SİVİL HAVACILIĞIMIZIN 2013 BİLANÇOSU

Sivil Havacılık Akademisi(SHA), sivil havacılığımızın 2013 yılı bilançosunu ve 2014 yılı için temennilerini paylaştı
Sivil Havacılık Akademisi’nin Sivil Havacılığımızda 2013 Yılının Değerlendirmesi ve 2014’ten Beklentileri şöyle:
1.         Yolcu uçağı kazası olmadı
2013 yılında sivil havacılığımızda hiç ölümlü yolcu uçağı kazası olmadı. Daha geriye bakarsak, son 5 yıldır (25 Şubat 2009 tarihindeki Amsterdam kazasından bu yana) sivil havacılık çalışanları bize ölümlü kaza yaşatmadı. Bunun tesadüfen olmadığına; her kademedeki özverili, becerikli, titiz, dikkatli, isimsiz kahramanların eseri olduğuna inanıyoruz. Sisteme, belirli kişi ve kurumlara ilişkin eleştirilerimizi saklı tutmak koşuluyla; iç ve dış hatlarda yüz binlerce uçuşu emniyetle gerçekleştiren, tüm havayolu şirketlerimizi, pilotlarını, kabin ekiplerini, kule, teknik ve yer görevlileri ile yöneticilerini Sivil Havacılık Akademisi olarak kutluyoruz. Böyle bir performansın elde edilmesinde tabiki sektörde her kademede özveri ile çalışan profesyonellerin katkısı tartışılmaz. Ancak geçmişteki başarılar gelecekte başka kazaların olmayacağı anlamına da gelmez. Dolayısıyla 2014 ve sonrasında daha emniyetli uçuşlar için sektördeki tüm paydaşların işbirliği yaparak bu elde ettikleri başarıyı sürdürmelerini diliyoruz.
2013 yılında yüreğimizi yakan bazı olaylar da oldu. Akrobasi pilotu Murat Öztürk’ü Adana’da; THK öğretmen pilotu Murat Can’ı Tarsus’ta kaybettik. Ayrıca İstanbul AHL’de bir teknisyen ile, Esenboğa’da bir ramp şoförü geçirdikleri kazalarda canlarını kaybetti. Kapadokya’da balon kazasında 3, Ölüdeniz’de yamaç paraşütü kazasında 1 turist öldü. Askeri havacılığımızda da çok üzücü kazalar oldu: Suriye sınırında düşen F-16 uçağının pilotu ile Gölbaşı’nda düşen Sikorsky helikopterinin 4 personeli şehit oldular. Sivil havacılık kazalarından sonra olduğu gibi, askeri havacılık kazalarından sonra da kamuoyunu aydınlatıcı bilgiler verilmesi gerektiğine; oluş nedenlerinin askeri sır olmadığı sürece insanlarımızın bunları bilme hakkı olduğuna inanıyoruz.
2.         SHGM’nin başarılı çalışmaları
a. Yeni talimatlar: 2012 yılında Dil Yeterliliği Talimatını (SHT-1L) çıkararak  uçuş ekiplerinin havacılık İngilizcesine standart getiren SHGM, 2013 yılında da bazı yeni talimatlarla sistemdeki ciddi boşlukları doldurma gayreti içinde göründü. Bu çalışmaların yetersiz personel ve değişime direnen kesimlere rağmen nasıl zorluklarla yapıldığını tahmin edebiliyoruz. Bu zorlukları aşarak çıkarılan ve  kademeli olarak uygulamaya girecek olan talimat ve yönetmeliklerden bazıları şunlardır:
– Kuraldışı yolculara yönelik cezaları arttıran yönetmelik,
– Öğrenci Pilot Seçiminde Kullanılacak Test Talimatı (SHT-1T),
– Uçuş Personeli Alkol ve Psikoaktif Madde Kontrollerine ilişkin taslak talimat.
Bu süreçte ilk kez bir devlet kuruluşu, uygulamaya koyacağı bir taslak talimatı halkın görüş ve önerilerine açma nezaketi gösterdi. SHGM, uçucuların alkol ve madde kullanım kontrollerine dair talimat taslağını kamuoyuna sunarak STK’ların, havayolu şirketlerinin ve vatandaşların eleştiri ve katkılarını almak istedi. Bu çağdaş uygulama için kendilerini tebrik ediyor, bir çok gelişmiş batı ülkesinde kural geliştirilmesinin vazgeçilmez bir parçası olan bu uygulamanın gelecekte yayınlanacak tüm taslak kanunlar, yönetmelikler ve talimatlar için de yapılmasını umuyoruz.
 
b. Bağımsız Kaza Kırım İnceleme Kurulu: Yıllardır birçok kişi ve kuruluş tarafından önerilen ama bir türlü gerçekleştirilemeyen Bağımsız Kaza Kırım İnceleme Kurulu projesi, 2010 yılında  Sivil Havacılık Akademisi tarafından kamuoyuna sunulan deklerasyonda da yer almıştı. Kazalar olmadıkça gündemden düşen, ama dramatik kazalar olunca inceleme kurulunun tarafsız ve yetkin kişilerden oluşturulmasının önemi hatırlanan bu konu üzerinde SHGM’nin çalışmaya devam ettiği medyaya yansıdı. Talimatın taslak metninin STK’ların ve şirketlerin görüş ve önerilerine açılmasını, hayal kırıklığı yaratmayacak bir sonuca varılmasını ve 2014 yılında hayata geçmesini umuyoruz.
c. SHGM’den beklenen: Havaalanlarındaki özel ve kamu sağlık kuruluşlarında ve hava ambulans şirketlerinde görevli hekimlerin mutlaka havacılık tıbbı eğitimi ve uçuş doktoru (AME) sertifikasına  sahip olmaları gerekmektedir. Yetkilendirilmiş hastanelerde nasıl en az 2 uçuş hekimi (AME) bulundurulma zorunluluğu varsa, havaalanlarında uçuşa çıkmak üzere olan ekip ve yolcuların uçuşa özel sağlık sorunları, bu konuda eğitimi olmayan hekimlere bırakılmayacak kadar önemli olabilir. SHGM, hem havaalanı sağlık kuruluşlarında, hem de hava ambulans şirketlerinde uçuş hekimi bulundurma zorunluluğu getirmelidir.
Ülkemizdeki sektör çalışanlarının özellikle insan faktörü ve performansı ile ilgili günlük çalışma ortamlarında karşılaştıkları sorunlarını ve potansiyel tehlikeleri dile getirebilecekleri  USA’deki ASRS (http://asrs.arc.nasa.gov) İngiltere’deki CHIRP (www.chirp.co.uk) benzeri bir bağımsız ve gizli rapor sisteminin geliştirilerek en kısa zamanda uygulamaya konulmasını umuyoruz. Bu rapor sisteminin sektörün tüm paydaşları tarafından finanse edilerek onların üst düzey katılımı ile gerçekleştirilmesi fakat raporların sadece tüm havacılık çalışanlarının güvenini kazanmış sektör tecrübesi olan kişiler tarafından araştırılıp incelenerek çıkarılan derslerin yine sektörle paylaşılması gerektiğine inanıyoruz. Böyle bir rapor sisteminde birikecek raporların aynı zamanda ülkemizin Ulusal Emniyet Programı’nın (State Safety Programme) geliştirilmesi ve de güncel tutulması için de yararalı olacağını düşünüyoruz.
d. Sektördeki tüm meslek kuruluşlarının özellikle uçuş emniyeti ile ilgili konularda çok daha aktif rol alarak seminerler ve konferanslar düzenlemek konusunda önderlik etmeleri gerektiğine inanıyor ve kendi uyelerinin de bu tür etkinliklere katılmaları konusunda teşvik etmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.
 

Exit mobile version