Orman Genel Müdürlüğü’nce (OGM), Muğla’daki orman yangını kontrol altına alındıktan sonra hazır olduğu bildirilen Türk Hava Kurumu (THK) uçağının, güvenli şekilde uçurulmasının mümkün olmayacağı ve bölgede çalışan 21 helikopter ile kendisi için çok ciddi kazalara sebebiyet verebileceği belirtilerek, “THK yetkililerine yardım teklifleri için teşekkür edilmiş, bu durum kendilerince de kabul edilmiş ve anlayışla karşılanmıştır. Buna rağmen sürecin bu boyutlara taşınarak kamuoyunun yanıltılmasına anlam verilmemektedir.” ifadesi kullanıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı OGM’den yapılan açıklamada, 1996 yılından bu güne kadar orman yangınlarıyla mücadele hizmetlerinde, helikopter ve yangın söndürme uçağı kiralanması sayı ve türleri değişmekle birlikte, yüklenicilerden bedelleri karşılığında her yıl yapıldığı bildirildi.
THK’ye ait Canadair CL-215 yangın söndürme uçaklarının, çoğunlukla 1970’li yıllarda üretildiği ve günün ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojik donanıma sahip olmadığına işaret edilen açıklamada, “Geçmiş yıllarda idaremiz, THK’den, yangın söndürme uçaklarının yanında, helikopter de kiralamıştır. 2019 yılında, 1 yıl süre ile 5 günümüz şartlarına uygun teknolojiye sahip yangın söndürme uçağı kiralanması için ihaleye çıkılmış olup, bu ihaleye THK dahil hiçbir katılım olmamıştır. Bunun üzerine kurumumuz farklı tarihte, pazarlık usulüyle tekrar ihaleye çıkmıştır. Bu ihaleye sadece THK teklif vermiştir. THK’nin bir yangın söndürme uçağı için teklif ettiği birim fiyat, aynı yıl ihale edilen helikopterin birim fiyatının 3 katından daha fazla olup, piyasa fiyatının da çok üzerindedir. THK’nin sadece 5 uçak için vermiş olduğu toplam teklif miktarı, kiralanması gereken helikopter sayısının yarısından daha fazla bir maliyete tekabül etmektedir.” bilgisi aktarıldı.
“NE KADAR YANARSA O KADAR ÖDERİZ”
Bunun üzerine idare tarafından, 2019 yılı için daha fazla sayıda helikopterle yangın söndürme faaliyetlerine devam edilmesi kararı verildiğine dikkati çekilen açıklamada, önceki yıllardan sözleşmeleri devam eden farklı iki yükleniciden 16 helikoptere ek olarak, 1 yıl süreli 18 helikopter kiralanmasıyla ilgili yapılan ihaleye, THK’nin de katılım sağladığı vurgulandı. İhaleye teklif sunan THK’nin, teklif ettiği tutarın yüksek olması nedeniyle en düşük teklif sunan diğer farklı istekliyle sözleşme imzalandığı aktarılan açıklamada, son 3 yıldır 24 helikopterle yürütülen yangın söndürme faaliyetlerinin, bu yıl toplamda 34 helikopterle yürütüldüğü ve iddia edildiği şekilde orman yangınlarına müdahalede hava gücünün yetersiz olmadığı vurgulandı. Bazı haber kaynaklarında yer aldığı gibi hava araçları için “Ne kadar yanarsa o kadar öderiz” iddiası şeklinde bir uygulamanın, doğru olmadığının altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yangın söndürme uçağı ve helikopter kiralanmasında, önceden belirlenen garanti uçuş saati uygulamaları yapılmaktadır. Önceki yıllarda olduğu gibi THK dahil diğer tüm yüklenicilerle yapılan yangın söndürme uçağı ve helikopter kiralanması hizmet alım sözleşmelerinde de bu usul aynı şekilde yer almaktadır. THK’ye ait mevcut yangın söndürme uçaklarının, fiili su taşıma kapasitesi, iddia edildiği gibi helikopterin 4-5 katı olmayıp, helikopterin 2 katı kadar bile değildir. Helikopterin hareket kabiliyetinin yüksek olması sebebiyle, orman yangınları ile mücadelede eğimli ve kırık arazilerde daha etkili olduğu bilinmektedir. Mevcut uçaklar teknik olarak sadece deniz, büyük gölet ve barajlardan su ikmali yapabilmektedir. Dünyada yeni nesil yangın söndürme uçaklarının daha kısa mesafeli su kaynaklarından da ikmal yapabildiği bilinmektedir. Helikopterler ise deniz, büyük gölet ve barajların yanında, orman yangınlarına hassas bölgelerde idaremiz tarafından inşa edilen ve sayıları 3 bin 600’ü geçen havuz ve göletlerden de su ikmali yapabilme kabiliyetiyle orman yangınları ile mücadele idaremiz tarafından daha etkin kullanılmaktadır.”
“THK’NIN YANGIN SÖNDÜRME UÇAKLARI”
THK’nin sahip olduğu yangın söndürme uçakları operasyonlarının, uçuş kuralları yönünden Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü denetimi altında yapıldığına ve mevzuatın, Türkiye hava sahasında gece şartlarında görerek uçuş yapılmasına izin vermediğine değinilen açıklamada, iddiaların aksine havadan söndürme operasyonlarında THK ya da diğer hava araçlarının bugüne kadar orman yangınlarında gece uçuşu yapmadığı bildirildi. Muğla’nın Dalaman İlçesi Karacaağaç mevkiinde 10 Temmuz’da çıkan orman yangınına, kara ekiplerinin yanı sıra havadan 2 idare ve 19 yangın söndürme helikopteri olmak üzere toplam 21 helikopterle müdahale edildiği ve yangının 11 Temmuz sabah saatlerinde kontrol altına alındığı vurgulanan açıklama, şöyle devam etti:
“Yangın kontrol altına alındıktan sonra, THK yetkileri tarafından İzmir’de konuşlanan 1 yangın söndürme uçağının, yangına müdahale etmek üzere hazır olduğu ve talep edilmesi durumunda uçağı yangına sevk edebilecekleri idaremize iletilmiştir. İdaremize hazır olduğu bildirilen THK’ye ait yangın söndürme uçağının yangında kullanılabilmesi için, idaremize ait ve uçağa önceden kurulması gereken teknik cihazlar THK ile idaremiz arasında sözleşme olmaması nedeni ile mevcut değildir. Ayrıca bu uçakta yangın sırasında diğer hava araçları ve yer ekipleri ile koordinasyonu ve uçağın etkili kullanılmasını sağlayacak idare temsilcisi de bulunmamaktadır. Yangın kontrol altına alındıktan sonra hazır olduğu bildirilen bu uçağın, bu şartlarda güvenli bir şekilde uçurulmasının mümkün olmayacağı ve yangın bölgesinde çalışan 21 helikopter ile kendisi için çok ciddi kazalara sebebiyet verebileceği düşünülmüştür. THK yetkililerine yardım teklifleri için teşekkür edilmiş, bu durum kendilerince de kabul edilmiş ve anlayışla karşılanmıştır. Buna rağmen sürecin bu boyutlara taşınarak kamuoyunun yanıltılmasına anlam verilmemektedir.”
(SÖZCÜ)