Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın emriyle olsa gerek, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Genel Müdür Vekili Kemal Yüksel imzasıyla “Ekip geçişleri” konulu bir genelge yayınladı.
Genelge diyor ki, “Havayolu işletmesi bünyesinde istihdam edilen uçuş veya kabin ekibi üyeleri, Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında, balon işletmesi bünyesinde istihdam edilen pilotlar ise, Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim aylarında işletmeler arasında değişiklik yapamaz.” Ve devam ediyor. “SHGM tarafından düzenlenmiş lisans sahibi uçuş ekiplerinin bağlı oldukları havayolu işletmelerinden muvafakat olmaksızın ayrılarak yabancı havayolu işletmeleri bünyesine katılmak istemeleri durumunda, ilgili uçuş ekiplerinin asgari 6 (altı) ay süreyle “Verification” (İlgili sivil havacılık otoritesi tarafından düzenlenen uçuş ekibi lisanslarının doğrulanmasına yönelik olarak bu otoriteden talep edilen belge.) başvuruları kabul edilmez.”
Genelge yayınlandıktan sonra HAVA-İŞ, TALPA ve HAVASEN farklı tonda tepkiler göstererek kamuoyuyla paylaştı. TASSA (Havayolları Kabin Memurları Derneği) ise herhangi bir açıklama yapmadı.
Türkiye Pilotlar Vakfı’nın (PİL-VAK) da destek verdiği Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA), yaptığı açıklamada yapılan düzenlemelerin yadırgandığını belirterek şu görüşleri savundu.
“Bugüne kadar yürürlükte olan ve yaz dönemi uçuş yoğunluğu esnasında uçucu personelin işletmeler arası geçişlerinin, işletmelerin planlama zorlukları göz önüne alınarak belirli bir dönem boyunca kısıtlanmasına yönelik düzenleme zaten uygulanmaktadır.
Ancak, buna ek olarak; söz konusu (yeni) Genelgenin 5/A(1),(2) ve (3) maddelerinde değişiklik yapmak suretiyle, yabancı İşletmelere geçişlerde altı ay süre ile lisans Verification başvurularının kabul edilmeyeceğine dair getirilen yeni düzenleme kabul edilebilirlik sınırlarının dışındadır.
Bu maddelerin geçerlilik süresi açık değildir. Dolayısıyla bu kısıtlamanın yıl boyu uygulanabilmesinin önü açıktır.
Getirilen kısıtlamalar, öncelikle Anayasa’ya aykırı olup, bunların yeniden değerlendirilmesi ve geri çekilmesi kanaatimizce çok gereklidir. (……………) Bir işletmeden ayrılmaya karar vermiş bir uçuş ekibi üyesini altı ay süreyle bekletmenin, ilgili kişinin bu süre zarfında yapacağı uçuşlardaki konsantrasyonunu, dolayısıyla da uçuş emniyetini olumsuz yönde etkileyeceği açıktır. Yurt dışı işletmelere gitme isteklerinin önüne geçilmesinin ancak ve ancak meslektaşlarımızın çalıştıkları şirketlere olan aidiyet duygularını arttırıcı tedbirlerle mümkün olacağının altını bir kez daha çizmek isteriz.”
TALPA, işverenle çalışanlar arasındaki ilişkileri gerecek bir dil kullanmaktan imtina ederek haklı oldukları konuları sıralıyor ve bu genelge için, yürütmeyi durdurma ve iptali istemiyle Danıştay nezdinde dava açtığını duyuruyordu.
Havacılık sektöründe en çok üyeye sahip ve tek yetkili olan Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) ise yayınladığı duyuruda şu görüşlere yer verdi;
“SHGM tarafından yayınlanan UOD 2015-13 Ekip Geçişleri Hakkında başlıklı genelge Hukuk müşavirliğimizce incelenmiş; T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne dilekçelerimiz ile itiraz yapılmıştır.”
Hava-İş’in de konunun sulh yoluyla çözülmesinden yana olduğu, ancak resmi itiraz yapılmadan bir gelişme olamayacağı için başvuruda bulunduğu bir gerçek. Ayrıca, Havayolu Çalışanları Sendikası HAVASEN de, SHGM’ye bir başvuru yaparak anayasal haklara ve istifanın tek taraflı oluşuna vurgu yaptı.
Ortada sıkıntılı bir durum var. Ebette bir yanda, anayasal ve yasal hakları olan pilot ve kabin memuru gibi uçuş ekipleri, bir yanda da yapılması düşünülen geçiş veya transferlerle zor durumda kalacak olan tamamı yerli ve milli şirketlerimiz.
Genelgeyle gündeme gelen konunun bir tarafında SHGM, bir tarafında çalışanlar ve tabii ki bir tarafta da işverenler var.
Bu konunun mahkemelere hiç gitmeden karşılıklı mutabakatla çözümlenmesi gerekirdi. Gitmek isteyeni zorla tutmak yerine maaşları günün şartlarına uygun hale getirip ve de çalışma koşullarını da düzenleyerek gidişler önlenebilir miydi?
Yüksek sezonda pilotlarımızı yurt dışına gönderme gibi bir lüksümüz olamaz.
Doğrusu ortak noktada anlaşmaktı. İş barışının bozulması taraflardan hiç kimseye hiçbir fayda sağlamayacaktır.
Bu konuda daha gerçekçi olmak gerekir. Doktorlara denildiği gibi ‘giden gitsin’ deme şansımız yok. Çünkü pilot sayımız az. Zaten pilotlar da mecbur olmasa gitmezler.
Onların ekonomik şartlarını yabancılarla aynı seviyeye getirmeliyiz ki, gitmesinler.
Pilotlar eskiden de yurt dışına giderdi, fakat Türkiye’de enflasyonun artması, hayat şartlarının daha da ağırlaşması üzerine herkes gibi pilotlar bile zorda kalmış olmalılar ki, yurt dışına gitmeyi daha çok arzu etmekteler.
Şimdi, yapılması gereken SHGM 5’inci maddede, işverenler de maaşlarda düzenlemeye gitmelidir. Bu konu da Hava- İş ve TALPA’ya görev düşmekte. Üye sayısına bakılmaksızın Havasen’in ve TASSA’nın da görüşü alınmalı ve de orta yol bulunmalıdır. Başka yolu yok.
Mutlu yarınlar Türkiye’m.
Kpt. Atilla Çelebi THY’de yönetici ve uçucuydu
Duayen pilot, bu kez sonsuzluğa uçtu
Türk Hava Yolları A.O, eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kaptan Pilot Atilla Çelebi, hayatını kaybetti.
1930 yılında dünyaya gelen Çelebi, eğitim hayatına Türk Silahlı Kuvvetleri’nde öğrenci olarak başladı ve pilot olarak kariyerinin ilk adımını attı.
Türk Hava Kuvvetleri’nde F-4 ve F-104 tipi savaş uçaklarında görev yapan Çelebi, ‘Uçan Kuğular’ diye tabir edilen akrobasi timinin komutanlığını da yaptı.
Cesur ve korkusuz uçuşlarıyla tanındı.
TSK’dan ayrıldıktan sonra 1975 yılında cemiyet hayatının tanınmış ismi, iş insanı Sema Çelebi ile evlendi.
Eşine, sevgisini göstermek için savaş uçağıyla alçak uçuş bile yapan ve Sema Hanım’dan Ali adında bir oğlu olan Atilla Çelebi, 25 yıl süren bir evlilikten sonra eşiyle yollarını ayırdı.
Türk Hava Kuvvetleri’nden sonra ilk olarak Türk Hava Yolları’nda, ardından Singapur Airlines ve Suudi Arabistan Havayolları’nda göreve yapan Kaptan Pilot Çelebi, kraliyet uçağında da bir süre baş pilotluk yaptı.
Türkiye’ye döndükten sonra Boğaziçi ve Birgen Air’de görev aldı. Bu dönemde, babası Airbus’ta yönetici olan Fransız asıllı Valery Cuinat ile ikinci evliliğini yaptı. Valerie Hanım’dan Diana ve Chleo adında iki kızı oldu.
Tezcan Yaramancı’nın ayrılmasından sonra 1994 yılında THY A.O’nun Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak atandı. THY’de en üst görevleri aynı anda yapan ilk uçucu olma unvanını aldı.
Üç yıl süreyle görev yaptıktan sonra Mesut Yılmaz Başbakanlığındaki Anasol-D Hükümeti iş başına gelince 1997 yılında görevinden alınarak yerine M. Cem Kozlu getirildi.
Atilla Çelebi son olarak THY Genel Müdürü Bilal Ekşi’nin iftar davetine katılmıştı. Bir süredir Covid-19 tedavisi gören, fakat hastalığa yenilen Emekli Kaptan Pilot Atilla Çelebi’nin cenazesi perşembe günü İstanbul’da Zincirlikuyu Camii’nde kılınan namazdan sonra aynı yerde toprağa verildi. Atilla Çelebi ile halef selef olan Cem Kozlu yaptığı paylaşımda onun için “Pilotların duayeni” tabirini kullandı. Cenazeye gönderilen onlarca çelenk arasında üç kardeşin ortak çiçek göndermesi dikkat çekti.