Türk sivil havacılığında yaşanan sorunları dile getiren Sivil Havacılık Akademisi, ilk kez basın karşısına çıktı. Akademi üyeleri, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini anlattı, sivil havacılıktaki hızlı büyümenin getireceği sıkıntılara dikkat çekti.
Bir süre önce havacılık sektöründeki deneyimli isimlerce oluşturulan Sivil Havacılık Akademisi, ilk kez kamuoyu karşısına çıktı. Airport Otel’de düzenlenen basın toplantısına Koordinatör Muzaffer Çetingüç, Sefa İnan,Servet Başol, Erhan İnanç, Bahadır Altan ve Ünal Başusta katıldı.
Türk sivil havacılık sektöründeki problemleri tek tek sıralayan Havacılık Akademisi, 17 başlık altında topladıkları problem alanlarını basınla paylaştı.
Bugüne kadar yaptıkları çalışmaları, hiçbir beklenti olmadan ve karşılıksız yaptıklarını savunan akademi üyeleri kendilerini, “ Kaza olmasından kaygı duyan bağımsız bir grubuz” şeklinde tanımladılar.
Son günlerde, uçaklarda sunulan imambayıldı, şiş kebap gibi ikramların, Barselona takımına sponsorluğun, Kevin Costner’li reklamların konuşulduğunu kaydededen Akademi Koordinatörü Muzaffer Çetingüç, “ Bizim için kulede, yerde, kokpitte ne konuşuluyor bu önemlidir. Havacılıkta kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. 36 yılda 13 kaza yaşandı. Son üç kaza ise 7 yılda meydana geldi. Biz bunları dile getirmek istiyoruz. Aykırı görüşteyiz diye vatan haini miyiz? Bugüne kadar bu konularla ilgili kimse bizi toplantıya çağırmadı. Onların kendin çal kendin oyna toplantılarından da ne çıktığını görüyoruz” dedi.
SHGM’nin nitelik ve nicelik olarak yetersiz personelle çalıştığını öne süren Çetingüç şöyle dedi: “ Yetersiz kadro ile çalışıyoruz diyorlar ama şunları düzeltiyoruz demiyorlar. Dünyada birinci havayolu olacağız diyorlar. 20’inci olalım ama en güvenli olalım.”
Kaptan pilot Bahadır Altan ise, “ Alarm zilleri çalıyor. Kaç kişi yer kazasında öldü. Sabiha Gökçen en hızlı büyüyen havaalanıyız diye övünüyor. Peki kaç kaza oldu? Kaç araç uçağa çarptı? Kaç yakın geçme oldu? Bunlar alarm zilleri. Artık uykularım kaçıyor” diye konuştu.
Sefa İnan ise, bu gönüllü oluşumun Türk sivil havacılığı için son derece faydalı olduğunu ve çok önemli bilgileri kamuoyuna duyurduğunu kaydederek, “ Akademinin bu çalışmaları mutlaka önemsenmelidir” dedi.
Emekli teknisyen-pilot Ünal Başusta da, “ Kimse konuşmak istemiyor. Parasını kaybetmemek için herkes susuyor” diyerek havacılık sektöründeki çalışanların sessiz kalmasını eleştirdi.
Akademi üyelerinden Servet Başol da, bir uçağın bir noktadan diğer noktaya gitmesi sırasında 2 bin kişinin rol aldığını ve bunun bir zincir olarak düşünüldüğünde, zincirin gücünün en zayıf halka kadar olduğunun altını çizdi.
Türk sivil havacılık sektöründeki problemleri tek tek sıralayan Havacılık Akademisi, 17 başlık altında topladıkları problem alanlarını basınla paylaştı.
Bugüne kadar yaptıkları çalışmaları, hiçbir beklenti olmadan ve karşılıksız yaptıklarını savunan akademi üyeleri kendilerini, “ Kaza olmasından kaygı duyan bağımsız bir grubuz” şeklinde tanımladılar.
Son günlerde, uçaklarda sunulan imambayıldı, şiş kebap gibi ikramların, Barselona takımına sponsorluğun, Kevin Costner’li reklamların konuşulduğunu kaydededen Akademi Koordinatörü Muzaffer Çetingüç, “ Bizim için kulede, yerde, kokpitte ne konuşuluyor bu önemlidir. Havacılıkta kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. 36 yılda 13 kaza yaşandı. Son üç kaza ise 7 yılda meydana geldi. Biz bunları dile getirmek istiyoruz. Aykırı görüşteyiz diye vatan haini miyiz? Bugüne kadar bu konularla ilgili kimse bizi toplantıya çağırmadı. Onların kendin çal kendin oyna toplantılarından da ne çıktığını görüyoruz” dedi.
SHGM’nin nitelik ve nicelik olarak yetersiz personelle çalıştığını öne süren Çetingüç şöyle dedi: “ Yetersiz kadro ile çalışıyoruz diyorlar ama şunları düzeltiyoruz demiyorlar. Dünyada birinci havayolu olacağız diyorlar. 20’inci olalım ama en güvenli olalım.”
Kaptan pilot Bahadır Altan ise, “ Alarm zilleri çalıyor. Kaç kişi yer kazasında öldü. Sabiha Gökçen en hızlı büyüyen havaalanıyız diye övünüyor. Peki kaç kaza oldu? Kaç araç uçağa çarptı? Kaç yakın geçme oldu? Bunlar alarm zilleri. Artık uykularım kaçıyor” diye konuştu.
Sefa İnan ise, bu gönüllü oluşumun Türk sivil havacılığı için son derece faydalı olduğunu ve çok önemli bilgileri kamuoyuna duyurduğunu kaydederek, “ Akademinin bu çalışmaları mutlaka önemsenmelidir” dedi.
Emekli teknisyen-pilot Ünal Başusta da, “ Kimse konuşmak istemiyor. Parasını kaybetmemek için herkes susuyor” diyerek havacılık sektöründeki çalışanların sessiz kalmasını eleştirdi.
Akademi üyelerinden Servet Başol da, bir uçağın bir noktadan diğer noktaya gitmesi sırasında 2 bin kişinin rol aldığını ve bunun bir zincir olarak düşünüldüğünde, zincirin gücünün en zayıf halka kadar olduğunun altını çizdi.
Türk sivil havacılığında yaşanan sorunları dile getiren Sivil Havacılık Akademisi, ilk kez basın karşısına çıktı. Akademi üyeleri, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini anlattı, sivil havacılıktaki hızlı büyümenin getireceği sıkıntılara dikkat çekti.
Tarih : 10 Kasım 2010 Saat :18:39:30
Bir süre önce havacılık sektöründeki deneyimli isimlerce oluşturulan Sivil Havacılık Akademisi, ilk kez kamuoyu karşısına çıktı. Airport Otel’de düzenlenen basın toplantısına Koordinatör Muzaffer Çetingüç, Sefa İnan,Servet Başol, Erhan İnanç, Bahadır Altan ve Ünal Başusta katıldı.
Türk sivil havacılık sektöründeki problemleri tek tek sıralayan Havacılık Akademisi, 17 başlık altında topladıkları problem alanlarını basınla paylaştı.
Bugüne kadar yaptıkları çalışmaları, hiçbir beklenti olmadan ve karşılıksız yaptıklarını savunan akademi üyeleri kendilerini, “ Kaza olmasından kaygı duyan bağımsız bir grubuz” şeklinde tanımladılar.
Son günlerde, uçaklarda sunulan imambayıldı, şiş kebap gibi ikramların, Barselona takımına sponsorluğun, Kevin Costner’li reklamların konuşulduğunu kaydededen Akademi Koordinatörü Muzaffer Çetingüç, “ Bizim için kulede, yerde, kokpitte ne konuşuluyor bu önemlidir. Havacılıkta kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. 36 yılda 13 kaza yaşandı. Son üç kaza ise 7 yılda meydana geldi. Biz bunları dile getirmek istiyoruz. Aykırı görüşteyiz diye vatan haini miyiz? Bugüne kadar bu konularla ilgili kimse bizi toplantıya çağırmadı. Onların kendin çal kendin oyna toplantılarından da ne çıktığını görüyoruz” dedi.
SHGM’nin nitelik ve nicelik olarak yetersiz personelle çalıştığını öne süren Çetingüç şöyle dedi: “ Yetersiz kadro ile çalışıyoruz diyorlar ama şunları düzeltiyoruz demiyorlar. Dünyada birinci havayolu olacağız diyorlar. 20’inci olalım ama en güvenli olalım.”
Kaptan pilot Bahadır Altan ise, “ Alarm zilleri çalıyor. Kaç kişi yer kazasında öldü. Sabiha Gökçen en hızlı büyüyen havaalanıyız diye övünüyor. Peki kaç kaza oldu? Kaç araç uçağa çarptı? Kaç yakın geçme oldu? Bunlar alarm zilleri. Artık uykularım kaçıyor” diye konuştu.
Sefa İnan ise, bu gönüllü oluşumun Türk sivil havacılığı için son derece faydalı olduğunu ve çok önemli bilgileri kamuoyuna duyurduğunu kaydederek, “ Akademinin bu çalışmaları mutlaka önemsenmelidir” dedi.
Emekli teknisyen-pilot Ünal Başusta da, “ Kimse konuşmak istemiyor. Parasını kaybetmemek için herkes susuyor” diyerek havacılık sektöründeki çalışanların sessiz kalmasını eleştirdi.
Akademi üyelerinden Servet Başol da, bir uçağın bir noktadan diğer noktaya gitmesi sırasında 2 bin kişinin rol aldığını ve bunun bir zincir olarak düşünüldüğünde, zincirin gücünün en zayıf halka kadar olduğunun altını çizdi.
Türk sivil havacılık sektöründeki problemleri tek tek sıralayan Havacılık Akademisi, 17 başlık altında topladıkları problem alanlarını basınla paylaştı.
Bugüne kadar yaptıkları çalışmaları, hiçbir beklenti olmadan ve karşılıksız yaptıklarını savunan akademi üyeleri kendilerini, “ Kaza olmasından kaygı duyan bağımsız bir grubuz” şeklinde tanımladılar.
Son günlerde, uçaklarda sunulan imambayıldı, şiş kebap gibi ikramların, Barselona takımına sponsorluğun, Kevin Costner’li reklamların konuşulduğunu kaydededen Akademi Koordinatörü Muzaffer Çetingüç, “ Bizim için kulede, yerde, kokpitte ne konuşuluyor bu önemlidir. Havacılıkta kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. 36 yılda 13 kaza yaşandı. Son üç kaza ise 7 yılda meydana geldi. Biz bunları dile getirmek istiyoruz. Aykırı görüşteyiz diye vatan haini miyiz? Bugüne kadar bu konularla ilgili kimse bizi toplantıya çağırmadı. Onların kendin çal kendin oyna toplantılarından da ne çıktığını görüyoruz” dedi.
SHGM’nin nitelik ve nicelik olarak yetersiz personelle çalıştığını öne süren Çetingüç şöyle dedi: “ Yetersiz kadro ile çalışıyoruz diyorlar ama şunları düzeltiyoruz demiyorlar. Dünyada birinci havayolu olacağız diyorlar. 20’inci olalım ama en güvenli olalım.”
Kaptan pilot Bahadır Altan ise, “ Alarm zilleri çalıyor. Kaç kişi yer kazasında öldü. Sabiha Gökçen en hızlı büyüyen havaalanıyız diye övünüyor. Peki kaç kaza oldu? Kaç araç uçağa çarptı? Kaç yakın geçme oldu? Bunlar alarm zilleri. Artık uykularım kaçıyor” diye konuştu.
Sefa İnan ise, bu gönüllü oluşumun Türk sivil havacılığı için son derece faydalı olduğunu ve çok önemli bilgileri kamuoyuna duyurduğunu kaydederek, “ Akademinin bu çalışmaları mutlaka önemsenmelidir” dedi.
Emekli teknisyen-pilot Ünal Başusta da, “ Kimse konuşmak istemiyor. Parasını kaybetmemek için herkes susuyor” diyerek havacılık sektöründeki çalışanların sessiz kalmasını eleştirdi.
Akademi üyelerinden Servet Başol da, bir uçağın bir noktadan diğer noktaya gitmesi sırasında 2 bin kişinin rol aldığını ve bunun bir zincir olarak düşünüldüğünde, zincirin gücünün en zayıf halka kadar olduğunun altını çizdi.
Türk sivil havacılığında yaşanan sorunları dile getiren Sivil Havacılık Akademisi, ilk kez basın karşısına çıktı. Akademi üyeleri, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini anlattı, sivil havacılıktaki hızlı büyümenin getireceği sıkıntılara dikkat çekti.
Tarih : 10 Kasım 2010 Saat :18:39:30
Bir süre önce havacılık sektöründeki deneyimli isimlerce oluşturulan Sivil Havacılık Akademisi, ilk kez kamuoyu karşısına çıktı. Airport Otel’de düzenlenen basın toplantısına Koordinatör Muzaffer Çetingüç, Sefa İnan,Servet Başol, Erhan İnanç, Bahadır Altan ve Ünal Başusta katıldı.
Türk sivil havacılık sektöründeki problemleri tek tek sıralayan Havacılık Akademisi, 17 başlık altında topladıkları problem alanlarını basınla paylaştı.
Bugüne kadar yaptıkları çalışmaları, hiçbir beklenti olmadan ve karşılıksız yaptıklarını savunan akademi üyeleri kendilerini, “ Kaza olmasından kaygı duyan bağımsız bir grubuz” şeklinde tanımladılar.
Son günlerde, uçaklarda sunulan imambayıldı, şiş kebap gibi ikramların, Barselona takımına sponsorluğun, Kevin Costner’li reklamların konuşulduğunu kaydededen Akademi Koordinatörü Muzaffer Çetingüç, “ Bizim için kulede, yerde, kokpitte ne konuşuluyor bu önemlidir. Havacılıkta kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. 36 yılda 13 kaza yaşandı. Son üç kaza ise 7 yılda meydana geldi. Biz bunları dile getirmek istiyoruz. Aykırı görüşteyiz diye vatan haini miyiz? Bugüne kadar bu konularla ilgili kimse bizi toplantıya çağırmadı. Onların kendin çal kendin oyna toplantılarından da ne çıktığını görüyoruz” dedi.
SHGM’nin nitelik ve nicelik olarak yetersiz personelle çalıştığını öne süren Çetingüç şöyle dedi: “ Yetersiz kadro ile çalışıyoruz diyorlar ama şunları düzeltiyoruz demiyorlar. Dünyada birinci havayolu olacağız diyorlar. 20’inci olalım ama en güvenli olalım.”
Kaptan pilot Bahadır Altan ise, “ Alarm zilleri çalıyor. Kaç kişi yer kazasında öldü. Sabiha Gökçen en hızlı büyüyen havaalanıyız diye övünüyor. Peki kaç kaza oldu? Kaç araç uçağa çarptı? Kaç yakın geçme oldu? Bunlar alarm zilleri. Artık uykularım kaçıyor” diye konuştu.
Sefa İnan ise, bu gönüllü oluşumun Türk sivil havacılığı için son derece faydalı olduğunu ve çok önemli bilgileri kamuoyuna duyurduğunu kaydederek, “ Akademinin bu çalışmaları mutlaka önemsenmelidir” dedi.
Emekli teknisyen-pilot Ünal Başusta da, “ Kimse konuşmak istemiyor. Parasını kaybetmemek için herkes susuyor” diyerek havacılık sektöründeki çalışanların sessiz kalmasını eleştirdi.
Akademi üyelerinden Servet Başol da, bir uçağın bir noktadan diğer noktaya gitmesi sırasında 2 bin kişinin rol aldığını ve bunun bir zincir olarak düşünüldüğünde, zincirin gücünün en zayıf halka kadar olduğunun altını çizdi.
Türk sivil havacılık sektöründeki problemleri tek tek sıralayan Havacılık Akademisi, 17 başlık altında topladıkları problem alanlarını basınla paylaştı.
Bugüne kadar yaptıkları çalışmaları, hiçbir beklenti olmadan ve karşılıksız yaptıklarını savunan akademi üyeleri kendilerini, “ Kaza olmasından kaygı duyan bağımsız bir grubuz” şeklinde tanımladılar.
Son günlerde, uçaklarda sunulan imambayıldı, şiş kebap gibi ikramların, Barselona takımına sponsorluğun, Kevin Costner’li reklamların konuşulduğunu kaydededen Akademi Koordinatörü Muzaffer Çetingüç, “ Bizim için kulede, yerde, kokpitte ne konuşuluyor bu önemlidir. Havacılıkta kötü bir tablo ile karşı karşıyayız. 36 yılda 13 kaza yaşandı. Son üç kaza ise 7 yılda meydana geldi. Biz bunları dile getirmek istiyoruz. Aykırı görüşteyiz diye vatan haini miyiz? Bugüne kadar bu konularla ilgili kimse bizi toplantıya çağırmadı. Onların kendin çal kendin oyna toplantılarından da ne çıktığını görüyoruz” dedi.
SHGM’nin nitelik ve nicelik olarak yetersiz personelle çalıştığını öne süren Çetingüç şöyle dedi: “ Yetersiz kadro ile çalışıyoruz diyorlar ama şunları düzeltiyoruz demiyorlar. Dünyada birinci havayolu olacağız diyorlar. 20’inci olalım ama en güvenli olalım.”
Kaptan pilot Bahadır Altan ise, “ Alarm zilleri çalıyor. Kaç kişi yer kazasında öldü. Sabiha Gökçen en hızlı büyüyen havaalanıyız diye övünüyor. Peki kaç kaza oldu? Kaç araç uçağa çarptı? Kaç yakın geçme oldu? Bunlar alarm zilleri. Artık uykularım kaçıyor” diye konuştu.
Sefa İnan ise, bu gönüllü oluşumun Türk sivil havacılığı için son derece faydalı olduğunu ve çok önemli bilgileri kamuoyuna duyurduğunu kaydederek, “ Akademinin bu çalışmaları mutlaka önemsenmelidir” dedi.
Emekli teknisyen-pilot Ünal Başusta da, “ Kimse konuşmak istemiyor. Parasını kaybetmemek için herkes susuyor” diyerek havacılık sektöründeki çalışanların sessiz kalmasını eleştirdi.
Akademi üyelerinden Servet Başol da, bir uçağın bir noktadan diğer noktaya gitmesi sırasında 2 bin kişinin rol aldığını ve bunun bir zincir olarak düşünüldüğünde, zincirin gücünün en zayıf halka kadar olduğunun altını çizdi.