SEFA İNAN…

dunya-ve-ulKE

Değerli okurlar, geçtiğimiz haftaya çok acı bir haberle başladık. Sitemizin kurucusu ve Genel yayın Yönetmeni Sefa İnan’ın ani vefatı ile sarsıldık. Her ölüm erkendir, ama Sefa bey’in kaybı gerçekten çok erken oldu. Duyanlar okuyanlar inanamadı bu habere…

Sefa İnan sessiz çalışanların sesiydi.

Sesini duyuramayanların sesiydi.

Sessiz çığlıkların sesi oldu.

Toplumcuydu, yılmaz bir hak savunucusu idi.

Okurlarına hep doğruları söyledi.

Söyledikleri, yazdıklarını belgelere dayandırdı.

Güçlünün, güç odaklarının karşısında eğilmedi.

Hatırlıların değil mazlumların hakkını savundu.

Güçlüden değil haklıdan yana oldu.

Bir kere yazıp geçmedi, fikri takibi ilke edindi. Sonuç alana kadar ısrarla yazdı.

Başkalarının yazılarından öğrendiklerini kendi fikriymiş gibi çeşitli zeminlerde satma veya yazma basitliğine yeltenmedi. Kendi tarzını yarattı.

Yazıları özgündü, kendine has bir üslubu vardı.

Alternatif bir mecra olarak Airlinehaber’i kurdu, alternatifsiz bir mecra haline getirdi.

Balon haber, yalan haber yapmadı, sitesinde ve yazılarında sadece gerçeklere yer verdi.

Dernekçiliğin nasıl yapılacağını, bir sivil toplum kuruluşunun nasıl etkili olabileceğini gösterdi.

Sonuçta bir devir kapandı, bu dünyadan bir Sefa İnan geçti. Yazdıkları, TV programlarında söyledikleri, gençlerin havacılığımız konusunda her zaman başvuracakları birer kaynak olarak  kalacak. Ama 1975’den bu yana yaklaşık yarım asırlık bir süreçte sivil havacılığımızın serencamını yaşayan, aktif olarak içinde bulunan bir hafıza artık yok. Kurumların en büyük değerleri binaları, taşıtları, teçhizatları maddi imkanları değil yetişmiş insan kaynağı, nesilden nesile aktarılan bilgi ve birim ve tecrübeleridir.

…………………..

Ateş düştüğü yeri yakar. Ne kadar üzülsek de, muhterem eşinin, oğlunun ve aile fertlerinin hissettiği üzüntüyü ve acıyı anlamamız zordur. Özellikle oğlu Tolga İnan’ın nasıl bir ruh hali içinde olduğunu hiçbirimiz bilemeyiz. Bakın usta şair Can Yücel aynı acıyı, aynı eksikliği ve boşluğu  nasıl tarif etmiş:

BABAN GİDERSE;

Başı dumanlı dağın gider

Ata’n gider, sırtın gider

İki kapılı bu handa

Menzile erişen yolun gider.

BABAN GİDERSE;

Darda yetişen elin gider

Aklın gider, canın gider

Şu dağlanmış yüreğinde

Çocuk kalan yanın gider.

BABAN GİDERSE;

Öpülecek elin gider,

Bayram gider

İnanıyorum ki, Sayın Tolga İnan bu ağır travmayı atlatacak ve babasının yoktan var ettiği Airlinhaber sitesine sahip çıkacak, onun ilkeleri doğrultusunda doğru, dürüst ve gerçek haberciliğe devam edecektir. Sonuçta havacılığın içine doğmuş, havacılığın pratiğini en alt kadrolarda yapmış, deyim yerinde ise çekirdekten havacı bir insan. Yıllardır da, akademisyen olarak sivil havacılığa hizmet ediyor. Genç yaşında tam 4 mesleki kitap, yüzlerce makale yazmış. Hakemli dergilerde onlarca makalesi yayınlanmış. Tolga beyin Airlinehaber’in kokpitine oturması ile Airlinehaber daha da yükselecek ve bir referans kaynağı olma özelliğini artırarak devam ettirecektir. Sefa beyin vefatından sonra onu şahsen tanıyan veya tanımayan yüzlerce insanın gönderdiği mesajlar, başta Erhan İnanç beyin yazısı başta olmak üzere bu elim kayba ilişkin yazıların binlerce beğeni alması sanırım Tolga beyi daha da yüreklendirecek ve bu sorumluluğu üstlenme ve yüklenme konusunda kendisini motive edecektir. Sefa beyin yıllardır biriktirdiği geniş bir arşive sahip olduğunu düşünüyorum. Yeri geldiğinde Tolga İnan bu bilgi ve belgelerden okurlarını mahrum etmeyecektir.

Bu düşüncelerle, yeri dolmaz bir kayıp olan Sefa İnan’ı rahmetle ve havacılığımıza yaptığı her türlü katkı için teşekkürlerimle anıyor, kederli ailesine sabır ve metanet diliyorum.

 ——————————-

Bir gün gelir, başlar gidişler. Kimi içine gider, kimisi içinden gider.. İçin gider..”

Exit mobile version