Değerli okurlar, covid 19 pandemisinin yarattığı ağır mağduriyetleri atlatamadan şimdi de maymun çiçeği belası ile karşı karşıyayız. Henüz Sağlık Bakanlığımız henüz bir tehlike olmadığını açıklasa da, Norveç ilk vakayı ilan etti. Bizim gibi, bayrak taşıyıcı havayolumuzun sefer yapmadığı ülke kalmayan Afrika kıtası bu hastalığın merkezi. Düşünsenize, THY’nin Avrupa’dan sonra en çok noktaya uçtuğu kıta Afrika. Tam 64 noktaya uçuyor. Afrika sevdası kesmemiş olacak ki, 7 hat daha açılacakmış. Hergün binlerce insan ülkemize giriş yapıyor ya da transit olarak devam ediyor. Her yolcu bir risk… Neyse ki, bu hastalığın birkaç gün ilerlemiş aşamalarında yüzü-gözü çiçek açıyormuş hastanın. Herhalde bunu da görüp uçağa almazlar, ne diyelim. Bu arada THY’nin de bu konuda ekiplerini koruyacak ciddi hazırlıkları bir an önce tamamlamasında fayda var. Bir de Afrika uçuşlarında, en azından hastalığın çok yoğun görüldüğü ülkelerde frekans düşüşü de ele alınmalı bizce.
“ARADIĞINIZ SENDİKAYA ULAŞILAMIYOR”
Maymunlardan söz açılmışken, ekonomik krizin kabus gibi çöktüğü emekçi ve emeklilerin durumuna bakıp Üç Maymunu oynayan sendikalara da bir çift söz etmek lazım. Yazık, insanlar çaresiz biçimde hayatta kalmaya çalışıyor. Yetkili sendikalar ve konfederasyonlar gözlerini ve kulaklarını ve ağızlarını kapatarak olan bitenden habersizlermiş ayağına yatıyorlar. Ama her ay aidatları cukkalamayı ihmal etmiyorlar. Diğerlerini bilmem ama THY’de örgütlü ve yetkili sendikanın 10 senelik bir kabin memurundan aldığı aidat ayda 1.400 TL’ye yakın. Bu para ile ne yapabilirsiniz. İnternetinizi, cep telefonunuzu, su paranızı ödeyebilir, Ya da çocuğunuzun bir aylık servis parasını karşılayabilirsiniz.
Pilotlarda bu rakam daha da artıyor. Yaklaşık 4.000 TL ! Peki bu paralar karşılığında ne gibi hizmet veriyor sayın sendikamız? THY neyi uygun görüyorsa o sözleşmeye imza atıyor. THY bazen bir bahane ile, bazen bahanesiz personeli işten atıyor. Sendikamızdan tık yok. İş güvencesi THY İnsan Kaynaklarının iki dudağının arasında. Ama şirket, dış politik gelişmeler, ekonomik krizlerde veya pandemi gibi sorunlarda sıkışınca sayın sendikamız devreye girip işveren adına üyesini ikna etmeye çalışıyor.
Bu durumda sormak lazım, birader milyonlarca lira aidatı ne yapıyorsunuz Allah aşkına? Şu mali tabloları yayınlayın da görelim.
Yetkili sendika demişken aklıma geldi. Biliyorsunuz 28. Dönem Toplu iş Sözleşmesi 19 Mart 2024 günü imzalandı. Bu imza ile birlikte çok sayıda protokol imzalanarak bazı konular ileri bir tarihe ötelendi.
Kokpit ve kabin ekiplerinin görev sınırlamaları, seyahat yardımı, geçici görev ve geçici görevde fazla çalışma, yıllık kademe ilerlemesi ve kıdem terfii, yolluk, unvan çalışması, kokpit personeline yarı zamanlı çalışma olanağı verilmesi, uçuş ekiplerine sektör ücreti ödenmesi konularının zamana yayılarak çalışma grupları oluşturulması kararlaştırılmıştı. Aradan koskoca 5 ay geçti. Sahi bu konularda bir ilerleme sağlandı mı yoksa “şunun şurasında 16 ay kaldı, yeni sözleşmede bakarız” mı diye düşünülüyor acaba ?
SCHENGEN VİZE SIKINTISINDA THY DEVREYE GİREMEZ Mİ?
AB ülkelerine vize almak deveye hendek atlatmaktan zor hale geldi. Ülkemizdeki sığınmacıları potansiyel tehdit olarak gören AB ülkeleri, bir de bu davetsiz misafirlerin bir küçük işlemle isimlerini Türk isimleri ile değiştirmesinden sonra vize işini iyice zorlaştırdılar. Bu gibi uluslararası krizlerde, çok uluslu şirketlerin devreye girdiği ve menfaat ilişkilerini kullanarak hükümetlere yardımcı oldukları bilinen bir gerçektir. Filosunun % 55’i (247 uçak) Airbus tipi uçaklardan oluşan THY’nin, dünyanın parasını kazandırdığı ve kazandırmaya da devam ettiği Airbus üzerinden Almanya, İngiltere, İspanya, Hollanda ve Fransa hükümetleri nezdinde girişimde bulunması yerinde olmaz mı? Öyle ya, “kardeşim senden devamlı uçak ve parça alıyorum, ama bu uçaklarda uçuracağım yolcularıma vize vermeyen senin hükümetlerin yüzünden ben bilet satamıyorum. Şu işi düzeltin de, win-win ilişkimiz devam etsin.”
Önermesi bizden, değerlendirmesi THY yönetiminden…