SAÇINIZ AK MI KARA MI?—“AZ SONRA ÖNÜNÜZE DÜŞECEK”

Malumunuz olduğu üzere Teknik A.Ş toplu iş sözleşmesinde son dönemece girildi. Geçen haftaki köşe yazımda belirttiğim üzere bundan sonraki gelişmelere göz atıp konuya girmek istiyorum.
Eylül ayının 21 inde tarafsız arabulucu anlaşmazlık ile ilgili raporunu bakanlığa yollaması gerekiyordu.  Kurgumuzu buna göre şekillendirdiğimizde, bakanlığın bu raporu alıp hem işverene hem de sendikaya yollaması gerekiyor. Bu mantıkla baktığımızda 24 Eylül 2018 tarihinde bu raporun ilgili taraflara yollanmış olduğunu varsayıyorum. ( posta gecikmeleri hariç)
Peki, şimdiden sonraki süreç nasıl gelişecek?
Tarafsız arabulucunun raporu sendikaya ulaştığında 6 gün içinde sendika grev kararı almak zorunda. Geçen hafta da yazdığım üzere sendika bu süreçte grev kararını almazsa toplu iş sözleşmesi hakkı kalmıyor. Kısaca ilgili tarihe kadar toplu sözleşmede anlaşma sağlanıp imzalanmazsa sendika grev kararını alacak diyebiliriz.
Sendikanın grev kararını aldıktan sonraki sürece bir bakalım
Sendikanın grev kararı alması %100 greve çıkılacak anlamı taşımıyor. Bu kararı aldıktan sonra 60 günlük süre içinde greve çıkması gerekiyor. Bu 60 günlük süre içinde grev gününü sendika belirlediğinde, belirlediği bu günü 6 gün öncesinden işverene bildirme zorunluğu var.
Şimdi biraz geriye yani, sendikanın grev kararını aldığı ve yönetim kurulu defterine işlediği güne dönelim.  Sendika toplu iş sözleşme yetkisi düşmesin diye aldığı kararı üyelerine yayınladığında, Teknik A.Ş çalışanlarının (üye olsun olmasın. Kapsam dışı da olabilir) dörtte biri imza toplayarak grev oylaması isteyebiliyor.  Bu istek İSKUR’a yollanıyor ve İŞKUR uygun gördüğü bir tarihte işyerlerine sandıklar koyarak çalışanların tercihlerini “Greve EVET” veya “Greve HAYIR” diye yazılmış oy pusulaları ile belirliyor. (kapalı oy, açık tasnif metodu ile) Yani oyu kapalı atıyorsunuz ama oy sayımı herkesin gözü önünde yapılıyor.
Greve hayır diyecek olan işveren tüm kapsam dışı yöneticileri ve yandaşları ile greve HAYIR a çalışırken, üyeler ve verilen haklardan memnun olmayanlar greve EVET çıkması için kulis faaliyetlerine başlıyorlar.
Bu oylamayı bazen çalışanlar kazanıyor bazen ise işveren ve onun adamları… Kapalı oy kullanıldığı için neticenin ne çıkacağını kimse bilemez.  Bu oylama aynı zamanda sendikanın henüz grev gününü belirlemeden önce yapıldığından, greve çıkılıp çıkılmayacağının da bir göstergesi mahiyetinde oluyor. Bu oylamada çalışanlar greve HAYIR derse Sendika illaki Grev diye diretemiyor ve grev kararını uygulayamaya kalkışamıyor. Kısaca geçen hafta yazdığım üzere TOP ÇALIŞANLARDA… Bir nevi güven oylaması gibi… Normal de sendika üyelerinin hepsinin Greve EVET demesi gerekir. Greve EVET denmediğinde kimse sendikaya laf atamaz.  SENDİKA DA RAHATLAR, İŞVEREN DE…
Bu arada bazı işgüzar veya şirket tarafından görevlendirilmiş şahıslar, grev oylaması veya grev aşamasına gelindiği andan itibaren, “hele sözleşme bitsin işverenin çalışanlara ekstra iyileştirme yapacak” tarzında söylemlerde bulunarak yalan dolan beyanlarla süreci baltalama veya sulandırma faaliyetleri içine girerler.
AMAN DİKKAT! Bu insancıklar, sizlerin arasında da olabilir, dışardan da görevlendirilmiş olabilirler.
Grev yapmak sendikanın işine gelmez. Grev isteği çalışanlardan gelmelidir. Çünkü grevi yapacak olanlar çalışanlardır.
Şimdi sizlere sendikacılığın bilinmeyen yönlerini kısaca yazacağım;
Siz her ne kadar sendikayı biz seçtik deseniz de genelde bu böyle olmuyor. (Atilay Ayçin in göreve geldiği 1989 yılı hariç)   O iki senelik dönem gerçek sendikacılık yapılmıştır. İşveren desteği kesinlikle yoktu. Sonraki dönemler… (Bu konu çok uzun olup mutlaka bir gün yazacağım)
Öncelikle Çelik İŞ in havacılık sektörüne nasıl girebildiğine bakmak lazım. Sendika seçimlerine işverenin nasıl müdahil olduğuna THY A.O da yaşanan sendikal süreci bildiğinizi varsaymak istiyorum. Bay Hamdi’nin dikensiz gül bahçesi yaratma çabaları sayesinde bugün İlker Bey rahat nefes almaktadır.
Bay Hamdi, THY A.O ile Tekniği neden ayırmıştır. HABOM neden kurulmuştu? Hava-İş yönetiminin seçilmesinde Bay Hamdi’nin ne kadar etkili/etkisiz olduğunu sizler biliyorsunuz
Neden işveren bu seçimlere müdahil oluyor? Bildiğiniz üzere Hava-İş Türk-İş konfederasyona tabi iken neden Teknik AŞ’yi Hak İş e bağlı Çelik İş sendikasınca temsil edilmesini istemiştir. Bay Hamdi’nin THY A.O ile Teknik A.Ş yi ayırmanın, toplu iş sözleşme aşamalarında uçuş işletme ile teknik arasındaki bağın kopması nedenli olduğunu hiç düşündünüz mü? Böl-Parçala-Yönet sistemi THY’de aynen uygulama alanı bulmuştur. İlker Aycı Bey ve ekibi bu nedenle dikensiz gül bahçesinde oturabilmektedir. 
Aşağıdaki sorulara birlikte cevap arayalım. İçinizden ne geçtiyse doğru odur.
Çelik İş sendikası Teknik A.Ş de örgütlenme aşamalarında havacılık şube başkanlığına seçilecek kişi bildiğiniz üzere ilk olarak atama ile göreve getirilmiştir. Çelik İş sendikası atamayı düşündüğü kişiyi Teknik A.Ş yönetimine sormuş mudur yoksa kendi başına mı belirlemiştir?
Toplu iş sözleşmesi taslağını sadece havacılık Şube başkanı ve yönetimi mi yapmıştır yoksa Teknik A.Ş yönetimi ile birlikte mi şekillendirilmiştir?
Sendikanın %14 istemesine karşı işverenin %8 le karşılık vermesi, baştan kurulmuş bir oyunun parçası mıdır?  Ülkemizdeki yüksek enflasyon verileri belli iken %14 zam istemek ve buna karşılık %8 verilmek istenmesi işin olağan seyrimi yoksa işverence senaryosu yazılan, “tavşan kaç tazı tut” isimli orta oyununun, teknik A.Ş çalışanlarının seyrine sunulan yeni versiyonu mudur?
Sendika %14 aldığında başarılı mı sayılmalıdır? (Çünkü Teknik A.Ş çalışanına yönelik yapmış olduğu taslakta ki isteğin hepsini almış oluyor)
Sözleşme taslağını yapmadan önce Çelik İş Sendikası Havacılık şube başkanı Yavuz Beyin beni arayarak, “Sefa Bey taslak yaparken bize yardımcı olabilir misin” tarzında iyi niyetli sorusuna” EVET ZEVKLE dediğim halde aranmamam, sizce Yavuz Bey kaynaklımı yoksa işverenin Yavuz Beye sözleşme taslağını birlikte hazırlayalım isteği nedenli midir?
Tahminime göre THY işvereni çoktan %14 ü cebinden çıkarmış ve daha da yükseltebilir. (opsiyonları bellidir)  Bu tür pazarlıklar hemen bitirilmez zamana yayılır. Zaman işçinin aleyhine ama işverenin lehinedir. Süre yeteri kadar uzatıldı. Sona gelindi. Sendikanın zamanı tükeniyor hemen hemen en fazla 10 günlük bir süre daha var.  Bu süre bittiğinde sendika ister istemez GREV kararını almak zorunda kalacak.
O zaman ne olacak? Sendikanın almış olduğu grev kararını anında medya vasıtasıyla cümle alem ve yatırımcılar duyacak ve THY HİSSELERİ DÜŞECEK. Bu nedenle, değil grev yapmak, grev sözcüğü bile 3.havalimanına geçmeye çalışan THY’ye büyük darbe vurur.
Bu gerçekle olası bir grev sözcüğünün sendika tarafından uygulanmasa bile yönetim defterinde karar alması veya telaffuzu bile THY’yi yerle bir eder.
Çelik İş in grev kararı alabileceğini hiç sanmıyorum.  Bu nedenle onlar karar almadan siz grev yaparız sözcüklerini kullanmayın bile…
Ola ki ben yanıldım ve Çelik İş grev kararı aldı ve uygulama için işverene iletti. İşte o zaman grev yaparız hakkımızı ararız söylemlerinin bir anlamı olur.
Şimdilik bekleyelim bakalım.  Berberin, müşterisine sorduğu “saçım ak mı kara mı” sorusuna verilen cevap gibi… Birazdan önünüze düşecek görürsünüz…
NOT/ Bu yazı 23-09-2018 günü saat 13.00 da yazılmıştır. Son gelişmeleri bildiğim ve sizlere ilk kez yayınladığım halde, sendika tarafından detaylı bilgi gelmeden yorumlamaya çalışmak yanlış olur.
 

Exit mobile version