SENDİKALARDA ŞUBE REZALETİ…İNSAN UTANIR YAHU…

SENDİKALARDA-ŞUBE-REZALETİ...İNSAN-UTANIR-YAHU...

 

Değerli okurlarım,

Hava trafiğindeki yaz yoğunluğu, kendisini hangarlarda ve yerdeki operasyonlarda belirgin dönem yaşanıyor. Bu emek ve başarının THY’nin doluluk oranlarına ve dolayısıyla bilançolara yansıdığını görmek tüm çalışanları ve yönetimi çok mutlu ediyor.

Tabi ki, bu mutluluğun çoğalması ve sürdürülmesi için çalışanlara çok iş düştüğü gibi THY yönetimine de çok iş düşüyor. Bu başarılı gidişatın sürdürülebilmesi için, çalışanların emeği ve bilgisi çok önemli. Tabii ki zaman içinde çalışanların ödüllendirilmesi ve gerektiğinde onore edilmeleri gerekiyor.   Umuyor ve diliyoruz ki, THY yönetim ve icra kurulu başkanı Ahmet BOLAT beyin söz verdiği gibi yılsonuna doğru tüm çalışanları sevindirecek adımlar atılması bekleniyor

Unutmamak gerekir ki; Pandemi dönem boyunca hem ücretinden fedakârlık ederek hem de sağlığını hiçe sayma pahasına çalışanları unutmamak gerekir. Bayrağımızı gururla dalgalandıran ve tahliyelerin sağlanmasının yanı sıra, THY’nin dünyanın en fazla kargo taşımacılığı yapan firmalar arasına girip, gıdadan tıbbi malzeme ve ilaçlar kadar her alanda başarıyı sağlaması işte bu çalışanların özverileri ile mümkün olmuştu.

Geçen hafta yazdığım üzere, banka provizyonlarının üyelere dağıtılması dillendiriliyor. Bildiğim kadarıyla tüm kamu ve özel kuruluşlar çalışanların maaşlarının ödenmesi için bankalardan aldıkları tekliflere göre anlaşmalar yapmaktalar. Kamu çalışanlarının Banka promosyonlarının ödenmesi Başbakanlığın 20.07.2007 tarihli Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2007/21 sayılı Genelgesi ile düzenlenerek tamamı veya belirli bir kısmı çalışanlara ödenmeye başlanmıştı. O günden bugüne özel şirketlerde de yaygınlaşmaya başlayan bu durumun yıllardır bir kar aracı olarak kullanılıp THY gibi özünde kamu, sözde özel bir kurumda, personele ödenmemesi de maalesef çok acı bir durum.

İster istemez dönem dönem kâr payı ya da toplu sözleşme ikramiyeleri olarak dağıtılan paralara çalışanlar, ‘’zaten bunun büyük bir kısmı hakkımız olan banka promosyonumuz, bunu da bize ödülmüş gibi sunmayın‘’ tarzında hoş olmayan spekülasyonlara neden oluyor.

 Dolaysıyla, THY’de de ilgili konunun, belli bir standarda oturtulması gerekir.  Bilhassa daha düşük ücret ve sosyal haklarla çalıştırılan taşeron firma ve TGS gibi iştiraklerde bu tarz kalemler çalışan için çok büyük bir anlam ifade eder. Böyle bir icraatın Ahmet BOLAT beyin döneminde hayata geçirilmesi durumunda, adının uzunca yıllar unutulmayarak, tarihe çok önemli bir not olarak düşeceğini tahmin etmek hiç de zor olmamalı…

Değerli Okurlarım;

Sendika seçimden sonra Hak İş konfederasyon başkanı da dahil olmak üzere Özçelik iş sendikası genel yönetimi işverene bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi. Yeni döneme ilişkin mesajlar verdiler. Umarım geçmişin hatalarından dersler çıkarıp havacılığa yakışır bir sendikacılıkla üyelerine sahip çıkarak şubelerdeki araç, maaş ve bol avanslara boğdukları şarlatanlara esir bırakmazlar.

Ben 40 küsür senedir merkezden yönetilen bir topluluğun şubelerle yönetilmesini hazmedemiyorum. Bu kadar büyük bir iş yeri, direk Genel Merkezden temsil edilmeli. Eskiden Temsilci ve Baş Temsilciler sorunları direk Genel Başkana ve genel merkez yöneticilerine iletilirdi.

Bu yeni oluşturulan yapılanma ile aradaki simsarlar ya da taklacılarla uğraşılmazdı. Şimdi sahte demokrasi oyunları ve hileli seçimlerle 3, 5 adamın koltuk kavgası sanki şubeler çalışıyormuş gibi servis ediliyor.

Şubeler, adeta koltuk- köşe kapma oyunlarıyla zamanı ve sendikanın kaynaklarını boşa akıtmaktan başka ne işe yarıyorlar. Temsilcilik işi, iş yerinde işverenden maaşlı, tabiri caizse olay yerinde yapılır.  Altına lüks arabalarla cebine para konanların kendiyle meşguliyetinden sıra sendikacılığa yada üyeye gelir mi dersiniz?

Hele en utanç vericisi ise, yeniden seçilen Genel Başkana daha düne kadar demediğini bırakmayanlar, mahkemelere kadar taşınan ağır iddialarla yumruk kaldıranlar, bugün hala hangi yüzle bu adamlarla aynı karede poz verip hiç bir şey olmamış gibi takılıyorlar anlamıyorum. İnsanda ar namus olur be kardeşim. Bu nasıl bir rezalet ve utanmazlık örneğidir.

Bu arkadaşlar, Eğer samimi iseler bu iddialarla mücadele edip savaştıkları adamlarla bugün yol yürümez, istifa ederek taraflarını belli ederlerdi.  Lakin görüyorum ki herkesin tarafı koltuğu ve menfaati. Burada herkesin davası dümenin başına geçip kendi rotasına doğru yol almak…  Hem cahil ve tecrübesiz, hem de ham ve ahlaksız insanlarla temsil edilirseniz daha çok şey başınıza gelir.

Metal sektörü aslında sendikacılık alanında çok köklü mücadeleler vermiş ağır grevlerle ülkenin gündeminde yer almış bir iş kolu. Oradan bu kafadaki adamlarla havacılığa bakmak çok sorunlu. Bence bu sistem her defasında kısır bir döngüye neden olup şubeler ve aralarındaki dedikodulara rekabetten başka size bir şey getirmeyecek. Üyelerin aidatı 3- 5 zibidiye harçlık ya da mazot parası olarak harcanacağına bence direk üyeye hizmet olarak harcanmalı. Öyle yüksek bedellerle şubeler açıp, dekorasyonlara para harcayarak oralarda bol maaşlı besili sendikacılar biriktireceğinize direk işçiye yönelik projelere harcayın. Kaldırın bu aracıları direk yapın işinizi. Sonra ben imzalamadım o imzaladı, yok ben söylemedim o söyledi, gibi boş işlerle tiyatro oynamayın. Benden uyarması! Bu uyarmamı dikkate alın. Gözünüzün yaşına bakmam. Şimdiye kadar 20 sene dernekçilik yaptım ve değil para harcama, resmen para yağdırıldı.

Ayrıca;

THY Teknik’teki şu teknik destek ayıbını, ortadan kaldırın artık. İçi boşaltılmış haklarla unvanların adını değiştirmeniz neye yarar ki…

Hangarlardan ofislere kadar sırf ucuz iş gücü temini için uydurduğunuz unvanlara boğdunuz bu çalışanları… Kimine boyacı diyorsunuz kimine destek işçisi ya da yardımcı teknisyen. Arkadaş koca havacılık camiasına yakışıyor mu hiç? 

Gelişmiş ülkelerde bakım mühendisi, yapısal tasarım uzmanı diye yaratıcı kavramlar aranırken, siz hala hat hüt tanımlarla uğraşıyorsunuz. Yahu adam boya badanacı mı ki boyacı diyorsunuz? uçağın dış modifiyesini yapan tasarımcıya uygun tanımı da ben mi bulayım sevgili İnsan kaynakları…

Bunların yanı sıra, birde şu Habom’un rezaletlerinden ve mağduriyetlerinden ben bıktım vallahi bunlar bıkmadı…

Hala kıdemi, kademesi hatalı hak kaybı yaşayanlar yazıyor, dert yanan yanıyor… Bu işi doğru dürüst yapamayacak mısınız? Her gecen gün büyüyen ve çok önemli başarılara imza atan bir şirkete yakışıyor mu? Teknik desteklerin sınavı ne zaman olacak diye soruyorlar. Uçak üstünde çalışanla, kumlama yapana da aynı soru sorulur mu be kardeşim? Bu nasıl adalet. Bu ölçme ve değerlendirme kriterlerini de doğru dürüst çözün yahu…

Özetle işverenle direk temas ve üyeye direk hizmet veren bir yöntem lazım.  Duyuyorum ki, çok sorunlarınız var. Böyle giderse daha da çok artacak. Promosyonu sendikalar, işverenlerle müzakere edip protokol ya da toplu sözleşme ile netleştirebilir. Birbirinin tekerine çomak sokan, arkasından konuşanlardan değil, samimi ve nitelikli temsil kadroları kurun.

İşverenlerinizin oturtuldukları koltuklarda kalabilmeleri için sizinle uyumlu ve ılımlı bir iklimde çalışmaya ihtiyacı var. Sizlerin; sadece şirketi yalnızca kar ettirerek değil çalışanları adil ve doğru yönetme sorumluluğunuz da var. Yoksa bunun geri dönüşü ya seçimdi ya sandıktı illa bir şekilde oluyor. Bu iyi niyeti ve açık diyalog kapılarını sizin çok iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Öte türlüsü sizin için bence çok zor olacak.

Exit mobile version