Sevgili okurlarım; yazmayayım, yazmayayım diyorum ama bu komiklikler karşısında önce gülmekten sonrasında yazmaktan kendimi alıkoyamıyorum. Türk Hava Kurumu’nun sanki tüm sorunları çözüldü bir tek sanal mağaza açtırması eksikti; o da oldu. Çok büyük bir başarı öyküsü gibi basın mensupları davet edildi ve şaşalı bir sunuş yapıldı. Çalışanların aksayan maaşlarını sanırım burada satılacak bardak, çanak, çömlek ile ödeyecekler. Yine komiksiniz beyler.
Türk Hava Kurumu Havacılık Vakfına bağlı ticari işletmelerin etkinlik, verimlilik ve karlılık analizleri yapıldı mı peki? Ticari faaliyetlerin devamlılığı kar-zarar ilişkisiyle doğrudan bağlantılı olduğuna göre mevcut vaziyetin gözden geçirilerek seçilecek faaliyetler için “devam” veya “tamam” denilebilmelidir.
Değerli okurlarım, düşününki uzun yıllar boyunca Türk Hava Kurumu’nda çalışmış, emekliliğini hak etmiş ve şuanda kanser illetiyle mücadele eden insanların dahi emeklilik ikramiyelerini ödemeyen bir yapıdan söz ediyorum size. Kul hakkı, hak, hakkaniyet yerle yeksan olmuş bu kurumda. Lakin beylerimizin beş yıldızlı otellerde ve en lüks restoranlarda yolluklu-yevmiyeli ve temsil-ağırlama bütçeli olarak zevk-i sefa halinde oldukları iddia edilmektedir. Hayır amaçlı bağışlanan gayrimenkulleri fütursuzca satarak tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz diken insanlarla aynı şehrin havasını solumak bile insanı çileden çıkartmaya yetiyor.
Bir de malum yükseköğretim kurumundaki kulaktan kulağa dolaşan gayri ahlaki ilişki dedikoduları ise iyice insanın midesini bulandırıyor. En tepedeki patronun ise bu duruma kulak tıkaması ayrı bir muamma. Kimin eli kimin cebinde belli değil. OHAL sürecinde bulunan ülkemizin hızlı ve etkin karar alma mekanizmalarını işlettiği KHK düzenlemeleri ile rektör atamalarına yeni bir form getirildiği düşünüldüğünde; hâlihazırda bu sürece uygun adımlar atılacak olan yükseköğretim kurumlarındaki sonucu hep birlikte göreceğiz.
Ankara Batı Adliyesi Başsavcılığı ve İş Mahkemeleri bu günlerde malum isimleri duymaktan bıktı usandı; artık “burası nasıl bir üniversite” demekten alıkoyamıyorlar onlar da kendilerini. Mağdur edilenlerin gerçekleri bir bir ortaya çıkmakta ve bu sürecin bir sonucu olarak maalesef kurumlar ağır tazminat yüklerine maruz kalmaktadır. Özellikle üst yönetimde meydana gelecek değişiklik sonrasındaki tahkikat sürecinde, köklü adımlar atılması beklenmektedir. Artık sapla saman birbirinden ayrılmalıdır. Mağdurlara özellikle haklarını arama ve şikâyet mekanizmalarını sonuna kadar işletmeleri tavsiyesinde bulunuyorum.
Neyse ki Türkiye’de yükseköğretimi layıkıyla yürüten eğitim kurumlarımız da bir hayli fazla sayıdalar. Belki önlerindeki aşılamayacak tek engel Yükseköğretim Kurulu; onun da yeni anayasa paketi dâhilinde icabına bakılacağı kanaatindeyim. Çünkü FETÖ/PDY saptamaları başta olmak üzere birçok kritik öneme haiz konunun bu kurum eliyle yürütülmesi esnasında ciddi zafiyetlerin açığa çıktığı herkesin bildiği bir gerçektir. Kurumsal gücü elinde bulunduran üniversitelerdeki kripto FETÖ/PDY mensuplarının kamufle olabilmek maksadıyla süreci suiistimal etmesi talihsiz vaziyetler olarak karşımıza çıkmaktadır.
FETÖ/PDY ile mücadelede birçok kurum ve kuruluşumuz ciddi, kararlı ve isabetli süreçler neticesinde önemli başarılar etmiş olmasına karşın aynı durumu yükseköğretim sistemi içerisinde söylemek maalesef mümkün değildir. Halen üniversitelerimizde bu yapıya mensup kişilerin önemli koltuklarda oturmaya devam ettiği yönünde özellikle sosyal medyada çığ gibi büyüyen serzenişler bulunmaktadır. Bu ülke ikinci kez karanlığa maruz bırakılamaz; gereken her ne varsa er ya da geç bir şekilde yapılmış olacaktır. Bunu söylememdeki haklı sebep; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın “bu mücadelede yalnızca halkının her koşulda yanında durduğunu” vurgulaması olmuştur.
Türk sivil havacılık sektörü ise yakın zamandaki FETÖ/PDY hesaplaşmalarından en önemlisini Tarkim Havacılık ile vermiştir. İlgili kamusal otoritelerimiz ahenk içerisinde ve eş zamanlı olarak gerekli yaptırımları uygulamış; gerçekler gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Darısı kanayan diğer yaralara ve içlerine sızan kriptolara diyelim…