Değerli okurlar, öncelikle TBMM’nin açıldığı gün olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyor, başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere bu ülkeyi yoktan var eden fedakar insanları saygıyla anıyorum.
TALPA’nın 2013 yılındaki IFALPA Kongresinde tüm dünyaya kabul ettirdiği 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü bu hafta dördüncü kez kutlanacak. Geçtiğimiz yıl Yenibosna’da bir otelde yapılan Balo yemeği son derece tartışmalı gelişmelere sahne olmuştu. TALPA’nın yeni yönetimi, dernekçiliği ticaret alanı olarak gördüğünden olacak ki, davetiyeleri para ile satmaya karar vermişti.26 Nisan’a birkaç gün kala salonun neredeyse tamamının boş kalacağı anlaşılınca davetiye satın alan birkaç kişinin paraları iade edilip gecenin bedava olduğu duyurulmuştu. Böyle bir durumda “sen bizimle dalga mı geçiyorsun?” diyen birçok üye geceye katılmamış ancak bu ağır hakarete rağmen bir kısım üye de geceye akın etmişti. İstanbul’un varoşu sayılabilecek bir otelde yapılan gece köy düğünü tadında geçmiş, elektrikler kesilmiş, kimin bulduğu bilinmeyen bir sunucu hanım geceye damgasını(!) vurmuştu.
“PARASIZ ” PİLOTLARA BEDAVA SULLY GÖSTERİMİ…
TALPA’nın yeni yönetiminin bu faciadan ders aldığını ve bu sene çok daha iyi hazırlandığını düşünürsünüz değil mi? Nerdeee… Bakın size Kutlama programını okuyayım: 23 Nisan günü Hazerfan’da piknik. Piknikte Manga konseri varmış. Herhalde sucuk-ekmek falan da verirler. 24 Nisan günü bir sinema ayarlamışlar, her pilotun bir şekilde seyrettiğini düşündüğüm Sully filmini bedava göstereceklermiş. İyi fikir…10-15 lira bilet ücreti, pilotlar için büyük para.. Bu parayı veremeyecekleri için bedava gösterim çok dahiyane ! Yahu kardeşim, bunu seyredemeyen pilot varsa parasızlıktan değil zamansızlıktan gidememiştir. Bedava yapman bir anlam taşımaz. Gelelim en ağır etkinliğe.. Artık klasikleşen 26 Nisan Balosu..
HAVA İŞ’İN ALİŞAN’I VARSA…
Bu sene balonun yapılacağı otel, varoştan sahile taşınmış, Polat Otel ile anlaşılmış. Denenmiş ve başarılı olmuş örnekleri tekrarlamak utanılacak, eziklik duyulacak bir durum değildir. Komplekse kapılmamak lazım. Gecenin sanatçısı olarak Sertap Erener belirlenmiş. Şimdi burada bir duralım. Aslında bu tür toplantılarda seçtiğiniz sanatçı ile bir mesaj verirsiniz. Yani dünya görüşünüze, savunduğunuz değerlere uygun, kitlenizin büyük bölümünü temsil eden bir sanatçıyı seçersiniz. Bakın mesela, Hava İş bundan birkaç ay önce düzenlediği Engelliler için Farkındalık Gecesinde Alişan’ı çıkarmıştı. Bunu, Alişan’ın türkü ile arabesk karışımı birikim ve repertuarını kast ederek söylemiyorum. Siyasi duruşu, mesajları ve kendini konumlandırdığı politik alan açısından değerlendiriyorum.
SANATÇI SEÇİMİ DEYİP GEÇME !
Biraz daha netleştirelim. Siz AKP’li bir belediyenin yaptığı etkinliğe Edip Akbayram’ı, Onur Akay’ı, Sıla’yı davet ettiğini duydunuz mu? Ya da CHP’li bir belediyenin Ahmet Özhan’ı, Mustafa Ceceli’yi konsere çıkardığını gördünüz mü? Veya MHP’ni Şivan Perver’i davet ettiğini, BDP’nin bir etkinliğine Mustafa Yıldızdoğan’ı çağırdığını? Dünyada da böyledir. Mesela, Hayvan Hakları örgütü PETA’nın düzenlediği bir toplantıda, hakiki kürk giyen Beyonce’u göremezsiniz. Ya da savaş yanlılarının düzenlediği bir etkinlikte Sean Penn yer almaz, çağırılmaz da…
ERENER FAMILY THY’DE
Peki tüm bunlardan sonra Sertap Erener’i nereye koyacağız? Kısaca anlatalım. Sertap hanımın ağabeyi Serdar Erener reklamcı. Alamet-i Farika isimli bir reklam şirketi var. Hamdi Topçu zamanında THY’nin reklam ajansı idi. Uzun yıllar boyunca irili ufaklı milyonlarca liralık iş yaptı. Kobe’li Messi’li reklamları çekti. Aslında THY’ye ailece girmişlerdi demek daha doğru… Hani THY’nin o meşhur Globally Yours isimli reklam müziği vardı ya, işte onu Serdar Erener’in eşi Nil Karaibrahimgil bestelemiş, Sertap Erener de seslendirmişti. Gelin-görümce işi yani… Bir tarihe kadar Sertap Erener ile iktidar partisinin ilişkileri çok iyiydi. Aynı şekilde Serdar beyin de her türlü ilişkileri mükemmel gidiyordu. Ticareti de iyi götürüyordu. Taaa ki Gezi olaylarına kadar…
AH ŞU GEZİ OLAYLARI YOK MU ?
Gezi olayları başlayınca Ankara’ya giden ve dönemin Başbakanı Erdoğan ile görüşen sanatçılar grubunun içinde Sertap Erener de vardı. Aksilik bu ya, aynı günlerde göstericilerden birkaçı Serdar beyin ajansına sığınmıştı.
Bakın Serdar Bey o günleri nasıl anlatıyor:
“Biz Başbakanlık ofisinden 100 metre uzaktayız. 1 Haziran gecesi, burada gerçekten polis ve göstericiler arasında büyük bir çatışma oldu. Bir kısım göstericiler, bizim dükkânımızın kapısına dayandı. Bekçimiz de bu insanları içeriye aldı. Hatta içlerinde hamile bir hanım da varmış. Benim bunlardan ertesi gün haberim oluyor. İçeride de o sırada çalışan bir kişi var. Bunlar kendilerince bir karar veriyor. Ne bana ne yöneticilerimize sormadan, Alamet-i farika’nın Twitter hesabından “Kapılarımız açıktır.” diye bir tweet atıyor.
Hem alafranga olup hem de Tayyip Erdoğan’a büyük bir hayranlık besleyen, AKP’yi desteklemiş bir adamım. Gezi’den ötürü heyecanlanmış, oraya gitmiş, heyecanlı tweet’ler atmış bu genç kadroyla siyaset uzlaşmazlığım hep var.
Kardeşim Sertab (Erener), Başbakan’la görüşmeye giden gruptaydı. Bu göreve kendisini aşırı angaje etti. Başbakan’la da özel bir dostlukları var. Hem Sertab’ın müziğine ilgileri var, hem de aynı hastalıktan muzdaripler. Önemli insani paylaşımları var. “
SİYASETLE TİCARET ARASINDA SAVRULAN BİR AİLE…
Zaman gazetesi reklamını da atlamayalım. 2012 Şubat ayındaki MİT krizinden 7-8 ay sonra Serdar Erener Zaman gazetesine bir reklam çekmiş, Nil Karaibrahimgil de filmin müziğini yapmıştı….İşte manzara bu… Ticaret ile siyaset arasında gidip gelen, arşiv şöyle bir tarandığında aslında pek de dünya görüşleri bağdaşmadığı halde iktidara ticari beklentileri nedeniyle yakın duran ama ilk hatalarında(!) başta THY’den kovularak cezalandırıldıklarını iddia eden, eski mutlu-bol paralı günlerine dönmek için nedamet getiren bir aile profili… Ve TALPA olarak bu ülkede başka sanatçı kalmamış gibi bu ailenin en ünlü ferdine sahneyi teslim ediyor, üyelerden topladığınız bir çuval da para ödüyorsunuz (Kaç paraya anlaştığınızı da açıklayın bari)..Ne diyeyim aferin size…
Eğer şunu iddia ediyorsanız o başka…”Bizim dünya görüşümüz belli ama üyelerimizin profili farklı. Kendi görüşümüzü herkese dayatamayız.” Haaa o zaman da bulursun apolitik bir sanatçıyı, herkesi memnun edersin…
Neyse, çok da enseyi karartmamak lazım. Kimbilir, Sertap hanım 2011’de devlet ricalinin yanı sıra Ajda Pekkan ve Nihat Doğan ile gittiği Somali’de, Somalili gariban köylülerle yaptığı dansın aynısını sahne performansına ekler, geceye renk katar!
Somali’den, referandum öncesi Beşiktaş-Kadıköy vapurundaki İzmir Marşı şovuna savrulan bir anlayışı izlemek ilginç bir deneyim olacak… Üstelik bedava…
Teşekkürler TALPA…