Değerli Okurlar,
Bu hafta yazıma İstanbul Havalimanı’nın büyük başarısı ile başlamak istedim. 2022 yılında ortalama günlük 1156 uçuşla Amsterdam Schiphol, Paris Charles de Gaulle, Frankfurt ve Londra Heathrow Havalimanları geride bırakılmış. Artık İstanbul Havalimanına resmen Avrupa’nın 1 numarası diyebiliriz. Uzun yıllardır süregelen ve Avrupa’nın en yoğun havalimanı diye resmedilerek slot dahi alınamayan Heathrow Havalimanı’nın da hegemonyası bu şekilde sona ermiş… Tebrikler…
İstanbul Havalimanı’nın başarısının yanı sıra THY Aralık ayı ve yıl sonu rakamlarına ilişkin trafik sonuçlarını açıkladı. Yayınlanan tablolardan da anlaşıldığı üzere 2019 rakamlarına ulaşılarak (%93 uçuş, %97 yolcu sayısı) hatta ücretli ve arz edilen koltuk kilometre parametrelerinde 2019 yılı geride bırakılarak hızlı bir başarı ile Pandeminin yaraları sarılmış ve şirket eski performansını güçlü biçimde yakalamış durumda.
Tabii bu ivmenin yakalanmasında stratejik kararlar alıp, doğru hedef koyan yöneticiler kadar asıl işi yapan personelin de hakkını yememek lazım. Hepsini ülkem ve havacılık sektörüne insan yetiştiren bir akademiysen olarak canı gönülden tebrik ediyorum. Onların gece gündüz, kar kış, salgın afet demeden başarıyla yürüttükleri operasyonlar sayesinde bu rakamlara ulaşıldığını unutmamak lazım.
Havadaki kokpit ve kabin ekiplerinin üzerlerindeki zaman baskısı ve çok fazla şikâyet aldığım planlama hataları düşünüldüğünde nasıl ağır bir yük taşıdıklarının herkes farkında olmalı. Uçuş saatleri aralığındaki illüzyonlarla ya da uydurulan kurallarla çalışanları bezdiren sisteme rağmen, işlerini başarıyla kazasız belasız yürüttükleri için onlara da ayrıca teşekkür etmek lazım.
Yerdeki operasyonu 24 saat aksatmadan omuzlayan kargocusundan, yer hizmetlerine, teknisyeninden mühendisine kadar hepsinin büyük bir sabır ve azimle nasıl fedakârca hizmet verdiklerini kim inkâr edebilir. Bu başarı hepsinin, o yüzden Pandeminin başlangıcından şimdiye kadar başarıyla toparlandıkları için yöneticileri tüm çalışanlarına minnettar olmalılar…
Bu minnetin ve özverinin mimarlarına ücret zammı yaparken enflasyon rakamlarını hesaplayanların sepetine göre değil, ne olur gerçek bir market sepetine göre yapın. Her şeyin neredeyse 3 katına çıkarıldığı bir zamanda bu karı ve başarıyı çalışanlarınızla da paylaşmalısınız.
Korkmayın yarın yine zora düşerseniz yine bir afet ya da kriz yaşarsanız inanın sizi terk etmeyecek, yine ekmeğini, maaşını sizinle bölüşerek tüm yükü göğüsleyecek olanlar yine onlar. Öyle yüksek maaş alan yöneticileriniz gibi ücreti düşerken fırsattan istifade tazminatını alıp sıvışanlar gibi yapmazlar. Merak etmeyin. Onlar evi gibi ailesi gibi sahip çıkar işine.
Bakın Çin’de tekrardan ayyuka çıkan COVID-19 vakaları nedeniyle havacılık sektöründe yine büyük bir çöküş yaşanıyor. Yarın bu sorunun tekrardan kapımıza yaslanmayacağını kim garanti edebilir ki? Şimdi iyi gününüzde yanında olmadığınız çalışanınızdan, böyle bir durum tekrar ettiğinde hangi yüzle tekrardan fedakârlık yapmasını bekleyeceksiniz.
Bu millet her ne kadar kodlarıyla ve ayarlarıyla oynanmaya çalışılsa da Alicenap ve vefakardır. Siz onlara bugünlerde sahip çıkarak yüksek ekonominin, küresel krizin karşısında ezdirmezseniz onlarda emin olun yeri geldiğinde size karşılığını fazlasıyla öder. Diğer türlü çalışanın vicdanında büyük bir yara ve öfke olursunuz. Açıklanan komik rakamları bir teknik desteğin, destek işçisinin maaşına eklediğinizde, asgari ücretlinin karşısında onları ezmiş, incitmiş olursunuz. Mutlaka bazı büyük şirketler gibi güçlü bir refah payı koymanız lazım. Bu dönemde bunları ilan ederek kurumsal imajını güçlendiren ve örgütsel bağlılığını artıran kurumları duyuyorsunuzdur.
Hem banka promosyonları ile hem de yüksek zamlarla çalışanına sahip çıktığı için adını duymayan kalmıyor bu şirketlerin. İlker Bey ayrılmadan bu cesareti gösterdi. Ahmet Bey de ardından yüksek kar payları dağıtarak aynı iradeyi sürdürdü. Umuyorum ki Antalya toplantısında da herkesin yüzünü güldürecek çok güzel haberler verecektir.
Diğer türlü yaklaşan seçimlere, gerçekte yüksek enflasyonun mutfaklarda ve ceplerde yarattığı öfkeyle giren seçmen, sandıkta size bunu mutlaka yansıtır. Sonra çalışandan kırparak kendinizi başarılı olarak gösterebileceğiniz birilerini de bulamayabilirsiniz.
Neticede insanlar refah düzeyi yükseldikçe ve yaşam kalitesi arttıkça kendini yönetenlere güven duyar ve destek verir. Bu nedenle “asgari ücretliye ve kamu personeline yapılan enflasyon üstü iyileştirmeleri sizde göz önünde bulundurarak bu farkları çalışanlara yansıtmanız lazım”.
Hepimiz biliyoruz toplu sözleşme döneminde değilsiniz. O yüzden masada ücret konuşulmasından kaça da bilirsiniz. Ama bu yönettiğiniz kurumların ne büyüklüğüne ne de bu açıkladığınız başarılı rakamlara yakışmaz.
Bence sendikalarınızın ve derneklerinizin de çağrılarına kulak verip, personelinizin bu zor zamanlarda beklentisini karşılayacak bir zam oranı açıklamanız lazım. Yıllardır birçok sektörde edindiğim bir izlenim var. Hani derler ya itibardan tasarruf olmaz. Büyük kurumlar için de nitelikli insan istihdamı ve kurumsal hafıza çok önemlidir.
Bu nedenle benim mottom “nitelikli personelden tasarruf yapılmaması yönündedir”. Geçim sıkıntısı yaşayan, huzursuz ve mutsuz personel zamanla verimsizleşir, üretkenliği azalır. Daha çok hata ve kusur kaçınılmaz olur.
Olağan üstü dönemler, olağan üstü kararlar gerektirir… sizlerde bu olağan dışı ekonomik koşullarda onlara destek olmaktan ve Alicenaplığınızı göstermekten geri durmamalısınız.
Hepsinin eli yüreğinde sizden güzel haberler bekliyorlar Ahmet Bey…
Her bir yazınız bir öncekinden daha güzel. Özellikle güncel konuları iyi takip ediyorsunuz. Hem Çin hem de Antalya Toplantısı. Bu güzel yazıların hem kendim hem sektördeki tüm çalışanlar için devamını bekliyorum,
Son derece özenle yazılmış harika bir yazı. “Nitelikli personelden tasarruf yapılmaz” çok doğru. Antalya toplantısını heyecanla bekliyoruz.
Sefa’nın yazılarını da her hafta zevkle okurdum. O da havacılık camiasının toplumsal sorunlarını gözlemler, araştırır, gerekirse danışır, ilgililerin çözüm üretmesi için korkusuzca köşesinde kendi diliyle paylaşırdı. Yorumları değerlendirir, takipçisi de olurdu elinden geldiğince, gücünün yettiğince.
Senin de yazılarında aynı duygu ve düşünceleri cüretkarca paylaştığını görüyorum.
Havacılık konusunda Dr. Seviyesinde Akademisyen olman, uluslararası istatistikleri inceleyerek yaptığın yorumlar, kendine has kullandığın kelimeler yazılarına ayrı bir üslup, bilimsellik de kazandırmış.
Zevkle okudum ve seninle önce baban ve sonra kendi adıma gururlandım. Kutlarım.