Değerli okurlar, havacılığın gündemi de maşallah ülke gündemini aratmıyor. Mutlaka tartışacak yeni bir konu buluyoruz. Şöyle sessiz sakin bir hafta geçince açıkçası huylanıyorum ve “Dur bakalım ne bomba patlayacak” diye bekliyorum… Birkaç gündür sessizlik ve stabil bir hava vardı. “Haydi hayırlısı” demeye kalmadan THY’miz yine yaptı yapacağını. Dayanışma aidatı ile ilgili bombanın pimini çekip ortaya bıraktı. “Bayram değil seyran değil” THY bizi neden öptü acaba? Yeni TİS süreci başlayalı neredeyse bir ay geçmiş, THY’miz bize kuralları hatırlatıyor. İyi niyetli bazı arkadaşlar THY’nin ne kadar dürüst ve yapıcı olduğundan bahsediyor. Dayanışma aidatı ile ilgili sürece dair hatırlatmanın “çalışanların hak kaybına uğramasını engelleme amaçlı” olduğunu söylüyorlar. İyi de, kanun maddesini koyarak yapılan “dayanışma dilekçesi verseniz bile imza tarihinden itibaren yararlanırsınız” mealindeki o “aba üstünden sopa göstermek” de ne demek oluyor? Yani THY, Hava İş ile anlaşıp sözleşmeyi Haziran’da imzalarsa dayanışma aidatı ödeyenler ilk 6 ayın zammını alamayacaklar, öyle mi?
FARKLARI İSTİYORSAN U DÖNÜŞÜ YAPACAKSIN
Dayanışma aidatı, sendikal faaliyet içinde seçme ve seçilme hakkı dışında her türlü hak ve menfaatten yararlanma olanağı tanıyan bir uygulamadır. Dayanışma aidatı ödeyerek sendika üyelerinin yararlandığı tüm olanaklardan istisnasız yararlanırsınız. Peki, THY ve Hava İş ne yapıyor? Dayanışma ödeyenleri yürürlük tarihi (1 Ocak 2019) ile imza tarihi arasında oluşacak hiçbir ek menfaatten yararlandırmıyor. Yani TİS farklarını vermeyeceğini söylüyor. Çözümü de THY’miz açıkladığı bildiride üstü kapalı şekilde gösteriyor. Hava İş’e üye olursan TİS’ten eksiksiz yararlanırsın. İyi de bu Sendikalar Kanununun 17. Maddesindeki “Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz.” hükmüne aykırı değil mi? Bunun TALPA’nın yaptığı “ucuz otopark istiyorsan önce derneğe üye olacaksın.” Şantajından ne farkı var?
Peşin paraya ulaşmanın formülünü öğrenince hemen sevinenleri uyaralım. Öyle hoop deyince Havasen’den çıkıp ışınlanarak Hava İş’e geçemiyorsunuz. 30 günlük süre şartı var. 1 Şubat günü e-devlet yoluyla Havasen’den istifa ettiniz ve ardından da Hava İş’e geçtiniz. Hava İş’e üyeliğiniz 2 Mart günü kesinleşecek. Peki, THY ve Hava İş de 20 Şubatta TİS’i imzaladı diyelim. İmza tarihinde Hava İş üyesi olmadığınız için sendika değiştirmenize rağmen farkları alamadınız. Ne geçti elinize?
TİS MADDESİ NASIL DEĞİŞTİRİLDİ ?
İşin bir de TİS boyutuna bakalım. 2011-2012 yılları arasında geçerli 23. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin 8. Maddesinde aynen şu ifade var:
SENDİKA ÜYELİĞİNİN GÜVENCESİ:
A- İşveren bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendiklara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması ve çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamaz.
Madde açık… Yani bugün tartışılan konuya noktayı koymuş. Hava İş üyesine fark veririm, dayanışma ödeyene vermem muhabbetini bitirmiş. “Eee beğenseniz de beğenmeseniz de Atılay Ayçin dönemiydi o” diyenlere bir sürprizimiz var. Aynı madde, Tatlıbal’ın 8 Aralık 2013 günü Hava İş Başkanı seçildikten sonra apar topar 10 gün içinde 19 Aralık 2013 tarihinde imzaladığı 24. Dönem Toplu İş Sözleşmesine de konulmuş. Aceleye geldi herhalde ! Veee bingo ! 2016-2018 arasında 3 yıllık olarak imzalanan 25. Dönem Toplu İş Sözleşmesinde 8. Madde değişivermiş ve bakın ne hal almış:
SENDİKA ÜYELİĞİNİN GÜVENCESİ:
A- İşveren bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında ve çalışma şartları ve çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında TİS hükümleri saklıdır.
2013’TE KANUNA AYKIRI TİS Mİ İMZALANDI?
Madde tanıdık… Çünkü 6356 sayılı Sendikalar Kanununun 25/2 maddesi de aynen böyle… Kopyalayıp yapıştırmışlar. Şimdi diyeceksiniz ki “adamların ne günahı var, sendika üyesi olmayanlara fark verilmemesi kanundan kaynaklanıyormuş.” Kazın ayağı öyle değil. Bakın 6356 sayılı kanun 7 Kasım 2012’de yürürlüğe girmiş. Kanundaki bu maddeye rağmen Hamdi bey ile Ali Kemal bey yukarıda yazılı ve Parasal konularda da ayrım yapılamayacağına ilişkin 24. Dönem Toplu İş Sözleşmesini 19 Aralık 2013 günü imzalamışlar. Üstelik kanunun aynı maddesindeki 8. Fıkraya rağmen !
“SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİ
Madde 25
1) ……
2) İşveren bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında çalışma şartları ve çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında TİS hükümleri saklıdır.
3) …..
4) …..
5) ….
6) …..
7) …..
8) Yukarıdaki hükümlere aykırı olan TİS ve İş sözleşmesi hükümleri geçersizdir.
Ne dersiniz? 2016-2018 döneminde dayanışma aidatı ödeyen çalışanlara geçersiz bir TİS hükmü ile mi ödeme yapıldı?
SÖZLEŞMEYİ GECİKTİR, ÇALIŞANI PARA İLE TERBİYE ET !
Gerçekten garip bir kanunla karşı karşıyayız. Bir yandan dayanışma aidatı ödeyerek sendika üyesinin tüm haklarından yararlanırsın diyeceksin, öbür yandan da “ama farkları vermem ha” diye ayak sürüyeceksin. Bana ne kardeşim? Sen sendikayla aylar boyu pazarlık edip benim almam gereken ama ödemeyeceğin farkı şişireceksen benim günahım ne? Kasım’da Aralık’da başla görüşmelere, Ocak ayının başında imzala beni mağdur etme ! Bakın Hamdi abiniz bu işleri nasıl kotarmıştı? Adam daha TİS görüşmeleri başlamadan personele % 6 zam vermişti…Demek ki olabiliyormuş…Sözün özü; bu resmen kanunun tanıdığı bir hakkın kötüye kullanılmasıdır. Kokpite dinamiti at, milleti birbirine düşman et, kokpit kaynasın ondan sonra da “istifa eden pilotlar, buyurun gelin.” diye yalvar… Bu nasıl şirket yönetimidir, anlamak mümkün değil!
ONUR VE ŞEREFİN BEDELİ ÖLÇÜLEBİLİR Mİ?
Şimdi gelelim can alıcı soruya… Havasen üyeleri veya her iki sendikaya da üye olmaksızın dayanışma aidatı yoluyla TİS’te yararlananlar ne yapmalı… Üzülerek öğreniyoruz ki, bazı Havasen üyeleri kırmızıya saldıran boğa gibi farkları almak için Havasen’den istifa edip Hava İş’e geçiş başvurusu yapmışlar. Özellikle pilotlar için yaygın biçimde söylenen bir suçlama vardır. “Pilotlar paragözdür” derler. Şimdi Hava İş’e dönüş yapan arkadaşlara bu yafta yapışmayacak mı? Hepi topu 8-10 bin lira farkı kaptırmamak için 1.5 yıldır sürdürdüğünüz onur mücadelesini boşa çıkarmış olmuyor musunuz? Tamam, para tatlı anladık da, arkanızdan insanlar ne konuşacaklar düşündünüz mü? Demek yarın Tip Müdürü sizi çağırıp “Havasen’den istifa et, ek görev verelim, seni öğretmen yapalım, geniş gövdeye alalım, sana hep tatilde uçuş yazalım duble para kazan” dese, ideal mideal hak getire koşarak gideceksiniz öyle mi? Beraber yola çıktığınız arkadaşlarınızı yarı yolda bırakmaya değer mi? Sonra tekrar Havasen’e döneceğim valla.” Sözünün artık bir anlamı kalır mı? Yarın kokpite oturduğunuzda beraber uçtuğunuz meslektaşınız Onur, haysiyet, omurga kavramlarından söz ederse üzülmeyecek misiniz, kırılmayacak mısınız? Saygınlık uzun yıllar sonunda kazanılır. Ama kaybetmek böyle bir harekete ve yanlış karara bakar. Eğer bir de Hava İş ile THY anlaşıp sizin Hava iş üyeliğinizin kesinleşeceği 30 günden önce sözleşmeyi imzalarsa iyot gibi açıkta kalmak da, dimyata pirince(üç kuruş fark) giderken evdeki bulgurdan(şeref, onur ve saygınlık) olmak da var. Hele bir de sayın Hava iş senin üyeliğini 29. Günde reddederse farkları alamadığın gibi bir de yıllarca mahkemelerde uğraşır durursun…
HAVASENCİLER, TOPLUCA HAVA İŞ’E GEÇİN!
Haaa, şunu da ekleyeyim. Sefa İnan’ın yazdığı gibi tüzel kişilik olarak konuyu hukuk zeminine taşıma hakkı ve zorunluluğu olan Sendikanız Havasen radikal bir karar alır ve seçilmişler dışında kalan tüm üyelerinin geçici olarak Hava İş’e geçmesini ister, onu anlarım. Amaç oyunu bozmaksa mantıklı da bulurum. Aynı zamanda bir reaksiyondur, tepkidir, protestodur. Etkisi de fazla olur. Hep birlikte Havasen’den ayrılır, Hava İş’e geçersiniz, imza tarihinde Hava İş üyesi olarak farkları alır sonra da “nanik yaparak” tekrar Havasen’e dönersiniz. Ama bireysel çıkışlar sendikanıza, birlikteliğinize belki zarar verir ama en büyük zararı kişiliğiniz görür.
Sözün özü, zaman dar… Havasen’I dağıtmaya kararlı olanlar şimdi de masaya maaş farklarını yani parayı sürüyorlar. Bakalım kaç kişi oltaya takılacak? Beraber yürünülen yoldan çıkacak ? Galiba Nazım Hikmet’e sözü bırakmak en doğrusu…
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
– demeğe de dilim varmıyor ama –
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!