Değerli okurlar, pandemide sıkıntı devam ediyor. Yangın büyüyor ama artık toplum olarak kanıksamaya başladık. Geçen yıl gördüğümüz astronot kıyafetli sağlıkçılar, üzeri naylonlarla kapatılmış sedyelerle taşınan hastalar yok. Coronalılar, temaslılar aramızda dolaşıyor. İstanbul’da geçen Mart-Nisan aylarında % 20’lere düşen trafik bugünlerde % 70’den aşağı düşmüyor. Aradan 1 yıl geçtikten sonra bazı maskelerin sahte olduğu aslında korumadığı ortaya çıkıyor. Aşı kampanyasında 110 gün geride kaldı ama çift doz aşısını yaptıranların sayısı hala 8 milyonda… Artık her apartmanda birkaç corona pozitif var. Tanıdık bildik insanların coronaya yakalandığı haberlerini daha sık okuyoruz basında…
HAVA İŞ’TEN 100 KİŞİLİK TOPLU SÖZLEŞME…
Corona demişken Hava İş Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal’ın da coronaya yakalandığını ekleyelim. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletelim. Tatlıbal, bu rahatsızlığından dolayı SHGM ile yapılan Toplu iş Sözleşmesi imza törenine de katılamamış. Oysa ciddi bir başarı(!) bu… Tatlıbal yönetimi görev ve yetki kendilerine verildikten sonra ilk kez THY dışında bir Toplu Sözleşme imzalıyor… Gerçekten önemli ! Öyle ki, hergün neredeyse canlı yayın yaptılar SHGM’den. Peki bu öyle köpürtülecek bir başarı ? Bakın SHGM’ de hepi topu 332 kişi çalışıyor. Bu personelin 227’si devlet memuru. Yani olsa olsa memur sendikalarına üye olabilirler. Kalan 105 kişiden 55’i kadrolu işçi. 50 kişi ise 4 B sözleşmeli. Dolayısı ile, kamu işçi sendikalarına üye olmaları gerekiyor. Hadi onları da katalım. Toplam 105 kişi… Orta çaptaki bir tekstil atölyesi kadar. Bu ülkede binlerce havacılık çalışanı sendikasız, sen gidip devlet kurumunda 100 kişilik sözleşme imzalıyorsun, orada burada yayınlatıp bizden de alkış bekliyorsun. Ben olsam sessiz-sedasız imzalar, adet yerini bulsun diye siteye bir duyuru koyar geçerdim.
YELOK KOOPERATİFTEN NİYE İSTİFA ETTİ?
Hava İş’ten devam edelim. Biliyorsunuz 2013 Kasım ayında seçilen yeni Hava iş yönetiminin ilk vaadlerinden biri “üyelerini ev sahibi yapmaktı”. Bu amaçla gelir gelmez Hava iş Yapı Kooperatifini kurdular. Kesmedi, bir süre sonra da Hava iş Kıbrıs caddesi Kooperatifini eklediler. 2017-2019 arasında daire teslmi yapılacağı açıklanan Hava İş Kooperatifinde Temmuz 2020’de bir duyuru yayınlanarak “müteahhit seçimi” yapılacağı ilan edildi ! Hava İş Kıbrıs caddesi kooperatifinde ise inşaatın ilk etabı tamamlanmış. Biliyorsunuz, geçen yıl airlinehaber’de Kıbrıs caddesi kooperatifinin eski denetim kurulu başkanının Ali Kemal Tatlıbal olduğu belirtilmiş ve Yelok’un Kooperatifin Genel Kurulu sürecinde gündeme getirdiği iddialarını mahkemeye taşıyıp taşımayacağı sorulmuştu. Son bilgiler, Mart 2021’e kadar Kooperatif Başkanlığını yürütmesi gereken Afşin Yelok’un Aralık 2020’de bu görevini devrettiği yönünde. Yelok ile birlikte Başkan Yardımcısı Oya Aslı Pulak da görevini bir başka Yönetim Kurulu üyesine devretmiş. Hatta bir söylentiye göre, Kooperatif yönetimi Tatlıbal hakkında yargıya başvurmuş. Doğru mudur, bilmem. Bu konuyu incelerken ilginç bir olay da dikkatimi çekti. Başlangıçta her iki koopertifin yönetim ve denetiminde Hava İş sendikası yöneticileri görev alırken süreç içinde yavaş yavaş yönetimden çekilmişler. Geçen yıl yapılan Kıbrıs Caddesi Kooperatifi Genel Kurulunda Hava İş Yönetim Kurulundan Celalettin Meriçli, Mustafa Akgün ve Melek Çelebi Denetim Kurulu üyeliklerini bırakmışlar. İlginç gelişmeler. Bu arada atlamadan yazayım. Şu anda her iki kooperatifin Denetim Kurulunda da Mehmet Çay isimli bir arkadaş var. Bu işleri iyi biliyor olmalı ki, iki koopertif de denetimi Çay’a bırakmış.
SEZGİN BARAN KORKMAZ YİNE SAHNEDE !
Hatırlarsınız, 15 Temmuz başarısız kalkışmasından sonra Borajet’in sahibi Yalçın Ayaslı’nın, , TARKİM’in sahibi ve firari FETÖ şüphelisi İbrahim Faruk Bayındır ile olan ilişkileri gündeme gelmiş, THY de Borajet ile olan işbirliğini sonlandırmıştı. Yalçın Ayaslı da şirketi Sezgin Baran Korkmaz’a satmıştı.
Doğru dürüst slotu olmayan, uçakları leasing ile alınmış olan Borajet iddialara göre 250 milyon dolar gibi uçuk bir rakama satılmıştı. Ayakkabı boyacılığından holding patronluğuna yükseldiğini her seferinde gururla anlatan Korkmaz bu tür satışları “biz batık firmayı ölü fiyatına alıyoruz” diye açıklıyordu. FETÖ’den firari olarak aranan Borajet’in eski patronu Yalçın Ayaslı ise satışla ilgili “kapsamlı gasp” iddiasıyla Sezgin Baran Korkmaz ve şirketi adına ABD’nin New Hampshire eyaletinde dava açmıştı. Ayaslı 127 sayfalık dava dilekçesinde, Korkmaz’ı “şiddet kampanyası, gasp ve mali suçlar” aracılığıyla Bora Jet’in piyasa değerini düşürüp ölü fiyata satın almakla” suçluyordu. Gerçekten ilginçti. İki taraf da şirketin ölü fiyatına gittiğini söylüyordu. Ancak rakam öyle söylemiyordu. Bu işten biraz anlayanlar “ölüsü 250 milyon dolar ise, dirisi kimbiir kaç para eder?” diye sormadan edemiyorlardı.
“BU DA GEÇEEER…”
Korkmaz bey Borajet’le yapacağı atılım için ekibini kurmaya başlamış ve havacılığımızın dahi(!) yöneticisi, THY’yi çağ atlatan, zıplatan ve dünya kadar borçla İlker Aycı’ya devreden Hamdi Topçu ile el sıkışmıştı. Topçu’nun ekibi, Dünya Ticaret Merkezindeki şirkete yerleşmiş ve şirketin Genel Müdürü dahil işten atmalarla icraata başlamıştı. Operasyonu, THY’nin eski İnsan Kaynakları Başkanı Serdar Uygur yürütüyordu. Sonra ne olduysa, Topçu’nun ekibi saf dışı kaldı. Bununla ilgili, Topçu’nun şirketi yürütmek için ciddi bir bütçe istediği bunun kabul görmediği de söyleniyordu, işten atılanların devletin en tepelerine ulaştırdığı ihbar ve şikayetlerden kaynaklandığı da… Sonuçta Korkmaz, operasyonlara başlayamadan şirketi atıl hale getirdi. Borajet’te çalışanları mağdur eden bir kısmının paralarını ödemeyen patron bu süreçte ise hayırsever(!) kimliğini ön plana çıkartacak PR çalışmalarına ağırlık verdi. Örneğin Bodrum’da yatıyla kıyıya yanaşıp tatilcilere lahmacun ve ayran dağıttı. Yetmedi Kasımpaşa semt pazarındaki tüm ürünlerin parasını ödeyip vatandaşlara bedava dağıttı. Öğrencilere burs verdi. Ama bir burs var ki, evlere şenlik… Bazı doğu illerimizden Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanacak kız öğrencilere birer laptop… Kaç öğrenci vardır bu şartları taşıyan gerçekten merak konusu… Bu arada meraklısı ve alacaklıları için söyleyeyim. 7 Kasım 2019 tarihinde mahkemenin verdiği iflasın açılması kararı geçtiğimiz ay kaldırılmış.
Sonuçta hakkında kara para aklama iddiası ile dava açılan Korkmaz 29 Aralık 2020 günü, havalimanı kameralarına bakarak ülkeden ayrıldı. Şimdi nerede derseniz? İsviçre’de bir göl kenarındaki villada…Aşağıdaki videoda görüldüğü kadar da keyfi yerinde. Fondaki müzik de ilginç. İbrahim Tatlıses söylüyor: “Bu da geçeeer, bu da geçeeer …Alışmalısın, alışmalısın” Borajet çalışanları da alışabildiler mi mağduriyete acaba ?
2014 yılında kabul edilen ve bu yıl 7. kez kutladığımız 26 Nisan Dünya Pilotlar Gününü, pilotların insanca çalışma koşullarına ulaşabildiği günlerde daha büyük coşkuyla kutlamak umuduyla nice yıllara…