Sevgili Okurlarım

Sevgili okurlarım; THY Genel kurul ve öncesinde THY çalışanlarına yönelik verilen 5000TL lik primin Teknik A.Ş çalışanlarına da verilmesi için ön ayak olduktan sonra ne olduysa oldu. Birileri tetiğe basmış olmalı ki hedef tahtasına oturtuldum. Bu birileri kim ola ki derseniz inanın neye hizmet ettiklerini anlayamıyorum. Umarım ucuza gitmiyorlardır.
Aslına bakacak olursanız benim hatam; kendi başıma dernekçiliğe soyunmak oldu. Sana ne be adam teknisyen para almış,almamış diyenleriniz çıkacaktır. Olsun ben yinede doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğim.
Bir anda sendika, dernek ve reyting yaptığımı sanan bazı muhabirler saldırıya geçtiler. Demek ki site olarak iyi okunmaya başlamışız:) Tabii ki okurlarımızın sayesinde…
Benim kimseye saldırdığımı gören veya okuyan var mı? 
İlk saldırıyı “Guguk Kuşu” başlığı ile yazdığım köşe yazımda anlatmıştım. Resmi bir belge olmadan(karakol zaptı, savcılık soruşturması, mahkeme) söylenen veya yazılan her şey yalandır. İftiradır.
Çünkü şimdi bende kalkıp ta karalama kampanyası yürüten kişi hakkında şöyle diyorlar, böyle  diyorlar, şuna sor, buna sor diyerek, o kişi hakkında yalan dolan ifadeler sarf ettiğimde, bu sizce inandırıcı olur mu?
Bu tarz yazılar;  Airkule yazarı rahmetli Onur Güntürkün ile hep bel altı vuruşları ile tanıdığınız kişinin karşılıklı yazışmaları ile başladı.  Tam bir rezaletti. Birbirlerinin aile fertlerine kadarına kadar ağza alınmayacak laflar atıldı. Evet Evet gerçekten bu yazılar karşılıklı sitelerin köşe yazarları tarafından yapıldı. Havacılık temalı sitelerde bel altı muhabbetler yapıldı.
Rezillik ötesi bu yazılar maalesef köşe yazısı olarak kullanıldı.
Bu ikilinin senelerce mahkemeleri sürdü. İnanın o yazıları okuyamazsınız. Mahkemelerde gözümüze baka baka yalan yere yeminler edildi. Mahkeme dışında sille tokat kavgalar sergilendi. Bunlar mahalle çocukları tarafından değil evli barklı çoluk çocuğu olan ve köşe yazarıyım diyen kişiler tarafından yapıldı.
Ben bu tür yazılarla sizleri rahatsız edemem. Burası havacılık portalı ve o sınırları aşmamaya azami gayret gösteriyorum. Benle kişisel sorunu olan adresimi biliyor gelir konuşuruz. Uzaktan klavye kabadayılığı yapmakla olmaz bu işler. Okurları rahatsız etmeye gerek yok. Konu bulamıyorsan o başka tabi. 
Herkes herkesi zaten tanıyor. Havacılık camiası çok küçük bir camia. Bu arada beni nasıl tanıyorsanız öyleyim. 
Neyse konumuz bu değil.
Neden mi?
Birilerinin dolmuşu ile hareket eden aynı kişi, şimdide bir başka iddia ile karsımıza çıktı. Bu iddia çok ilginçtir.
Bildiğiniz üzere, 1991 yılından 2006 yılına kadar UTED dergiyi ben ve o dönemler birlikte çalıştığımız arkadaşlarla çıkarttık.
5 lira üye aidatı ile başlayıp 10 TL aylık aidatla bitirdiğim dernek yöneticiliğim zamanında bir dergi çıkarmak, kutlama geceleri yapmak, iftar yemekleri düzenlemek, her yeni yılda üyelere yönelik hediyeler dağıtmanın yanı sıra Bakırköy’de İstanbul caddesinde halen dernek yönetimi olarak kullanılan mülkü almak kolay olmasa gerek.
Sadece bunlarla kalınmadı. UTED başkanlığını 2006 yılının Ocak ayında 525.000TL nakit ile bıraktım.  
Tabii ki derneği kendi rızamla bıraktığımı söylemeye gerek bile yok. Aslına bakacak olursanız,2006 yılında 525.000 TL nakitle tam 3 tane daire daha alınabiliyordu.  Derneğe o zaman 3 tane daha mülk alıp şov yapabilirdim. Ancak benimle birlikte çalışan ve Tevfik Kırmacı Bey ile yönetime devam etmek isteyen yönetim kurulu arkadaşlarımın ricası, birkaç tane sıradan birer mülk yerine, bizlere yakışan bir semtte müstakil bir mülk alımı idi.
Hatta benim derneği bıraktığım son genel kurulda mülk alımı için isimler seçilmiş ve bu isimlerin birlikte mülk alımı yapmasına genel kurul kararı çıkmıştı. Alınmadı veya alınamadı.
Şimdi konumuza dönelim. 5 lira aidatla hem dernek kirası ödeyeceksin hem de dergi çıkartıp, tüm çalışanlara iftar yemekleri ve dernek kuruluş kutlama yemekleri yapmakla kalmayıp birde her yılbaşında hediye dağıtacaksın. Mümkün mü?
Bu nedenle 1991 den itibaren UTED dergi sayesinde mülkümüzü de aldık ve 525.000TL nakitimizi de yeni yönetime bıraktık.
Bu para nereden geldi? Tabii ki Reklamla
Benimle birlikte çalışan ve hala sektörde görev yapan ve farklı dönemlerde birlikte çalıştığım yüze yakın yönetim kurulu üyemiz var. Bunlarla oturduk konuştuk ve karar aldık.
Reklam almalıydık. Ancak nasıl?
UTED yönetiminde olmamak kaydı ile bize reklam getiren kişi veya ajanslara prim verelim mi vermeyelim mi?
Bu konuyu genel kurullarımızda da defalarca açtık ve üyelerimize duyurduk. Gizli saklı bir konu değildir. Zaten genel kurullarda faaliyet geliri olarak bu reklamlar gösterilmiş ve üyenin verdiği senelik aidatın çok üstünde faaliyet karı elde edildiği belgelenmiştir. Genel kurul tutanaklarında her dönem faaliyet geliri olarak rakamlar mevcut olup üyelerin verdiği aidat miktarından fazladır.
En zor işlerden biri inanın ki reklam almak.
Tabii ki bu karardan sonra bize reklam getiren üyelerimize primlerini ödedik. Ajanstan reklam geldiyse ona da ödedik. Ancak kesinlikle hiçbir yönetim kurulu üyesi ve başkanı prim almamıştır.
Tabii ki bu bir yönetim kurulu kararı idi. Genel kurul kararları gibi yeni genel kurul olana kadar değiştirilemeyecek karar değildi. İsteyen yönetim istediği gibi karar alabilir ve uygulayabilirdi. Kısaca işi bilmeyenlerin söyleyebileceği gibi ilanihaye değildir. 
2006 dan sonra yani benim derneği bıraktığımdan sonraki dönemlerde bu uygulamayı devam ettirdiler. Tabii ki bu uygulamanın cazip yanı, reklamsız bir dergi yerine derneğe menfaat sağlayacak ve en azından derginin devamını sağlamaya yönelik bir gelir kapısı olması idi.
Bildiğiniz üzere derneği 525.000 TL ile bıraktığımı yazmıştım. Derneği bırakmaya karar verdiğimde ki, bu THY ile yolları ayırdığım aynı zamana denk gelir. Derneği bırakmak istediğimi o zamanki teknik eğitmenimiz Tevfik Kırmacı ile konuştum. Aday olmasını istedim.  Oda ben başkan olayım iyi de peki yönetim nasıl olacak diye sorduğunda,  mevcut yönetim kurulu üyesi arkadaşların Tevfik Kırmacı ile devam edebileceğinin müjdesini verdim. Çok sevilen bir arkadaşımızdı. Sonuçta kabul etti ve tam 5 sene yönetimde kaldı. Bir şartı vardı. UTED dergide ona yardım etmemi istedi. Ben aslında 2004 yılında THY yi ve derneği bırakacaktım. Planım öyleydi. THY ve derneği aynı anda bırakmayı düşünürken vergisiz para alma konusu gündeme geldi ve 2 sene daha devam etmek zorunda kaldım.
Benim 2006 dan sonra ki dönemlerde kimlerden reklam alınmış, kimlere prim verilmiş tabii ki bilmem mümkün değil. ( Ancak bizim aldığımız karar da yönetim kurulu ve başkan harici yazıyordu) Bu karar değişti mi değişmedi mi onu da bilemiyorum. Çünkü bu kararlar sadece o dönemi kapsar ilelebet geçerli olamaz. Hatta aynı dönem içinde bile birkaç kere değişen yönetim kurulu kararları da vardır.
Tevfik Bey yönetim kurulu olarak reklam politikasını değiştirmemiş ve benim de dernek yönetiminden çıkmış olmam nedeniyle tarafıma prim ödemesi yapmıştır. Reklam getiren başka üyelere vereceksin ama konu Sefa Bey olunca vermeyeceksin? Hem de Sefa Bey Derneği ve şirketi bırakmış ve emekli olmuşken. Bu söz Tevfik Beye aittir.
Tevfik Kırmacı’dan sonra gelen Ümit Sayıl yönetimleri de bu kararı değiştirmemiş ve uygulamıştı. Tabi ki o yönetim kuruluda kendilerine prim almamıştır.
Reklamları senelik alırdık. Daha doğrusu reklamları ben alırdım. Bu nedenle, benim aldığım reklamların devamı ve yeni seneki  reklama zam almak için bizzat ben konuşurdum. Kısaca muhitimi ve çevremi kullanırdım.
Bu nedenle başka reklam getirenlere ne muamele edildiyse benimde emekli olmam ve dernek yönetimini resmen bitirmem nedeniyle ödemeler yapıldı. Yönetim kurullarının bu tür karar alabilme yetkileri vardır. 
UTED Yönetimi olarak benim dönemde, gelen reklamın %20 sini reklam getirene öderdik. Sonra bunu %30 a çıkartmışlar.
Ümit Bey zamanında da aynı kararla bazı üyelerde prim almış olabilirler.  Yönetim kurulunda bile olmayan bir üye kalkıp ta muhitini, çevresini neden UTED dergiye reklam verin diye zorlasın ki. 
İşte bu nedenle alınacak reklam, alan kişi için cazip olmalı ki size reklam getirsin. Mantığında alınmış bir karardı ve yönetim kurulunda çalışan arkadaşlarımızı ve başkanları kapsamıyordu.
Burada önemli olan, derginin masrafı çıkmış mı?  Karda mı? Zararda mı? Burası çok önemli.
Bizim dönemimiz çok karda idi. 525.000 TL yi cebimden vermedim ya…
Benden sonraki yönetimlerin reklam Ajansları ile çalışıp çalışmadıklarını da bilmiyorum. Çalıştılarsa her ajans primini alır.
Kısaca 2006’dan sonra ki dergi ve reklam konularında ben muhatap değilim. Her yönetim kendi kararını alır ve uygular. Benim aldığım karar 2006 da bitmiş olup dernek başkanı olduğum süre içinde beş kuruş prim aldığımı kimse ispat edemez. 
Benden sonra ki yani 2006 dan sonraki dönemleri hala aramızda olan yönetim kurulundaki arkadaşlarımıza soracaksınız.
Derneklerin Mali sekreter ve denetleme kurulları vardır. Reklam paraları dernek hesabına yatırılır ve karşılığında belge verilir. Yani bunlar banka kayıtlarında mevcuttur. Her yönetim kurulu, bütçesini alacağı kararlarla yönetir ve genel kurulda bunun hesabını belgeler. Yanlış bir uygulama yapıldıysa sorumlusu odur.
Bir yönetim kurulunun aldığı kararı daha sonra gelen yönetim kurulu uygular diye bir saçmalık da olamaz. Her yönetim istediği kararı alır ve uygular. Uygulamıyorsa eski karara uyuyor demektir. Hani birileri ilelebet karar alınabilir falan diye saçmalamış olabilir.
Sonuç olarak; Şimdiki mevcut yönetimin başkanı Necdet Bey, geçen yaz beni aramış ve bu uygulamayı sormuştu. Bende bu sorunun muhatabı derneği teslim aldığınız Ümit Beyin yönetimi demiştim. 2006 dan sonra ne değişti ne ilave edildi ne çıkarıldı bilemem ki dedim.
Necdet Bey de bu uygulama var karar da almışlar ama biz bu prim olayına karsıyız dedi. Bende ona o zaman hemen bir yönetim kurulu kararı alın ve kaldırın dedim. Onlarda kaldırmışlar.  Bu bir strateji meselesidir. Yukarıda dediğim gibi isteyen uygular isteyen uygulamaz. Bir daha ki yönetim veya dönem ne yaparlar bilinmez. Benim bildiğim bir gerçek derginin mecburen reklamlarla yürütülmek zorunda olmasıdır. Aidatla dergi çıkartmak için çok yüksek aidat almak gerekir. Ancak yönetim olarak biz reklam alamıyoruz diyemezsiniz. Her türlü sistemi denemelisiniz.
Reklam ajansları primle çalışır. Ajansın alacağı reklama prim veren yönetim, üyesi aynı reklamı getirdiğinde neden vermesin ki? 
Bu arada, benim haber siteme reklam getiren kim olursa olsun reklam devam ettiği müddetçe alınan reklam gelirinin %40-50 sini o reklamı getiren kişiye veya kuruma vereceğimin de bilinmesini isterim.
Kısaca yasal olmayan hiçbir durum yoktur. Yönetim kurulları istediği kararı alırlar ve genel kurulda neden bu kararları aldıkları sorgulanabilir?
1991-2006 döneminde çıkarttığımız UTED dergi hala yayımlanabiliyorsa reklamlar sayesindedir. Mevcut yönetim hala dergi çıkartabiliyorsa kasadaki nakit sayesindedir. Çünkü mevcut yönetim göreve geldiği zaman bir kaç ay aidat sorunu ile uğraşmıştı. İşte o zamanlar dergiyi kasadaki parayla çıkartabilmişlerdir. Nankör olmanın bir anlamı yok.
Dernek mülkü varsa bu reklamlar sayesinde vardır. 2006 da kasada 525.000TL nakit varsa yine reklamlar sayesinde vardır.
Derneğin tüm gelir ve giderleri bellidir. Faturalar dosyadadır. İllegal bir işlem varsa anında gereken yapılmalıdır.
Hadi bakalım kolay gelsin.
NOT/ Bu arada Candan Karlıtekin e elimle pasta yedirdiğim söyleniyor. Bende de Candan Beyin bana eliyle pasta yedirdiği resim var.  Buradan yayınlamak ayıp olur. İsteyen facebook’tan bana ulaşsın hemen yollayayım.
 
.
 

Exit mobile version