PARMAĞI OLMAYAN ADAY PİLOTA FETÖ MÜ DESTEK OLDU ?

FETÖ’nün bir dönem TSK içindeki etkinliği ve örgütle bağlantılı kişilerin önlerinin nasıl açıldığı hakkında bazı tanıkların ifadeleri ortaya çıktı. Darbe girişimi soruşturması kapsamında verilen ifadelerden bazıları: “Uçuş okulunda bazı uçuş öğretmenleri teğmenin sol işaret parmağı olmadığını fark ederek bu kişinin pilot olamayacağını dönemin komutanlarına bildirdi, hatta bazıları kendilerine uçuş planı programlanmasına rağmen bu öğrenciyle uçmayı reddetti. Olumsuz bildirimlere rağmen pilot olan bu asker, daha sonra FETÖ ile irtibatı ortaya çıktığından ordudan ihraç edildi” “(Gölbaşı’nı bombalayan uçağın pilotu) Ekrem Aydoğdu, ilk uçuş eğitimini zor bela tamamlayabildi. İkinci aşamada T37C uçağında eğitime başlayan Aydoğdu, bu uçak tipinde de yetenekten elendi. O dönemdeki yönerge gereği Aydoğdu hakkında gıyabi kurul yapılıp uçuştan direkt ilişiğinin kesilmesi gerekiyordu. Ancak karanlık güçler tekrar devreye girip yönergeyi değiştirdiler. Hiçbir teğmene hak bile verilmezken ona, ikinci kez, üstelik yönerge değiştirilerek hak verildi” şeklinde.
FETÖ’nün darbe  girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında bazı tanıkların ifadeleri,  örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bir dönemdeki etkinliğini, örgüt  bağlantılı kişilerin orduya yerleştirilmesinde gösterdikleri etkiyi gözler önüne  serdi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması kapsamında, bazı  tanıkların bilgi amaçlı alınan ifadelerinde, örgütün “hukuksuz” ve “hileli”  yollara başvurarak TSK’nın içine sızdığı iddiaları yer aldı. Savcılıkça dinlenen  bir tanık, ifadesinde bu konuda çarpıcı örneklerin yaşandığını ortaya koydu.
Tanık ifadesinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı uçuş okulundan 2013’te  mezun olan ve darbe girişiminin ardından TSK’dan ihraç edilen A.E’nin sol işaret  parmağının olmamasına rağmen pilot yapılması yer aldı.
Pilotluk için fiziki, psikolojik ve dayanıklılık yeterliliklerinin çok  hassas şekilde değerlendirildiğini anlatan tanık, normal şartlarda parmağı  olmayan bir kişinin “pilot adayı” dahi gösterilemeyecekken örgüt mensubu bazı  doktorların A.E. için “uçuşa elverişli” raporu düzenlediğini, önündeki engellerin  kaldırılarak bu kişinin daha sonra pilot olduğunu anlattı.
Okulda görev yapan birçok komutanın örgüt adına faaliyet yürüttüğünü  ve bu tür olaylara göz yumduğunu ileri süren tanık, “Uçuş okulunda bazı uçuş  öğretmenleri teğmenin sol işaret parmağı olmadığını fark ederek bu kişinin pilot  olamayacağını dönemin komutanlarına bildirdi, hatta bazıları kendilerine uçuş  planı programlanmasına rağmen bu öğrenciyle uçmayı reddetti. Olumsuz bildirimlere  rağmen pilot olan bu asker, daha sonra FETÖ ile irtibatı ortaya çıktığından  ordudan ihraç edildi.” bilgilerini aktardı.
FETÖ’nün asker doktorlar içinde ve uçuş okulunda güçlü bir yapıya  sahip olduğunu savunan tanık, ifadesinin devamında şunlara değindi:
“Yine aynı şekilde 15 Temmuz gecesi Konya’dan darbe girişimine  katıldığı tespit edilen Üsteğmen F.Ö. uçuş okulunda yetenek konusunda sıkıntılar  yaşıyordu. çiğli 2’nci Ana Jet Üssü Komutanlığı 125’inci eğitim Filosunda görevli  ve devletine bağlı olan pilotlardan yüzbaşılar R.A, B.K. ile E.Ç, bu kişinin  pilot olamayacağı kanaatine vardı. Ancak darbe girişimine katılan ve FETÖ üyesi  olduğu belirlenen binbaşı rütbesindeki K.C, N.K. ve diğer komutanlar tarafından  korunup kollanan F.Ö’nün pilot olması sağlandı.”
Tanık ifadelerinde, darbe girişimi gecesi Ankara Gölbaşı’ndaki Özel  Harekat Daire Başkanlığını bombaladığı belirlenen, TSK’dan ihraç edilen  pilotlardan Kurmay Yüzbaşı Ekrem Aydoğdu hakkında da bilgiler yer aldı.
Aydoğdu’nun, pilot adayı eğitimi sırasında, önemli bir aşama olan  “uçağı kullanma” bölümünde başarılı olamadığını, buna rağmen Gaziemir Hava Sınıf  Okullarına gönderildiğini, komutanların yer aldığı “uçuş kurulu”ndan kendisine  yeniden hak tanınması üzerine “uçuş eğitimi”ne devam ettiğini aktaran tanık, “O  dönem, yetenek ve bilgiden uçuş kuruluna kalanların yüzde 90’ına bu hak  tanınmadı” bilgisini verdi.
Tanık ifadesinde, Aydoğdu’ya ilişkin şu görüşler yer aldı:
“Aydoğdu, ilk uçuş eğitimini zor bela tamamlayabildi. İkinci aşamada  T37C uçağında eğitime başlayan Aydoğdu, bu uçak tipinde de yetenekten elendi. O  dönemdeki yönerge gereği Aydoğdu hakkında gıyabi kurul yapılıp uçuştan direkt  ilişiğinin kesilmesi gerekiyordu. Ancak karanlık güçler tekrar devreye girip  yönergeyi değiştirdiler. Hiç bir teğmene hak bile verilmezken ona, ikinci kez,  üstelik yönerge değiştirilerek hak verildi. Aydoğdu’nun özellikle pilot yapılmaya  çalışılması bizim kafamızda hep bir soru işareti olarak kaldı. Hatta kendi  aramızda, ‘bunun arkasında bir güç var, onu sürekli kolluyor’ diye düşünüyorduk.  Bu düşüncenin etkisiyle de aramızda, Aydoğdu için ‘Mason Ekrem’ lakabını  kullanıyorduk. T37 uçuş eğitimlerini bitirdiğimizde bir uçuş başarı sıralaması  yapılıyordu. Sıralamada başarı elde edenler için, T38 jet uçağına gönderilirken  daha sonra CASA, CN235 ve helikopter tiplerinde eğitim alması amacıyla tekrar  eğitim planlaması yapılıyordu. Normalde, Aydoğdu’nun ikinci kez uçuş kuruluna  kalması nedeniyle sıralamanın en altında kalıp helikopter pilotu olacağı  tahmininde bulunuyordu. Aydoğdu, o dönem komutan kanaatleri devreye sokularak  sıralamada üst sıralara çıkartıldı ve savaş uçağı pilotu oldu.”
FETÖ’nün bu sayede vatansever birçok pilot adayının hakkını yediğini  ifade eden tanık, son olarak Aydoğdu’nun T38 uçağındaki eğitimini tamamlamasının  ardından kendine güvenmediğinden F-16 savaş uçağını kullanmak istemediğini de  aktardı.

Exit mobile version