Değerli Okurlar,
Uzun süredir üzerinde görüş belirttiğimiz ve Havacılık çalışanlarının büyük bir merakla beklediği, Hava İş Sendikası 28’inci Olağan Genel Kurulu sona erdi.Mevcut yönetim seçimleri kazandı.
Hava iş Genel kurulunda neler yaşandı ve geriye ne kaldı ?. Hadi bir değerlendirme yapalım. İktidarı ve Muhalefeti ile genel kurula neler sunuldu neler değişti.
Havacılık çalışanları ve Türkiye İşci sınıfının sorunları ve beklentileri genel kurulda nasıl karşılığını buldu.
Sendika Genel Kurulllarının seçim ve rutin değişiklikler ile beraber en önemli görevi, calışanlar açısından yaşanan ve yaşanacak olan sorunların dile getirilmesidir. Bu sorunlar için çözüm önerilerinin iktidar ve muhalefet tarafından tartışılması ve delgasyonun bu öneriler ile ilgili görüş belirterek bir tartışma platformu yaratarak ortak çözümlerin yaratılmasıdır.Beklentimiz buydu. Peki Hava İş Genel Kurulunda ne yaşandı.
Yazımıza Divan Başkanından başlayabiliriz. Ramazan Ağar; divan başkanı, Yol iş Sendikası Genel Başkanı ve 37 yıllık Sendikacı…
Necip Nalbantoğlu;Divan Başkan Yardımcısı, Dok Gemi İş sendikası Genel Başkanı ve 25 yıllık Sendikacı.
Ramzan Ağar aynı zamanda Hava iş sendikasının da bağlı olduğu Türk İş Konfederasyonu yöneticisi. Yaklaşık DOKUZYÜZBİN İşçinin aidat ödediği bir konfederasyonun Mali Sekreteri. Şimdi Soruyorum !. Sizce bu iki Sendika yöneticisi on yıllarca bu sendikaların başlarında nasıl kaldılar dersiniz.Yol İş sendikası ve Dok gemi iş sendikası üyesi işçilerin halleri içler acısı.İki iş kolunda da taşeronlaşma, işten atılmalar sendikasızlaştırma almış başını gidiyor. Türk iş’ in durumu ortada, peki buna rağmen bu ‘’cevval sendikacılar’’ işçiler tarafından her seferinde nasıl seçilebiliyorlar.
İşte Hava iş Sendikası Genel Kurulunda havacılık çalışanlarının sorunlarının tartışılacağı ve çözüm önerilerinin sunulacağı genel kurulu bu iki sendikacı yönetti.
Bunları niye anlattım.Türkiye de emek cephesini temsil edenlerin durumunu görmemiz içindir.İşte bu anlayışın temsil ettiği sendikacılık, henüz bir dönemdir hava iş sendikasında temsil ediliyor.Tabiki kendi türevlerini yaratıyor. Bu Türevler ise İşçiler için değil, ‘’ zifiri sarı’’ anlayışlar için adalet dağıtıyor.
Yani zifiri sarı Hava iş Genel Kurulunda tescillenmiştir.
Genel kurulda yaşananları anlatmayacağım. Bunları anlatmak ve haksızlıklara karşı işcileri mücadeleye katmak muhalefetin sorumluluğudur.
Tekrar konumuza dönersek, Hava iş Genel Kurulunda Genel Merkez yönetiminin tüzük tadili ve aidatların artırılması dışında Hava iş üyelerine sunduğu hiç bir öneri yok.Muhalefetin de genel kurul sürecinde delege seçimleri sırasında yaşananlar ve tüzük maddelerine itirazlar dışında ortaya koyduğu sendikal bir proğram göremedim. Genel kurul çalışmaları henüz kamuoyu ile paylaşılmadı.Paylaşıldığında eksik yazdığım varsa düzeltirim tabiki. Ancak aşağıdaki konularda Genel kurulun ve özellikle muhalefetin bir çalışması ve önerisi oldumu bilmiyorum. Örneğin;
-Kıdem tazminatının kaldırılması gündemde, yasa TBMM de bekliyor.Bu konuda muhalefet genel kurula bir öneri sunmuşmudur.
-Torba yasa ile getirlen iş akdi fesihleri de dahil, Arabuluculuk sistemi hakkında ne düşünüyorlar önerileri varmı.
-İş cinayetleri hakkında çözüm önerileri nedir.Sadece 2017 yılının ilk dokuz ayında onbeşbin’in(15.000) üzerinde işci iş kazalarında hayatını kaybetti.
Bir meslek haline gelen sendikacılık hakkında çözüm önerileri nedir.Sendika ağalığı hakkında ne düşünüyorlar.
-Taşeronlaşma hakkındaki görüşleri nedir ve çözüm önerileri varmı.
-Sivil Havacılık çalışanlarının örgütlenmesi konusundaki önerileri nedir.
Bu ve benzeri soruları çoğaltabiliriz tabiki.Mevcut Hava iş yönetimine bu soruları sorma gereği bile duymuyorum çünkü onlar buranın bir sendika olduğunun farkında değiller. Hala Sendika ve Sanduka arasındaki ayırımı yapamadılar.Aidatların artırılması konusundaki iştahlarına bakarsak SANDUKA’cılığı geliştirmeye çalıştıklarını söyleyebiliriz.
Türkiye’de yaşanan emek hırsızlığı almış başını gidiyor.Devlet bu konuda tercihini tamamen sermayeden yana koymuş durumda. Bunun en önemli nedeni ise işçilerin haklarını savunması gereken sendika ve sendikacıların tamamen sermayeye teslim olmasından kaynaklanıyor.
Bu sendikalar ve konfederasyonlar değişmez ve işçiler tarafından örgütlü bir mücadele verilmez ise, ‘’cam filmi ve motorlu taşıtlar vergisi’’ndeki kadar bile geri bir adımın atılmayacağı şimdiden görülüyor.
THY ve Sivil Havacılık çalışanlarının anlamaları gereken bir şey var ,’’Ölü taklidi yaparak Ölümden Kaçılmaz’’. Çalışanlar Genel Kurul sürecinde yaşananlara kayıtsız kalarak kendilerine daha iyi çalışma koşulları ve şartları sağlayamaz. Bu hali ile durum daha da kötüleşecektir.Buna sessiz kalmak veya kendi haklarını işverenlere peşkeş çeken sendika yöneticilerinin şakşakcılığını yapmak onlara birşey kazandırmayacaktır. Hele ki bunu vatan, millet , din, iman maskesi altında yapanlar var ki onlara söyleyecek söz bulamıyorum.
İşçiye yapılması gereken zammı bile işverenlerle anlaşarak erteleyen bir sendika yönetiminin, kendi gelirlerini artırmak için üyeden alacağı parayı iki misli artırmasını destekleyen ve buna ses çıkarmayanların vicdanlarını da kaybettiklerini görüyorum.
Görünen odurki bu genel kurul bitmeyecek,Sivil havacılık çalışanları kendi haklarını gasp eden bu SANDUKA’cılara karşı mücadelelerini sürdüreceklerdir. İstermisiniz Kamyoncular da kazan kaldırsın. Kandırdınız bizi hani bize de haklar alacaktınız işiniz bitti bizi kenara attınız, bizde toplu sözleşme yapmak istiyoruz diyerek Hava iş sendikasının önüne kamyonlarını çeksinler…Olmaz demeyin olur, olur…
Saygılarımla.