Değerli okurlarım;
Birçoğunuzun bildiği üzere her sene olduğu gibi bu sene de AVŞA adasındaki motelimizi işletiyorum. Tabii ki moteli işletirken senelerce hiç aralıksız olarak yazdığım köşe yazılarıma devam etmeye çalışıyorum.
Geçtiğimiz Pazar günü çekişmeli bir seçimle Özçelik İş Sendikasının 15. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Her genel kurulda rastlandığı gibi karşılıklı atışmaların ve suçlamaların gölgesinde süren seçimi, 2. turda yeniden Yunus DEĞİRMENCİ ve ekibinin kazandığını öğrendik. Bu seçimde garip olan, Yunus beyin rakibi de kendi eski ekibinde olan kişilerden oluşmasıydı. Yani birlikte yönettikleri sendikanın başarı veya başarısızlığını paylaşacaklarına, tam tersi birbirlerini suçlamakla kalmayıp birde, karşılıklı çirkin iddialarda bulunmalarıydı.
Hani, aynı evde birlikte yaşayan kardeşlerin, birlikte yaptıkları yaramazlıkları kimin yaptığını soran babalarına, ”Vallahi ben yapmadım o yaptı” diyerek suçlamalarda bulunmaları gibi… Ancak unuttukları bir nokta vardı… Bu unuttukları nokta, yapılan yaramazlığı birlikte yapmış olmalarıydı.
Konuyu sendikaya uyarladığımızda; Komik olan, aynı geçmişin parçası olduklarından aslında kendilerini de ihbar ettiklerini unutmuş olmalarıydı.
Hele hele, tüm bu iddialara rağmen önceki dönem yönetiminin harcama ve faaliyetlerine kabul oyu verip yönetimi şerh düşmeden ibra ettiklerini öğrendiğimde kendimi gülmekten alamadım. (bu nasıl bir acemilik böyle…) Tabii ki bu kadar acemi ve bilgisiz konuşmalar ve suçlamalar, muhalif tarafın ne kadar dayanaksız ve acemi bir kampanya yürüttüğünü gözler önüne seriverdi.
Yahu akılsız kardeşlerim; Madem işi savcılığa kadar taşımış ve tüm yönetim gider ve faaliyetleri hakkında ağır suç duyurularında bulunmuşsun. Ne diye ibra edip onaylıyorsun. Kalkıp şerh düşüp divanda ortaya koyduğun iddialarını kayıtlara geçirsene. Ayrıca İddialarını oylamaya sunsana. Şimdi yarın savcı, “1 ay önce dava açtığın yönetimin, 1 ay sonra kendi elinle tüm harcama ve faaliyetlerini ibra edip onaylamışsın. Bu ne yaman çelişki demez mi?”
Kısaca; Neresinden tutarsanız tutun, rezalet ve amatörlük kokuyor… Tabii ki benim ve çalışanlar açısından pek değişen bir şey yok. Yine aynı tas aynı hamam. Koltuk kavgası nedeniyle savaştılarsa da, sendikaya muhalefetmişler gibi davrandılarsa da bal gibi kendi saltanatlarını sürdürmek gayesi dışında başka bir maksadı yoktu bu savaşın…
Aldığım duyuma göre, bizim o uzun oğlan geçmişin ağır tepkileri ile sandıktan veto yemiş yerine eski bir şube yöneticisi seçilmiş. Yaptığımız tenkitler adresine ulaşmış olmalı ki Teknik A.Ş de daha tecrübeli ve daha donanımlı olduğu iddia edilen biriyle seçime gitmişler. Bu yeni seçilen genç zatı muhteremin de, bundan sonra yapacakları icraatların yakın takipçisi olacağımız kesin…
Bakalım mevcut durumda darmadağın olmuş, sendika ve şubelerin yanı sıra, genel merkezi nasıl toparlayacaklar. Pek umudum olmasa da yılların verdiği tecrübeyle kimseye ön yargılı ve peşin hükümlü davranmak istemem.
Herkes bilmeli ki, omuzunuzda işten atılan arkadaşlarınızın, genelge mağduru olup hakkını mahkeme da kazanıp masada kaybetmiş çalışanların yükü var. Habom döneminin bitmeyen mağduriyetleri ve düşük ücretle Teknik Destek ve Destek İşçisi olarak çalışan arkadaşlarınızı unutmamalısınız. Seçim bitti çakma muhalefetiniz ve sahte vaatlerle dolu tiyatrolarınız da sona erdi. Artık sendikacı olduğunuzu hatırlayıp ve temsil ettiğiniz üyelere karşı sorumluluklarınızı yerine getirme zamanı.
Şubeler çöplüğüne dünmüş havacılık. Sendikacılığın yeniden yorumlanmasında yeni bir dile ve anlayışa ihtiyacı var. Merkezden değil yerinden yönetime geçmelisiniz. Arkadaşlarınıza kuru maillerle değil, hangarlardan seslenmelisiniz. Bir sürü şubeler kurup işçinin aidatının bir gurup insana harcamak yerine yeni bir düzen kurup doğrudan çalışanlara yönelik faaliyetler için bütçe ayırmalısınız.
Yalandan demokrasi ile şube seçimi kavgalarına, araba, maaş ve lüzumsuz giderle kargaşalar bitmezse, bence kapatın bu şubeleri. Sizin sisteminizle ‘’Nasılsa toplu sözleşmeler ve tüm önemli kararlar merkezden alınıyorsa ‘’ Siz neyin sendikacılığını yapıyorsunuz ki ?”
Her ay, yerleşim, ulaşım ve enerji maliyetleriniz için boşu boşuna harcanan paraya yazık. Bunun yerine iş yerlerine uygun bir yerde sosyal aktivitelere ya da üyelerin sosyal yaşam alanlarına harcasanız inanın daha çok kabul görürsünüz.
Neler yapılabilir?
-
- Üyenize buralarda soluklanmaları için vereceğiniz bir çayın, kahvenin bile 40 yıl hatırı olurdu. Eğitimden, sağlığa ve marketten beyaz eşyaya kadar her alanda artan enflasyon karşısında bir takım indirim anlaşmalarıyla üyelerinizin alım gücüne biraz olsun destek olabilirsiniz. İş yerinde onların irtibat ve dinlenme alanlarını geliştirebilirsiniz. Koskoca THY markası ile bir işe yarayıp indirimli tatil paketleri sunabilirsiniz.
- Artık ücreti oturmuş, PASS ve CED sorunu çözülmüş, sizi dinleyen ve anlamaya çalışan bir şirket yönetimi var.. Böyle bir ortamda, sizin yerinden ve üyesinin yanı başından sosyal bir sendikacılığınıza ihtiyacı var. Toplu sözleşmelerinizin ihlal edilmeden uygulanmasını, varsa yaşanan aksaklıkları giderseniz bile insanlar size minnet duyar. Hala yıllık izinden fazla mesaiye, servisten yemekhaneye kadar her gün onlarca şikâyet alıyorum. Umarım bu yeni dönemde bu aksaklıklar da son bulur.
-
Sevgili Okurlarım;
Havacılığın artık kendi ruhuna uygun bir sendikal anlayışa ve kadrolara ihtiyacı var. Madem sizleri zorla iş kolu değiştirip buraya bağladılar. O halde sizler de buraya gerçekten sahip çıkarak gösterin sendikacılık anlayışınızı.
-
Özçelik İş’e;
Bahanelerin arkasına sığınmaktan birbirinizi suçlamaktan vazgeçmek, asıl mesul olduğunuz üyenin vicdanına geri dönmek zorundasınız. Şayet yine kısır konularla kavgalara, lüks harcamalarla kendi koltuğunuza yapışarak havacılığı sadece yüksek aidatlarla bir gelir kapısı olarak görmeye devam ederseniz bilin ki, ömrünüz çok kısa olacak ve hevesiniz kursağınızda kalacaktır.
Çekilişle, kurayla sendikacılık olmaz. Yardım dağıtarak ya da eşantiyon ve hediye vererek de sendikacı olunmaz. Siz bir emek sınıfı temsilcisisiniz. Havacılığı anlamak, büyütmek ve geliştirmek zorundasınız. Sizin sadece Teknik A.Ş de değil tüm hava aracı bakımı yapan iş yerlerinde de tercih edilen bir sendika olmanız için kafanızı kumdan çıkarıp daha büyük düşünmeniz lazım. Aksi durumda zaten itibar ve size duyulan güven yerlerde olursa, ömrünüz kuyruğuna takıldığınız siyaset kadar olur.