık onun arkasında duran, onu sandukaya başkan yapan Yanhi COPÇU dayısı da yoktu.
İmdadına marifetli dostu ÇETTÖ (Çalışmadan Etrafını Tüketenler Örgütü) üyesi sevgili dostu Sedar Yaygar yetişti. “Merak etme Ali Kemali, ben bu işi kıvırırım.” dedi ve ilave etti; “Kendini üzme zira ben bu işlerin ustasıyım sandukanın hastasıyım. Bunca güneş altınını başı boş, seni de koltuksuz bırakmam. Sen ver sandukanın güneş altınlarını bana, bak ben nasıl hallediyorum bu sandukanın seçim işini.”
Ali Kemali verdi Yaygar’a güneş altınlarını. “Al Yaygar başkan, tek umudum sensin. Ben bu sandukanın başkanı olmazsam gider kendimi atarım AY Köprüsü’nden, ona göre.” dedi. (blöf yapıyordu çünkü Kemalinin yükseklik korkusu vardı)
Yaygar başladı çalışmaya. Yazmış okumuş, sanduka işlerini bilen dolap çeviricilere danışıp sihirli formülü bulmuştu. “Tamam ‘Evreka’ dedi. Eski Sandukacı YAYÇİN babanın taktiğini yapacağız; rahmetli COPÇU’nun gezegeni olan Mars ülkesinden YOTOKAR, YANDANTUR ve YARAS BAKLİYAT firmasının elemanlarını sanduka üyesi yapacağız ve oradan gelecek delegeler ile bu seçimi kesin kazanacağız.” dedi.
Hazırlıklar yapıldı ve güneş altınları dağıtıldı. 100 tane YOTOKAR, YANDANTUR ve YARAS BAKLİYAT(Bakla taşıyan tır firması) kaptanlarından sözler alındı. Yaygar işleri halledip Ali Kemali’nin karşısına oturdu. “Bak Kemali, iş tamam ancak ben de bu sandukada artık yönetici olmak istiyorum. Ver bana bir milyon güneş altınını bir şirket kurayım, ben de bu şirketten delege olayım.” dedi. Ali Kemali biraz bozuldu ama koltuk hatırına sandukanın güneş altınlarını verdi Yaygar’a. Bir yandan da “Bak, başkan ben olacağım. Bu koltuk benim, onun dışındaki koltuklardan hangisini istiyorsan al.” dedi. Ancak içi de cız etti. “Bu Yaygar sonunda benim koltuğu da alacak” diye düşünmeden de edemedi.
Ancak YOTOKAR firmasının kaptanlarından bir tanesi boşboğaz davranıp, “Ben artık uçak pilotu oldum. Kuş gibi havadan uçup sizi seyredeceğim.” diye böbürlenip sağda solda arkadaşlarına anlatınca Ay Ülkesi’nin onurlu ve dürüst kaptanları bu gayrı etik durumdan haberdar oldu.
Haram Yemeyen Hava Yolları’nın emektar pilotları ve sanduka üyeleri “Bu kadar da olmaz!” diyerek kazan kaldırdılar. “Bu ülkenin ( Ay Ülkesi) ve HYHY’nin (Haram Yemeyen Hava Yolları) emektarı biziz. Başka gezegenden(Mars) YOTOKAR, YANDANTUR ve YARAS BAKLİYAT firmasının elemanlarını getirip bizim sandukamızı yönetemezsiniz ve bizden kesilen güneş altınlarını bunlara veremezsiniz!” diyerek itiraz ettiler. Zaten Ali Kemali’nin, bu sene almaları gereken güneş altını zamlarını HYHY’nin yeni genel Müdürü YAYCI ÜLKER ile anlaşarak ‘’iç’’etmesine de çok bozulmuşlardı. En kıdemli ve dürüstlüğüne inandıkları Büyük İskender Kaptanı sanduka başkanı yapmaya karar verdiler.
Bunu duyan Ali Kemali ve Sedar Yaygar kara kara düşünmeye başladılar. Ne yapacaklarını bilemediler zira bunu hiç beklemiyorlardı. Ay Ülkesi’nin sinmiş insanları ve havacıları kararlıydılar. Sandukalarına ve güneş altınlarına sahip çıkacaklardı.
Büyük İskender başlarında, AY bayraklar ellerinde, başladılar Ay Ülkesi’nin Altınköy’deki Sandukalarına yürümeye…
Hikayemiz devam edecek…
Değerli okurlar,
Ay Ülkesi’nde bu işin nasıl sonuçlanacağını hikayemiz devam ettikçe anlatacağız. Ancak Hava İş Sendikası Genel Merkez yönetimi ile ilgili ortaya atılan iddialar doğru ise, (kurulduğu söylenen nakliyat firmaları, yolsuzluk iddiaları ve yirmi iki bin üyeli bir sendikaya dışardan yüz kamyoncu ve taksici delege getirilmesi) İŞTE BU TUZUN KOKUSUDUR.. Rengi zifiri sarı, kokusu mide bulandırıcıdır.
Umarım doğru çıkmaz ve Hava İş normal bir seçim süreci yaşar.
Saygılarımla.