Her yazımıza covid 19 ile başlamak artık sıradanlaştı. Ama pandemi tali değil ana sorun. Bütün yaşamı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Üstelik bulaşıcılığı daha da artarak… Uzmanlar Mart-Nisan aylarında salgında patlama yaşanacağını, özellikle İstanbul’un büyük risk altında olduğunu söylüyorlar. Artık tek maskenin yeterli olmayacağı, kapalı ortamlardan uzak durmanın şart olduğunu ekliyorlar. Mutasyonlar bütün planları alt-üst etmiş durumda.
DİKKAT, YİNE AÇILIYORUZ !
Bizde ise aşı işi bilmeceye döndü. Günde ortalama 100.000 aşının yapıldığı gerçeğinden hareketle aşılamayı ancak 3 yılda bitirebileceğiz ! İşin kötü tarafı, biz 6 ayın sonunda yaklaşık 3.000.000 kişinin aşılamasını bitirmişken 6 ay önce aşılanan ve aşının koruyuculuğu geçen kişiler de yeniden aşı potasına girecek. Böylece 6. aydan sonra hergün ilave 100.000 kişiye daha aşı yapılması gerekecek. Yani işler iyice sarpa sarmış durumda. Aralık ayında geleceği söylenen ve Mart ayına kadar 50 milyona tamamlanması beklenen aşılar ise ortada yok…Şubat’ın ortası geldi, elimizdeki aşı sayısı 13.500.000 civarında. Şimdi bir umut Rus aşısında. Belki oradan gelecek ekstra bir stok ve aşılama hızının artırılması ile sorun hafifletilebilir. Yine de durum iç açıcı değil. Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı illere göre 1 haftalık ortalama yeni vaka sayılarını açıkladı. İlk beşte Karadeniz illeri var. İstanbul 81 il arasında 26. Sırada…Yeni vaka sayısı 100.000’de 60… Yani 16 milyonluk kentte her gün 960 yeni vaka açıklıyor Bakanlık. Filyasayon – temaslı – karantina kavramları ise tarih oldu. Sağında-solundakiler covide yakalanan insanlar ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Bir de araştırma yayınlandı geçenlerde. Bulaşın % 53’ü market kaynaklıymış. Hadi bakalım, yapın filyasyonu da görelim. Bu arada mutant virüsleri de ekleyelim. En tehlikeli mutant virüslerin Türkiye’de görüldüğünü Sağlık Bakanlığı açıkladı. Daha hızlı bulaşan ve daha öldürücü bir virüsle karşı karşıyayız. Geçen yıl Mayıs ayında yapılan erken açılma senaryosu bu yıl da sahneye konacak gibi görünüyor. Bilim insanları Mart’ta yapılacak açılmanın çok ağır sonuçları olacağını söylüyor. Birçok ülke karantina koşullarını sıkılaştırırken, mutant virüse karşı Almanya gibi ülkeler sınırlarını kapatırken Mart’ta açılma başladığımız yere dönmekten başka bir anlam ifade etmiyor.
AŞIYI BECEREMEYEN DÜNYA MARKASI…
Covid demişken haftalar önce HAVASEN’in operasyonel personelin ivedilikle aşılanması çağrısı karşılık bulmuş, THY 8 Şubat’tan başlayarak uçuş ekiplerini aşılayacağını açıklamıştı. Sonra ne olduysa, THY aşı kampanyasını iptal ediverdi. Yahu arkadaşlar toplasan 15-16 bin uçuş personelin var. Ülkeye geldiği açıklanan aşıların binde birini alamadınız mı? Madem beceremeyecektiniz niye yeterli planlama ve organizasyonu yapmadan açıklama yaptınız? Bu saatten sonra yaşamını yitiren, covidi atlatsa bile bıraktığı yan etkilerle sağlığını hatta lisansını kaybedenler sizi dava ederlerse ne yapacaksınız? Nitekim salgının başında yaşamını yitiren iki kaptanımızın aileleri dava açtılar.Benim önerim, covide yakalanan tüm çalışanlar işverenlerine dava açmalı. Hiçbir patronun veya yöneticinin işçisinin sağlığını riske etme hakkı yok. İşveren işçisinin sağlığını korumak zorunda. Yetkili sendika ne yapıyor derseniz, en son 11 Kasım 2020 günü THY yetkilileri ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği toplantısı yapmışlar. Toplantıda her konu görüşülmüş ama aşıdan söz edilmemiş. Demek ki, ne THY ne de sendika aşının geleceğinden pek umutlu değillermiş !
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ ONURAİR’İ VURACAK.
THY’de Toplu İş Sözleşmesi gereği Ocak ayında % 8,5 zam verildi. Eşeğini kaybettirip sonra buldurmak gibi bir durum. % 50 kaptırmışız, % 8,5 zamma seviniyoruz… İyi de aldığımız % 8,5’in % 1,68’ini Ocak ayında geri verdik bile. Bu hızla 5 ayda aldığımızı geri vereceğiz. 2021 sonuna kadar dayanalım bakalım, yeni Toplu Sözleşmede bizi ne gibi sürprizler bekliyor? Elde avuçta kalanı da kaptırmayalım, o bile başarı artık. Bu arada, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Kısa Çalışma Ödeneği uygulaması 31 Mart 2021 tarihine kadar uzatıldı. Sayın Cumhurbaşkanı bu kararı açıklarken “son kez” ifadesini kullandı. Gerçi kararnamede böyle bir ifade yok. Ama denildiği gibi 1 Nisan’dan sonra uzatılmayacaksa işler sarpa saracak demektir. Özellikle bu ödeneğe dayanarak “durumu idare eden” şirketler sıkıntıya girecek. Aklıma ilk gelen Onur Havayolları. Aylardır çalışanlarına para veremeyen, kısa çalışma ödeneğine yüklenen Onur’un çalışanları bundan sonra beş parasız kalacak gibi görünüyor. Dilerim Atlas’tan sonra yeni bir felaket yaşamayız. Yazıyı bitirirken geçen hafta Sefa İnan’ın çağrısını tekrarlamakta fayda var. Devlet yardımı olmadan havacılık biraz zor toparlanır. Derken hafta başında Ulaştırma ve Altyapı Bakanından müjde geldi ! Yap İşlet Devret modeli havalimanları ve DHMİ’nin kiracısı olan havalimanlarının 2020 borçları silindi. Yetmedi, 2021 kiraları yarı yarıya düşürüldü. Yetmedi, işletme süreleri 2 yıl uzatıldı. Bu havalimanları arasında İstanbul Havalimanının yanısıra, Antalya, Ankara, Gazipaşa – Alanya, İzmir ve Milas – Bodrum havalimanları da var. Gerçekten güzel… Şimdi bu havalimanlarına düşen, 2020 yılında ülkemiz havayollarından aldığı paraların bir kısmını iade etmesi ve 2021’de de indirimli tarife uygulaması…