- Bayramda da Rekor üstüne Rekor Kıran Personel En Az Asgari Ücret Kadar Zam Bekliyor !!!
- Çantacı Yemek Firmalarına ve Mafyalaşmış Servisçilere Ne zaman Dur Denilecek??
- Sendikaların ve Çalışanların Gözü Kulağı Genel Kurul Öncesi Ahmet BOLAT’ta..
- THY Genel Kurulundan Sonra Büyük Değişim Bekleniyor..
- Okulcu Ekolcü Kavgaları THY’yi Çok Yıprattı!!!
- Ara Yöneticiler Şirketin Hedeflerini mi Kendi Mizacını mı Temsil Ediyor??
- Teknik A.Ş de Mühendisin Ve Teknisyenin Maaşına Kariyer adı altında Gizli Darbe mi Yapılıyor ??
- Yanlış Hesap İlla Bağdattan Döner!!
- Unutmayın Habom Döneminin Günahkar Yönetimi de Tarih Oldu..
- Shgm ve şirket baskısı bu ücretlerle Teknik Göçü Zorluyor..
Değerli Okurlar,
Yaşadığımız asrın deprem acısının ardından ilk Kurban Bayramı’nı buruk da olsa geride bıraktık. Çok şükür hem bölgede yaraların hızla sarılması hem ülkedeki genel dayanışma ruhu ile eksikliklerin ve tüm olumsuzlukların giderilmeye çalışılması çok önemliydi. Herkes bir yandan siyasetin gölgesinde ve seçimlerin yarattığı kutuplaştırıcı ortamda, bir yandan da ekonomik krizin ve fırsatçıların yarattığı kaosla yüz yüze yaşamak zorunda kaldı. Bunlara rağmen hiçbir aksama yaşanmadan operasyonlar sürdürülerek bu bayramda da başta THY ve havacılık sektörü rekor üstüne rekorlar kırdı…
Bu rekorların gerçek kahramanı olan çalışanlar ise bir yandan çetelere dönmüş çantacı yemek firmalarından zehirlenip, bir yandan da mafyaya dönmüş servisçilerin ihmal ve kazalarıyla otobanlarda can pazarlarına düştüler… Ne bir kepçe düzgün yemek yiyebildiler… Ne de sofradan tok kalkabildiler. Semtlerinden güvenli ve sağlıklı biçimde işyerine bile taşınamadılar… Hamile, hasta gözetmeden bildiklerini okudular… Otoparklarda park yeri kavgası, havalimanlarında hız limiti ve kaza cezalarıyla da tepelerinden inilmedi…
İzin baskısı ve aşırı fazla mesaisi yükü altında sürekli rencide edilen, planlama yapmayı beceremeyen yöneticilerin baskısıyla kan kusturulan bu emektarlar uzunca bir dönemdir yıllık izni, mazereti olay olan bu kahramanlar şimdilerde enflasyon canavarı ile boğuşup duruyorlar. Yaklaşan toplu sözleşmeler, beklentileri ve ücret sorununu büyütürken verilen ikramiye ve bayram harçlıkları bile açılan yaraları pansuman etmeye yetmedi. Her defasında dile getirdiğimiz bu vergi sistemi ve kesintiler de ayrıca ücretleri tırpan gibi biçti geçti…
Bayram öncesi sendikaların çağrılarına kulak verilip bir açıklama yapılması beklenirken henüz THY’den bir ses soluk yok…
Aldığımız kulis bilgilerine göre ücret ve ikramiye konularının tümünün bayram sonrası yapılacak genel kurula kadar açıklanması bekleniyor. Genel olarak şirkette Ahmet Bolat’ın çalışanlarının yüzünü güldüreceği beklentisi hâkim… Umarız bu beklentiler boşa çıkmaz ve ağır bir hayal kırıklığı yaşanmaz.
Öte yandan yapılacak genel kurulda mevcut yönetim kadrolarında da büyük değişimlerin olması bekleniyor.
Uzun bir süredir THY’yi esir alan bazı okulcu ekolcu grupların hem kendi aralarında hem birbiri ile yönetsel egolardan ve yetki savaşlarından kaynaklı kavgalarını duymayan kalmadı. En üstlerden başlayıp ara kademelere kadar süren sürtüşmelerin inanılmaz derecede kurumu fazlaca yıprattığı herkesçe biliniyor.
Açıkçası kişisel gözlemim; en büyük kavganın İnsan Kaynakları ve personel yönetim sistemi ile başlayıp operasyonel bölümlere kadar taşan hizipçi bir anlayıştan kaynaklandığı…
Çünkü birincisi atamalarda en tepedeki yönetim bazı dengeler gözetmek zorunda kalıp kadrolarda istediği değişiklikleri yapamıyorsa ve rahatça çalışabileceği ekipler kurmasına fırsat verilmiyorsa orada başı bozuklukta, çok başlılıkta sıkça yaşanır. İkincisi zaman zaman üst yönetimin önemli bir kararını arkasındaki güce güvenerek kendince yorumlayan ya da kararı manipüle eden kademeler ortaya çıkıyor. Bu tutumda ister istemez işleri karma karışık hale getirip belli başlı birimleri işlevsiz hale sokuyor. Eğer siz şirketin vizyonunu ve hedeflerini değil de kendi mizacınızı temsil ederseniz oralardan randıman almak nasıl mümkün olacak?
Sorunları; duyulması ya da bilinmesini istediğiniz kadarıyla anlatır, kendi saçma sapan çözümlerinizi mutlak doğru gibi üst yönetime ve çalışana dayatırsanız; o sistem illa bir şekilde patlayıp, sizi de hatalarınızı da dışarı kusmaz mı? Sakın dışarıdan hiçbir şey belli olmuyor sanmayın. İnanın altınızdaki en vasıfsız sandığınız personeller bile her şeyin farkında. O yüzden yönetenlerin mutlaka objektif ve adil olmaya çalışması gerekir. Misal emeklilik politikası uygulanırken birtakım yerlerde birçok çifte standardın yapıldığını, tutarsız ve adil davranılmadığını çokça kimseden duyuyoruz.
Kendi adamınızı içeride tutup kafanıza göre zorla emekliliğe dayatırsanız insanlar size nasıl güvensin. Şimdi siz EYT gibi çok önemli ve hassas bir konuda halen herkesi kapsayacak tatmin edici bir politika belirleyip insanları bilgilendiremiyorsanız ne işe yararsınız? O zaman bırakıp gidin oraları. Ayrıca her yerde yenilik ve değişim diye övdüğünüz sistemi daha anlatamadınız TEKNİK A.Ş.’de…
Herkes merakla şu anlattığınız muhteşem iş gruplarını ve kariyer planlamanızı bekliyor…
Daha geçen gün aldığım e-posta ve mesajlarda kimseye duyurmadan, hatta açık açık ücret ve terfi koşulları izah edilmeden herkese imzayla zorla tebliğe sunulduğu söyleniyor. Özellikle mühendislerin mevcut İK tarafından ücretlerinin hedef alınarak düşürülmeye, neredeyse uzmanlarla aynı seviyeye indirilmeye çalışıldığı iddia ediliyor. Bu doğruysa işi teknik olan bir şirkette mühendisi, yetkili teknisyeni ve personeli cezalandırıyorsanız bence dikkat edin oturduğunuz koltuklara her an sizi oradan kaydırabilirler…
Ayrıca aylarca geciktirilen Teknik desteğin Teknisyenliğe geçişi konusunda da çokça şikâyet alıyoruz. Geçişlerde kıdemlerin yok sayıldığı ücretlerde intibak yapıldığı için geçmiş yıl deneyimlerinin boşa gitmesinden çokça dert yanıyorlar. Böyle bir sistemin de arkasına sığındıkları personel yönetmeliği ile örtbas edilip servis edildiği belirtiyor. Siz hala bu çağın ve mevcut personelin beklentisini karşılayacak sorunlarını çözecek bir yönetmelik hazırlayıp yayınlayamıyorsanız ne işe yararsınız? Özetle sizi zor zamanlarda yalnız bırakmamış deprem, afet ve ekonomik krizler demeden kar etmenize, büyümenize, alın teri ve özveri ile katkı sunmuş vesile olmuş insanlara olan muamelenizi bence bir kez daha gözden geçirin. Birilerine şirin gözükmek için var olan haklarını şark kurnazlıklarıyla kırpmaya ya da oldu bitti dayatmaları ile acımasızca hayata geçirmeye çalışmayın…
Yanlış hesap illa Bağdat’tan döner ve yaptıklarınız size ağır bedeller ödetir…
HABOM projesi ve orada denenen her türlü saçmalık bütün mimarlarıyla birlikte tarih oldu. THY’nin popülist ve merkezinde insan olmayan tüm yöneticileri tuzla buz oldu. Adları artık sadece çok ağır cümlelerde geçiyor. Çünkü hem şirkete ağır bedeller ödetip hem de çok büyük çatışmalara neden oldular. Mahkeme koridorlarında koca şirkete ödettikleri tazminatları bilinse insan içine çıkamazlar.
Şimdikilerin bundan ders alarak bu fedakâr ve cefakâr personellerinin hakkını teslim etmesi, kabini, kokpiti ve teknik operasyon ile yer ve servis hizmetlerini sevindirecek bir zam oranı ilan edilmeli. En az asgari ücret düzeyinde ek bir iyileştirme yapılmalı. Aksi halde birçok yetkili personelinizi kaybetmek durumunda kalacaksınız. Zaten engelleyemediğiniz SHGM ve KALİTE birimlerinizin baskısı herkesi bezdirmiş durumda.
Birçok görüştüğümüz yetkin kişi dışarıda iş arayışı ile aldıkları teklifleri değerlendiriyor durumdalar. Yakında büyük bir teknik göç yaşanırsa engel olamazsınız. Emeklilikle kaybettiğiniz tecrübeli iş gücünü heba ettiniz. Kalan yetişmiş elemanı da baskı ve ücret düşüklüğü ile elinizle başka arayışlara iter büyük krizlere neden olursunuz.
Bu defa sizi ne 4 ne 5 off’lu sistemde zorla yaptırdığınız fazla mesai ile izin baskısı bile kurtaramaz benden söylemesi…
Hafta başında yapılan ACI EUROPE (Avrupa Uluslararası Havalimanları Konseyi) Genel Kurulu’nda
DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hüseyin Keskin’in ilk dönem Yönetim Kurulu’na atanmasının yanı sıra hava yolcu trafiğindeki pandemi öncesi toparlanma rakamları açıklandı. Avrupa yolcu trafiğinin pandemi öncesine kıyasla -%7,6 seviyesinde olması, bağlantılı uçuşlar baz alındığında tam olarak toparlanmanın gerçekleşmediğini gösteriyor.
Avrupa’da sadece 5 ülke pandemi öncesini geçmiş. Türkiye (+%19), Kıbrıs (+%17), Bosna-Hersek (+%8), Arnavutluk (+%7) ve Yunanistan (+%4). Başlıca AB+ Ülkeler arasında İngiltere (-%10), İspanya (-%12) geride kalarak en iyi performansı gösterirken, İtalya (-%16), Fransa (-%17) ve Almanya (-%27) ilgili ülkeleri takip etmektedir. Çekya (-%44) ve Finlandiya (-%40) gibi diğer AB+ Ülkeleri toparlanma seviyesine çok uzaktır.
İGA bu yıl Amsterdam-Schiphol’ün yerini alırken, Avrupa’da en yüksek doğrudan bağlantılı uçuş sayılarına sahip havalimanı oldu. Pandemi öncesi 5. sıradayken 1. sıraya yükselerek, pandemi öncesi doğrudan bağlantılı uçuş sayılarında +%9 oranında artış yaşanırken, son 10 yıla bakıldığında +%32 oranında artış yaşanmış. Bu performans büyük ölçüde THY’nin büyümesinden ve uçuş sayılarını arttırmasından kaynaklanıyor. İkincil meydanlar ve düşük maliyetli havayollarına bakıldığında Pegasus’un büyümesi ve uçuş sayıları arttırması kaynaklı Avrupa’da İstanbul-Sabiha Gökçen (+%37), Atina (+%33), Lizbon (+%4) ve Dublin (+%3) havalimanları pandemi öncesi sayıları aşmıştır.
Hepinize sağlıklı ve iyi bir hafta diliyorum…