Değerli Okurlar,
Onur Air mağdurlarının çaresiz ve belirsiz durumu halen devam ediyor. Şirketin yaşadığı ekonomik sorunlarla beraber ticari faaliyetlerine ara vermesi ve çalışanlarının biriken hak alacaklarını ödememesi nedeniyle mağdurlar durumu yargıya taşımıştı. Yargıdan lehlerine çıkan kararlara rağmen alacaklarını tahsil edemeyen çalışanlar halen mücadeleye devam ediyor. Şirketin arkasındaki birtakım güçlerin desteği ile ağır yaptırımların uygulanmadığı ve yeni hissedarlar veya ortaklar arayışında oldukları için bu mağduriyetlere göz yumulduğu iddia ediliyor.
Açıkçası ortada mağdurların ve hukuki kararların olduğu bir durumda hangi güçlerin hangi gerekçelerle bu işletme ve sahiplerini kolladıklarını anlamakta güçlük çekiyorum. Devlet ve yargı vatandaşlarının hak ve hürriyetlerini korumakla mükelleftir. Vatandaşına böylesi bir sorumluluk borcu olan kurum ve kişilerin görevlerini ihmali veya çıkar ilişkileri içinde olmalarını hayal bile etmek istemiyorum. Kaldı ki başka alanlarda ticari faaliyetleri ve kazancı olduğu iddia edilen bu işletmenin çalışanlarına sahip çıkmaması ve onların bu mağduriyetini görmezden gelmesi de açıkçası bundan sonra sürdüreceği faaliyetlerdeki iş ve işletmeler açısından çok büyük bir güven ve itibar kaybı olarak görüyorum.
Aylarca eylem ve protestolarla sesini duyurmaya çalışmış, vaat ve sözlerle oyalanmış Onur Air mağdurlarının sesine kulak verip yetkililerin mutlaka onlara gerekli desteği sunması lazım. Aileleri ve sağlıkları bu durumdan çok olumsuz zarar görmüş, alacaklarını tahsil edemediği ve hatta ödenen maaşlarının asgari ücret üzerinden hesaplandığı ve açıkça hukukun ihlal edilerek büyük kayıplara yol açıldığı belirtiliyor. Bir an evvel bu konunun üzerine gidilerek mağduriyetin giderilmesi lazım.
Üzülerek söylemeliyim ki bize sektörün maalesef hep mağdurları ve hak hukuk kaybına uğrayanları ulaşıyor. Sektörün büyüdükçe mağdurlarında çoğalması çok acı verici. Kazanan büyüyen kurumların aidiyet duygusuna zarar veren kendini ispatlamak için saçma sapan kararlar alan egosu tavan yapmış vahşi ruhlu yöneticilerden kurtulması lazım. THY’de bunu birçok kademede görüyoruz. Sebebi çok açık ve net biçimde liyakatsiz atamalar. En tepedeki insanlara siyasetten ya da farklı bürokrasilerden baskıyla dayatılan çapsız insanların oturdukları koltukların altında binlerce insan ezim ezim eziliyor. Korku ve iş akdinin sona erdirilmesi kaygısıyla sesini daha yukarılara çıkaramayanlarda haliyle bize ulaşıyor.
THY Teknik A.Ş.’de özellikle son yıllarda İnsan Kaynakları ve Kalite Başkanlıkları maalesef sorunların ve şikayetlerin ana konusu haline geldi. Neredeyse her gelen yöneticisi ötekisini mumla arattı. Müdürlüğü ve ara kademlerdeki yöneticiliği zamanında istenmeyen ve neredeyse hiçbir çalışanın hazzetmeyip memnun olmadığı, muamelesinden ve üslubu ile iletişiminden herkesin çok fazla şikâyet ettiği bu insanlardaki ısrarı anlamak mümkün değil. Müdürken bile hangarlara inip boya personelleri ile polemiğe girecek, onları aşağılayıp rencide ederek egosu ve idarecilik kimliği oturmamış bu insanların halen neden ödüllendirilerek koltuktan koltuğa gezdirildiğine kimse anlam veremiyor.
Misal Sabiha Gökçen lokasyonundaki Uçak Bakım Başkanı sektörün uzunca yıllardır çok yakından tanıdığı sevdiği bir isim. Çok tecrübeli ve çok deneyimli bir yönetici olduğu söylenen, kendisiyle hiç tanışma fırsatı bulmadığım bu abimizin hakkında duyduğum övgülerden açıkçası etkilenmemek mümkün değil. Görüştüğüm birçok farklı kesimden çalışan ve yöneticinin takdir ve saygısını kazanmış, çözüm odaklı yaklaşımının ve samimi iletişiminin yönettiği insanlarda büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu rahatça görebiliyorum.
Öte yandan sinsi ve gücünü koltuğundan alan aciz yöneticilerin altındaki baskı ve mobbingi de rahatça görüyoruz. Bakın bana gelen her şikâyet ve olayları inanın tek tek buradan ifşa ederek bunların hepsini ortaya koysam muhtemelen çarşı fena karışır. Lakin biz THY gibi ülkemizin gururu bir kurumun asla zarar görmesine ve itibarının düşürülmesine göz yumamaz ve fırsatta vermeyiz. Ama ne olur Ahmet Bey, Mikail Bey bu akılsız ve vicdansız yöneticilerinize artık bir dur deyin. Dünyada savaşın ve acının herkesi üzdüğü, içimizin kan ağladığı, dış siyasetin bambaşka sınırlara sürüklendiği bir zamanda havacılığın ve çalışanlarının ülkemiz için ne kadar stratejik önemi olduğunu en iyi siz biliyorsunuz. Buradaki birlik ve beraberliğin başarıyı ne kadar etkilediğini ne kadar değerli olduğunu ve buna ne kadar çok ihtiyacımızın olduğunu hep sizler konuşmalarınızda ifade ediyorsunuz. Madem öyle altınızdakilerin kraldan çok kralcılıkları neden… her başkanlık bir taht gibi olmuş diledikleri gibi at koşturuyorlar.
Her yerde çalışanına verdiği değerle onlara gösterdiği cömertlikle anılan Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanlarınıza rağmen bu izlediğiniz yönetim politikalarınızı arkanızdaki siyasi güçlere mi borçlusunuz. Bir bölüme ya da birime birilerine kızdığı için kinlenen onları yetkileri ile cezalandırmak isteyen adamdan yönetici olur mu? Toplu sözleşmenizde ve yayınladığınız yönetmeliklerde açıkça belirttiğiniz kuralları açıkça ihlal edenlere neden engel olmuyorsunuz?
Lisans almış, otoritelerce tüm denetim ve kontrollerden geçmiş bir avuç boya personeline mi yetiyor gücünüz. Aldıkları üç kuruşluk maaş terfisini elinden alıp ücretlerini düşürerek mi kendinizi ve adaletinizi ispatlıyorsunuz. Yazıklar olsun!!! ortada hiçbir somut gerekçe yokken insan kaynaklarından bir e-postayla basın tehdidi, vurun kırbacınızı personele… Utanmadan çağırın odanıza tehdit edin ve onlarla uğraşacağınızı yüzlerine söyleyecek kadar arsız bir pişkinlik gösterin… Benim bile kulaklarım tiksindi haklarında duyduklarımdan. Yıllık izin, mazeret gibi en basit konudan tutunda baskı, mobbing ve tehditlere varıncaya dek her türlü ezikliği ve zavallılığı duyuyorsunuz.
Efendiler size o yetkiler işi ve işyerinin düzenini sağlamanız ve operasyonu verimli biçimde yürütmeniz için verildi. İnsanlara baskı ve haksızlık için verilmedi. İş bilmeyen, alanında hiç tecrübesi olmayanlar etrafını suçlayarak basiretsizliğini örtmeye çalışır. Bakın tecrübeli abilerinize en tepedeki yöneticilerinize de az biraz örnek alın. İnsanların işiyle maaşıyla uğraşacağınıza onları sürekli huzursuz ederek verimlerini azaltacağınıza kafanızı kaldırın dünyada bir bakın. Büyüyen dev şirketlerin yeni vizyonlarından yeni modern personel yönetim yaklaşımlarından istifade edin. KALİTEYİ düşüren ezik egolarıyla beceriksizlerini örtmeye çalışanları sirkeleyin o işgal ettikleri yerlerden. Terfi diye milletin maaş zammına çöken, onları intibak diye kazığa oturtan, itiraz edenlere istifa ya da işten çıkarmayı dayatanlardan İNSANCA bir yönetim bekleyemezsiniz…
Neredesiniz çakma sendikacılar çıkın artık o lağım deliklerinizden. Sizi yanında görmek isteyen teknisyenin pilotun kabin memuruna uzmanından mühendisine kadar hakkı yenen ezilen üyelerinizin önüne düşün. Öyle kürsülerden, lüks toplantı salonlarından değil meydanlardan duysunlar sesinizi. Arkanıza üyelerinizin desteğini almadan o toplu sözleşme masalarında aslan gibi kükreyemezsiniz… bu cılız itibarınızla ancak kedi gibi miyavlarsınız bilesiniz… özü gelip geçen kısa bir ömürde hayırla anılmakta var ah ile beddua almakta var.
Hepinize sağlık ve huzur dolu haftalar diliyorum…