NEREDEN NEREYE… BİLİNMEYEN GERCEKLER…

sefa-inan-köse-yazısı

Sevgili Okurlarım;

Bildiğiniz üzere uzun yıllardır THY Genel Kurullarını kaçırmıyorum. Genel kurullarda mutlaka söz alıp çalışanlarla şirket arasındaki sorunlarda çalışanlar lehine taraf oluyorum. Bir nevi tüm THY çalışanlarının genel kurullardaki tek sesi maalesef benim.

Aslında bu sesin sendikalardan ve derneklerden çıkması gerekirken, her nedense onların ilgisizliği nedeniyle tek başıma kalmaktayım.

Haber sitemde ne yazıyorsam, kimi tenkit ediyorsam aynısını genel kurulda da yüzlerine söylediğimi takip ediyorsunuzdur. Sendikaların, derneklerin olduğu bir çalışma ortamında, Asına bakacak olursanız, eski bir THY çalışanı olarak calışanların sorunlarını hem yazılı olarak hem de şirketin en önemli toplantısı olan genel kurullarında söz alarak anlatmak benim işim olmamalı.  THY yönetiminden hiç bir zaman özel bir istekte bulunmam. Özel bir istekte bulunmanın müthiş bir saygınlık kaybına yol açacağını iyi bilirim.

THY veya yönetimi hakkında köşe yazılarımda yaptığım eleştiri varsa bunu bir kez daha genel kurulda söz alarak aktarmaya devam ediyorum.

Sendikaların ve bazı derneklerin ellerinde THY hisseleri varken temsil edilmemelerini anlayabilmek mümkün değil.

Hâlbuki onlar da isterlerse söz alıp konuşacaklarını ve sorunlarını THY’nin tüm yönetim kadroları oradayken anlatmaları gerekir diye düşünüyor ve her seferinde Er Meydanı olan genel kurullara gelmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü yazıp çizdiğinizde karsı taraf size cevap veremez. Verse bile yayınlamayabilirsiniz. Genel kurullarda söz aldığınız zaman bu konuşma resmi kayıtlara geçer ve THY’nin ve devletin kadrolarının hepsi tarafından takip edilir. “Pardon ya ben onu demek istememiştim” deme şansınız yok. “Ağzından çıkanı kulağın duysun” diye bir sözümüz vardır. İşte aynı durum burada söz konusu.

Eski yaşadığım genel kurullarda, Candan Karlıtekin ve Hamdi Topçu’nun yönetim kurulu başkanlığı yaptıkları dönemlerde bu kişilerle genel kurul ortamında tartıştığımı da biliyorsunuzdur. Ancak şimdiye kadar İlker Aycı dönemindeki gibi, kendilerini eleştiren kişilere karşı hoşgörülü bir genel kurul geçirilmedi dersem yalan olmaz.

Hiç unutmadığım bir anım var.  Sanırım 2001 veya 2002 yılıydı gibi hatırlıyorum. MHP’li Oktay Vural Ulaştırma bakanı idi. Bir gün derneğe bir davet geldi. Oktay Vural tüm sektör çalışanlarının temsilcilerini yani sendika ve dernekleri Ankara’ya çağırmıştı. Kimler yoktu ki… Devlet demiryolları, havacılık, kara yolları ve denizcilik çalışanlarının temsilcileri tıklım, tıklım bir salonda birlikteydik. Hatırladığım kadarıyla TASSA (Kabin memurları derneği) ve yanlış olmasın bir başka dernek daha vardı o toplantıda sanırım TALPA ‘da olabilir.

Ulaştırma bakanı Oktay Vural Bey tüm ulaştırma sektörünün çalışanlarına bir konuşma yaptı ve “itirazı olan var mı” dedi. Ben ve TASSA başkanı yan yana idik ve kendi aramızda konuşurken Oktay Bey “bir itirazınız varsa buradan söyleyin” diye tekrar laf attı. Ben de kalktım bu laf atmaya karşı bana göre bizim sektörümüzle ilgili konuşmalarındaki hataları söyledim. Müthiş bir olgunlukla karşıladı ve toplantı sonrasında sizlerle konuşacağım dedi.

Neyse toplantı bitti ve biz TASSA başkanı (2001-2002 de kimdi bana hatırlatırsanız memnun olurum) Yanına gittiğimde, bana gülümseyerek “siz ne kadar atılgan ve rahat birisiniz böyle” demez mi?   Tabii ki Oktay beyin kafama yatmayan düşüncelerini tekrarladım. Çok memnun kaldı. O gün bugündür kendisi ile diyaloğum vardır.

TV yönetim kurulu başkanlığı yaparken MHP İstanbul il başkanı yardımcısı mı, başkanı mı (tam hatırlayamıyorum) ve teşkilatlandırma sekreteri TV ye gelerek Bakırköy Belediye başkanlığına aday olmam istenmişti. Tabii ki siyasetle ilgilenmeyi düşünmediğimi iletmiş ve  kendilerini teşekkür ederek yolcu etmiştim.  Siyaseti hala da düşünmüyorum. Benim yapıma uygun değil.

Bilirsiniz, siyasi partilerde grup kararı alınıyor. Karsı görüşte de olsan, grup kararına uymak zorunda kalıyorsunuz. İşte benim yapamayacağım tek şey mevcut siyasi parti düzenidir.

Ben kendi yapımı biliyorum. Grup kararı kafama uymazsa alınan karara uymam ve tabii ki dışlanırım.  Türkiye’de siyasete girmek için parti gözetmeyen kişiler var. Bir zamanlar AKP aday adayı iken seçilemeyip sonra MHP daha sonra İYİ Partiye sızan kişiler var. Binali Yıldırım ile boy boy resim çektirt. Binali beyin İzmir belediye başkanlığı seçimlerinde işi gücü bırak broşür dağıtmaya git yine olmuyorsa bu sefer bir başka partinin liderinin fotoğraf karelerine girebilmek için uğraş ver.

Bu gerçeklerden sonra yine THY Genel kuruluna döneyim.  

Bu genel kurulda da aynısı yaşandı. Benden başka kimsenin söz almadığı ortamda yazdığım konuların aynılarını söyledim. Hiç sözümü kesmeden tüm yönetim kadrosu dinledi ve kayda geçti. Yani bazıları gibi karnımdan veya arkadan değil ağzımdan konuştum. Sizlerin isteklerini yazdığım gibi, yüzlerine karşı bir kez daha anlatmış oldum. Aslında bunları söylemek benim değil, sivil toplum örgütlerimizin vazifesi olmalıydı. Bir lotluk (12TL) hissem ile tek başıma savaş veriyor ve genelde “doğru tekdir” mantığı ile yanlışları dillendirerek,zaman zaman düzeltirdiğim de olabiliyor.

Değerli Okurlarım;    

Airlinehaber olarak havacılık ile ilgili yerli veya yabancı medyalarda çıkan haberleri tercüme edip yayınlamamız olmasa haber bulmakta inanılmaz zorluk çekerdik. Yazı ekibimizdeki havacılık sektöründen gelme arkadaşlarım sağ olsun yabancı medya haberlerini tercüme edip bize yollamasalar ne yazardık bilemiyorum. Pandemi nedeniyle havacılık, 1 yıldır kış uykusunda demek yanlış olmaz.

Mevcut duruma baktığımızda bizden daha çok haber yayınlayan olmadığının yanı sıra yabancı medyadaki haberleri, tercüme ettirmekle kalmayıp birde en zoru olan kaza analizlerini yapıp yayınlayabiliyoruz.

Kısaca yazar kadrosunun hepsinin havacılık sektöründen gelme olduğunu biliyorsunuz. Bu nedenle en güvenilir ve bilgili yayın organının Airlinehaber olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca 2000 yılından itibaren THY’de yaşanmış iktidar savaşlarını, yani şirketin geçmişinde yaşananları,devamlı değişen THY yönetim kadrolarına ve siz değerli okurlarımıza sunmanın,kalıcı ve önemli bir hizmet olduğunu düşünüyorum. 

Köşe yazarlarımızın yardımı olmasa, bazıları gibi içi boş magazin veya dedikodu haberlerine mi ağırlık verirdik bilemiyorum. Kısaca; Tüm yazarlarımızın sektörün içinden gelmiş ve farklı bölümlerde çalışmış olmaları en büyük artımız olup onlara buradan sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi ki varlar… İyi ki, çalışma hayatımda bol bol dost biriktirebilmişim.

Sizleri biraz geçmişe götüreyim…

Aslına bakacak olursanız, yazarlık yapmaya UTED dergiyle 1991 yılında başlamıştım. UTED dergiyi sadece üyelerin okuduğu bir yayın organı olmaktan çıkarıp, havacılık camiasının tümüne hitap etmesinin yanı sıra, derneğe maddi kaynak yaratan bir hale gelmesini sağlamıştık. Sektörde o zamanlar sektörümüzde, THY’nin Skylife’ı hariç, UTED Dergi dışında ofset baskılı dergi yoktu.

Yazılı medyanın yanı sıra bildiğiniz gibi birde TV maceram var. AirportTV isimli havacılık kanalını sponsorlar sayesinde açmış ve yönetim kurulu başkanı olmuştum.

TV süreci de çok zevkli idi. Orada da Kara Kutu isimli bir program yaparak sektördeki şirketlerin hepsinin en üst mevkilerinde yer alan yöneticileri ile havacılık sektörünün sorunlarına yönelik programlar yaptıktan sonra, malum sitenin yayıncılık anlayışındaki kafama yatmayan değişimden ötürü, misafir yazar olmayı da bırakarak kendi haber sitemi kurmak durumunda kaldım..

Kısaca 30 senedir yazılı ve görsel medyanın içindeyim.  Bu 30 senenin 15 senesi UTED derginin genel yayın yönetmenliği ile diğer süre ise TV ve internet yayıncılığında geçti.

THY’deki çalışma sürem olarak 30, medyada ki en az 15 seneyi de  eklersek 45 senedir havacılığın içinde olduğum görülür. Tabii ki medyadaki 15 seneyi havacılık olarak belirtmek yanlış olur. Bu süreç medya sürecidir.

Kısaca,havacılık sektöründe profesyonel olarak calışmış köşe yazarlarına sahip tek haber sitesiyiz desem sanırım yanlış olmaz. Havacılık haberi tüm medya mensupları tarafından yapılabilir ama alt yapısı havacı olup haber yapmak farklıdır.

THY Genel Kurulunun Ardından…

 

Exit mobile version